HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Sünnete Fransız Kalanlar İçin Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
AbdulVedud
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 nisan 2008
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı AbdulVedud

Xweser-Mirov Yazdı:

Ne diyelim, Allah sonumuzu hayretsin..

Verdigin ayetlere kor kalmiyorum ki, Resule itaati Kurana itaat olarak aliyorum.. Cunku, Resul yok aramizda,

Resul yok ama sünneti dipdiri aramızda, görmek isteyene, yoksa doğuştan köre kırmızıyı nasıl anlatırsın vesselam !

Xweser-Mirov Yazdı:
teblig ettigi, hayatina ona gore yasadigi, ona gore hukum verdigi, Kuran var..

yani onun Kur'an'ı nasıl pratik ettiğinini hiç önemi yok öylemi, Kur'an'ı nasıl anlattığının hiç önemi yok öylemi, kendinizi onun yerindemi sanıyorsunuz, yani "ona indi ve o yaşadı, öyleyse arada Resule ne gerek vardı direk gökyüzünden bir kitap halinde ineydi ya" mı diye düşünüyorsunuz?

Xweser-Mirov Yazdı:
Resullah'a sorulan sorulari, Kuran' da gorebiliriz kardesim, sahabe neler sormus bakin Kuran'a.. Neler hakkinda soruyorlar.. !!! Sahabelerin sordugu sorulara bakin, neler harciyacaklarini, kiyamet saatini, ruh hakkinda sorularina bakin ? Neleri merak etmis sahabe ..!!!

Kuran kendisini en iyi tefsir olarak nitelendirirken, kendisinin aciklama oldugunu soylerken, hala ben Kuran'i anlamak icin aciklama olarak kabul ettiginiz hadislere yonelmem nedemek yahu..

Sahabe'nin sorulari icin Kuran'a yonlendiriyorum sizleri..!!!!!!!!

Bir defa olsun, Kuran bize yeter zihniyeti ile okusaniz, siz de goreceksiniz sahabenin sorularinin dahi Kuran'da oldugunu.. 


hayır vallahi Kur'an'a yönlendirmiyorsun sen beni, sen Kur'an dışında başka bir şeye/modernist İslam denen şeye/kendi aklımla yaptığım tevillerin hükümlerine yönlendiriyorsun...

Yukarı dön Göster AbdulVedud's Profil Diğer Mesajlarını Ara: AbdulVedud
 
atakan2007
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 mart 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı atakan2007

AbdulVedud Yazdı:

Kur'an diyorsunuz ama hala bu ayetleri görmemezlikten geliyorsunuz;

(Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]

(Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]

(Resulüm de ki; �Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!� ) [A. İmran 31]

(O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 4]

(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]

(De ki, �Allaha ve Peygambere itaat edin! Eğer [uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [A. İmran 32]

(Allahın yolu ile, peygamberlerin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir.) [Nisa 150,151]


Peki bu ayetler Kur'an'dan değilmi, nasıl böyle kör olabiliyorsunuz, Şeytan'ın gözünüze gönlünüze kurulmasına izin vermeyin, itin Şeyta'nı kenarada akl-i selim düşünün yoksa sonunuz hüsran ve dalalet olur !

işinize nasıl gelirse öyle Kur'an demek Kur'an'ın dini değil kendi tevillerinizin dini olur, mazaallah !

Lütfen ayetleri kafanıza göre yazıp birşeyler ispatlamaya çalışmayın. Asıl kör olan sizsiniz. Allah'ın ayetlerini kafanıza göre kullanıyorsunuz. İşte verdiğiniz ayetleri, öncesi ve sonrası ile okursanız belki ne anlatılmak istendiğini anlarsınız.

Nisa

 

77. Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.”

 

78. Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, “Bu, Allah’tandır” derler. Onlara bir kötülük gelirse, “Bu, senin yüzündendir” derler. (Ey Muhammed!) De ki: “Hepsi Allah’tandır.” Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

 

79. Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.

 

80. Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.

 

81. Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.23

 

82. Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.

 

Ahzab

 

63. İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır.” Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.

 

64. Şüphesiz Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır.

 

65. Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.

 

66. Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, “Keşke Allah’a ve Resül’e itaat edeydik” diyecekler.

 

67. Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.”

 

68. “Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanete uğrat.”

 

69. Ey iman edenler! Siz Mûsâ’ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıştı. Mûsâ Allah katında itibarlı bir kimse idi.

 

70-71. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.

 

72. Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.

 

 

Haşr

 

7. Allah’ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.

 

Ali İmran

 

 

23. Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmüyor musun ki, aralarında hüküm vermesi için Allah’ın Kitabına çağrılıyorlar da sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor.

 

24. Bunun sebebi, onların, “Bize, ateş sadece sayılı günlerde dokunacaktır.” demeleridir. Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır.

 

25. Bakalım, kendilerini o geleceğinde hiç şüphe olmayan gün için bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese kazandığı tamamen ödendiği vakit, halleri nice olacaktır.

 

26. De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.”

 

27. “Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.”

 

28. Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah’adır.

 

29. De ki: “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”

 

30. Herkesin yaptığı iyiliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah kullarını çok esirgeyicidir.

 

31. De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

 

32. De ki: “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.

 

Necm

 

1-2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.

 

3. O, nefis arzusu ile konuşmaz.

 

4. Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.

 

Araf

 

157. Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî20 peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır.21 Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

 

158. (Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O halde Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”

 

Nisa

 

150-151. Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya;işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mealidir.

Yukarı dön Göster atakan2007's Profil Diğer Mesajlarını Ara: atakan2007
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Selam..

Kur’an sana yetmiyor mu? Allah Kitabı detaylandırıp açıklamışken, ben anlayamıyorum mu diyorsun? Allah’tan başka hakem mi arıyorsun? Nasıl hüküm veriyorsun, Kur’an’dan başka bir Kitab’ın mı var hüküm vereceğin?

Hadisler diyorsun, peki hadisler bu kadar önemli ise neden Hz. Muhammed kendi sözlerini bizzat kendisi yazmamıştır/yazdırmamıştır? Bu hadisler neden Kur’an ile çelişmektedir, ya da bu hadisler neden Kur’an’dan ayrı hükümler içermektedir? Allah’ın ak dediğine kara diyenlerin konumları nedir?

Maide Suresi
(99) “Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir.” ………

Böyle onlarca ayet var.. Kızacaksanız Allah’a kızın şöyle diyerek “” Ya Rab, Peygamberi sen niye böyle Postacıya indirgiyorsun? Niye O’na “sadece görevin tebliğ etmektir” diyerek saf dışı bırakıyorsun?”" diye..

Şimdi Kur'ân'da ne "Peygamberin Sünnetine uyun" diye bir ayet var, ne de "Peygamberin hadislerine uyun" diye bir ayet.

Kitap ve Hikmet = Kur'an'dır.

Tabi araştırmadığınızdan ve size ne denirse lup diye yuttuğunuzdan ne KİTAP kelimesinin anlamını bilebilirsiniz, ne Kur'an'daki diğer kullanımlarının ne olduğunu bilebilirsiniz... Yine aynı şekilde ne de HİKMET kelimesinin ne olduğunu bilebilirsiniz. Bilmeyince de Kitap olsa olsa Kur'an'dır, hikmet de olsa olsa sünnettir deyip geçersiniz.. Şimdi bu kelimelerin ne olduklarına değinmeyeceğim. İsterseniz araştırabilirsiniz. Peki eğer Hikmet sünnet ise ve Hz. İsa da bizim Peygamberlerimizden biri olduğuna göre, o zaman O'nun sünneti nerededir?? Davud Peygamberin sünneti nerededir?

 

Zühruf; 63: İsa apaçık delillerle geldiği zaman dedi ki: “Ben size hikmeti (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri) getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde Allah’a karşı takvalı olun, ve bana itaat edin.



Bilindiği gibi İslâm, kendilerine Müslüman diyenlerin hâl ve hareketlerinden değil, sadece Allah’ın indirdiği Kitap’tan ibarettir:

Zümer Suresi
22 Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık/nur üzerinde olmaz mı? Allah'ın zikrine/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık bir sapıklık içindekiler.

23 ALLAH en güzel hadisi, tutarlı/birbiriyle uyumlu ve ikişerli bir kitap halinde indirdi. Rab'lerine saygı duyanların derileri ondan dolayı ürperir. Sonra derileri ve kalpleri ALLAH'ın zikrine karşı yumuşar. Bu, ALLAH'ın yol göstermesidir; dilediğini ve/veya dileyeni ona ulaştırır. ALLAH'ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz.

Nahl Suresi
89 … Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.


Şimdi diyebilirsiniz ki; biz de Kur'an'a uyuyoruz, Kur'an'da Peygambere uyun, itaat edin ayetleri var, böylelikle hadislere uymak da şart.

Peki madem hadislere uymak kesin şart idi, neden Peygamber yaşıyor iken Kur'an'ın yanında bir ek kitap olarak yazılmadı? Neden 100-150 sene sonra bazı kişiler tarafından toplanılıp yazıldı??

Şimdi bu sorular bir kenara Kur'an'a baktığımızda Hz. Muhammed'in Kur'an dışında din ile ilgili olarak başka birşey söylemediğini, dini bilgilerin sadece Kur'an'dan ibaret olduğunu, Peygamberin Kur'an'a/vahye kendinden hiçbirşey katmadığını, sadece vahye uyduğunu rahatlıkla görebiliriz.

Hakka Suresi (43-47)

43 Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.

44. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

45. Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.

46. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

47. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.


Ne diyor 44. ayette "Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi".. Burda geçen "bazı lafları" bölümüne dikkat çekmek isterim. Yani peygamber almış olduğu Kur'an vahyine kendinden en ufak bir şey eklerse Allah'ın ne yapacağı 45 ve 46. ayetlerde yazmaktadır. Şimdi soruyorum. Allah, Kuran vahyine Peygamberin kendinden en ufak bir şey eklemesi durumunda neler olacağına dair hususları belirterek neden böyle bir tehditte bulunuyor? Madem peygamberin ağzından çıkan herşey dini bir hükümse, neden Allah, Peygamberden Kuran vahyi ile peygamberin kendi sözlerini birbirine karıştırmamasını/katmamasını istiyor? Bana göre bu soruların cevabı açık. Dinde hükmü sadece Allah koyar. Bu konuda kimseye de yetki vermemiştir. Bu sebeple Kur'an vahyine/yani Allah'ın kendi koyduğu dini sınırlara, dini hükümlere, dini bilgilere Peygamberin, kendinden en ufak bir ekleme yapması durumunda ne olacağını ayetlerden öğreniyoruz.

Allah'ın Peygambere olan bu tehditi gerçekleşmediğine göre Peygamber dine kendinden asla birşey katmamıştır. Söyledikleri sadece vahiydir/Kur'an'dır.

Örneğin; Allah, sünnet olmayı farz kılmamıştır. Doğal olarak dinle ilgisi olmayan bu uygulamayı Hz. Muhammed dinin bir şartı imiş gibi, Allah'ın bir emri imiş gibi söyleyemez, söylememiştir de. Bu Yahudi adeti ne yazık ki Hz. Muhammed'e fatura edilerek dinin bir gereğiymiş gibi gösterilmiştir.

Şimdi aşşağıda birazdan vereceğim farklara geçmeden önce bir ayet daha sunmak istiyorum...

Lokman Suresi

6: İnsanlardan bazısı var ki, halkı bilgisizce Allah’ın yolundan saptırmak ve onu hafife almak için temelsiz hadislere sarılırlar… Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.


Bu ayetin öncesindeki ayetlerde de Kur'an'a vurgu vardır. Ve 7. ayette de temelsiz hadislere sarılanların Allah'ın hak olan ayetlerinden sırt çevirdiklerinden söz etmektedir.

Şimdi Ehli Kur'an ile Ehli Sünnet Arasındaki Bazı Farklara Bakalım.


Hepsini yazmaya elbette yeltenmeyeceğim. Yoksa oturup bir tarafa Allah`ın Kitabı Ku'ran`ı diğer tarafa da hadis kitaplarını, ilmihalleri, külliyatları, arap geleneğini, tarikat kültürünü, şeyhlerin şıhların sözünü, diyaneti koyalım, aradaki farkı ne benim ömrüm yazmaya yeter, ne de sizin ömrünüz okumaya.

İşte Size Allah yolunda olan EhliKuran`la, şeyhlerinin ve arap kültürünün peşinden giden ehlisünnetin ufacık !!! farkları;

1-Ehli Kuran`a göre dinin tek kaynağı Kuran`dır. Ehlisünnete göre, Kuran artı hadisler artı ilmihaller artı büyük şeyhlerinin/alimlerinin sözleri, ilmihal kitapları dinin kaynağıdır.

2-Ehli Kuran mezhepsizdir. Ehlisünnet, Ehli Kuran mezhepsiz diye onlara söver.

3-Ehli Kuran mezhepsizdir. Ehlisünnet kendi mezhebinden olmayanı da cehennemlik görür, kendi dışındaki ehlisünnete de söver.

4-Ehli Kuran, Kur'an'a göre yaşar. Ehlisünnet bunu anlamaz, Kur'an'ı yetersiz bulur 1. maddede sıralanan dostlarına uyar. Ve Ehli Kuran`ın dini modernleştirmeye çalıştığını zanneder.

5-EhliKuran`a göre Peygamberimiz sonsuz saygı duyulacak, çok büyük ahlaklı üstün insandır. Ehlisünnete göre Hz. Muhammed insan değil insanüstüdür.

6-Ehli Kuran, sadece Kur'an'da yazan gaybi bilgilere inanır. Ehli sünnet ise Kur'an'da olmayan bir sürü uyduruk kıyamet alametine; Hz. İsa'nın geleceğine, Mehdinin geleceğine, Deccal'in geleceğine dair Hıristiyan ve Musevi kaynaklarda başkaca versiyonları bulunan uydurma masallara inanır.

7-Ehli Kuran`a göre haremlik-selamlık yoktur, ehlisünnete göre vardır.

8-Ehli Kuran`a göre zinanın cezası Kuran`daki gibi uygulanır. Ehlisünnete göre Recm(taşlayarak öldürülme)olarak uygulanmalıdır.

9-Ehli Kuran`a göre dünyanın yaratılma nedeni; Allah`ın kendi sanatını göstermek istemesi ve insanları imtahan etmesi içindir. Ehlisünnete göre peygamberin yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır.

10-EhliKuran tereddütte kaldığı konularda Kuran`a başvurur, ehlisünnet şeyhine.

11-EhliKuran içinden geldiği şekilde zekatını verir, ehlisünnet 1/40 ını (ki ayrıca zekattan yırtmak için türlü nedenleri vardır. )

12-EhliKuran Allah`ın istediği şekilde örtünür. Ehlisünnet hadisin, toplumun, kocanın istediği şekilde (bunun içine türban, çarşaf, peçe, hatta çift peçe giyer. )

13-Ehli Kuran`a göre kadın sesi haram değildir. Ehlisünnete göre haramdır.

14-Ehli Kuran`a göre Allah`ın yasakladığı leş, kan, domuz eti, Allah adına kesilmemiş hayvanlar dışında kalan herşey istenirse yenilebilir. Ehlisünnete göre yenilmeyecek şeyler hadislerdedir (Ör; midye, karides... ayrıca kabak sevmeyen öldürülür. Not: Kur'an'da haram olarak belirtilenlerin dışında kalan ve iyi ve temiz olan, hatta domuz hariç Ehli Kitab'ın bütün yemekleri helaldir. Lakin bazı uydurma hadislerle haramlar eklenmiştir. Hatta ilmihal Kitap'larında yer alan Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar listesinin Tevrat'ın Leviler bölümüden araklandığı gün gib aşikardır. )

15-EhliKuran`a göre Kadir gecesi Kur'an'ın indirilmeye başlandığı gecedir ve sadece o gece Kadir gecesidir. Kur'an her sene tekrar inmemektedir. Ehlisünnete göre Ramazan ayının içerisinde kendilerine göre belirledikleri 3-5 tarihten kesin biridir.

16-EhliKuran`a göre cennet, cehennemlikleri Allah belirler. Ehlisünnet ise kendi belirler (Ör; kandil gecesi, kadir gecesi namaz kılan yada bir körü 40 adım yürüten kesin cennetliktir. )

17-Ehli Kuran`a göre din insan hayatının her alanına müdahele etmez. Ehlisünnete göreyse din yemeği hangi elle yiyip suyu nasıl içiçeğimizi bile belirler.

18-EhliKuran hergün Kur'an ayeti okur. Ehlisünnet arasıra ilmihal.

19-EhliKuran Kitabın canlılar için indirildiğini bilir. Ehlisünnet ölünün arkasından anlamını bilmeden de olsa güzel sesli birine Arapça Kur'an okutur.

20-EhliKuran orucunu bozarsa onun karşılığı bir gün oruç tutar. Ehlisünnet 60 gün tutar yada tutamaz olayı unutur.

21-EhliKuran kendi yaratıcısı Allah`tan başka kimseye dua etmez. Ehlisünnet ise aracılık edeceklerini zannettiklerini de duaya katar.

22-EhliKuran için Kuran kültürü önemlidir. Ehlisünnet için Arap kültürü...

23-Ehli Kuran için Kur'an yeterlidir ve tamamlanmıştır. Ehlisünnet içinse Kuran yetersizdir, O`nu hadislerle desteklemek ve tamamlamak gerekir.

24-EhliKuran`a göre Kitap bütün insanlara indirilmiştir ve anlaşılırdır, içinde herşey açıklanmıştır. Ehlisünnete göre Kitab`ı herkes anlayamaz, anlaşılması içinde din büyüklerine, ilmihal kitaplarına ihtiyaç vardır.

25-EhliKuran`a göre din yalnız Allah'a has kılınmalıdır. Ehlisünnete göre toplumun yalnış örf ve adetlerine, uydurma hadislere...

26-EhliKuran`a göre kadınlar hergün namaz kılabilir, oruç tutabilir. Ehlisünnete göre, kadın adetliyse bunları yapamaz hatta haccı geçersizdir.

27-EhliKuran`a göre kadın salat için toplantıya gitmelidir. Ehlisünnete göreyse kadının Cuma namazında ne işi vardır.

28-EhliKuran`a göre orucu cinsellik ve yeme-içme bozar. Ehlisünnete göre kan aldırmak, kusmak, kadın resmine bakmak v. s. bozar.

29-Ehlikuran`a göre Kitabımız Kur'an korunarak gelmiştir. Ehlisünnete göreyse bazı ayetleri keçiler yemiştir.

30-Ehlikuran herzaman Kuran`ı okuyabilir. Ehlisünnet abdest almadan Kur'an'a elini bile sürmez.

31-EhliKuran`a göre erkek altın takabilir, ipek giyebilir. Ehlisünnette bunlar yasaktır.

32-EhliKuran`a göre abdesti tuvalet ihtiyacını gidermek ve cinsel ilişki bozar. Ehlisünnet bunlara ilaveten karşı cinsle tokalaşırsa, yüksek duvardan atlarsa, kusarsa abdestini yeniler.

33-EhliKuran`a göre Kur'an'da yazdığı gibi her peygamberin hatası olabilir. Ehlisünnete göre kesinlikle olmaz.

34-EhliKuran toplum beğenmese de Allah`ın kurallarını uygular. Ehlisünnet bazen popülist olabilir.

35-EhliKuran için oruç zamanı seferi olmak kendi insiyatifindedir. Ehlisünnetin bazısı sırf seferi olayım diye mesafeyi 90 km ye tamamlar.

36-EhliKuran için yardımlaşma, zekat verme, kurban kesip etini verme her zaman için geçerlidir. Ehlisünnete göre ise bu faaliyetler sadece belirli gün ya da belirli aylarla sınırlıdır.

37-EhliKuran Allah`ın emrettiği gibi bilimle akılla iç içedir. Ehlisünnete göre (Ör, Buharide ki bir hadise göre yeryüzü balığın sırtındadır. ) He belkide bu ayıkladıkları hadislerdendir. Biliyorsunuz son zamanlarda artık saçmalıklarından utandıkları bazı hadisleri kaldırıyorlar.

38-EhliKuran sanatın karşısında olmaz. Ehlisünnete göre cehennemde en çok azaba ressamlar uğrayacaktır.

39-EhliKuran`a göre dinde cinsiyet ayrımı yoktur, kadının hakları korunur. Ehlisünnete göreyse kadının cennete girmesi için bile kocasına sorulur. Kadın tek başına 90 kmden uzağa gidemez. Namaz kılanın önünden geçen kadın, domuz ve köpek gibi namazın bozulmasına sebep verecekler sınıfındandır. (İşte size bir hadis; kocanın vücudu irinle kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocanın hakkını ödememiş olur. )

40-EhliKuran`a göre Kuran`da çelişki yoktur. Ehliünnete göreyse çelişki olduğundan nasih-mensuh vardır.


Ve görüleceği gibi İslam dinindeki ihtilafların/fırkalaşmaların ortaya çıkmasındaki en büyük etken hadislerdir.

Bazı insanlar, aralarındaki ihtilafların giderilmesi için gönderilen Kur’an-ı Kerimi bırakıp, Peygamberden veya O’nun sahabesinden geldiği iddia olunan hadislere dalmış ve içinden çıkılamaz ihtilaflara düşmüşlerdir. Daha sonra da aslı astarı olmayan bazı hadislerden yola çıkarak kıyaslar yapmış ve daha fazla ihtilafların ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. Gerek itikadi farklılaşmanın, gerekse de ameli farklılaşmanın sebeplerinin başında; Peygambere veya O’nun sahabelerine fatura edilen hadisler gelmektedir. Aynı şekilde ümmeti bölen ve siyasi farklılaşmalarla onları küfür milletinin zulümlerine maruz bırakan parçalanmaların sebeplerinin en önemlisi de bu hadislerdir.

Hadisler gelenekçilerin açıkladıkları gibi Peygamberimizin sözleri değil, çoğunluğu O’nun ve sahabelerinin adına fatura edilmiş olan rivayetlerdir.
Hadis kitaplarında Peygamber adına fatura edilmiş onbinlerce hadis vardır. Buhari, Müslim de dahil olmak üzere her hadis kitabında Peygamber adına uydurulmuş olduğu % 100 ispatlanabilecek birçok hadis vardır. Ve bu uydurmalar gelenekçilerin sandığı gibi 3-5 rivayet değil, hadislerin büyük bir çoğunluğudur.

Hadis alimlerinin isnad sistemi diye ortaya koymuş olduğu sistem; tarafgirliğe dayalı olan ve gerektiğinde yalanı da içeren bir sistemdir. Bu sisteme asla güvenilemez. Belki araştırma yapıldığında illetleri akılla kavranılamayan Kur’an merkezli konularda, Kur’an’ın mesajının te’kid ve tebyin edilmesinde tamamlayıcı bilgi olarak isnad sisteminden faydalanılabilir. Yine bu faydalanma da % 100 sağlıklı değildir, ama diğer delillerle birleştirilerek faydalanılabilir. Ama hiçbir zaman bu bilgiler esas alınamaz. Ehli hadisin ortaya çıktığı ilk dönemlerde isnad sistemi hadislerin Peygambere aidiyetinin garantisi gibi gösteriliyordu. O günden bu güne kadar da aynı anlayışın sağlıklı olduğuna inanılıyordu. Biz diyoruz ki, bu zihniyetin oluşması için, birçok rey ehline iftira atılmış ve cahil kalabalıkların da katkısıyla bu yanlış anlayış –ehl-i reye rağmen- günümüze kadar taşınmıştır. Bu insanların iftiralarından rey ehlinden olan Nazzam ve Ebu Hanife gibi alimler bile nasiplerini almışlardır. İftiralara örnek olarak, Nazzam’a gece gündüz içki içer fuhuş yapardı ve haysiyetsizdi diyen İbn-i Kuteybe’yi ve Ebu Hanife’ye Muhammedin dinini değiştiren, hadislere hurafe diyen, sahih hadisi inkar eden, ümmetin fitnecisi…vb diyen İbn-i Hibban’ı örnek olarak gösterebiliriz.
Hadislerin Peygamber döneminde-DİNİN İKİNCİ KAYNAĞI- olduğu iddiası da yalandır. O dönemde hadislerin yaygın bir şekilde yazılmadığı apaçık ortadadır. Eğer dinin ikinci kaynağı olsa mutlaka yazılırdı. Hadislerin ilk başta Kur’an ayetlerine karışmamış olduğu yorumu da mantıksızdır. Çünkü birçok sahabenin ezberinde olan Kur’an’ın hadislerle karıştırılmasının imkanı yoktu. Zaten Kur'an ayetleri, yani vahiy gelir gelmez yazdırılıyordu. Diyelim ki bazı ayetler hemen yazılmadı ve böylelikle Peygamberin hadisleri de yazılmıyordu. Pekala Beni Saide gölgeliğinde hilafete kimin seçileceği tartışılırken niçin Sünnilerin hadis kitaplarındaki onlarca hadisten söz edilmedi. Çünkü o hadisler o dönemde yoktu. O hadisler siyasi olaylar sebebiyle daha sonra uydurulmuş ref edilerek Peygamber veya O’nun sahabeleri adına fatura edilmiştir. Aynı şekilde Şiilerin bildiğini iddia ettikleri birçok sahabe; buradaki hilafet seçiminin sonucunda çıkıp da “Hayır! Bu seçim doğru değil, Peygamberin hilafete Ali’yi daha layık gördüğüne dair onlarca rivayet var demedi. Niye? Çünkü onların sahih dedikleri birçok rivayette aynen Sünnilerinki gibi olaydan sonra uydurulmuştu. Bu bilinçle hareket eden birçok sahabe ve Ebu Hanife ve İmam Malik gibi mezhep imamları sahih senetle gelmesine rağmen-sünnet anlayışlarına aykırı olan- sahih hadisleri reddetmişlerdir. Hanefilerdeki Manevi İnkıta meselesini anlayanlar bizim açıklamalarımızdan gerekeni anlayabilir. Onu bilmeyenler ve kör mukallitlikle müttaki bir muvahhit olunacağını sananlar ise; maalesef ne açıklamalarımızı ne de dinlerini anlama şerefine nail olamayacaklardır.
Hadis kitaplarında bırakın sözleri ameller bile doğru nakledilememiştir. Hatta imanın şartının kaç olduğunu bile hadisçiler net bir şekilde aktaramamışlardır. Bu onların Peygamberin sözünü değil de, en temel inancı bile doğru nakledemediklerini ispatlamaya yeterlidir. Mesela; iki sayfalık hadisi doğru nakletmek bir yana, bütün hadisçiler yan yana gelse Peygamberin kıbleye karşı bevledip bevletmediğini çözemezler. Ancak te’ville, nesh mensuh…vb yöntemlerle rivayetler arasını bağdaştırmaya çalışırlar. Ama bunda bile başarılı olamazlar. Çünkü, kendilerine çöl ortamında yüzlerce defa belki de sahabeler arasında bevletmiş olan Peygamberin bir amelini bile doğru nakledememişsiniz, sözlerini nasıl nakledeceksiniz? Deseniz hiçbir cevap veremez ve sadece sizi sünneti inkar etmekle suçlarlar. (Sünnetle hadisin farkını bilmeyecek kadar sünneti anlamaktan uzak oldukları için; siz, Peygambere ait olmayan sözleri(hadisleri) reddettiğiniz halde, onlar Alah’ın rasulünün Kur’an’ı yaşama şekli olan sünneti inkar ettiğinizi sanacak ve size karşı tutumunu da ona göre belirleyecektir.

Hadislerin aslının vahy olduğu iddiası da yalandır. Bu konuda İbn-i Hazm, İmam Şafi, İbn-i Hibban ve benzerlerinin getirdiği deliller bağlamlarından kopartılmış ayetler ve uydurulmuş hadislerdir. Örnek olarak, bu kişiler Kur’an hakkında söylenmiş olan Peygamberin konuştuklarının vahy olmasını, hadislerin de aslının vahy olduğuna delil getirmişlerdir. Bu doğru değildir. Ayetin ayetler içindeki, sure içindeki bağlamına ve siyak sibakındaki nüzul kronolojisi dikkate alınarak Kur’an içindeki bütünlüğüne bakıldığında gelenekçilerin yorumlarını yaparken Kur’ana bakmak ve O’nu anlamak yerine, O’ndaki ideolojilerini desteklediklerini sandıkları herhangi bir ayeti cımbızla çıkartıp, binbir te’ville te’vil edip daha sonra işte bakın Kur’an’da da bizim teorinin delili var demişlerdir. Ataları taklitle ömür tüketenlerin, Kur’an’a bakarak fikir üretmeleri mümkün olmadığı için maalesef ilgili kişilerin delil diye verdikleri ayet, asla delil olmamasına rağmen binlerce yıldan beri alim ulema geçinenler arasında delil diye açıklanıp durmuştur. Dikkat ediyorsanız, meşhur Necm suresindeki ayetlerin bizim anladığımız manadaki hadislerle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Yine aynı şekilde Hicr suresindeki “zikri biz indirdik ve O’nu biz koruyacağız” ayetindeki zikrin hadisle hiçbir alakası da yoktur. Hatta bütün akıl sahipleri ittifak etmişler ki hadisler korunmamıştır ve korunmadığı konusunda ihtilafta yoktur. Ümmetin üzerinde ittifak ettiği tek şey; Allah’ın kitabının değiştirilmeden günümüze kadar geldiğidir. Hadisler öyle mi? Müçtehit olmayanların bir müçtehidi taklit etmesi gerektiğini açıklayan Hüsnü Aktaş ismindeki gelenekçi bir hocamızın kitabındaki “itibar edilen hadis kitaplarımızda aynı konuda birbiriyle çelişkili iki sahih hadise her zaman rastlanılır…” şeklindeki açıklama bizim iddialarımızın muhaliflerimiz tarafından da aynen kabul edildiğinin göstergesidir. Teşhisimiz aynı olan bu konuda çözüm önerilerimiz oldukça farklıdır. Onlar hadisler karmakarışık onu biz anlayamayız, anlayan bir müçtehide tabi oluruz derken, biz evet! Karmakarışık olduğu doğru bu yüzden dinimizi yaşamak için Kur’an’a sımsıkı yapışmalı, hadislere ise sadece Kur’an’ı anlamamıza yardımcı olacak kadar bakmalıyız. Bunu yapmayarak “bu karmakarışık hadislerden ancak mezhep imamlarımız ve alimlerimiz anlar” diyenler, artık uykudan uyanmalı ve müçtehitlerin de ihtilafları çözemeyerek Kur’an’a rağmen ortaya çıkartılan bu ihtilafların içinde boğulup kaldığını anlamalıdır.
Geleneksel hadis anlayışının esas aldığı sahabe tarifi de yanlıştır. Eğer bu tarif esas alınırsa o zaman, sahabenin tümünün adil olması, tamamen imkansız hale gelir. Bu tanım ve sahabenin tümünün adil olduğu şeklindeki yorumun, rivayetlerin eleştirilmesini önlemek için hadis ehlinin yapmış olduğu bir koruma çemberi olduğunu biliyoruz. Ve bu şekildeki sonradan çıkartılan saçma sapan kurallara itibar etmiyoruz. Hadisçi kesim bu hadisleri korumak ve kollamak adına uydurmuş, daha sonra tartışılmasın diye akaid konularının arasına katmış ve bir inanç şekline dönüştürmüştür. Maalesef bunda da başarılı olmuş ve bunun sonucunda binlerce uydurma hadis, sahih hadis olarak hadis kitaplarında yer alabilmiştir.
Gelenekçilerin geçmişteki alimlerin uydurma hadisleri temizledikleri iddiaları da doğru değildir. Bunu söyleyenlere, Buhari’den sonra yaşayan hadis alimlerinin çalışmaları sonucunda, Buhari’de uydurma olduğunu anlayıp seçtikleri kaç uydurma hadis var? Diye bir soru sormanız yeterlidir. Cevap “Buhari’de olmaz” olacaktır. Halbuki Buhari’de Peygambere aidiyeti imkansız olan, çünkü, Peygamberin vefatından sonra ortaya çıkan ve hadis uydurmacılarının tetikleyicisi olan savaşların birebir açıklamasını yapan rivayetler vardır. Buhari’yi araştıranlar, orada her iki siyasi grubun kendi yorumlarını hadis diye uydurup Buhari’nin içine taşıdıklarını göreceklerdir. Siyasi olaylar sonucunda ortaya çıkan savaşta ölenlerin Müslüman olduğunu söyleyen ve her iki tarafı temize çıkarmaya çalışanların da, tam tersine her iki tarafı suçlayanların da kendi tezlerini Peygamber adına fatura ettiklerini kolaylıkla anlayacaktır. Örnek olarak; siyasi olaylar sonucunda iki tarafın Müslüman olduğunu savunanlar, “İki (İslam) topluluğu savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu iki topluluk arasında büyük bir harp olacaktır. Halbuki ikisinin de davası birdir. “ hadisini, tam tersini savunarak her iki grubunda cehennemlik olduğunu söyleyenler ise “Ebu Bekre hadisi Ahmet b. Kays rivayetinde şöyle demiştir. “Sıffin harbi sırasında) şu adama (Ali b. Ebi Talip) yardım etmeye gittim. (Yolda) Ebu Bekre ile karşılaştım. Nereye gitmek istiyorsun? Diye sordu. Ben “Şu adama (Ali’ye) yardım etmeye” dedim. Ebu Bekre “Dön zira ben Rasullah’ın İki Müslüman kılıçlarıyla karşı(laşıp vuruştukları) zaman öldüren de, ölen de cehennemdedir.” Buyurdu. Ben ya Rasullah, şu katilin Cehennemlik oluşunu anladık, öldürülene ne oluyor? Dedim. O da arkadaşını öldürmeye hırslı idi” buyurdu. Hadisini delil göstermiş ve bunu da Buhari’ye Peygamber sözü olarak yazdırtabilmişlerdir. Bunun örnekleri onlarca, yüzlerce değil binlerce vardır. Ve biz bunları zamanı geldikçe teker teker göstermeye çalışacağız.
Hadis kitaplarındaki hadislerin birçoğu Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmak şöyle dursun, tam tersine zorlaştırmıştır. Maalesef bazı konularda bu zorlaştırmanın bir ucu imkansızlaştırmaya doğru gitmiştir. Hadis kitaplarındaki hadislerin mutlaka bilinmesini şart koşan hadisçi zihniyet; maalesef hadislerin büyük bir çoğunluğunun Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmak şöyle dursun, tam tersine zorlaştırmış olduğunun farkına varamamıştır. Biz bazı hadislerin Sünnetin anlaşılmasında ve dolaylı olarak da Kur’an’ın anlaşılmasında faydaları olduğunu inkar etmiyoruz. Ama bu gelenekçilerin anladığı gibi değil. Çünkü gelenekçilere göre Kur’an merkezli ve ameli tevatür olarak gelen uygulanmış bir sünnet ile, merfuluğu, ittisali tartışılacak bir ferdi rivayet kitapta geçiyorsa aynı şeyi ifade eder. Ehli Sünnetliği kimseye bırakmayan tarikatçıların eserlerinde, bu tip ferdi rivayetlerin, Kur’an ayetlerini tekzip edercesine uydurulmuş anlamlarına ve çürük isnadlarına bakılmaksızın yer alması bu iddiamızı ispatlamaktadır. Bu tip rivayetler, sadece tarikat kitaplarında değil, akaid kitaplarında bile kullanılmıştır.



__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Selam..

Allah sahabeleri övmüyor Kur'an'da. O'nun gösterdiği yola, O'nun gönderdiği Peygamberlere uyanları övüyor Allah. Siz okuduğunuz kitaplarda, başında her "Ebu .." yazan adamı mübarek bir insan sanıyorsunuz, yanılıyorsunuz. Hiç "münafık" diye bir kelime duydunuz mu? Nedir, ne iş yapar? Münafıkların Kur'an'da nasıl tarif edildiğini ve o dönemde neler yaptıklarını Kur'an'da hiç okudunuz mu? Kimin münafık, kimin gerçek müslüman olduğunu Hz. Muhammed'in bile bilemediğini siz okudunuz mu Kur'an'da?

O dönemde münafıkların, Ehli Kitap'tan olanların, müslüman görünüp, inanıyoruz deyip, İslam'ı yıkmak adına nasıl faaliyetler yaptıklarını bi okuyun Kur'an'dan. Bi okuyun araştırın. Size Kur'an'ı, anlamını bilmeden, sadece namazda papağan gibi söyleyesiniz diye Arapçasından bir kaç ayet ezberlettirmişler, biraz da böyle kendi düşüncelerine delil diye ayetleri kırpıp kırpıp, yamultup ( Örneğin Haşr Suresi 7 ) belletmişler o kadar.,,,,,,

Araf Suresi
(157) Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Tevbe Suresi
(100) İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ( hicret edenler ) ve ensar ( Medine'de onlara yardım edenler) ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.

Hadis kitaplarında "ben şundan duydum, ben Peygamberden duydum, Peygamber şöyle dedi" diye başlayan sözlerin hiçbiri Peygambere ait değildir, Ravilere ( Rivayet ) edenlere aittir. Rİvayetin de ne anlama geldiğini hatırlatırım. Dinlerini rivayet üzere inşa eden sizler, zan ve kuruntu sahibisiniz. Bir hadis eğlencesi satın almış eğleniyorsunuz.

Dini kimler yozlaştırmış bir araştırın. Peygambere iftira atarak hadisler uyduranlar mı, sadece Kur'an diyenler mi?


Peygambere o kadar iftirayı atan çapulcular utanmamış da, sizi Kur'an'a çağırdığım için ben niye utanç duyacağım?

Çoğunluk doğrunun göstergesi olamaz. Yoksa o kadar kilise, o kadar manastır, o kadar havari, o kadar incil, o kadar Rahip, o kadar haham, o kadar hamami o kadar papaz, o kadar hokkabaz, hepsimi yanlış?

 




__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
AbdulVedud
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 nisan 2008
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı AbdulVedud

TÜM BU İFTİRALARINIZDAN DOLAYI ALLAH'A VERECEĞİNİZ HESAPTAN (ALLAHU ALEM) HİÇ KORKMAZMISINIZ BİR AN ÖNCE TEVBE ETMENİZ SALIK VERİYORUM SİZE ..
Yukarı dön Göster AbdulVedud's Profil Diğer Mesajlarını Ara: AbdulVedud
 
AbdulVedud
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 17 nisan 2008
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı AbdulVedud

Bakın arkadaşlar bu işler öyle iğnelemeyle, hakaretle, ithamla falan olmuyor, şimdi eğri oturup doğru konuşalım ve şu konu hakkında bakalım ne deliller varmış hep birlikte okuyup kavramaya ve akletmeye çalışalım, şimdi Allah (cc)'ın hak Kitabı Kuran-ı Kerim, sünnetin delil oluşunu kesin olarak ifade eden birçok ayet-i kerime ile doludur.

Bu ayet-i kerimeler birkaç gruba ayrılır. Bazen bir ayet birden fazla gruba da dahil olabilmektedir.

Birinci Grup Ayetler:

Bunlar Hz. Peygamber (sav)'e iman etmenin vacip olduğunu gösteren ayetlerdir.

Hz. Peygamber (sav)'e iman ile anlatılmak istenen, O'nun peygamberliğini ve Kuran'da zikri geçsin geçmesin, O'nun Allah (cc) Katından getirdiği bütün şeyleri tasdik ve kabul etmektir. Peygambere uymamanın ve verdiği hükme razı olmamanın imanla bağdaşmayacağını ifade eden ayetler de bu gruptandır:

"Şu halde Allah'a, O'nun Resûlü'ne ve indirdiğimiz nur (Kur'an)a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdâr dır." (Teğabün Suresi, 8 )

"De ki: "Ey insanlar, ben Allah'ın hepinize gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O'nundur. O'ndan başka ılah yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadır. O'na iman edin ki hidayete ermiş olursunuz." (Araf Suresi, 158 )

Kadı ıyaz (544/1149) demiştir ki: "Allah'ın peygamberi Hz. Muhammed'e (sav) iman, kesin bir farzdır. ıman ancak onunla tamam olur ve ancak onunla sıhhat bulur."

İmam Şafi (204/819) demiştir ki:

"Allah Teala, kendisine ve Resulü'ne imanı, diğer bütün amellerin başlangıcı ve kamil imanın kaynağı yapmıştır. Bir kul Allah'a iman edip de Resulü'ne iman etmezse, imanı tamam ve sahih olmaz. Hatta kabul görmez."

İbn Kayyim el Cevziyye (751/1350) ise bu konuda şöyle demektedir:

"Allah Teala, Ashab-ı Kiram'ın, Hz. Peygamber ile toplu bir işteyken ondan izin almadan herhangi bir yola ve yere gitmemelerini, imanın gereklerinden kılmıştır. Dolayısıyla O'nun izni olmadan ilmi bir mezhebe ve hükme gitmemeleri imanın bir gereği olmaktadır..." (El Muvakkiin, 1, 58 )

ıkinci Grup Ayetler:

Bu gruptaki ayetler, Hz. Peygamber (sav)'in, Allah (cc)'ın hükmüne uygun olarak Kuran'ı açıklayıcı ve şerh edici olduğunu ve Hz. Peygamber (sav)'in ümmetine kitabı ve hikmeti (sünneti) öğrettiğini gösteren ayetlerdir. ımam ?afi ve diğer alimler hikmete sünnet anlamını vermişlerdir.

Ayetlerde Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:

"Biz Kitab'ı ancak, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik." (Nahl Suresi, 64)

"Andolsun ki Allah, mü'minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler." (Al-i İmran Suresi, 164)


İmam Şafi demiştir ki:

"Allah Teala, Kitap deyince Kuran'ı, hikmet ile de -görüşlerine katıldığın ehl-i Kuran alimleri gibi- Hz. Peygamber (sav)'in sünnetini kastetmiştir. Bu görüş Kuran'ın ifadesine uymaktadır. Allah en iyisini bilir. Çünkü Kuran, önce Kuran'ı, peşinden de Hikmet'i zikretmiştir. Allah Teala da kendilerine, Kitap ve Hikmet'i öğretmekle kullarına yaptığı ihsanı zikretmektedir. Allah, en doğrusunu bilir. Buradaki hikmetin Hz. Peygamber (sav)'ın sünnetinden başka bir şey olduğunu söylemek de uygun değildir. Sebebi şudur: Allah Teala hikmeti Kuran'la yan yana zikretmiştir. Ayrıca Peygamberine itaati ve herkese onun emrine uymayı farz kılmıştır. Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünnetinden başka hiçbir söz için farz denilmesi caiz değildir." (İmam şafii, er Risale, 78 )

Üçüncü Grup Ayetler:

Bu gruptaki ayetler, Hz. Peygamber (sav)'e emir ve nehiylerinde mutlak olarak uymanın vacip, O'na itaatin Allah (cc)'a itaat olduğunu gösteren, kendisine muhalefetten ve sünnetini değiştirmekten sakındıran ayetlerdir:

Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (Al-i İmran Suresi, 132)

"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Resûl'e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın." (Muhammed Suresi, 33)

"Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir." (Maide Suresi, 92)


İbn Kayyim el Cevziyye (751/1350) demiştir ki:

"Allah Teala Kendisi'ne ve Resulü'ne itaati emretti. Peygambere emrettiklerini, Kitab'a arzetmeksizin bizatihi kendisine itaatin vacip olduğunu bildirmek için 'peygambere de itaat ediniz' buyurarak "itaat" emrini tekrarladı. Hz. Peygamber (sav) bir emir verdiği zaman, o emir Kuran'da bulunsun bulunmasın, mutlak ve müstakil olarak kendisine itaatin vacip olduğunu bildirdi. Çünkü O'na, Kitap ve beraberinde benzeri değerde sünnet verilmiştir."

Kuran'da Rabbimiz Resul'e itaatin önemiyle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. Kim Resûl'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik." (Nisa Suresi, 79-80)

Dördüncü Grup Ayetler:

Bu gruptaki ayetler, Hz. Peygamber (sav)'den bildirilen bütün söz ve hareketlerde O'na tabi olmanın ve kendisini örnek almanın vacip olduğunu, Allah (cc)'ın muhabbetinin tahsisi için O'na uymanın gerekli olduğunu gösteren ayetlerdir.

"De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)

"Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi, 21)



ŞİMDİ EĞER MÜSLÜMANSANIZ BU AYETLERE ELBETTE İNANIR VE İTAAT EDERSİNİZ DİMİ, ÖYLEYSE HADİ VAZGEÇİN BU İNADINIZDAN...
Yukarı dön Göster AbdulVedud's Profil Diğer Mesajlarını Ara: AbdulVedud
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemre

Selam..

Kardeşim biz bu ayetlere inanmıyoruz mu dedik? Biz Allah'a, Peygambere ve Kur'an'a inanmıyoruz mu dedik?

Sadece senin algıladığın gibi algılamıyoruz. Yani hadislerin, ilmihallerin, siyer kitaplarının ve bilimum mezhep kitaplarında bahsi geçen Peygambere ve ona ait olduğu iddaa edilen sözlere değil, Kur'an'ın anlattığı Peygambere ve Allah'ın O'ndan söylemesini istediği bütün "De ki" ile başlayan ayetlerdeki %100 sahih hadislerine kayıtsız şartsız itaat ediyoruz...

 



__________________
İsrâ 89
   Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
ilon
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 01 subat 2008
Gönderilenler: 64
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ilon

inanmıyorum ya! sünnetin içinde bir sürü tutarsızlık var ama ayetlerde yok.Nasıl olur da bizi ayetlerden alıkoyuyorsunuz hadislere yöneltiyorsunuz.Allahtan korkmuyor musunuz?Bu çok büyük bir iş! 
Yukarı dön Göster ilon's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ilon
 
mavera
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 10 nisan 2008
Gönderilenler: 56
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mavera

beni gülümseten de şu:  "Oysaki tartışmalarda gelip gelmek için sözlerinin Türkçe sini ezberliyorlar…"

ne diyim, "Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım?" Arapçasından okununca Allah'a ortak bakşa kaynakları da alın diyor sanki. Allah'a şükür ki arı duru Türkçe'ye çevrilmiş.

ENAM 114.
Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.

Yukarı dön Göster mavera's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mavera
 
gercekci-dost
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 nisan 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 66
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gercekci-dost

abdulvedud sen varya aynı hristiyan kafasındasın.

onlarda isa,isa diye diye sonunda o'nu Allah'ın oğlu ve Rab yaptılar. bu gidişle sizde Sevgili Peygamberimizi Allah'ın din ortağı ve genel müdürü yapacaksınız, gerçi yaptınızda zaten. Biz sünnete fransız kalmadık ama sen islam dinine st. paul  kalmışsın. Apaçık ayetleri bırakıpta  israiliyat palavralarının peşinde koşmak sana hiçbir fayda sağlamaz.

Aklını çalıştır.

selametle



__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Yukarı dön Göster gercekci-dost's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gercekci-dost
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats