HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Hz. Adem ve eşi konuşmayı biliyor muydu? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Hz. Adem ve eşi konuşmayı biliyor muydu? Yoksa bir takım sesler mi çıkartıyorlardı?

 

1. Hz. Adem, eşi, çocukları ve onların soyundan gelenler pek tabiidir ki konuşuyorlardı. İddiaların aksine bir takım sesler çıkartmıyorlardı. Çünkü Allah, Hz. Adem’e bütün isimleri öğretmişti. Ona ve zürriyyetine kavramsal düşünme melekesi bahşetmişti.

 

Bakara, 2/31: “Ve O, Adem’e her şeyin ismini öğretti, sonra onları meleklerin önüne koydu ve “dedikleriniz doğruysa haydi bu (şey)lerin isimlerini bana söyleyin bakalım!” dedi.”

 

2. Hz. Adem’in kendisine öğretilen bu isimleri meleklere haber vermesi, tabi ki “konuşmak” suretiyle olmuştu.

 

Bakara, 2/33: “O: “Ey Adem, bu (şey)lerin isimlerini onlara bildir!” buyurdu. (Adem) isimleri onlara bildirince (Allah): “Size, ‘göklerin ve yerin gizli gerçekliğini, açıkladıklarınızın ve gizlediklerinizin tümünü yalnız Ben bilirim’ dememiş miydim?” dedi.”

 

3. Allah (c.c.) Hz. Adem’e ve eşine karşı hitap etmişti ve onlar da bu hitabı anlamışlardı.

 

Bakara, 2/35: ”Ve (sonra,) “Ey Adem,” dedik: “Sen ve eşin bu bahçeye yerleşin ve orada dilediğinizden serbestçe yiyin; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız.” 

 

A’raf, 7/19: “Ve Ey Adem, sen ve eşin, yerleşin bu bahçede; ve yiyin neyi gönlünüz çekerse; ama sakın şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalim kimselerden olursunuz!”

 

A’raf, 7/22: “…Bunun üzerine Rableri onlara (şöyle) seslendi: “Ben sizi o ağaçtan men edip de, ‘şeytan sizin gerçekten apaçık düşmanınızdır’ dememiş miydim?”

 

A’raf, 7/24-25: “(Allah): “İnin, (bundan böyle) birbirinize düşman olarak!” dedi, “yeryüzünde bir süre için konacak bir yurt ve geçiminizi sağlayan şeyler bulacaksınız. Orada yaşayacak ve öleceksiniz” diye ekledi “ve (kıyamet günü) oradan diriltilip çıkartılacaksınız!”

 

Tâ’hâ, 20/117: “Ve bunun üzerine Adem’e: “Ey Adem!” dedik, “Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) has bahçeden çıkarmasın, yoksa mutluluğunu(zu) yitirirsin(iz)!”

 

4. Hz. Adem ile eşi yasak meyveden yedikten sonra hatalarını anlayıp tövbe ederken cümleler kurmuşlardı, yani konuşmuşlardı.

 

Bakara, 2/37: “Derken Adem Rabbinden (yol gösterici) sözler aldı. Ve (Allah) onun tövbesini kabul etti. Çünkü yalnız O’dur tövbeleri kabul eden, rahmet dağıtan.”

 

A’raf, 7/23: “O ikisi: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden olacağız!” dediler.”

 

5. Hz. Adem ile eşinin yetiştirdiği iki erkek çocuğu, kendi aralarında konuşuyorlardı ve birbirleri anlıyorlardı.

 

Maide, 5/27-31: “Ve onlara gerçeği göstermek için Adem’in iki oğlunun kıssasını anlat, nasıl ikisinin birer kurban sunduklarını ve birinden kabul edildiği halde diğerinden kabul edilmediğini, (onlardan biri, Kabil), “Seni mutlaka öldüreceğim” demişti.

 

(Kardeşi Habil) cevap vermişti: “Unutma ki Allah, yalnız O’na karşı sorumluluk bilinci duyanların (kurbanı)nı kabul eder. Beni öldürmek için el uzatsan bile, ben öldürmek için sana el uzatmayacağım. Ben bütün alemlerin Rabbi Allah’tan korkarım.

 

(Beni öldürürsen,) dilerim, hem kendi günah(lar)ını, hem de benim günahlarımı(n yükünü) yüklenir ve böylece cehennemin yolunu tutarsın! Çünkü zalimlerin cezası budur.”

 

Fakat diğerinin ihtirası (nefsânî duyguları, kıskançlığı) onu kardeşini öldürmeye sürükledi ve onu öldürdü. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu.

 

Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedinin çıplaklığını nasıl gizleyeceğini ona göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunu gören Kabil,) “Eyvah” diye haykırdı, “Yazıklar olsun bana! Ben, bu karganın yaptığını yapamayacak kadar ve kardeşimin cesedinin çıplaklığını gizleyemeyecek kadar aciz miyim?” Ve bunun üzerine vicdan azabı ile (derin bir pişmanlıkla) çarpıldı.”

 

 

         Hz. Adem’in iki oğlu arasında geçen bu konuşmalar, ilk insanların da aynen bizler gibi konuştuklarının bir delilidir. Diğer taraftan “Adem ile eşinin kendi aralarında konuştuklarına dair Kur’an’da somut bir delil yok” diyenlerin şunu düşünmeleri gerekmez mi? Onlar kendi aralarında konuşmuyorlardı da, bu iki oğulları konuşmayı kimden ve nasıl öğrenmişlerdi?

 

         Tabi ki Hz. Adem ve eşi konuşmayı biliyorlardı ve çocukları da bu konuşmaları anne ve babalarından öğrenmişlerdi. Nitekim bu ayetlerden Hz. Adem’in çocuklarının Allah’a, ahirete, hesaba, cezaya ve cehenneme inandıklarını, Hz. Adem’in bir peygamber olarak çocuklarına bunları telkin ettiğini ve bütün bunları da onlara konuşarak yaptığı anlıyoruz.

 

         Eğer Hz. Adem bu görevini hakkıyla yapmasaydı, katil olan Kabil’e karşı uyarıcı konuşmaları Habil’in yapması söz konusu olamazdı. O bir peygamber olarak görevini hakkıyla yapmıştır. (Hz. Adem’in peygamber olduğunun delili ise şu ayetlerdir. Bkz. Âl-i İmran, 3/33-34) Öyle olmasaydı, cinayeti işleyen oğlunun “ben bunları bilmiyordum, haberim yoktu” demesi mümkün olabilirdi. Oysa onun bu tür bir savunma yapmasına imkan yoktur. Zira Kur’an’ın bize haber verdiği o konuşmalar, bütün bunların Kabil tarafından bilindiğini ve Hz. Adem’in çocuklarını en iyi şekilde yetiştirdiğini ortaya koymaktadır. Tabi ki, bütün bu eğitim ve öğretim faaliyetleri konuşma, düşünme ve aklı kullanma ile gerçekleştirilmiştir.

 

 

         Allah’ın Kur’an’da bize bildirdiği bu tür ip uçlarını birleştiremeyen ve doğru değerlendirmeler yapamayanların Hz. Adem ile eşinin konuşmayı bilmediklerini ve bir takım sesler (agu gugu vs.) çıkartarak anlaştıklarını iddia etmeleri; akılla, bilimle ve insafla bağdaşmasa gerektir.

 

 

         Sonuç olarak, ayetlerden de anlaşıldığı üzere, Hz. Adem ve eşi düşünmeyi ve konuşmayı bilen ve sorumluluklarının farkında olan iki mükemmel insandı. Hz. Adem de tıpkı diğer peygamberler gibi çok bilgiliydi. Zira Allah tarafından elçi olarak görevlendirilmişti. Hz. Adem ve eşi, çocuklarını en güzel şekilde yetiştirmiş ve Allah’a karşı sorumluluk bilincini onlara aşılamışlardı. İddia edildiği üzere onlar kendi aralarında bir takım sesler çıkartarak anlaşmamışlardı.

 

 

 

 

Hz. Adem okuma yazma biliyor muydu?

 

1. Kur’an eksenli meselelere bakılacak olursa Hz. Adem’in okuma ve yazmayı bildiğini söylememiz yanlış olmayacaktır. Nitekim Allah (c.c.) ilk insanı, yani Adem’i yarattı ve ona beyanı (açık ve berrak şekilde düşünmeyi ve konuşmayı) öğretti. Beyan; bir şeyin (zihinsel olarak) açıklanma (konuşma, yazma veya işaret etme) ve tanımlanma araçlarını göstermektedir.” (Bkz. Râgıb, el-Müfredât, s. 89-90).

 

Rahman, 55/3-4: “O, insanı yarattı. Ona açık ve berrak şekilde düşünmeyi ve konuşmayı öğretti.”

 

 

2. Yani insan, tanımlamak için düşünmeye (anlamaya), açıklamak (anlatmak) için de konuşmaya ihtiyaç duyar ve bunu kavramsal düşünme melekesi ile gerçekleştirir. 

 

 

Bakara, 2/31: “Ve O, Adem’e her şeyin ismini (kavramsal düşünmeyi) öğretti, sonra onları meleklerin önüne koydu ve “dedikleriniz doğruysa haydi bu (şey)lerin isimlerini bana söyleyin bakalım!” dedi.”

 

 

3. Nitekim insanı insan yapan akıl nimeti ve muhakeme yeteneğidir. Eğer bunlar verilmeseydi zaten insanın hiçbir sorumluluğu olmayacaktı. Nitekim Kur’an’ın da ifadesiyle insanoğlu bu sorumluluğu (iyi ve kötü arasında seçim yapma yeteneğini) bilerek ve isteyerek kendisi yüklenmiştir.

 

 

Ahzab, 33/72: “Gerçek şu ki, Biz (akıl ve irade) emaneti(ni) göklere, yere ve dağlara sunmuştuk; ama (sorumluluğundan) korktukları için onu yüklenmeyi reddettiler. O (emaneti) insan üstlendi. -Zaten o, daima haksızlığa ve akılsızlığa son derece meyyal biridir.”

 

 

4. Aynı şekilde kalem ile yazma ve insana bilmediklerinin öğretilmesi de ilk insanların okuma ve yazma bildiklerinin bir başka delilidir. Okuma yazmanın sonraki dönemlerin insanları tarafından öğrenildiği iddiası yeterince ikna edici değildir. Zira Kur’an’da, insanın Allah tarafından yaratılmasından bahsedildikten hemen sonra, ona kalem kullanmayı öğretenin de Allah olduğunun haber verilmesi düşündürücüdür. Dolayısıyla yaratılan ilk insan Hz. Adem olduğuna göre, ona da kalem kullanma ve yazı yazmanın melekler vasıtasıyla öğretilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Böylelikle o, tebliğini sözlü ve yazılı olarak aile fertlerine yapmış olmalıdır.

 

 

Alak, 96/1-5: “Oku yaratan Rabbini adına, insanı bir yumurta hücresinden yaratan! Oku, çünkü Rabbin Sonsuz Kerem sahibidir, (insana) kalemi kullanmayı öğretendir, insana bilmediğini belleten!”

 

 

5. İnsanın düşüncelerini, tecrübelerini ve kavrayışlarını, yazılı kayıtlar aracılığıyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarması yeteneği Allah vergisidir. Allah (c.c.) ilk insana da bu yeteneği bahşetmiştir. Ona bilmediklerini öğretmiştir. Ve bu yetenek sayesinde bu bilgiler nesilden nesile aktarılmış ve aktarılmaya da devam etmektedir. Nitekim Kur’an’da kalem ve onun yazdıkları üzerinde düşünülmesi tavsiyesi bunun bir delilidir.

 

 

Kalem, 68/1: “Nûn, düşün kalemi (üzerinde yoğunlaş ve anlamaya çalış); ve (onunla) yazdıklarını!”

 

 

6. Allah’ın bütün insanlar için koyduğu kurallarda herhangi bir değişiklik söz konusu olmamıştır. Evrenin yaratıldığı andan itibaren Allah’ın koyduğu bu yasalar geçerlidir. Zira “sünnetullah; Allah’ın tarih içerisindeki değişmez davranış tarzı ve kendisi için benimsediği irâdî bir tavırdır”. Ve bunun kıyamete kadar da değişmesi söz konusu olmayacaktır. Yani düşünme, konuşma, yazma ve okuma yeteneği ilk insandan beri vardır ve bütün bunları ilk insana öğreten de yüce Allah’tır. Cebrail’in (a.s.) veya başka meleklerin bu öğretme vazifesini üstlenmeleri imkan dahilindedir. Okuma ve yazmayı ilk insanla başlatmayanların daha sonraki dönemlerde başlatmakta ne kadar zorlandıkları görülmektedir. Kur’an’ın bu tespitleri üzerinde yoğunlaşmak ve anlamaya çalışmak istemeyenlerin içine düştükleri durum oldukça ibret vericidir.

 

 Dolayısıyla en doğru ve tutarlı, üstelik Kur’an ile de uyumlu olan; ilk insanın okumayı-yazmayı bildiği ve kendisine de bir takım sahifelerin verildiğini kabul etmektir. Aksine yaklaşımlar hem konunun, hem de Kur’an’ın anlaşılmasını güçleştirmekten öte bir anlam taşımamaktadır. (Sünnetullah ile ilgili geniş bilgi için bkz. Ömer, Özsoy, Sünnetullah, Bir Kur’an İfâdesinin Kavramlaşması,  Fecr Yay., Ank., 1994, s. 182-184)

 

 

İsrâ, 17/77: “Elçilerimizden senden önce gönderdiklerimiz için de (izlediğimiz) yol buydu; Bizim (çizdiğimiz) yolda bir değişme göremezsin.”

 

 

Ahzâb, 33/62; “Daha önce gelip geçen (bu tür günahkar)lar için Allah’ın tatbik ettiği yol budur ve sen Allah’ın tatbikatında bir değişiklik göremezsin!”

 

 

Fâtır, 35/43; “…Sen Allah’ın tuttuğu yol ve yöntemde hiçbir değişiklik göremezsin; evet sen, Allah’ın yolunda ve yönteminde bir sapma göremezsin!”

 

 

Feth, 48/23: “Allah’ın yöntemi öteden beri hep böyledir ve siz Allah’ın yönteminde hiçbir değişme bulamazsınız!”

 

 

En’âm, 6/115: “Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur.”

 

 

Yûnus, 10/64: “…Allah’ın sözlerinde değişme olmaz…”

 

 

Kehf, 18/27: “…O’nun sözlerini değiştirebilecek kimse yoktur…”

 

 

Kâf, 50/29: “Bende söz değişmez ve ben asla kullarıma zulmetmem”.

 

 

7. Hz. Adem okuma ve yazmayı biliyordu. Zira bir peygamber’in hem de ilk olan bir peygamberin okuma ve yazma bilmesi yadırganmamalıdır. Son gönderilen kitap Kur’an Kerim’de özellikle okumaya ve ibret almaya vurgu yapılması, daha önceki kitaplarda da bu vurgunun yapıldığını akla getirmektedir. Nitekim Kur’an Kerim’de daha önceki kavimlerin ellerindeki levhalara ve kitaplara sımsıkı sarılmaları, içindeki emirlere uygun hareket etmeleri ve bunların akılda tutulması tavsiyesi mevcuttur. Dolayısıyla bu tavsiyelerin Hz. Adem ile başlamış olabileceğini düşünmemiz yanlış olmasa gerektir.

 

 

Bakara, 2/63: “Hatırlayın sizden sağlam bir söz almış, Sinâ dağını üzerinize şahit tutmuş ve “size verdiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sımsıkı sarılın, onda bulunanları daima hatırlayın, umulur ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varırsınız” (demiştik).

 

Bakara, 2/93: “Hatırlayın sizden sağlam bir söz almış, Sinâ dağını üzerinize şahit tutmuş ve “size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!” (demiştik)…”

 

 

A’raf, 7/145: “Ve levhalara o’nun (Hz. Mûsâ) için her konuda öğüt ve her şey hakkında yeterli açıklamalar yazdık. Ve (o’na:) “Onlara kuvvetle sarıl ve halkına emret, ellerinden gelen en güzel bir biçimde onlar da sıkıca sarılsınlar!” (dedik).

 

 

A’raf, 7/171: “…Size bahşettiğimiz kitaba sıkıca sarılın ve onun içindekileri aklınızda iyi tutun, ki Allah’a karşı sorumluluk bilincine erişesiniz!”

 

 

Hadîd, 57/25-26: “…Andolsun biz peygamberlerimizi açık kanıtlarla gönderdik ve beraberlerinde kitap ve mîzanı da indirdik ki insanlar hakkaniyete uygun davransınlar…”

 

Hadîd, 57/25-26: “Andolsun Nûh’u ve İbrahim’i de elçi olarak gönderdik, onların soyundan gelenlere de peygamberlik ve kitap verdik. Onlardan doğru yolu bulanlar olduğu gibi bir çoğu da yoldan çıkmış kimselerdir.”

 

 

Sonuç olarak ayetlerden de anlaşılacağı üzere, Hz. Adem’e okuma-yazmanın öğretilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. İlk insan ve ilk peygamber’in okuma ve yazma bildiğini düşünmemiz gayet normaldir. Zira o, çocuklarını ve torunlarını eğitmek zorundadır. Bir öğretmen olmaya adeta mecbur olan bir peygambere sadece şifahî bir öğretimi yakıştırmamız doğru değildir. Dolayısıyla Hz. Adem’in hem yazılı hem de sözlü bir şekilde çocuklarını ve torunlarını eğittiğini, onları en güzel şekilde yetiştirmeye gayret ettiğini söylememiz yerinde olacaktır.

 

 

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
omertsl
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı omertsl

Benim aklımdan geçenleri sayfaya dökmüşsünüz... Tebrikler;)
***
Hz. deyince aklıma genelde peygamberler gelir ama Ben Adem'in peygamber olduğundan şüpheliyim...

TAHA SURESI : 115. Andolsun biz, daha önce de Âdem 'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.

Hem peygamber görevlerini taşımıyor hemde çaba sarfetmiyor.Tabi bu bi teoridir benden bukadar daha fazla bilgisi olan yazsın...



__________________
ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.

ATALAR(beleşçilik) DİNİNE SON!!!(Öncenin Putperest'i , şimdinin Sözde Müslümanı...)
Yukarı dön Göster omertsl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: omertsl Ziyaret omertsl's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Selam ömertsl,

ilginize teşekkürler...

Hz. Adem'in peygamber olarak görevlendirildiğiyle alakalı ayet-i kerimeyi yukarıda vermiştim... ama tekrar buraya yazıyorum... tekrar hatırlayalım....

Âl-i İmran, 3/33-34: "Gerçek şu ki Allah Adem'i ve Nûh'u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu bütün insanlığın üzerinde bir konuma çıkardı. Tek bir soy zinciri halinde. Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir."

Burada 'birbirlerinin soyundan' ibaresi; sadece söz konusu peygamberlerin fiziksel nesebine değil, ama aynı zamanda, bu peygamberlerin hepsinin birbirlerine manevi açıdan bağlı bulundukları ve aynı biricik temel hakikate inandıkları gerçeğine ima içindir. (Bkz. Esed, Meal-Tefsir, s. 94, 22 nolu dipnot.)

Yani Hz. Adem son derece donanımlı, bilgili ve mükemmel bir insandı... soyundan gelecekler için de bir peygamber olarak seçildi ve görevlendirildi...

Ancak sizin söylediğiniz Tâ'hâ, 20/115. ayete gelince; bu ayetin (ona emir ve vahiy) verilmesiyle doğrudan bir ilişkisi yok... ayetin siyak ve sibakına baktığımızda burada hz Adem'den alınan bir sözden bahsedilmektedir...

Tâ'hâ, 20/115: "Biz daha önce Adem'den söz almıştık, fakat o unuttu; biz onda yeterli bir kararlılık göremedik."

Yani O, peygamberlik görevi ile ilgili bir hata yapmıyor... şeytana uymaması ile ilgili verdiği sözü unutuyor... bu konuda şeytanın sunduğu cazip öneriye direnemiyor.... kararlı davranamıyor... ve yasak ağaçtan yiyor... dolayısıyla verdiği sözü tutmamış oluyor...

Müfessirler bu ayetleri değerlendirirken insanoğlunun ilahi uyarılar karşısındaki hatalı tutumunun ilk asırdan beri görülen bir duruma işaret ettiğini belirtmektedirler. Bu ayetteki (عهد) yani söz alma; "kendisi ve eşinin düşmanı olan şeytana uymaması ile ilgili olan buyruktur. Zaten bu durum 117. ayette ayrıca şu şekilde açıklanmıştır.

Tâ’hâ, 20/117: “Ve bunun üzerine Adem’e: “Ey Adem!” dedik, “Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) has bahçeden çıkarmasın, yoksa mutluluğunu(zu) yitirirsin(iz)!”

 

Sonuç olarak Hz. Adem bir peygamberdi... şeytana uymama konusundaki hatasını anlayınca derhal tevbe etti.. şeytan gibi inat ve ısrar etmedi... zira verdiği söz, şeytana uymama sözüydü... bu (عهد) "ahd" yani söz alma peygamberlik vazifesi ile ilgili değildi... O peygamberlik vazifesini hakkıyla yaptı... bütün çabasını gösterdi ve sonunda kazananlardan oldu... oysa şeytan ve onun taraftarları kaybettiler... 

 

Sizi samimi yaklaşımınızdan dolayı kutluyorum. Konuyu işin uzmanlarına havale etme nezaketini gösteriyorsunuz. Tekrar teşekkür ediyorum...

 

selam ve muhabbetle.....

 

 

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
omertsl
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 107
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı omertsl

Allah senden razı olsun bembeyaz kardeş.Ben sadece fikrimi söyledim zaten kesin bir şey söylememiştim;)

Söylediklerin gerçekten banada mantıklı geliyor...Eline yüreğine beynine sağlık:)

Şunuda söylemeliyim ki bu açtığın konu benimde aklımdaydı.;)

Bu ataların belirsiz konuşmalardan daha sonra düzgün konuşmaya geçtiği meselesi bana göre; Darwin denilen şerefsiz yüzünden insanların beynine yerleşti...(evrim teorisi:P)

Zaten insanlar Kutsal kitapları okuyup anlamaya çalışsalar ne teori kalacak ne başka bi zımbırtı:)

Tekrar teşekkür ederim...



__________________
ZUHRUF/22:Hayır!"Sadece,biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk,biz de onların izinde gidiyoruz"derler.

ATALAR(beleşçilik) DİNİNE SON!!!(Öncenin Putperest'i , şimdinin Sözde Müslümanı...)
Yukarı dön Göster omertsl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: omertsl Ziyaret omertsl's Ana Sayfa
 
epoch
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 26
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı epoch

merhaba,, yazılarınızdan anladığım kadarıyla siz , adem'i bir tane insan sanıyorsunuz. kafanızdaki melek tasvirinizdeyse, sizin dışınızda bir takım varlıklar ama gerçekte böyle değil. üstelik Kur'an da nahl süresi 48 49 ve 50. ayetleri bir takım ifadeler belirtmesine rağmen.
Yukarı dön Göster epoch's Profil Diğer Mesajlarını Ara: epoch
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

epoch Yazdı:
merhaba,, yaz‎lar‎n‎zdan anlad‎ً‎m kadar‎yla siz , adem'i bir tane insan san‎yorsunuz. kafan‎zdaki melek tasvirinizdeyse, sizin d‎‏‎n‎zda bir tak‎m varl‎klar ama gerçekte bِyle deًil. üstelik Kur'an da nahl süresi 48 49 ve 50. ayetleri bir tak‎m ifadeler belirtmesine raًmen.

selamlar,

bahsettiğiniz ayetler; ay, güneş, yıldızlar, vs. kainatta bulunan bütün canlı varlıkların ve meleklerin Allah'a büyüklük taslamadan secde ettiklerini yani boyun eğdiklerini, asla emre aykırı hareket etmediklerini ve Rablerinden korktuklarını ifade ediyor...

öte yandan; evet hz. Adem topraktan yaratılmıştır... eşi de aynı öz ve cevherden yaratılmıştır... (kaburga kemiği falan değil) onlardan yani her ikisinden de milyarlarca insan türemiştir ve türemeye de devam etmektedir... tabir caizse lokomotif odur... vagonlarda arkasından gelmektedir... yani başlangıç onunladır...

melekler de nurdan yaratılmış varlıklardır... emrolunanı yaparlar... bilgileri sınırlıdır... asla hiçbir emre karşı gelmezler... emre itiraz etmezler... denileni yaparlar...

selametle...

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats