HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Başörtüsü Allah’ın Emri Değildir Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
HÜSEYİN-1975
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 01 haziran 2010
Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HÜSEYİN-1975

Güzel ülkemdeki dini yanlışlar
1- Diyanetin varlığı
2- Güya dini öğreten imam hatip liselerinin varlığı
3- Camide maaşlı imamların çalıştırılması
4- Kılık kıyafetin hala dinle alakalı bir olguymuş gibi anılması
5- Dini bölen mezheplerin varlığı
6- Dini yalnız kendine özgülleyen ve kendinden olmayanı din dışı ilan edebilecek kadar ileri giden tarikatların varlığı
7- Hadislerin hala dinin temellerinden oluşu
7- Erkeğe bakışının bir kısmını kısmasını söyleyen Allah a  inat güzele bakmak sevaptır sözünü uygulayanların varlığı
Bunlar halledilirse herkes zaten istediği gibi giyinip kuşanabilir. Kime ne!!
Bu yanlışlar düzeltilecek. Elbet birgün...
Selam yalnız Kuran diyenleredir.



__________________
Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Yukarı dön Göster HÜSEYİN-1975's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HÜSEYİN-1975
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Hem "çok din"li Türkiye'miz "bir tek din"in devleti olsun hem de öteki dinlere yaşama hakkı versin... ı-ıh. Olllmaz. Eşyanın doğasına ters. Olursa zorunlu din dersleri gibi olur, ki "münafık üretme çiftlikleri"dir. (Bir önceki iletimden).

 

İmam, Cemaat Olmadığı İçin Camide Tek Başına Namaz Kılıyor

 

Merkeze bağlı 300 nüfuslu Denizgöründü'de 2005 yılının sonlarında inşaatına başlanan cami, 2007'de tamamlanarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu tarafından hizmete açıldı.

 

Devletin 70 bin lira harcayarak cami yaptırdığı köyde, o açılışın ardından beklenen olmadı. Köylüler, kendilerine sorulmadan yapıldığını söyledikleri camiye uğramaz oldu.

 

Müftülük tarafından camiye atanan imam Baki Pesen, beş vakit namazı 4 yıl boyunca tek başına kıldı. Müftülük daha sonra Pesen'i haftanın üç günü başka köylerde imamlık yapması için görevlendirdi.

 

Denizgöründü'de ise dört gün caminin kapılarını açan imamla birlikte ara sıra Muhtar İbrahim Kahya namaz kılmaya başladı. Ancak muhtarın da camiye geliş sayısının haftada 3'ü geçmediği öğrenildi.

YAPARKEN BİZE SORMADILAR

Köy sakinlerinden Hasan Durmuş, caminin köylüye sorulmadan yapıldığını belirterek, ''Devlet kimseye bir şey demeden geldi buraya camiyi dikti. Ancak köyümüzden hiç giden yok. Cami yapılırken bize sorsalardı da karşı çıkmazdık."

 

"Ama onun yerine cemevini tercih ederdik. Ben hiç gitmedin, gitmem de. Sadece cemevi olursa giderim'' dedi.

 

 

*

 

Hangi devlet, alevî köyüne cami yaptırır?

 

Bunu kime soralım; ulemaya mı, Diyanet'e mi? Ve burada ben soruyorum diye sakın alevî olduğumu sanmayın. "Kuran'da Allah ne diyorsa o!" demeye çalışan biriyim. Hiçbir mezhebe, tarikata ya da cemaata örgütsel ya da duygusal olarak bağlı değilim.

 

Bu devlet sünnî köylerimize cemevi yaptırsa ne olur?

 

İstabul'un Polenezköy ve Kınalıada  gibi bazı bölgelerinde Hristiyanlar oturuyor. Devletimiz oralara cemevleri yaptırsa ne olur?

 

Sevgi ile,
Hasan Akçay


__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

bir birey herhangi bir istekle gelir...

toplum adına devlet bu isteğe bakar...

eğer bu istenilen şey zararlı bir şey ise devlet yada toplum bu isteğe kısıtlama koyabilir koymalıdır...

yok eğer herhangi bir zarar bulunmuyorsa bu istek geri çevrilmemelidir...

bireyin bu isteği neden istediği dini amaçla mı yoksa kendi şahsi fikriyle mi olduğu bu aşamada belirleyici değildir...

başörtüsü herhangi bir zararı olan bir şey değildir...

bu yüzden devlet her hangibir yaş yahut hizmet alan veren  gibi kısıtlamalar koymaksızın bu konuda özgürlüğü sağlamalıdır...

hah ondan sonra...

baş örtüsü allahın emri mi yoksa kişinin kendi felsefi görüşümüydü bunu sohbet edebiliriz tartışabiliriz...

benim şahsi görüşüm allahın kullarından istediği onların zarar görmemeleridir...

kızına dışarda yağmur var yahut çok sıcak ona göre giyin de hasta olma diyen bir babanın tutumuyla aynıdır kurandaki örtünmeyle ilgili ifade bence...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

bu yüzden devlet her hangibir yaş yahut hizmet alan veren  gibi kısıtlamalar koymaksızın bu konuda özgürlüğü sağlamalıdır...

 

 

Haklısınız; size katılıyorum.

 

Üniversitede sorun sona erdi, biliyorsunuz. Şu anda Türkiye'mizin bütün üniversitelerinde tesettür özgürlüğü sağlanmış durumda. Onu konuşmuyoruz.

 

Tesettürlü kızlarımız üniversiteyi bitirip meslek hayatına atılınca da, hizmet veren hizmet alan ayırımı yapılmaksızın, elbet özgür olacaklar. Onu da konuşmuyoruz.

 

Neyi konuşuyoruz? İlköğretimi. Fıkhî açıdan kızlar 9 yaşından itibaren* mükelleftir. O bebelerimizin tesettür özgürlüğü de sağlansın mı? Buna itirazınız var mı?

 

Bunu sormamın nedeni şu ifadeniz: hah ondan sonra... baş örtüsü allahın emri mi yoksa kişinin kendi felsefi görüşümüydü bunu sohbet edebiliriz tartışabiliriz...

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

______________________________

 

*Tesettüre girme yaşı

 

REHBER dergisi

http://www.rehberdergisi.com/Rehber.asp?SaifeGenislet=FikihD etay&FikihNumarasi=2

 

Hz. Âişe (r.anhâ) anlatıyor: Esmâ bint-i Ebî Bekir (r.anhumâ), üzerinde ince bir elbise olduğu halde Rasûlullah (s.a.v.)’in huzuruna girmişti.

Rasûlullah (s.a.v.) ondan yüzünü ters istikamete çevirdi ve; "Ey Esmâ! Kadın hayız yaşına girdi mi, ondan sadece şunun ve şunun dışında hiçbir yerinin görünmesi caiz değildir!" dedi ve yüzü ile ellerline işaret etti.(Ebû Dâvûd, Libâs 34)

 

Yukarıdaki hadîs-i şeriften anlaşıldığı gibi, kız çocuğu adet görmeye başladığı andan itibaren yüzü ve elleri dışında kalan bütün bedenini örtmesi farzdır.

 

 

 

Süleyman Kösemen

Yeni Asya gazetesi

http://www.fikih.info/kategoriler/muhtelif-konular/2336-muke llefiyet.html 

 

Ergenlik çağı net olarak, erkek çocuklar için ilk ihtilâm olduğu yaşta; kız çocuklar için ise ilk âdet görmeye başladığı yaşta başlamış olmaktadır. Bunu yaş olarak rakamlara da döken İslâm Hukûkçuları bu konuda bir alt sınır, bir de üst sınır belirlemişler; alt sınırın altındakileri ergen saymamışlar; üst sınırı geçenleri ise, ergen olmadıklarını iddiâ etseler bile ergen saymışlardır. Alt sınır kızlarda dokuz, erkek çocuklarda on ikidir. Üst sınır ise, İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’ye göre kızlarda on yedi, erkeklerde on sekiz; İmam-ı Mâlik’e göre her iki cins için on sekiz; Hanefî Fukahasından İmam-ı Ebû Yusuf ile İmam-ı Muhammed’e göre ise her iki cins için on beş yaştır.6

 

*

 

Demek ki:

 

Bir kız

9 yaşından önce ergen değildir.

17 yaşından sonra ergen olmadığını söylese bile ergendir.

 

9-17 arası?

Yukarıdaki açıklamadan anlaşılan:

 

Fıkhî açıdan

9 yaşından sonra bir kız ergen olduğunu iddia ediyor ise ergendir.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

herhangi bir yaş sınırlaması koymadan yani isterse bebekkken isterse 3 yada beş yaşındayken  ...

bu konuda halk özgür bırakılmalıdır...

bakın çocuklar kaç yaşında olursa olsun camiye gidip namaz kılabilirler...

bu konuda halk özgürdür ...

her hangi bir kısıtlama yoktur...

sonuçta camiler çocuklarla mı doluyor...

isteyen elinden tutup camiye çocuğunu bazen getiriyor...

isteyen çocuğunna baş örtüsü giydiriyor zaten...

bunu okulda yada başka yerde niye yapamasın...

bunu kısıtlamanın bir anlamı yok...

zararlı bir şeyse  kısıtlansın...

değilse karışılmasın...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba sayın asım.

 

Devlet 9 yaşındaki bebelerin önce tesettür özgürlüğünü sağlasın, ilköğretim onlara onlar tesettüre bürünmüş olarak verilsin; tesettür Allah'ın emri mi yoksa onların kendi felsefî görüşü müydü ondan sonra konuşabiliriz diyorsunuz.

 

Görüşünüzü açık ve net olarak ortaya koyduğunuz için teşekkür ederim.

 

Ama öncelik konusunda size katılamıyorum. Ben önceliği Allah'ın hükmüne vermekten yanayım. Bu hem dinen doğru olandır hem de sorunu derhal çözmenin yolu. Yani tesettür Allah'ın emri değilse ve bu gerçek bugün ortaya konursa sorun bugün çözülür.

 

Sayfa 40'taki iletimin son iki paragrafında bunu belirttim:

 

Tesettür alanında yapılması gereken ilk şey doğruyu söyleyip Allah'ın gerçeğini ortaya koymaktır. Ondan sonra isteyen her kadın, üniversite dahil, her yerde istediği gibi giyinebilir. İlköğretimde, orta öğretimde, devlet dairelerinde...

 

Buna AİHM karışmaz, Anayasa Mahkemesi karışmaz, laik devletten yana olan siyasi partiler karışmaz. Çünkü onlar "laik devlete dinin müdahalesi" anlamındaki giyim kuşama itiraz ediyorlar. Onların itirazı dinsel olduğu öne sürülen giyim kuşamın dayatılmasına.

 

Zulüm nedir, onu belirlemeye çalışıyoruz ya bence şu soruyla başlamalıyız: O bebelerden sorumlu olan büyüklerin şu iki şeyden öncelikle  hangisini yapması zulümdür;

 

(1)Zulüm, Allah ne diyor  o bebelerin önce onu öğrenmesine izin vermek midir?

(2)Zulüm, Allah'ın ne dediğini o bebelerin öğrenmesini beklemeden onları tesettüre* sokmak mıdır?

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

______________________________

 

*Devlet çocuğu alırDevlet çocuğu alır

Bülent SARIOĞLU / ANKARA

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16112623.asp?gid=373

 

İlköğretim çağındaki çocuklarını türbanlı olarak okula göndermekte ısrar eden ailelere TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’den uyarı geldi. Üskül, "Bu iş daha ileriye giderse, aile çocuğu baskı altına alıp öğrenim özgürlüğünü engelliyorsa devlet o çocuğu alır ve öğrenim görmesini sağlar" dedi.

Adana, Konya ve Mersin’de ilköğretimde yaşanan türban ısrarını değerlendiren, velilerin "Bu çocuk okuyacak" sözünü anımsatan Üskül, şunları söyledi: "Doğru, bu çocuk okuyacak. İlköğretim zorunlu, mutlaka okula gidecek. Ancak devletin koyduğu kurallara uyarak gidecek. 18 yaşını henüz doldurmamış çocuk ve gençlerin gittiği okullarda, ilköğretimde ve ortaöğretimde devlet düzeni kurmakla ve kurallar koymakla yetkilidir. Zaten anne babalara düşen yükümlülük de o kurallara uygun biçimde çocuklarını okula göndermektir. Bu konuda taviz verilemez. Taviz verilmesi demek o çocukların eğitim hakkının engellenmesi demektir. Aileler mevzuata karşı koymakta direnirlerse suç işliyorlar demektir. Valilerin görevlerini yapması gerekir.

Bu iş daha ileriye giderse, aile çocuğu baskı altına alırsa çocuk aileden alınır. Bu yetkiler devletin elindedir. Tabii bunlar aşama aşama uygulanacak şeyler. İdare önce veliyi ikna etmeye çalışır. Şu anda yapılan bu. İkna olmazlarsa cezalar var. Çocuk aynı zamanda aile içinde baskı altındaysa ve öğrenim özgürlüğü engelleniyorsa devlet o çocuğu aileden alır ve öğrenim görmesini sağlar."

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da "İlkokullarımızda özellikle örtülü olarak eğitim görme talebiyle karşılaşmış olmamızı zamanlama açısından manidar buluyorum" dedi.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
HÜSEYİN-1975
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 01 haziran 2010
Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HÜSEYİN-1975

(1)Zulüm, Allah ne diyor  o bebelerin önce onu öğrenmesine izin vermek midir?

(2)Zulüm, Allah'ın ne dediğini o bebelerin öğrenmesini beklemeden onları tesettüre* sokmak mıdır?


Kesinlikle katılıyorum. Doğrusu da budur.
Akletmeyen birinin ne dini vardır ne imanı.
Akletmeyen biri, insan öldürse ona ceza veremezsiniz.
Peki akletme yaşı kaçtır?
Akletme yaşı hayızlı olduğu yaş değil bir insanı öldürdüğü zaman idam cezasıyla yargılanacağı yaştır.
Çocuk o ya.



__________________
Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Yukarı dön Göster HÜSEYİN-1975's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HÜSEYİN-1975
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

allah neyi emreder...

innallahe yemuru bil adl...

allah adaleti emreder...

önce adil olacaksınız...

şöyle giyinirsen bu okula giremezssin demek zulumdür...

açanda girecek kapatanda...

ama mesela ben silahla okula gelmek istiyorum çünkü silah taşımaktır sünnettir dese buna izin vermeyeceksin...

niye çünkü zararlı...

kim emrederse etsin ister allah ister başka biri emretsin istenen  zararlı bir şey ise bunu yapmaya kalkana izin vermek te zulumdür...

yani başörtüsü allahın emri bile olsa eğer zararlı  bir şey ise devlet izin vermemelidir...

allahın değil şeytanın isteği bile olsa zararlı değilse izin verilmelidir...

biraz ajite ederek yazmamın sebebi istenen şeydeki zararın yada zararsızlığın en önemli mesele olduğuna dikkat çekmek istememdir...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Akletmeyen birinin ne dini vardır ne imanı. Allah razı olsun HÜSEYİN dost, bunu söylediğiniz için.

 

Ve teşekkürler asım dost, "biraz ajite ederek yazıyorum" dediğiniz için. Yoksa 9 yaşındaki bebenin, birileri onu yönlendirip baskılamazsa, tesettüre gireceğini aklı başında hiçbir insan öne sürmez.

 

9 yaşındaki bebelerin tesettüre girme yaşına ermiş olacağı gibi saçma bir hükmü Kuran'da asla bulamazsınız. Allah'ın dininde TESETTÜR YOK ki tesettüre girme yaşı olsun. Tesettür tamamen beşer uydurması.

 

Nûr 31'deki "Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" buyruğu UZUN KOLYE denen altın ziynetin örtülmesiyle ilgilidir, göğsün örtülmesiyle değil.

 

Çünkü daha önce "Açıkta olanların dışındaki ziynetlerini göstermesinler" deniyor. Örtülecek olan işte onlar.

 

Ve hemen sonra "Ama şu şu şu kimselere başka," deniyor. "Ziynetler"in onlara gösterilmesi caiz. Örneğin inanan kadının güvenilir bulup yakın çevresinde tuttuğu yabancı erkeklere:

 

ma meleket eymân uhun,

tâbi'iyne gayri ulîl ırbeti miner ricâl,  

tılfl illezîne lem yazherû alâ avrâtin nisâ

 

Eğer örtülmesi gereken, kadının GÖĞÜS misilli vücudu ve amaç ta erkeklerin kışkırtılmaması olsaydı bu yabancı erkeklere caiz ilan edilmezdi. Yoksa İslam fuhuş dini olurdu çünkü bu yabancı erkekler de tahrik olacak durumdalar.

 

Bu kadar açık ve basit bir gerçek neden görülmez anlamıyorum. En akıllı geçinenler de görmüyor. Örneğin HÜRRİYET yazarı Özdemir İnce'nin bugünkü yazısından:

 

(O devirde Arap kadınları) başlarını güneş ve kuma karşı bir doğal zorunluluk olarak örtüyorlar; aynı örtüyle memelerini örtmeleri de yeni edep anlayışı dolayısıyla isteniyor. Saç için bir zorunluluk yok. Bu kadar basit.

 

Ne memeleri Allah aşkına? Ne edebi? İnanan kadın memelerini erkek işçisine gösterirse ortada edep mi kalır, iffet mi kalır? Genç Muhammed o devrin ithalat-ihracatçısı Hatice'nin erkek tâbisiydi. Hatice'nin ona evlenmeden önce memelerini göstermesi caiz mi olur?  

 

Caiz olan, ziynetlerdir. Örneğin genç Muhammed uzak ülkelerin birinde görüp aldığı uzun altın kolyeyi Hatice'ye armağan etmiştir. Hatice onu blüzünün dışına takarak Muhammedil Emîn'in yanında durabilir. Muhammed'in o kolyeye ihtiyacı yoktur; olsaydı kendisine alıkor, armağan etmezdi. İnanan kadınların ihtiyaçsız erkek tâbileri işte bu - tâbî'iyne gayri ulîl ırbeti miner ricâl.

 

Nûr 31'deki buyruğun kadın vücuduyla, o vücudun örtülüp açılmasıyla, kısacası tesettürle zerre kadar ilgisi yok. Ama yüzyıllardır bu yalan söyleniyor; inanan kadınlara bu zulüm yapılıyor.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
HÜSEYİN-1975
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 01 haziran 2010
Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HÜSEYİN-1975

Akletme yaşına; hayızlı olduğu yaşa değil bir insanı öldürdüğü zaman idam cezasıyla yargılanacağı yaşa geldikten ve seçimini hür ve özgür iradesiyle yaptıktan sonra isteyen istediğini istediği yer ve zamanda giyebilir. Hiçkimsenin buna itirazı yok. Olamazda. Ancak itiraz bunu dine dayandırmayadır.
Başı örtmek, türban, başörtüsü Allah ın değil, örfün yani beşerin yasasıdır. Allah ın kelamı ziynetlerin örtülmesidir. Bu konuda beni aydınlatan Hasan abi esas ben size teşekkür ederim. Allah sizden de razı olsun.



__________________
Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Yukarı dön Göster HÜSEYİN-1975's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HÜSEYİN-1975
 

<< Önceki Sayfa 14 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats