HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: depremin 8.yılı Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim



Cehennemden gelen kimdi?

 

Birkaç gün geçmemişti, daha şoktaydık, her tarafta daha önce hiç duymadığımız sesleri duyuyor, görmediğimiz şeyleri görüyorduk. Etrafı öyle bir koku sarmıştı ki tarifi imkansızdı.

Etrafta çığlıklar ağlamalar itfaiye ve ambulans sesleri birbirine karışıyordu, koşuşturma panik çaresizlik, herkes kendi derdine düşmüştü, sanki üzerimize dev bir göktaşı düşmüştü, her tarafta yıkılmış binalar çıkan duman ve toz bulutu, molozlar ve altında kalan cânım! Eşyalar ve yaralı insanlar kokuşmuş cesetler (o koku aklıma geldiğinde günlerce yemek yiyemiyordum) öyle bir görüntü ve psikolojik hava estiriyordu ki tarifini yazmakla anlatamam.

Depremden bahsediyorum:  17 Ağustos 1999 depreminden, yaşadığımız depremin 8. Yıldönümü şuan saat 3:02 bunları yazarken

sanki yeniden yaşıyorum, gözlerim dolu dolu yazıyorum, çünkü yardıma muhtaç insanlara yardım edemiyorduk, öyle belirsizlik içindeydik ki neye uğradığımızı şaşırmış şok yaşıyorduk, bizimde yardıma ihtiyacımız vardı. Telefonlar yok, elektrik yok, su yok, ekmek yok ve yollar kapalı. Molozları kaldırmaya bırakın iş makinesini, çekiç bulmak bile imkansızdı, devrilen binanın kendi demirini çıkarmak için, yıkılırken parçalanmış kendi beton parçalarıyla vuruyor betonları kırılmış demirin yerinden kopması için sağa sola ileri geri yaparak koparıp onunla enkaz kazıyorduk yaralıları kurtarmak ve ölüleri çıkarmak için.

Zaman zaman ne oldu bize diye kendi kendime soruyordum Lut kavminin, ad kavminin ve Nuh kavminin başına gelenler mi gelmişti!!??,

Yaşıyorduk, evet yaşıyorduk, kendimizi toparlayıp ne yapılması lazım ve gücümüz neye yeterse yapmalıydık, şoku yavaş yavaş atlatıp cenazelerimizi kaldırmaya başladık.

Evlerimize giremiyorduk uydurma yapılar yapıp çadırlar kurup, yerleşiyorduk yavaş yavaş. Tüpraşın patlama korkusunu ve artçı sarsıntıları saymazsak uyku uyuyabiliyorduk artık.

Bir gün barakama girdim evden aceleyle çıkardığımız çekyata uzandım öyle yorgundum ki daha önce beğenmediğimiz evlerden iyiydi sanki, hava sıcak olmasına rağmen yorgunluğun etkisiyle hemen uykuya dalmışım.

Henüz uyumuştum uyumamıştım ki bir sese uyandım, ama ne ses adamın biri sokak ortasında çığlık atar gibi avazı çıktığı kadar bağırıyordu, yattığım yerden ok gibi fırladım, kalkmamla düşmem bir oldu, toparlanmaya çalıştım hangi yöne gideceğimi şaşırdım, adama yöneldim sanki tanıyordum ama çıkaramıyordum, çünkü adamın çehresi dönmüştü bir türlü çıkaramıyordum kim bu diye.

Etraftan insanlar öyle kısa bir zamanda toplandılar ki mahşeri kalabalık bu olsa gerek. Adam bir ona dönüyor bir ötekine, yalvarırcasına haykırıyor yakarıyor “ne olur Allah aşkına ne olur, söylediklerime kulak verin!!!”

Adamın avazı çıktığı kadar bağırması, yalvarması, ısrarcı ve endişeli hali beni perişan etmişti, mahvolmuştum. Boğazıma sanki düğüm atmışlardı yutkunamıyordum bile, dizlerim tutmuyor vücudum kontrolden çıkmıştı çenemi tutamıyordum dişlerim kırılırcasına bir birine vuruyordu, Allah’ım neydi bu!

Titremekten ne kımıldıyordum nede oturabiliyordum, sanki beni mekandan uzaklaştırmışlardı, dayanak bulamıyordum sanki uzay boşluğundaydım, tutunacak dayanacak yığılacak yer yoktu sanki,

Adamın hali söyledikleri beni öyle etkilemişti ki, hele söyledikleri sanki adam kulağımıza değil, frekansını yakalamış direk yüreğimize söylüyordu.

Aman Allah’ım birden adam bana yöneldi, kalbim yerinden çıkıyordu kalbimin yeri değişmişti sanki, başka yerlerden atıyordu kımıldayamıyordum, iyicene yaklaştı saniyeler saat olmuştu, ne adamdan gözlerimi kaçıra biliyorum nede bakmak istiyorum, ağzından köpükler çıkıyor, gözleri kan çanağı, burun delikleri kızgın boğayı andırıyordu elleri aslan pençesi gibi açılmıştı, sanki kudurmuştu ama belli ki aklı başındaydı.

İyicene yaklaştı kalbimin sesini artık duymuyordum, ya çok hızlı atıyor yada durmuştu, bir kara bulut gibi çökmüştü üstüme, yakamdan tutu bağırmaktan çatallanmış sesiyle son ses bağırarak, ne duruyorsunuz, ne yatıyorsunuz, sizi gidi gafiller, sizi gidi nankörler, diyerek etrafına bakınarak haykırıyordu. Beni kendine çekti sen evet sen dedi, o kadar bağırıyordu ki birden sesi çıkmadı, öksürmeye başladı hem öksürüyor hem ağlıyor gözlerinden yaş yerine sulu kan geliyordu belli ki ağlamaktan gözyaşı bitmişti.

Adam bir şeyler anlatacak öyle abartarak olağan üstü anlatıyor ki etkilenmemek için taş olmak lazım, yok yok sanki taşlarda etkileniyordu. Adamın anlatmak istediklerine dili yeterli gelmiyordu, mimikleri, bedeni, elleri ve ayakları da konuşuyordu.

Bir ara gözlerim etrafa takıldı, o mahşeri kalabalık bir kısmı el açmış yalvarıyor, bir kısmı secdeye varıyor yakarıyorlar, Allah’ım demeleri ya Rabbi demeleri beni hepten mahvediyordu, duygularım son sınırını yaşıyordu ağlamıyordum hıçkıra hıçkıra böğürüyordum.

Etrafta uğultu sesleri ağlaşmalar bir birine geçmişti. Allah’ım! Ey yüce Allah’ım kimsesizlerin çaresizlerin Rabbi bize yardım et diye yakarıyordum.

Daha önce hiç böyle dua etmemiştim, edemezdim de zaten, adama bir türlü soramıyordum sen kimsin, ne istiyorsun ve sana nasıl yardımımız dokunur diye.

Adamın bedeninde yanıklar vardı, az ileride bir bina yıkılmıştı altında fırın vardı ve yıkıldıktan sonra yanıyordu, dedim her halde oradan çıkarmışlar.

Benim bir türlü soramadığımı o söyledi bağırmaktan ağlamaktan öyle bir hale gelmişti ki adamda ne ses teli neden göz yaşı kalmıştı yine ağlamaklı kısık bir sesle  “ben nereden geliyorum biliyormusun?” dedi, adam nedense beni çok etkilemişti hiçbir şey söylemiyor, ama çok şey anlatıyordu.

Adamın yürüyüşü duruşu hareketleri yetiyordu konuşamıyordum tekrar etti “biliyormusun ben nereden geliyorum” hayır diye işaret ettim, cevabı çok dehşet vericiydi “BEN CEHENNEMDEN GELİYORUM” dedi ve beni sağa sola sallamaya başladı, beni bir kuş gibi sallıyordu salladı bir daha salladı birden artçı bir depremle uyandım ki meğer barakada o yorgunluğun etkisiyle kabus görmüştüm.

Dışarı çıktım sanki on yıl yaşlanmıştım, o rüyanın etkisinden kurtulamıyordum, aklıma ya gerçekten birisi cehennemden çıkıp gelse!!!!!!!!!!!!!!!!!!! diye geçirdim, öyle ya abartılı değil birine fırsat verilse bizi ancak böyle uyarır.

Özür diliyorum sevgili dostlar, belki duygularınızı incitmiş olabilirim, ama inanıyorsak cehennemden gelmeye ne gerek var.

Allah’a emanet olun, hem burada hem ahirette.

 



__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
sebemelikesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 03 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sebemelikesi

Selamlar, sayın ibrahimim.

Bizi 8 yıl öncesine götürdünüz. Ve gerçekten çok zorlu bir gündü. Ben o an deprem oluyor diye düşünmemiştim her halde kıyamet kopuyor dedim ve daha 20 günlük kızımı kucağıma alıp artık yolun sonu diye düşündüm ve çaresizlik içinde yere oturup rabbime dua etmeye başladım.

Tam o sırada dışarıdan bir sesle irkildim ve büyük kaynım deprem oluyor dışarı çıkın diye bağırıyor hem de kapıyı yumrukluyordu hemen kızımı iyice sarıp dışarı koştuk.

 o güne kadar depremi hep duymuştuk. fakat yaşamak çok başka bir şeymiş onu anladım.

Sahip olduğumuz hiçbir şeyin kıymetini bilmediğimizi o gün daha iyi anlamıştım. İçine sığmadığımız o evler meğer saraymış dedik. Çünkü depremden sonra barakalarda çadırlarda hatta ilk önceler arabaların içinde sabahlıyorduk minicik yavrularımızla.

İkişer metre barakalarda da yaşanıyormuş demek ki. Dahası daha önce bir arada durmayı bile kendine yakıştırmayan insanlar aynı çadırda yemek yiyor ve aynı barakalarda duruyordu. Hiç kimsenin kimseye üstünlüğü yoktu. Mecbur kalınca nasılda bir arada yaşıyorlardı. Fakat biz insanoğlu o kadar nankörüz ki rabbimin dediği gibi.

16/83 Allah'ın nimetini biliyorlar, sonra da onu inkar ediyorlar. Çoğu nankördür bunların.

 

14/7 Rabbinizin şunu duyurduğunu da hatırda tutun: Eğer şükrederseniz, ben de sizin için mutlaka artıracağım. Ve eğer nankörlük ederseniz hiç kuşkusuz benim azabım çok çok şiddetlidir.

 

14/18 Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.

 

14/34 Kendisinden istediğiniz herşeyden size bir parça verdi. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.

 

17/27 Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. Ve şeytan kendi Rabbine nankörlük etmiştir.

 

 Zaman geçti yaralar sarıldı evler onarıldı. Ve her zaman olduğu gibi bu olaydan ders alan aldı almayanda tabir yerinde ise sanki daha da azgın bir hale geldi. Rahman olan Allah demiyor mu ki?

6/27 Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."

 

6/28 İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.

 

Rabbim ne güzel örnekler veriyor. Onları bir daha dünyaya göndersek tekrar aynı günahı işlerler. Deprem buna ne kadar güzel bir örnek. O günü yaşayıp da iman etmeyen insan hangi şeye inanacak.

İman yürek işi, kalpler bir kere karardımı artık aydınlığı bulamıyor. Kararan kalplerin aydınlanması dileği ile Allah’a emanet kalın.

 

 

 



__________________
"De ki: "İbadetiniz olmasa Rabbim size ne diye değer versin?"
Yukarı dön Göster sebemelikesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sebemelikesi
 
omertsl
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı omertsl

Ellerinize sağlık.Özellikle "İbrahimim"in yazısı güzel ve etkileyiciydi...

Benim de aklıma gelmiştir bu depremler bu insanları helak etmek için mi!?  Ama görüyorum ki - anladığım kadarıyla - helak değil.Kavimler helak olurken sadece inanmayanlar helak edilirdi , inananlar göç ettirilirdi(peygamberler sayesinde)...Ama onlarda yok şimdi!Herhalde inananları Allah imtihan ediyor depremle.Herhalde böylece daha da imanlarını güçlendiriyor Allah...

Deprem gerçekten korkulacak birşey ve Allahın kitabında da yazdığına göre bazı kavimler depremlerle helak oldu ve yeryüzünden silindi...

Bana göre deprem; inananlara "İmtihan", kafirlere "Helak"...

Şunuda söylemek lazım imanlı ölene "helak oldu" demek olmaz;)
Belkide Allah onu bekletmeden nimetlerine kavuşturacak yada ona ömrün en kötü yanını -yaşlılığı- göstermeyecek...

Kur'anla ve esenle kalın...

__________________
ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.

ATALAR(beleşçilik) DİNİNE SON!!!(Öncenin Putperest'i , şimdinin Sözde Müslümanı...)
Yukarı dön Göster omertsl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: omertsl Ziyaret omertsl's Ana Sayfa
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Sevgili ibrahimim ve sebemelikesi, depremde yaşadıklarınzı bizimle paylaştığınız için candan teşekkür Allah, o depremin benzerini bir daha yaşatmasın, efendim.

sebemelikesi Yazdı:
Dahası daha önce bir arada durmayı bile kendine yakıştırmayan insanlar aynı çadırda yemek yiyor ve aynı barakalarda duruyordu. Hiç kimsenin kimseye üstünlüğü yoktu.

Karasu’da bir akrabam vardı. Deprem sabahı ona ulaşmaya çalıştım. Kuşluk vakti Adapazarı’na vardım.

Koskoca kent yerle bir olmuştu. İnsanlar yıkıntıların arasında beyni alınmış kuşlar gibi dolanıyordu. Erkekler ağlamaz demedim; hüngür hüngür ağladım.

Arabamın camından bir genç uzattı başını. "Anamı gördün mü?"

Arabam İstanbul plakalıydı; dışardan geldiğim belliydi. Ama onun gözünde Adapazar’lıydım ben ve aileden. Anamız bakkala gitmişti de sanki; dönmemişti. Onu soruyordu bana.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Yunus Suresi
(22- 23-     24-  25)

O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgarla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah'a has kılarak "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız" diye Allah'a yalvarırlar.

Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.

Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.

Allah esenlik yurduna çağırır ve dilediğini doğru yola iletir.

 

Selametle..

Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam...

cehennemden gelen.    

arkadaş tüyler diken diken oldu...

deprem sonrası insanlar Allah Allah...yaralar sarıldı evluyaullah..

deprem ve sonrasında insanlarda;rabbleri tarafından değerli görülmedik...nasıl görülelim ki..vakit namazlarıyla mı?

şiddeti tepelerinde hissedenlerin hisleri ve zanları Allaha karşı aniden değişiyor..kimi kendini sorumlu ve suçlu hissediyor...kimi Allaha sövüyor kimileride oh çekiyor Allah adına.

bir imam vardı..bir gün motoruyla giderken çakıllı alanda dengesini kaybetti..kendi bi tarafa motor bi tarafa yuvarlandı gitti..ayağa kalktı...

kardeş geçmiş olsun bişeyin yok inşallah...

Allahım ben ne yaptım sana da bu başıma geldi....yani;

Allahım ben senin yolun için çalışan bir zatım elimden gelen iyiliği de kimseden esirgemem,ben bu kadar uğraşıyorsam beni niye korumadın..açılım bitti.

bu felaketi kazasız belasız atlatanlardan bazıları ise...kaldırın bu leşleri burdan'' dahi diyebilmiştir.Cüppeli züppe gibileri ise orayı Allah işledikleri yüzünden yere batırdı'' demiştir..açılımı;ey Allahım bizler senin ne mutlu kullarınmışız ki Sen bizi kayırdın ve onlara gereken cezayı hiiiiç bize dokundurmadan onlara verdin...ey cemaat sözümü iyi dinleyin..Allah cebraili gönderdi cebrail kanadını bi vurdu orası yerle bir oldu...açılım bitti...

ev yapacak iki kişi...

usta var mı orada..

--evet kahvede biri var...

ustam sana ev yaptıracamda kaça yaparsın..

--on paraya yaparım..

yap öyleyse...

ustam namaz vakti geldi sende namaz kılacan mı?

ev yaptıracaklardan ikincisi..

selam buraya ev yaptırmak istiyorum..zemin hakkında bir bilgimiz var mı

--evet etüdleri yapılmıştı zaten..buraya perde temel atmak gerekiyor...kabasını da zemin direkler ve tabla olarak ayrı ayrı yapmak yerine tünel kalıp sistemiyle komple olarak inşaa etmek gerekiyor...

ne gerekiyorsa yapalım...

hey ustalar işin bitmesinden dolayı akşama size şöyle mezeli aslan sofrası kuracağım...

17/08/1999 saat 03:05 yada herneyse..

Allah Allah ALLLLLLLLAAAAAAAAHHHHHHHHHHHH

 

imam yada müftü yada bilmem kim...

gördünüz mü ahali suçlular cezalarına kavuştu...

hanım iyiki evi komple olarak betonlamışız...yoksa halimiz haraptı..

--tabi ki bey..buranın zemininin ne olduğunu biliyoruz başka türlü zaten intihar olurdu...

merhumu nasıl bilirdiniz...

iyi bilirdik...vakit namazlarını kılar işçisine bile sorardı...

sünnetullahı göz ardı edenler,zaman gelir zamanda göz ardı olur.

ikincisi yolda...bizler ise o yolda kurbanlıklar gibi bekleşip durmaktayız..

 



__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
prenses
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prenses

değerli ibrahimim yazınız gerçekten çok etkileyici.bu depremi bende yaşadım acılarınızıı paylaşıyorum hem o felakketten sonra ders alamayanlar için hemde felakette yitirdiklerimiz için.çok doğru sölemişsiniz insanları uyarmak için illada cehennemden gelen birimi olmalı.iamn edenler için geçerli değil tabi.insan oğlu nankördür defalarcada uyarılsalar arabaları düze çıktığında ardına bile bakmadan kaldıkları yerden devam ederler.zorda kaldıklarında allahı hatırlayıp başlarını secdeden kaldırmazlar ama feraha çıktıklarındada haşa 'kusura bakma allahım buraya kadarmış' deyip kaldıkları yerden devam ederler yaşantılarına.

O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgarla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah'a has kılarak "Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız" diye Allah'a yalvarırlar.

Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.


azim olan allah doğru söyler..yazılarınızın devamını bekleriz kalemine sağlık allah razı olsun..




__________________
ttp://ibadetleriniz olmasa Allah sizin neyinize değer versin!!!
Yukarı dön Göster prenses's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prenses
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

 

Sebemelikesi, omertsl, Hasan Akcay, yunusemre, muvahhit ve prenses hepinize ilginiz ve katkınızdan dolayı teşekkür ederim.

Allah sizden razı olsun, ilminizi artırsın.

 

İyilikler güzellikleri doğurur. yüreğinizdeki güzellikler, yüzünüze, işinize, amelinize ve kaleminize yansır.

Sevgi saygı muhabbetle.

Allah'a emanet olun.



__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
ŞiaRıM-KuRaN
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 124
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ŞiaRıM-KuRaN

 KEŞKE DEMEDEN

Selamun aleykum 

 

        İbrahimim abi yazını okudum ve gerçekten çok etkıleyıcı bı yazıydı ALLAH razı olsun.

        Depremi yaşıyan biri olarak nacizane bi anımı sızlerle paylaşmak istiyorum.

        Henüz deprem ilk akşamı büyük şoku üzerimizden atmaya çalışırken akşam saatlerınde aniden farklı bir gelişme oldu.Bütün arabalar,kalabalık ınsanlar,çocuklar bastonlu yaşlılar,kadınlar kimi memleketıne kımı başka şehire kımı daglara herkes sağ sola yönelmiş kaçıyordu.

     Biri giderken aglayarak Annem enkazda kaldı,biri kardeşimi çıkaramadım,diğeri ablam sagdı enkaz altından bıze bagırıyordu; 'KURTARIN BIRAKMAYIN BENİ DİYE' onu çıkaramadan gidiyorum diyordu.Kısaca herkez herşeyını enkaz altında bırakmış kaçışmaya başlamıştı.

Ne oluyor diye sordugumda Tüpraş patlıyor ne duruyorsunuz kaçsanıza dedıler.yanımızdakı komşular,akrabalar herkez gitti birtek bızım aılemız kalmıştı.Babam ve amcamlar daga gıtmenın bı faydası olmayacagını sölemışlerdı gerçekten haklılardı.Korku ve tedırgınlık içerisinde beklıyorduk henuz baraka çadır yapmaya vaktımız olmadıgından arabalarda yatıyorduk.Ben ise dışarıda çekyat uzerınde yatıyordum.Bir ara uykuya dalmışım.Korkuyla yattıgım için bi irkiltiyle uyandım etrafıma baktım kımsecıkler yoktu.Tek başıma kalmıştım.Yanımızdakı arabalarımız hiç birşey yoktu koca meydanda uyudugum çekyat ve ben başka kımsecıkler yoktu.Allahı hatırlamak yenı gelmişti aklıma Allahım benı kurtar dıyordum sana dosdogru kul olacagım dıyordum.Gözyaşlarım akmıyor ama içimde fırtınalar kopuyordu.Kaçmalıydım kurtulmalıydım.Allahım benı azaptan kurtarda ömur boyu aç gezeyım dıyordum.Çok sevdıgım aılem bıle gelmıyordu aklıma.Napacaktım ölmekten çok hazır olmadıgım için cehenneme gıtmekten korkuyordum.Korktukça korkum artıyor Allaha yakarışım içimde çağlıyordu.Keşke diyordum Keşke... İbadetlerini gereği gibi yapan Ahlaklı duruş sergileyen biri olsaydım diyordum.İçimden bir seste bana ; şimdimi diyorsun bunları şimdi mi? neden daha önce düşünmedin...NEDEN  diyordu Birden bir ses geldı ve çok buyuk ırkılmeyle uyandım ki halam benım nefes alış verış sesıme gelmıştı noldu oglum sana dedı.Aglamıyordum ama agzımdan kelıme çıksa gözyaşlarım kelımelerden daha çabuk dökulecektı.

        İşte Allaha salıh bır kul olmak için başımıza bır felaket gelmesımı lazım.Allah okadar adıl ve buyuk ki insanların hanif olması için önlerine her türlü ımkanı sunuyor. Ama ınsan yani bizler nankörluge devam edıyoruz.

ALLAH bizleri nankör olmayan kullarından eylesın İNŞALLAH

SELAM ve DUA ilee...



__________________
ZÜMER-2739/27 Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster ŞiaRıM-KuRaN's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ŞiaRıM-KuRaN
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

ibrahimim Yazdı:


Cehennemden g
elen kimdi?

 

Birkaç gün geçmemişti, daha şoktaydık, her tarafta daha önce hiç duymadığımız sesleri duyuyor, görmediğimiz şeyleri görüyorduk. Etrafı öyle bir koku sarmıştı ki tarifi imkansızdı.

Etrafta çığlıklar ağlamalar itfaiye ve ambulans sesleri birbirine karışıyordu, koşuşturma panik çaresizlik, herkes kendi derdine düşmüştü, sanki üzerimize dev bir göktaşı düşmüştü, her tarafta yıkılmış binalar çıkan duman ve toz bulutu, molozlar ve altında kalan cânım! Eşyalar ve yaralı insanlar kokuşmuş cesetler (o koku aklıma geldiğinde günlerce yemek yiyemiyordum) öyle bir görüntü ve psikolojik hava estiriyordu ki tarifini yazmakla anlatamam.

Depremden bahsediyorum:  17 Ağustos 1999 depreminden, yaşadığımız depremin 8. Yıldönümü şuan saat 3:02 bunları yazarken

sanki yeniden yaşıyorum, gözlerim dolu dolu yazıyorum, çünkü yardıma muhtaç insanlara yardım edemiyorduk, öyle belirsizlik içindeydik ki neye uğradığımızı şaşırmış şok yaşıyorduk, bizimde yardıma ihtiyacımız vardı. Telefonlar yok, elektrik yok, su yok, ekmek yok ve yollar kapalı. Molozları kaldırmaya bırakın iş makinesini, çekiç bulmak bile imkansızdı, devrilen binanın kendi demirini çıkarmak için, yıkılırken parçalanmış kendi beton parçalarıyla vuruyor betonları kırılmış demirin yerinden kopması için sağa sola ileri geri yaparak koparıp onunla enkaz kazıyorduk yaralıları kurtarmak ve ölüleri çıkarmak için.

Zaman zaman ne oldu bize diye kendi kendime soruyordum Lut kavminin, ad kavminin ve Nuh kavminin başına gelenler mi gelmişti!!??,

Yaşıyorduk, evet yaşıyorduk, kendimizi toparlayıp ne yapılması lazım ve gücümüz neye yeterse yapmalıydık, şoku yavaş yavaş atlatıp cenazelerimizi kaldırmaya başladık.

Evlerimize giremiyorduk uydurma yapılar yapıp çadırlar kurup, yerleşiyorduk yavaş yavaş. Tüpraşın patlama korkusunu ve artçı sarsıntıları saymazsak uyku uyuyabiliyorduk artık.

Bir gün barakama girdim evden aceleyle çıkardığımız çekyata uzandım öyle yorgundum ki daha önce beğenmediğimiz evlerden iyiydi sanki, hava sıcak olmasına rağmen yorgunluğun etkisiyle hemen uykuya dalmışım.

Henüz uyumuştum uyumamıştım ki bir sese uyandım, ama ne ses adamın biri sokak ortasında çığlık atar gibi avazı çıktığı kadar bağırıyordu, yattığım yerden ok gibi fırladım, kalkmamla düşmem bir oldu, toparlanmaya çalıştım hangi yöne gideceğimi şaşırdım, adama yöneldim sanki tanıyordum ama çıkaramıyordum, çünkü adamın çehresi dönmüştü bir türlü çıkaramıyordum kim bu diye.

Etraftan insanlar öyle kısa bir zamanda toplandılar ki mahşeri kalabalık bu olsa gerek. Adam bir ona dönüyor bir ötekine, yalvarırcasına haykırıyor yakarıyor “ne olur Allah aşkına ne olur, söylediklerime kulak verin!!!”

Adamın avazı çıktığı kadar bağırması, yalvarması, ısrarcı ve endişeli hali beni perişan etmişti, mahvolmuştum. Boğazıma sanki düğüm atmışlardı yutkunamıyordum bile, dizlerim tutmuyor vücudum kontrolden çıkmıştı çenemi tutamıyordum dişlerim kırılırcasına bir birine vuruyordu, Allah’ım neydi bu!

Titremekten ne kımıldıyordum nede oturabiliyordum, sanki beni mekandan uzaklaştırmışlardı, dayanak bulamıyordum sanki uzay boşluğundaydım, tutunacak dayanacak yığılacak yer yoktu sanki,

Adamın hali söyledikleri beni öyle etkilemişti ki, hele söyledikleri sanki adam kulağımıza değil, frekansını yakalamış direk yüreğimize söylüyordu.

Aman Allah’ım birden adam bana yöneldi, kalbim yerinden çıkıyordu kalbimin yeri değişmişti sanki, başka yerlerden atıyordu kımıldayamıyordum, iyicene yaklaştı saniyeler saat olmuştu, ne adamdan gözlerimi kaçıra biliyorum nede bakmak istiyorum, ağzından köpükler çıkıyor, gözleri kan çanağı, burun delikleri kızgın boğayı andırıyordu elleri aslan pençesi gibi açılmıştı, sanki kudurmuştu ama belli ki aklı başındaydı.

İyicene yaklaştı kalbimin sesini artık duymuyordum, ya çok hızlı atıyor yada durmuştu, bir kara bulut gibi çökmüştü üstüme, yakamdan tutu bağırmaktan çatallanmış sesiyle son ses bağırarak, ne duruyorsunuz, ne yatıyorsunuz, sizi gidi gafiller, sizi gidi nankörler, diyerek etrafına bakınarak haykırıyordu. Beni kendine çekti sen evet sen dedi, o kadar bağırıyordu ki birden sesi çıkmadı, öksürmeye başladı hem öksürüyor hem ağlıyor gözlerinden yaş yerine sulu kan geliyordu belli ki ağlamaktan gözyaşı bitmişti.

Adam bir şeyler anlatacak öyle abartarak olağan üstü anlatıyor ki etkilenmemek için taş olmak lazım, yok yok sanki taşlarda etkileniyordu. Adamın anlatmak istediklerine dili yeterli gelmiyordu, mimikleri, bedeni, elleri ve ayakları da konuşuyordu.

Bir ara gözlerim etrafa takıldı, o mahşeri kalabalık bir kısmı el açmış yalvarıyor, bir kısmı secdeye varıyor yakarıyorlar, Allah’ım demeleri ya Rabbi demeleri beni hepten mahvediyordu, duygularım son sınırını yaşıyordu ağlamıyordum hıçkıra hıçkıra böğürüyordum.

Etrafta uğultu sesleri ağlaşmalar bir birine geçmişti. Allah’ım! Ey yüce Allah’ım kimsesizlerin çaresizlerin Rabbi bize yardım et diye yakarıyordum.

Daha önce hiç böyle dua etmemiştim, edemezdim de zaten, adama bir türlü soramıyordum sen kimsin, ne istiyorsun ve sana nasıl yardımımız dokunur diye.

Adamın bedeninde yanıklar vardı, az ileride bir bina yıkılmıştı altında fırın vardı ve yıkıldıktan sonra yanıyordu, dedim her halde oradan çıkarmışlar.

Benim bir türlü soramadığımı o söyledi bağırmaktan ağlamaktan öyle bir hale gelmişti ki adamda ne ses teli neden göz yaşı kalmıştı yine ağlamaklı kısık bir sesle  “ben nereden geliyorum biliyormusun?” dedi, adam nedense beni çok etkilemişti hiçbir şey söylemiyor, ama çok şey anlatıyordu.

Adamın yürüyüşü duruşu hareketleri yetiyordu konuşamıyordum tekrar etti “biliyormusun ben nereden geliyorum” hayır diye işaret ettim, cevabı çok dehşet vericiydi “BEN CEHENNEMDEN GELİYORUM” dedi ve beni sağa sola sallamaya başladı, beni bir kuş gibi sallıyordu salladı bir daha salladı birden artçı bir depremle uyandım ki meğer barakada o yorgunluğun etkisiyle kabus görmüştüm.

Dışarı çıktım sanki on yıl yaşlanmıştım, o rüyanın etkisinden kurtulamıyordum, aklıma ya gerçekten birisi cehennemden çıkıp gelse!!!!!!!!!!!!!!!!!!! diye geçirdim, öyle ya abartılı değil birine fırsat verilse bizi ancak böyle uyarır.

Özür diliyorum sevgili dostlar, belki duygularınızı incitmiş olabilirim, ama inanıyorsak cehennemden gelmeye ne gerek var.

Allah’a emanet olun, hem burada hem ahirette.

 





Kimse yok muuuuu… muuuu…
muuu… muu… mu… m… …

Sesimi duyan yok muuuuu… muuuu… muuu… muu… mu… m… …

Beni kurtaran yok muuuuu… muuuu… muuu… muu… mu… m… …

Canım çok yanıyor,

Korkuyorum,

Üşüyorum,

Susadım,

Acıktım,

Çok yorgunum,

Ben şimdi ne yapacağım!?

Birden bire nasıl düştüm bu duruma!?

Böyle bir durumda kime gidilir? Ne yapılır?

Ah anacığım beni niye doğdun?

Beni bu dünyaya kim getirdi?

Tabi ya bizi bir yaratan var, evet evet Allah var…

Şükürler olsun sana ey Allah’ım,

Allah’ım, iyi ki varsın Allah’ım,

Kimsesizlerin kimsesi Allah’ım,

Çaresizlerin çaresi Allah’ım,

Allah’ım, Allah’ım, Allah’ım,

İçime bir ferahlık geldi, bi rahatladım sanki oohh…

İçim çekiliyor, canım çıkıyor galiba,

Ölüyorum, evet evet ölüyorum,

Daha önce hiç tattığımı bilmem, nasıl bir duygu bu?

Canımı almaya kim gelecek, beni kim götürecek?

Hesabımı rahat verecek miyim?

Acaba cennete gidecek miyim?

Allah’ım beni affet, bugün senden başka sığınacak kimsem yok…

bugün senden başka sığınacak kimsem yok…

senden başka sığınacak kimsem yok…

başka sığınacak kimsem yok…

sığınacak kimsem yok…

kimsem yok…

yok…

senden başka Allah’ım.




__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats