HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: izzeti başka yerlerde aramak.. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
beyyine_45
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 22 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 131
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı beyyine_45

     İZZETİ BAŞKA YERLERDE ARAMAK

 

Genel olarak insanın -hiçbir istisna yapılmadan-zayıf yaratıldığı kitabımız Kur'anı Kerim tarafından bildirilmiştir. Aynı zamanda zayıflıktan kurtulmanın yollarını Allah cc. kitabında elçileri vasıtasıyla insanlara öğretmiş, Aziz sıfatı ile kendisinden daha güçlü hiçbir varlığın olmadığını, inananların yalnızca O'na dayanmalarını, sadece O'na teslim olmalarını bildirmiştir. Buna rağmen güçlü olmak, güçlü görünmek her insanın hayalinde yatan bir tutku, insan hayal ettiği her şeyin gerçekleşme imkanı olmadığını (Necim 24) bildiği halde, belki de nefsinin  güçlü görünme duygusuna yenik düşmektedir.        

 

Hayatının bütün safhalarında-çocukluğunda, erişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde-bizatihi yaşadığı korkularını, arzularını, zafiyetlerini, hislerini ikinci şahıslardan ne kadar saklarsa saklasın, fıtratının özünde saklı olan zafiyetlerinin farkında olduğu halde, bilinçli olarak  bu zafiyetlerini gizlemenin yollarını arar ve kendince pek çok formüller bulur. İçerisinde yetiştiği ailesinin maddi olanaklarının fazla (zengin) olmasıyla, diğer insanların çekinmelerini ve korkmalarını sağlayacak çoğunlukta aile bireylerine sahip olmasıyla, insanlara hükmetmek için yönetim erkini eline tutarak güçlü gözükmesiyle zafiyetlerini gizlemeye çalışır.

            

Henüz küçük yaşta çevresini tanımaya başladığında insan, ana babasını görür. Acıktığında karnini doyuran, ayakta kalmaya çalıştığında ona yardim eden, tehlikelerden koruyan, yetişkinlik çağında bilmediklerini öğreten ana baba onun için güven ve güç kaynağıdır. Çember genişlediğinde dedeler, ağabeyler, amcalar, dayılar, yakın akrabalar, daha sonra kabilesi, ırkı, milleti, bütün bunların hepsi insan için gücü oluşturan ve içinde güven duyarak yaşadığı ortamlardır. Ruhsal olarak, bu saydığımız unsurların yanında olduğunu hissetmesi, zor anlarında yanında olacaklarını bilmesi, daha sağlıklı ve cesaretli yetişmesini sağlar. Bunlara aile, kabile ve millet dayanışması diyebiliriz. İçinde yaşadığımız sosyal  hayatta sıkça rastladığımız, aile ortamından uzak yetimhanelerde veya sokaklarda yetişen, hatta yakın akrabalarının yanında büyüyen ana babasız çocukların ruhsal yapıları ile normal aile ortamında yetişmiş çocukların aralarındaki farkı  görmek ve anlamak için  psikolog olmaya gerek yoktur.                                                                                            

 

İnsan hayatında belirli zaman geçdikden sonra, aile ve kabile mekanı dar gelmeye başlar, kabuk kırılıp dışa açılma zorunluluğu meydana gelir, yeni dünyalar ve yeni güç odakları keşfedilmiştir. Yeni yeni güçlere ve dayanışmalara ihtiyaç vardır. Meslek kuruluşları, çok uluslu şirketler, holdingler, sendikalar, partiler, devletler ve paktlar, bunların hepsi kademe   kademe önüne  çıkan ve çıkacak olan  güç odaklarıdır. Presüdür gereği bu güç odaklarıyla iş birliği yapmayanlara yaşama hakki yok. Yaşasa da dibini aydınlatan mum misali, ancak kendini aydınlatır. Tabi ki şiddetli bir fırtına estiğinde ne kadar dayanabilirse o kadar yaşama hakkına sahip. Bu anlattığımız dayanışmalar ihtisas mekteplerinde öğretilir, yolları gösterilir ve uygulattırılır. İçinde yaşadığımız bu çağdaki hakim güçler oyunun kurallarını kendileri belirlerler, oyun bozanlık yapanlar  derhal ya hizaya getirilir yada tasfiye edilir. Biz bu uygulamaları hemen hemen her gün  basın yayın organlarında okuyup, seyrediyoruz. Bunların doğruluklarını ve yanlışlıklarını tartışmaktan ziyade, içinde yaşadığımız bu gerçekler içerisinde Müslüman'ın yeri neresi, nerede durmalı, nasıl hareket etmeli ve ölçüsü ne olmalıdır ? Kur'an-ı Kerim in öğretileri içerisinde irdelemeye çalışacağız.

 

Hür iradesiyle İslam'ı din olarak seçmiş bir Müslüman, Rabbinin resuller (as) aracılığı ile hidayet rehberi  olarak gönderdiği kitabından ihtiyacı olan öğretileri arayıp bulacak ve onlarla hayatını yönlendirecektir. Müslüman, konumuzun başlığı olan " insan izzeti nerelerde aramalı ?" sorusuna aradığı cevabı da, elbette ki Kur'anı-Kerimin içerisinde bulacağını bilmelidir. Bizde bu yazımızda konu ile ilgili ayetleri ele alıp öğrenmeye çalışacağız

 

İnananlardan başka kafirleri dost edinenler, o kafirlerin yanında güç kuvvet mi arıyorlar. Muhakkak ki güç kuvvet (izzet) hepsi Allah'ın (cc) yanındadır. Size kitapta bildirdik ki Allah'ın ayetleri inkar edildiğinde veya alaya alındığında, onlar başka bir konuya dalıncaya kadar birlikte oturmayın, yoksa sizde onlar gibi olursunuz. Muhakkak Allah münafıkları ve kafirleri cehennemde toplayacaktır. Nisa 139-140

 

Alemlerin Rabbı yüce Allah cc. yukarıdaki ayette çok önemli bir konuda müslümanlara uyarıda bulunuyor. İnkarcıları korumacı, himayeci edinmeyin, eğer bir korumacıya, ilgiye ihtiyacınız varsa, sizin gibi inanan, sizin gibi düşünenleri veliler (veli: çoğulu evliya- Koruyan, gözeten, sorumluluğunu üzerine alan) edinmeniz gerekir. Çünkü veli edindiğiniz insanlara malınızı, mülkünüzü, belirli ölçüler içerisinde çoluğunuzu çocuğunuzu emanet edip, bir takım sırlarınızı paylaşırsınız. Geçici menfaatleriniz için yakınlaştığınız inkarcılarla aranızda bir mesafe koymazsanız, ihtiyacınız olduğu anda size ihanet etmekte hiç tereddüt etmezler, zira menfaati başka yerlerde daha ağır basıyorsa hemen o tarafa döner. Bu sebeple kafirlerle güç birliğini, onların izzetinden faydalanmak için yapıyorsanız? Bilin ki aldanıyorsunuz demektir. Bütün izzet Allah'ın cc. yanındadır. Şartların gereği inkarcılarla bir araya geldiğinizde, (yemek, iş toplantısı, alış veriş vs. )eğer bu birliktelikte konu açılıp da Allah'ın ayetleri inkar ediliyor, veya alaya alınıyorsa, ya müdahale edip doğruları söylemeniz gerekir, buna gücünüz yetmiyorsa, bulunduğunuz yeri geçici olarak terk etmeniz icap eder, taki onlar konuyu değiştirip, başka bir konuya geçinceye kadar,sonra tekrar birlikte olabilirsiniz. Eğer bunu yapamıyorsanız suça iştirak ediyorsunuz, kendi menfaatiniz gereği onların İslam'a olan kinlerini ve düşmanlıklarını ifade eden bir ortamda bulunmakla münafıklık ediyorsunuz demektir. Ayet-i kerimenin sonunda Allah'ın kafirler ve münafıklar için cehennem vaadi, bu tavrı göstermeyenleri iki yüzlülükle suçladığını göstermektedir.

 

Allah'ın cc. koyduğu kurallar içerisinde tüm insanlarla sosyal, iktisadi, askeri ve insanlık ilişkileri dozajını iyi ayarlamak şartı ile ilişkiler kurulabilir. İnsanın ebedi mutluluğu, geçici dünya menfaatlerinden daha önde gelir. Müslüman ilişki kurduğu insanlara, örnek davranışlarıyla, dürüstlüğüyle, doğruluğuyla, eminliğiyle ve adaletiyle güvenilirlik mesajı vermelidir. O zaman izzet (güç-kuvvet) ibresi her zaman Müslümanlardan yana olsun. Makam, şan şeref, için güçlülerle beraber görünüp, güçlü olduğunu göstermek, ticari menfaat alanını genişletmek için gösterilen tüm çabalar, kendisini Müslüman zannettiği bir durumda, onu münafık durumuna düşürecektir.                

 

"Kim güç kuvvet (izzet) istiyorsa " bütün güç Allah'ın yanındadır. İyi güzel sözler Allah�a çıkar, güzel Salih ameller O'na yükselir. (Fatır 10) İnsanın fıtratında var olan, güçlü olana dayanma, kuvvetli olanın yanında yer alması, kuvvetli olanın onun yanında olduğunu hissetmesiyle zorlukları ve problemleri daha cesur ve olgunlukla karşılamasını sağlayacaktır. Kur'an-ı Kerim insanın arayacağı güç odağını, kendisini ve alemde olan her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten alemlerin Rabbı Allah'ı göstermektedir. Aziz sıfatı ile en güçlü ve kudretli olduğunu hatırlatır. Müslüman her yerde ve her zaman Allah'a dayanır, her zaman O'na güvenir ve O'ndan yardım ister. İnkarcılar ise kendilerine ne faydası, ne zararı olan şeyleri-gerek canlı veya cansız olsun-kudretli ve güçlü zannederek onlardan yardım istemiş, zorlukları, sıkıntıları ve içerisine düştükleri kötülükleri onların yardımlarıyla atlatacaklarına inanmışlardır. Hayal ettikleri güçlerin yardımlarıyla başarıya ulaşacaklarına, onların sayesinde nimetlere kavuşacaklarına güvenleri tamdır. Şuara 44 ncü ayeti geçmişte meydana gelmiş misalleri bize örnek gösteriyor. "Sihirbazlar iplerini ve asalarını attıktan sonra-firavunun gücü (izzeti) ve kudretiyle elbette biz galip geleceğiz-dediler "

 

İlahi tebliğin ulaşmadığı, yaratanını gereğince tanımayan insanlar, gözlerini açtıklarında görebildikleri izzeti, iktidar sahibi, devletin bütün güçlerini elinde bulunduran, istediğine cömertçe bağışlarda bulunan, görkemli konutlarda oturan ve etrafındaki insanların el pençe divan durduğu, ağzından çıkacak sözle veya oynatacağı parmakla hareket eden insanlara sahip bir hükümdarda görmüşlerdir. Buna karşılık kendilerine Allah'ın mesajlarını getiren, O'na kul olmaya davet eden, içlerinden seçilmiş bir resul, kendileri gibi yaşayan sıradan bir insan. Ancak onlara vaat ettiği şeylerin karşılıklarını ancak hesap gününde alacaklardır. Halbuki sihirde galip geldiklerinde ücretlerini peşin ödeyecek, sürekli nimet içinde yaşayacakları hayatı garanti eden saltanat sahibi bir kral var. Onların tercihleri işin başından belli. Böyle izzet sahibi arkalarında olduğu müddetçe yarışmadan galip çıkacaklarına da eminler! Ama neticeyi Kur'an bize haber veriyor. Her şeyin elinde olduğu, mülkün sahibi yüce Allah elçisini yalnız bırakmamış, O'nun yardımıyla mücadeleden galip çıkmıştır.  

 

 İman etmemiş, devamlı kendisine farklı adresler gösterilerek, beyinleri allak bullak olmuş insanların seçeneği, elbette dünyadaki  yalancı güç sahipleri olacaktır. Bilmezler ki onların Allah'dan başka tercih ettikleri güç odakları, kendilerine ne faydaları dokunur, nede zararları. Kendileri aciz, yardıma muhtaçtırlar. Buna rağmen çevresindeki dalkavukların methiyeleriyle, pohpohlamalarıyla acziyetlerini unutan, şişirmelerle her şeye gücünün yeteceğini zanneden saltanat sahipleri, neticede kendilerini her şeyin üzerinde olduklarına inandırıp, işi ilahlıklarını ilan edecek kadar ileri vardırmışlardır. "Firavun dedi ki :Ey seçkinlerim (bürokratlarım) sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum. " Kasas 38. Yine bakara suresi 258 nci ayetinde Hz. İbrahim'le  Rabbı hakkında mücadele edip çekişen Nemrut, iktidarın vermiş olduğu güçle kendini ilah zannedenlerden birisi. ( Allah'ın mülk verdiği, İbrahim'in Rabbı hakkında tartışanı gördün mü? İbrahim demişti ki -benim Rabbım hem dirilten, hem de öldürendir. -(Nemrut) bende öldürür, bende diriltirim dedi. )

 

"Kör satıcının, kör alıcısı olur"  diye bir deyimi içimizden bilmeyen yoktur. İlah olmadıkları halde, ilah olduklarını ilan edenlerin müşterileri de, onları ilah kabul eden, her fırsatta kulluklarını göstermek için takla atan zavallılar vardır. Onlar birilerinin gölgesi altında yaşamaya alışmış, başı boş kaldıklarında, ne yapacaklarını bilmeyen, şaşkınlıktan ne tarafa gideceğini kestiremeyen, kişilikleri oluşmamış aciz kullardır. Kutsalların simsarları (satış elamanları), ustaca hazırlanmış senaryoların reklamlarını çok iyi yaparak, aklını kullanmayan insanları, hazırladıkları tuzakların içine çekmeleri zor olmamaktadır. Çünkü onların manevi olarak bağlanmak istedikleri güçlü birilerine ihtiyaçları vardır.

 

İnsanlara cebir yoluyla ilahlıklarını kabul ettirenlerin, geçmişte ve günümüzdeki örneklerini biliyor ve görüyoruz. Kafalara sürekli zorlamalarla kazınmaya çalışılıyor. Ne kadar etkili oluyor, ne kadar kalıcı iz bırakıyor? o da tartışılır. Birde dayatmanın dışında, kendi arzu ve isteğiyle ilah arayan ve kendine göre ilahlar edinenler var. Tek ilahla yetinmeyip her bir iş için tanrılar edinir, bunları temsil eden elleriyle yaptıkları putlara taparlar, onlara kulluk görevlerini ihmal etmezler. Edinilen tanrılara da görevlerini de yine kendileri belirlerler. Savaş tanrısı, aşk tanrısı, gök tanrısı, yer tanrısı, barış tanrısı...vs. manevi olarak ihtiyaçları olduklarında tanrıların yardımları, onların sıkıntılarını giderecek, dualarına icabet edecek, onları koruyup güçlü kılacak. Yoksa hemen bu fonksiyonları yerine getirecek yeni tanrılar aranacaktır. İhtiyaçları kalmadığında ilahlıkları askıya alınıp, yedekte bekletilir. İşte ne yaptıklarını bilmez toplumlara alemlerin Rabbı yüce Allah rahmetiyle kendi içlerinden seçtiği elçilerle doğru yolu göstermiş, kendisinden başka hiçbir ilahın tanınmamasını, Allah dan başka taptıkları ilahların kendilerine ne bir fayda, nede bir zarar verebilecek durumda olmadıklarını, bizatihi kendileri yaratılmış yardıma muhtaçlar. O halde yegane edinilecek tek ilahın Allah'ın olduğunu, elçiler insanlara anlatmışlar ve bunun mücadelesini vermişlerdir. Bununla birlikte puta tapıcılarda boş durmamışlar, tevhide mücadelesinin önderleri Allah'ın elçileriyle kıyasıya mücadele etmişlerdir. "Dediler ki: İlahlarınızı bırakmayın, veddi, suvayı, yegusu, yeuku, nesri terk etmeyin. (Nuh 23)  Onların ileri gelenleri deki ki : Yürüyün, ilahlarınıza sahip çıkın, sizden istenen budur. (Sad 6)"

 

Örneklerini verdiğimiz misaller, geçmiş dönemlerde insanların yöneldiği Allah dan başka ilahlar, putlar. Bu gün modern çağın, bilgi çağının da kendi yöntemleriyle ortaya koyduğu ve insanlara işaret ettikleri güçler var. Bu güç sahiplerinden korkulması, onlara saygı gösterilmesi için bilinçli ve sistemli propagandalarla insanlar baskı altında tutulmaya çalışılır. Az  gelişmiş ülkelerde güçlü devletlerin satın aldığı medya çığırtkanları vasıtasıyla en büyük olduğunu, sahip olduğu teknolojik imkanlarla yenilmez bir dev  olduğu, onların haberi olmadan veya onayı olmadan, hiçbir ülkenin parmağını dahi oynatamayacağı görsel ve yazılı medyada anlatılır durur. Gözlerde büyütülen dev, tabiat olayları dediğimiz Allah'ın izniyle meydana gelen, önüne çıkan her şeyi yerle bir eden tayfunlar, kasırgalar karşısında eli kolu bağlı, Allah'ın gökten indirdiği su felaketine karşı yapacak bir şeyi yok, kış mevsiminin gereği soğuk ve kar yağışı Rabbinin emriyle dozajını artırınca sabırla beklemekten ve kendi müşrik inançlarıyla da olsa Allah'a dua etmekten başka yapacak bir şeyleri yok.

 

Rabbinizden bağışlanma dileyin ve ona tövbe edin (yönelin). Elbette benim Rabbım çok merhametli ve kullarını çok sevendir. Dediler ki: Ey Şuayıp! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz, biz seni içimizde çok zayıf görüyoruz. Senin etrafındaki grubun olmasaydı, muhakkak seni taşa tutardık. Senin bize karşı bir üstünlüğün yok. Şuayıp dedi ki: Ey kavmim!Bana inananlar grubu, sizin için Allah dan daha mı güçlüde, Allah korkusunu arkanıza attınız ? Benim Rabbim muhakkak ki yaptıklarınızı kuşatıcıdır. (Hud 90-93)

Bizleri düşündürmesi gereken her devirde Müslümanların dayanışma içerisinde oluşturdukları küçük gruplaşmalardan rahatsız olan odaklar var. Onlarda biliyor ki, Müslümanlar izzetlerini imanlarından alıyorlar. Dünyaya inkarcılar kadar bağlı değiller. Rableri için yaptıkları her türlü salih davranışın karşılığını kat kat alacaklarını biliyorlar. İnkarcılar ise, Allah'ı bırakıp kutsallaştırdıkları nesneler veya şahıslardan bekledikleri çok daha farklı. Onlar için yaşadıkları hayatta, kendilerinden sıkıntıları, belaları, hastalıkları, uzaklaştıracak her şey kutsaldır. Hürmet etmeye, sık sık anılmaya, yaptıkları yararlı şeyleri-tabi ki kendileri için-bire bin katıp anlatarak onların propagandalarını yaparlar. Kendileri için kutsal, övülmeye layık olan her şeyin başkaları tarafından benimsenmesi ve kabul edilmesi gereklidir. Bunun için baskı ve dayatma yaparlar. Biz sevdik sizde sevmelisiniz veya seveceksiniz, saygıda kusur edemezsiniz, aleyhinde konuşamazsınız, kabri biliniyorsa ziyaret edecek,  isteklerini o na  arz edip yardımlarını isteyeceksin. Bütün bunların hepsi hak adına, İslam adına, en tehlikelisi de Allah adına yapılıyor. Kim ne yaparsa yapsın, Müslüman Rabbinden başkasına kulluk etmez, resulüne as. indirdiği kitaba  müracaatla, davranışlarını ilahi vahyin öğütleri doğrultusunda ayarlar. Onların sözleri seni üzmesin, elbette ki bütün izzet (güç) Allah�ın yanındadır. O işiten ve bilendir. (Yunus 65)

 

Gereği gibi inanmış bir müslümanın düşünmesi gereken şudur. İnancının gereği, ne yapmak lazımsa, Allah ne emrediyorsa yerine getirmek onun için kaçınılmaz bir görevdir. Bunun bilincinde olması mutlak şarttır. Yoksa hem müslümanım diyeceksin, menfaatim var diye İslam�ın izzetini ayaklar altına alıp kendi çıkarlarını düşüneceksin. Bu az bir pahaya dinini satmaktır. Bedeli de çok ağır ödenecektir, dünya menfaatleri buna değer mi ? seçimini her nefis kendisi yapacaktır. Baskı ve zorlama karşısında ki İlahi öğüt

Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız üstünsünüz. (Ali İmran 139)

Mü'minin üstünlüğü Allah'ın desteğiyledir. Rabbimiz bize kendisi için çalışanları,  elbette başarıya ulaştıracağını vaad ediyor. Elbette uğrumuzda çalışanları yollarımıza hidayet ederiz. Allah Muhsinlerle beraberdir. (Ankebut 69) Allah'ın vaatlerini arkaya atmayı, münafıkun suresi 8 nci ayette Kur'an iki yüzlülük  olarak nitelendiriyor. �Eğer şehre geri dönersek, güçlü olanlar güçsüzleri oradan çıkarırlar diyorlar. Halbuki izzet (güç) Allah'ın, Resulünün ve inananlarındır. Ama iki yüzlüler bunu bilmiyorlar. Müslüman onurludur, müstekbirlerin yanında ezilmezler, onların koltuklarının altında palazlanmak için küçülmezler. Bununla şu anlaşılmasın, Müslüman gayri Müslüman yanında çalışmaz anlamında söylemiyoruz. Müslüman her yerde müslüman dır. İnançlarıyla çalışmasıyla, yaptıklarıyla, dürüstlüğüyle ve söyledikleriyle. Hiçbir zaman maddi olanakları zayıf diye küçük düşmez. O bilir ki Rabbı Ali İmran suresi 26 ncı ayette  "Deki: Ey mülkün sahibi Allah'ım, sen mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden çekip alırsın, sen dilediğini güçlü kılar, dilediğini alçaltırsın, hayır senin elindedir. Muhakkak ki senin her şeye gücün yeter."  diye  öğüt veriyor.

 

Rabbimizin yardımıyla onurlu Müslümanlar olmak dileğiyle.                                                                                                                                                                                                                                                                            İlyas YORULMAZ
Yukarı dön Göster beyyine_45's Profil Diğer Mesajlarını Ara: beyyine_45
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats