Sn. Rehber02,

Öyle zannediyorum; Sn. İman'a olan kızgınlığınız sizi böyle bir azgınlığa sevk etti.. Özür dilerim "azgınlık" diyorum, hakaret kasdıyla değil... Ancak, sizin bana hitâben yazdığınız şu iki mesaj cidden bir saldırı...

Ben, sükûnetimi muhafaza ederek; faydalı olur ümidiyle birkaç soğukkanlı cümle ile sizin muhtemelen bilmediğiniz bazı detayları aktarayım...

Öncelikle, Semazen rumuzunu bu foruma üye olduğum iki yıl öncesinden  bu zamana kadar kullanıyorum.. Bu forumda, ikinci rumuzum hiç olmadı..

Bugüne kadar en ağır tartışmalarım, benim özellikle "safsatacılar" dediğim bir grup insanla oldu... Bunlardan birinin rumuzu "Hanif" idi; diğerinin "Safbilgi"... Bora Arpınar'ı zikretmiyorum; çünkü bunlardan bazılarının farklı zamanlarda farklı rumuzlar kullanmış olmaları muhtemel.. Ancak, bu ikisi (Hanif ve Safbilgi) maalesef ve maalesef kılavuz istemeyen bir köye doğru yol alıyorlardı ve hedeflerine(!) ulaştılar... Haberleri ulaştı  ki, dinden  diyânetten olmuşlar.. Yâni, artık murada(!) ermişler, tekâmül(!) etmişler ve artık din olarak İslâmı ve kitap olarak Kurân'ı tanımıyorlarmış... Oysa, bu insanlar çok Kurâncı idiler...

Geçen iki yıl zarfında, bendenizin ortaya koyduğu incelemelerin %70'inin bunlardan ötürü olduğunu söylersem, herhalde yanılmış olmam.. Bu arada, sayıları son derece sınırlı bazı forum arkadaşlarımızın katkısı dışında forum bu safsata tâcirlerine karşı korumasız kaldı..

Vâziyet, bu kadar açık olmasına rağmen benim  fanatik bir aleyhtarım da oldu... Artık kendisini siz de tanıyorsunuzdur... Sn. Adâlet.. Nâmıdiğer Abdullah16... Hiç tereddüt etmeden  söylüyorum -yanılıyorsam Allah affetsin- bu arkadaşın bana karşı tavırlarıyla sergilediği anlayış, forumda aslında yaygın olan bir antipatinin temsilidir.. Yâni, bazı "Kurân" diyenlerin, gerçek  Kurân'ı duymaktan rahatsızlık duyacak kadar marazî yönlerinin  bulunduğu düşüncesindeyim...

Şimdi, yine sizin duygusal yoğunluğunuzu hesap ederek şunları ilâve etmek istiyorum.. Kullandığım rumuza kanarak bana bir şeyler izâfe edilmesi, bunu yapanlarda bir problem olduğunu düşündürüyor bana... Herşeyden önce ben mevlevî  değilim; hayatım boyunca hiçbir tarikata, cemaata  intisâbım olmadı.. Süs olsun diye de, ney üflemişliğim veya semâ yapmışlığım bulunmuyor... Bununla beraber, merhum C. Rûmî aleyhinde söz söyleme ve/veya onu ne yapıp edip taşlama hatasına düşmüyorum... Dînim İslâm, meşrebim mevlevilik, pîrim M. C. Rûmi diyenlere saygı duyuyorum... Varsa muhalefet edeceğimiz detaylar onlar bizde  saklı kalmak kaydıyla...

Bu vâziyet dâhilinde, iki seneye yayılan  bir  takvim içinde yazdığımız yüzlerce mesajı -incelemeniz elbette mümkün değil ama- eğer incelemek mümkün olsaydı, bana hitâben yazdığınız şu son mesajlarınızdan tahmin  ediyorum  utanırdınız...

Ancak, maalesef ve maalesef beklediğim negatif tepkiyi verdiniz ve bana ortaya koyduğumuz inceleme hakkında "iddialı" birkaç cümle  kurmayı çok gördünüz... Eğer, Kurân  incelemelerinin teknik analizi üzerine bir  altyapıya hakikaten  sahip olsaydınız; bize o sıfatları yakıştırmaktan bir kez daha utanırdınız... Oysa, bugüne kadar mesajlarımda yer  vermediğim türden, bir kaç iddialı cümleyi  ilk defa kullanmıştım..

Verdiğiniz karşılık, zâten mesajımla siparişini verdiğim ve geldiği için beni şaşırtmayan bir karşılık oldu... Özetle, şunu ispat etmiş oldunuz.. Mârifet iltifata tâbi imiş; iltifata en uzak olanlar mârifet sahipleri imiş... Mârifetim var, maharetim var demek kabahat imiş... 

Şimdi, ilmin vakarını ayağa kaldırarak, ama benim ayaklarım -inşaALLAH- yere sağlam basarak, mesajımda geçen 1 ve 2 numaralı sorularımın altına imzamı atmaya izin veren Allah'a  sonsuz şükürlerimi arz ediyorum... Siz, ehline müracaat edin ve burada okumaya çalışıp muhtemelen anlamadığınız bu incelemeyi ehlinin değerlendirmesine sunun.. Alacağınız cevaba ve o cevabı verenin liyâkatine bağlı olarak bizim "iddialı" cümlelerimizi bir daha masaya yatıralım...

Kısacası, diyordum ya efendim, sayısı 10'u geçmez diye... Siz 11. olmayı başaramadınız... Bu memlekette, sayısız defalar olduğu gibi mârifeti harcadınız... Üstelik, bunu Sn. İman'ın bu incelemeye gösterdiği ilgiye ve benim bu ilgi karşısında duyduğum memnuniyete karşılık yaptınız; nefsinize yenildiniz...

Selamlar,

N_S

Sn. Berguzar,

İman'a karşılık vereceğim derken Rehber02 ile beraber forumu kilitlediğinizin umarım farkına varırsınız... Son mesajımda söylediğim gibi, sizin ve bir başkasının hatta buna Adâlet'i bile katabiliriz; benim "edepsizler"imden olmadığınızı alenen söylüyorum... Benim "edepsizler"im SAF-SA-TA-CI-LAR.....

Siz, Rehber02 ve Adâlet gibiler de sütten çıkmış ak kaşık değilsiniz... Çünkü, gol atacak sınırlı sayıda oyuncunun ayaklarını sakatlamakla meşgulsünüz... Bunun için size ve Rehber02'ye teşekkür  edemeyeceğim... Adâlet  zâten benden  teşekkür beklemez.. :)

Diğer paragraflarınıza karşılık yazmayacağım.. O konularda kendinizi geliştirmeniz şart.. Bence, vakit kaybetmeyin.. Hatada ısrar  sevap kazandırmaz... İlimsiz Kurân olmaz... Önce altyapı, sonra yine altyapı..

Selam,

N_S 

Merhaba Semazen;

Semazen Yazdı.

Verdiğiniz karşılık, zâten mesajımla siparişini verdiğim ve geldiği için beni şaşırtmayan bir karşılık oldu... Özetle, şunu ispat etmiş oldunuz.. Mârifet iltifata tâbi imiş; iltifata en uzak olanlar mârifet sahipleri imiş... Mârifetim var, maharetim var demek kabahat imiş... 

Kısacası, diyordum ya efendim, sayısı 10'u geçmez diye... Siz 11. olmayı başaramadınız... Bu memlekette, sayısız defalar olduğu gibi mârifeti harcadınız... Üstelik, bunu Sn. İman'ın bu incelemeye gösterdiği ilgiye ve benim bu ilgi karşısında duyduğum memnuniyete karşılık yaptınız; nefsinize yenildiniz...

Bu cümlelere lütfen dikkat çekelim. Yanlışım varsa lütfen düzeltin. Ortalara bir laf attı ne idüğü belirsiz edepsizler diye, bu lafa karşı çıkanları yorumladığı ayetlerdeki kişiler olarak lanse etti ve mutlu oldu. Ve kendini koyduğu konumun ne tarafa kaydığını bilmeden hemde... Sizin hakaretvari cümlelerinize her şekilde karşı çıkan insanları etiketlendirdiniz vesselam.

Ayrıca yaptığınız çalışmayı tam bizde takdir edecekken öyle bir yere getirdinizki konuyu, beni alkışlayın kimseyi alkışlamayın der gibi cümleleriniz, beni tanıyın başka kimseyi tanımayınvari hitabınız maalesef sizin emeğinizi yere çaldı. Kendi yapıp ettiklerinizden lütfen bizi sorumlu tutmayınız.

Sizin nazarınızda şahsım adına konuşuyorum, hiçbir sırada olmak istemem. Benim tek amacım Allahın rızasını kazanmış bir kul olmaktan öteye gitmez, buna da imanım mani olur, nefsime de bu konuda yenik düşemem.

Kimseleri sevmek zorunda değilsiniz ama insanlara da hakaret edemezsiniz üstü kapalı. Ederseniz de bunları okumaya mecbur kalırsınız. Verdiğiniz dinden diyanetten uzaklaşmış iki kişiyi bu kadar kişiye maledemezsiniz. Kaldı ki onların durumunu ancak yüce yaradan bilir, haddinizi aşmayınız zanlarla.

Sizin konuya değindiğiniz ayetleri hafızama aldım, aklıma vurdum, bu konudaki emeğinizi gözardı etmediğim gibi, üstü kapalı hakaretlerinizi de burada okuyup cevaplayarak düşüncemi sizinle ve okuyanlarla paylaşıyorum.

İmtihan Allahın imtihanıdır, bu konuda insanları sınayarak düştüğünüz durumdan Allaha sığınırım.

Sayın Semazen,

Bir kere siz de hiç bir şekilde tanımıyorsunuz. Ama benim hata yaptığımı söylediğiniz konularda aynı hataya düşerek benimle ilgili yargılara varmışsınız. Ben bu büyüklenmenin, kibirlenmenin nedenini anlamaya çalışıyorum. Kendinizi öyle bir ululamışsınız ki aklıma celalettin geldi. Ne yapayım ayinesi iştiri kişinin diye bir söz var. Celalettin de sizin ibi mesnevinin önsözünde bu kitabın Allahtan olduğunu söylemiş. Cümleler çok benzeşiyor.

Hanif ve ya da safbilgi ya da öteki, beriki beni hiç ilgilendirmez. Ben size yazdım; yazınızı okuyordum ki sonraki mesajlardaki uçuş halini görünce öyle bir mesaj yazmayı gerekli gördüm.

Sn. İman dediğiniz kişininin hakaretlerini görmedim diyemezsiniz. Böyle bir kişiyle aynı ağızdan konuşuyor olmanız doğal olarak sizinle ilgili yargılara varmama neden olmuştur.

Şimdi, yine sizin duygusal yoğunluğunuzu hesap ederek şunları ilâve etmek istiyorum.. Kullandığım rumuza kanarak bana bir şeyler izâfe edilmesi, bunu yapanlarda bir problem olduğunu düşündürüyor bana... Herşeyden önce ben mevlevî  değilim; hayatım boyunca hiçbir tarikata, cemaata  intisâbım olmadı.. Süs olsun diye de, ney üflemişliğim veya semâ yapmışlığım bulunmuyor... Bununla beraber, merhum C. Rûmî aleyhinde söz söyleme ve/veya onu ne yapıp edip taşlama hatasına düşmüyorum... Dînim İslâm, meşrebim mevlevilik, pîrim M. C. Rûmi diyenlere saygı duyuyorum... Varsa muhalefet edeceğimiz detaylar onlar bizde  saklı kalmak kaydıyla...

Keşke kendisine iman adını veren ünlü hakaretçi arkadaş da bu kadar açık sözlü olabilse. Gerçekten takdir ederdim o zaman. Ama arkadaş ne yapıyor, işini içine çişini karıştırarak zırvalıyor. Kendisine çok nazik bir şekilde düşüncelerini açıkla, sağa sola küfür savurma dediğim halde isterseniz bana yazdığı cevabı bir okuyunuz. O zaman kimin ne olduğunu anlayacaksınızdır.

Ancak, maalesef ve maalesef beklediğim negatif tepkiyi verdiniz ve bana ortaya koyduğumuz inceleme hakkında "iddialı" birkaç cümle  kurmayı çok gördünüz... Eğer, Kurân  incelemelerinin teknik analizi üzerine bir  altyapıya hakikaten  sahip olsaydınız; bize o sıfatları yakıştırmaktan bir kez daha utanırdınız... Oysa, bugüne kadar mesajlarımda yer  vermediğim türden, bir kaç iddialı cümleyi  ilk defa kullanmıştım..

Ne bekliyordunuz? Kendinizi tanrılaştırma adına size bir de yazıyla ilgili cevap mı yazsaydım? Herhangi bir şekilde, forumun harhangi bir yerinde ister teknik ister taktik anlamda bir alt yapıya sahip olduğumu hiç bir şekilde söylemedin. Aksine tüm herkes  gibi Kuranı araştırmaya ve anlamaya çalıştığımı ve bu konuda kat edecek daha çok yolumun olduğunu belirttim. Dolayısıyla kendi acizliğimi kabul eden bir insan olarak utanılacak ya da sıkılacak herhangi bir şey yaptığımı zannetmiyorum. Ama siz o iddialarınızla uçuşa geçtiğinizi, Kuranı en iyi anlayan anlamında sözler sarfettiğinizi kendiniz söylüyorsunuz. Ben de diyorum ki bu kibirin, büyüklenmenin ya da halk diliyle kendini bir halt zannetmenin sebeb i hikmeti ne olaki? İman size gaz verdi diye mi böyle sözleri sarfetme cesaretinde bulundunuz. Yoksa başka sebep var mı? İmana olduğu gibi size de mi ilham geliyor yoksa. Ben kendi seviyem neyi götürüyorsa Kurandan onu anlamaya ve yaşamaya çalışırım. Herhalde bu kadar net ifade edilemez.

Verdiğiniz karşılık, zâten mesajımla siparişini verdiğim ve geldiği için beni şaşırtmayan bir karşılık oldu... Özetle, şunu ispat etmiş oldunuz.. Mârifet iltifata tâbi imiş; iltifata en uzak olanlar mârifet sahipleri imiş... Mârifetim var, maharetim var demek kabahat imiş... 

Yani diyorsunuz ki rehber beni onayladı. Ben artık uçuşa geçmi marifet ehli bir insanım. Kanıt mı istiyorsunuz; işte rehberin mesajı. Bak bana neler yazmış. Demekki ben de bir şeyler varki böyle yazmı. Yok, yooom kesinlikle ben artık ermiş bir marifet ehliyim. Öyle mi? Mantıki çıkarımınız bu mu gerçekten? Marifetiniz ya da maharetiniz varsa bırakın bunlara insanlar karar versin. Siz kendiniz söylerseniz insanlar hadi canım sen de derler. Haklı olarak böyle söylerler. Kendi kendini övüp yücelteceğine bırak da bunu seninle ilgili ben söyleyeyim. Ki yazmayı düşündüğüm mesajda takdirlerimi de iletcektim ama sonrası malumunuz.

Şimdi, ilmin vakarını ayağa kaldırarak, ama benim ayaklarım -inşaALLAH- yere sağlam basarak, mesajımda geçen 1 ve 2 numaralı sorularımın altına imzamı atmaya izin veren Allah'a  sonsuz şükürlerimi arz ediyorum... Siz, ehline müracaat edin ve burada okumaya çalışıp muhtemelen anlamadığınız bu incelemeyi ehlinin değerlendirmesine sunun.. Alacağınız cevaba ve o cevabı verenin liyâkatine bağlı olarak bizim "iddialı" cümlelerimizi bir daha masaya yatıralım...

Ben gerktiği zaman başka insanlara başvurmayı kendime görev addederim. Buradaki sorun benim anlayıp anlamamam değil. Paragrafta sözünü ettiğiniz iddialı cümlelerdir, buradaki sorun. Ya ben anlatamıyorum gerçekten. Çok net soruyorum, siz kendinizi ne zannediyorsunuz kuzum? O kadar uçuştan sonra bir de oturup cevap mı yazayım, bunu mu bekliyorsunuz gerçekten? Şöyle bir durup düşünün ve yazdıklarınızı bir daha okuyun bakalım, ben ne yazmışım diye. Ondan sonra oturur konuşuruz, neyi isterseniz.

Kısacası, diyordum ya efendim, sayısı 10'u geçmez diye... Siz 11. olmayı başaramadınız... Bu memlekette, sayısız defalar olduğu gibi mârifeti harcadınız... Üstelik, bunu Sn. İman'ın bu incelemeye gösterdiği ilgiye ve benim bu ilgi karşısında duyduğum memnuniyete karşılık yaptınız; nefsinize yenildiniz...

Böyle sayı hesaplırından oldum olası nefret etmişimdir. Ben 11. ciyim ne de başka bir şey. Özü sözü bir olan kendi halinde biriyim ben. Size verdiğim cevapta en küçük nefsi bir şey olmadığına Alalhın adına yemin ederim. Eğer varsa öyle bir şey Allahın laneti üzerime olsun, yoksa sizin üzerinize olsun mu arkadaşım? Sizin marifet dediğiniz şey kendiniz dev aynasında görmek ise ben böyle bir marifeti ne yapayım.

Zaten çok sonraları farkına vardım. Mesajınız iman denilen şahsa hitapla başlıyormuş. Görmedim, görseydim kesinlikle cevap yazmazdım. Tabiki imana seslenen bir mesaj için başkalarından yorum beklemeniz apayrı bir çelişki. Velhasıl oyuna geldim.

İmanla hasbihaliniz arasına girdiğim için özür dilerim. Varın siz kendi yolunuza gdin ben kendi yoluma gideyim. Ha, bu arada şu iman denen arkadaşa benim adıma bir kaç nasihatte bulunursanız gerçekten memnun olurum. Kusura bakmayın ama artık çişli mesajları dayanılmaz bir hal aldı. Ayniyle cevap vermek isterdim ama terbiyem müsaaede etmiyor. Sizi şeyhi gibi gördüğü için belki sizi dinler. Rica ediyorum.

Başkalarıyla aranızda olanlar beni alakadar etmez. Ben söze bakar ona göre cevp veririm. Yanlışım varsa anında özür dileyip yanlışımdan dönmeyi de gurur meselesi yapmam.

Sizden açık yüreklilikle nefsime hoş gelen şeylerden dolayı böyle uçuş cümleleri kurdum demenizi beklerdim. Dikkat edin şeytan boş durmuyor. Sağ gösterip sol vurmasın sakın. Benimkisi sir dost tavsiyesi.

Dileyen hak verir, dileyen vermez. Hiç ama hiç umurumda değil.

berguzar Yazdı: Ayrıca yaptığınız çalışmayı tam bizde takdir edecekken öyle bir yere getirdinizki konuyu, beni alkışlayın kimseyi alkışlamayın der gibi cümleleriniz, beni tanıyın başka kimseyi tanımayınvari hitabınız maalesef sizin emeğinizi yere çaldı. Kendi yapıp ettiklerinizden lütfen bizi sorumlu tutmayınız.

"Neden saçların beyazlamış arkadaş??

Sana da benim gibi çektiren mi var??"

N_S

sayın semazen,

Yazdıklarını dikkatle takip ediyordum.

Emeğini takdir ediyor,bana kattıkların için sana teşekkür ediyorum.

"Aman Ormancı! Aman Ormancı!

Köyümüze bıraktın YOKTAN bir acı!"

N_S

Merhaba Semazen;

Allaha şükürler olsun ki kimsenin bana birşey çektirdiği yok. Kendi kaygılarınıza lütfen bizi ortak etmeyin. Birde şunu söylemeden edemeyeceğim. Bana ve bir arkadaşa siz de sütten çıkma ak kaşık değilsiniz dediniz. Siz benimle hiç yaşadınızmı, hiç beni tanıdızmı, ben nasıl biriyim en ufak bir fikriniz var mı? Ya da kimler ak kaşık kimler kara karış vahiy mi aldınız bununla ilgili. Biz sizin şahsınıza birşeyler yazmıyoruz burda, yazdığınız cümlelere karşılık yazıyoruz. Kimsiniz, nesiniz bilmem, merak ta etmiyorum. Sizin için iyi ya da kötü biri diye yorum da yapamam çünkü sizi tanımıyorum.

Rehber02'nin yazdıklarına aynen katılıyorum. Tam sizi takdir edecekken şok olduk yazdıklarınızın devamında.

Buraya ortalık karıştırmak için gelen ateistlere bile bu kadar hakaret edilmedi inanın. Her seferinde iyi niyetle onlar doğru yola çağırıldıuyan uydu, uymayan zaten yoluna devam etti, ama bizler kendi yolumuzda bildiklerimizi bilmeyenlere iletmeye, bilmediklerimizi de bilenlerden ve Kurandan öğrenmeye kendini adamış kişiler olarak en azından ben ve rehber02 (bu açıklamaya ihtiyaç duydum çünkü, ithamlarınıza kendimi ve onu ben ortak etmiştim ve bunda da yanılmadığımı görüyorum), bu iyi niyetleri görmezden gelip, bu kadar böbürlene böbürlene yazmanıza inanın anlam veremiyoruz, veremiyorum.

Burada insanlara birşeyler katmayı çok istiyorsunuz bu belli oluyor ama yönteminizde sorunlar var. Lütfen bu konularda ciddi düşünmeye davet ediyorum sizi, icabet eder ya da etmezsiniz takdir sizindir. Ancak her hakaretvari yazdıklarınıza mutlaka söyleyecek bizim de iki satır sözümüz olacaktır, bu da biline....

berguzar Yazdı: Allaha şükürler olsun ki kimsenin bana birşey çektirdiği yok. Kendi kaygılarınıza lütfen bizi ortak etmeyin.

O şarkıyı, ikinizin bana çektirdiklerine binaen mırıldandım... :)

berguzar Yazdı: Birde şunu söylemeden edemeyeceğim. Bana ve bir arkadaşa siz de sütten çıkma ak kaşık değilsiniz dediniz. Siz benimle hiç yaşadınızmı, hiç beni tanıdızmı, ben nasıl biriyim en ufak bir fikriniz var mı? Ya da kimler ak kaşık kimler kara karış vahiy mi aldınız bununla ilgili. Biz sizin şahsınıza birşeyler yazmıyoruz burda, yazdığınız cümlelere karşılık yazıyoruz. Kimsiniz, nesiniz bilmem, merak ta etmiyorum. Sizin için iyi ya da kötü biri diye yorum da yapamam çünkü sizi tanımıyorum.

Bu kısımda söyleyebileceğim iki şey var.. Biri, Türkçenizin sorunlu oluşuna dair... Bu durumunuzun faturasını ödemek yerine geçecek şekilde size cevap yetiştiremem... Diğerine gelince, onu söyleyemem; çünkü gerçekten kabalık olur... Çok şükür, bugüne kadar kabalık ettiğim görülmemiştir... (İddialı bir cümle oldu ama neyse..) 

berguzar Yazdı: Rehber02'nin yazdıklarına aynen katılıyorum. Tam sizi takdir edecekken şok olduk yazdıklarınızın devamında.

Şok olacağınız yerler ve hususları lütfen dikkatle seçin.. Lüzumsuz şok oluşların -bu başlık altında görüldüğü gibi- şok olanlar dâhil kimseye faydası yoktur... Havanda su döğmeye tekâbül eder... Beni ve okuyucuları beyhûde yere meşgul ediyorsunuz...

berguzar Yazdı: ... ama bizler kendi yolumuzda bildiklerimizi bilmeyenlere iletmeye, bilmediklerimizi de bilenlerden ve Kurandan öğrenmeye kendini adamış kişiler olarak en azından ben ve rehber02 (bu açıklamaya ihtiyaç duydum çünkü, ithamlarınıza kendimi ve onu ben ortak etmiştim ve bunda da yanılmadığımı görüyorum), bu iyi niyetleri görmezden gelip, bu kadar böbürlene böbürlene yazmanıza inanın anlam veremiyoruz, veremiyorum.

Lütfen, karar verin ve tercihinizi yapın..  "Bildiklerinizi bilmeyenlere iletmeye, bilmediklerinizi de bilenlerden ve Kurân'dan öğrenmeye kendini adamış kişiler olarak" bunun gereğini mi yapacaksınız; yoksa Semazen'e "böbürlenmek" konusunda ders mi vereceksiniz?? Eğer, ikinci madde sizi daha memnun edecekse, şunu iddialı biçimde söyleyebilirim ki Semazen sizin bu hususta kendisine ders verebileceğiniz bir insan değildir.. Ama ders almak isterseniz; böbürlenerek yazmanın ve böbürlenmenin ne olup olmadığı konusunda size konferans bile verebilirim... İddialı bir cümle oldu değil mi?? Şimdi diyeceksiniz ki bu da böbürlenme... Biz de diyeceğiz ki HAYIR!! N'apalım özgüven ve hazmedilmiş Kurân bilgisi olunca insanda böyle oluyor...

berguzar Yazdı: Burada insanlara birşeyler katmayı çok istiyorsunuz bu belli oluyor ama yönteminizde sorunlar var. Lütfen bu konularda ciddi düşünmeye davet ediyorum sizi, icabet eder ya da etmezsiniz takdir sizindir. Ancak her hakaretvari yazdıklarınıza mutlaka söyleyecek bizim de iki satır sözümüz olacaktır, bu da biline....

Cenâbı Mevlâ'ya sonsuz şükürler olsun; yöntemimde hiçbir sorun yok!! Pırıl pırıl... Pürüzsüz.... Tertemiz... Hâlisâne.... Bilgi merkezli... Hazmedilmiş... Sayısız testlerden Allah'ın izniyle alın akıyla geçmiş... Berguzar ve Rehber02'nin eleştirilerine dayanıklı... Sapasağlam.. Dimdik... Bundan sonra da Cenâbı Mevlâ ferâset ve basiret verdikçe ve yardım ettikçe böyle olacak... Hiçbir Berguzar ve Rehber02 toz konduramayacak!! Bu kadar net!! Bu kadar açık!!!

Semazen'i bırakın; kendinize bakın... Alacak çok yolunuz; aşacak çok engeliniz var... Ben kendi yolumu ve engellerimi biliyorum; bu hususta gerektiğinde bilgiçlik taslıyorum; şimdi gerektiği gibi... Sizde o kıvama eriştiğinizde -inşaALLAH- zâten aramızda problem kalmayacak... O vakte kadar bilmediğiniz, anlamadığınız bir konuda sûizanlar üreterek Semazen'i dilinize dolamaktan vazgeçin...

"Hayır buna da cevap veririz; biz altta kalır mıyız" diyecek olursunuz diye şimdiden açıklama yapayım... Bizimle münâzara etmeniz ve hele hele mağlubiyet dışında bir seçeneğe ulaşmayı hayal etmeniz aklınıza ziyandır.. Bu münasebetle, sevgili İman ile olan tartışmanızı kendisi ile tamamlayın... Benimle irtibatınızı artık kopartın... Beni, lütfen bir daha sizlere cevap yazmaya mecbur bırakmayın.. Cenâbı Allah, anlayışınızı yükseltsin; ilminizi artırsın... Âmin..

N_S

Not: Sn. Yalnız_Kürt'e inceliği için gönülden teşekkürler.. Bu kadar lüzumsuz heyecan ve mesaj içinde, ihlaslı bir teşekkür duymak gönüllerden çok akla hitap ediyor... Aklıma böyle bir konfor sunduğunuz için ben de size teşekkür ederim...

Merhaba,

Kızılca kıyâmet kopartan sorularımı -belki böbürlenerek belki de tevâzu ile, dileyen yazı tura atabilir- dikkatinize tekrar sunuyorum... Ayrıca, her bir sorumun altına -belki böbürlenerek belki de tevazu ile, yazı mı tura mı?- imzâmı herkesin görebileceği büyüklükte bir kere daha atmış oluyorum... Dînimize dünyamıza hayırlı uğurlu olsun... :) İsteyen alınsın, isteyen gocunsun...

Semazen Yazdı: ....., bu çalışmanın bizim için asıl değeri nedir diye sormalıyız..

                                         N_S

Semazen Yazdı:  Daha önce, geçmişte ve çağımızda bu meseleyi ele alıp bu şekilde veya başka bir şekilde detaylandıran var mıdır?

                                           N_S

Semazen Yazdı: Bu çalışmada, Cenâb-ı Allah'ın lutfu ile keşfedilen detayların, yapılan te'villerin yanlışlığını ispatlayacak, ortaya konulmuş delilleri çürütecek bir görüş sahibi var mıdır??? Bilemiyoruz; bunu zaman gösterecek!

                                           N_S

Semazen Yazdı: Onlarca ciltlik tefsirler yazan, ne kadar ehliyetli insanlar oldukları şüphe götürmez ilim adamlarımızın bile çözmekte zorlandıkları meseleleri çözen bir kalem ve kelam sahibi ile karşılaştığınızda neden kayıtsız kalıyorsunuz ya da (sözde) Adâlet gibi düşman  kesiliyorsunuz????

                                           N_S

Not: Kurân üzerinde çalışıyorsanız; asla Nobel bekleyemezsiniz.. Buna rağmen, birilerinin elinize dinamit lokumu tutuşturmasına da rıza gösteremezsiniz...