HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: HERGÜN YAPTIĞIMIZ YANLIŞA GÜZEL BİR ÖRNEK Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Değerli arkadaşlarım bizler her gün namazlarımızda Yaradan a Fatiha suresini okurken bir söz veriyoruz, ne sözümü dersiniz, lütfen dikkatle okuyunuz.( Fatiha suresi 5.ayet: Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.) Acaba gerçekten her gün bu sözü verirken rabbim e, sözümüz de duruyor muyuz dersiniz. Yaradan kuranda bakın ne söylüyor bize iletilmesi için. (Zümer sur.44;De ki: "şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi onundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz.) Bu ayete baktığınızda çok açık ve net şefaat yetkisinin Allah tan başka kimsede olmadığını söylüyor bizlere. Şefaatin kurandaki anlamı affetmek ve bağışlamaktır, onun içindir ki Yaradan affetme yetkisinin tamamen kendisinde olduğunu söylüyor. Ama bizler bu ve buna benzer onlarca ayet dururken Allah tan başka peygamberler, din ulemaları ve şehitler şefaatçidir demediler mi? Ayrıca tüm bunları peygamberimizin hadisidir diye uydurarak, kuran ayetlerine ters olmasını bile hiçe sayıp, dinde çelişki yaratmadılar mı? Yaradan kuran ayetinde şefaat tümden bana aittir dedikten sonra acaba yine kuranın bir başka kısmında bunun tersini söyler mi hiç, düşünmeden söylenenleri kabul etmişiz. Şimdide bakın ne diyor Rabbim önce ayete dikkat edin daha sonrada peygamberimizin söyledikleri ile ayeti karşılaştırın. (Yunus suresi 18: Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.) bakın ayet ne kadar açık anlatıyor günümüzde bizlere öğretilen yanlışları, ama bizler hala ibret almıyoruz. Ayette kendilerine ne yarar nede zarar veremeyecek sözlerden bahsediyor Rabbim,  insanlar bu kişileri Allah katında kendileri ile ilgili şefaatçi olacağını söylüyorlar. Ama Allah bunu asla kabul etmiyor. Şimdide yazacağım ayetleri özellikle dikkatle okuyun bakın peygamberimiz bize ne diyor. (Cin Suresi 21.ayet. De ki: "Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim.") (Araf sur.188. ayet: De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim…..) Değerli arkadaşlarım bakın demek ki peygamberimiz dahi Rabbim in bizleri uyarısıyla asla ne fayda sağlayacağı nede zarar veremeyeceğini açıklıyor. Yunus suresi 18. ayetinde ne diyordu hatırlayalım. (Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır .) diyordu ayet. Demek ki Yaradan şefaat konusunda, affetme bağışlama konusunda kimseyi aracı kabul etmiyor bu çok açık anlaşılıyor. Şimdide bizlere öğretilen en büyük yanlışa gelelim tüm bu ayetleri gördükten sonra. Bizlere her namaz kılışımızda Yaradan a, yalnız senden yardım dileriz sözlerini verdikten sonra bakın ne söylememizi istemişlerdi onu hatırlayalım.( şefaat ya resul Allah ) Bu sözün Türkçesi neydi onu da yazalım. Bizi affet ey Allahın peygamberi. Rabbim bilmeden yaptıklarımızdan dolayı bizleri affetsin. Bakın yukarıda yazdığım ayetleri gördünüz Rabbim tek bağışlayıcı olduğunu söyleyerek çok net açıklamalar yapıyor. Şimdide Fatiha suresinde her namazda Yaradan a verdiğimiz sözü hatırlayalım ve hep birlikte düşünelim. Ayette ne diyorduk Rahmana? Yalnız senden yardım dileriz. Peki, Allah tan değil de peygamberimizden dilediğimiz şefaat ne olacak o zaman dersiniz? Bunu hiç düşündünüz mü? Hem namazlarımızda Rabbim yalnız sizden yardım dileriz diyeceğiz, namazımız bitince de peygamberimizden bağışlanma isteyeceğiz, Allah bizleri affetsin inşallah. İşte islamın geldiği nokta. Bu konuyu Diyanet İşleri başkanlığına sorduğumda elbette peygamberler şefaat edemez, ama onun aracılık yapmasında bir sakınca yoktur diye cevap verdiler. Yunus suresi 18 ayet bu cevabın doğru olmadığını söylüyor. Bakın secde suresi 4. ayette bu cevabı nasıl yalanlıyor. (Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O'nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatçi. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?) Evet, rabbim bizler düşünüp ibret alma yeteneğimizi herhalde kaybettik. Çünkü kafamızı kuran ayetleri ile değil, veliler edindiğimiz kişilerin sözleriyle, hurafelerle o kadar doldurmuşuz ki, beynimizde kurana yer kalmamış affet ne olur bizleri. Bu sözlerimi lütfen düşününüz geri dönüşü olmayan yola girdiğimizde, bizlere yardım edecek kimse olmayacak. Allah tan dileğim, bizleri kuranı doğru anlayan doğru yaşayan kulları arasına alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
foton
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 nisan 2008
Gönderilenler: 106
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı foton

Olay sadece dini kişiliklerle bitmiyor...Günlük yaşamımızdaki sıkıntılarımızda ilk yönldiğimiz kişi bizi yaratan mı yoksa insanlar mı?Mesela işsisiz iş arıyoruz ilk önce yöneldiğimiz zat Allah mı yoksa "ne olur ne iş olursa yaparız" dediğimiz patron mu?

Ya da "ne olur doktor falancayı kurtar" dediğimiz doktor mu yoksa onu yaratan Allah mı?

Yardım dilemek beraberinde beklentiyi de getirir.Acaba biz sistemi eleştirirken o sistemin bize verdiği sıkıntıların sebebini hiç kendimizde arıyormuyuz?Biz acaba Allaha yeterince şükrettik mi ki  dünyayı ayaklarımıza sersin,Biz sadece ondan bekledik mi ki işlerimizi düzene koysun...Şahsen ben şöyle düşünüyorum hayatımızdaki aksaklıkların sebebi bizim Yaradana karşı nasıl bir kuluk yaptığımızda saklıdır...

Allah şükredenlerin ecrini kat kat artırıyor eğer imtihan yoksa ortada...Diğer yandan kendisinden birşey bekleyene de er ya da geç cevap veriyor...Yalnız bakıyorum etrafta kimse Allah Kerimdir demeden ondan bundan bekliyor....

Yukarı dön Göster foton's Profil Diğer Mesajlarını Ara: foton
 
abidin107
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 17 mayis 2008
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abidin107

Selam Mü'minlere Olsun...

Konuyla ilgisini gözönünde bulundurarak  "şefaat" ile ilgili bazı ayet meallerinden örnek verme gereksinimi duydum.

Öncellikle şunu belirtelim ki;

Bütün islam âlimleri, ittifakla, hepsi şefaati kabul etmişlerdir. Sadece nakilden çok akla tâbi olan Mutezile fırkası ile Vehhabiler şefaati inkâr etmişlerdir.

Peygamberlik telakisi içinde olamayan yeni türedi bazı yazarlar da  Peygamberin “Kur’anı getirmekle vazifesi bitmiştir. Kimseye faydası olmaz, şefaat edemez” diyorlar. Onun, âlemlere rahmet olarak geldiğini kabul etmiyorlar, Mutezileye, Vehhabilere inanıyorlar da, şefaatin hak olduğunu bildiren âyet ve hadisleri inkâr ediyorlar.

(De ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]

{Bu âyet-i kerime gelince, münafıklar, “Muhammed kendisine tapılmasını istiyor” dediler. [Şimdikiler de, “Peygamber, Allah’tan üstün tutuluyor” diyorlar.] Bunun üzerine aşağıdaki âyet-i kerime inmiştir. (Şifa-i şerif)}
(De ki; “Allah’a ve Peygambere itaat edin! [İtaat etmeyip] yüz çeviren [kâfir olur] Elbette Allahü teâlâ kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32]

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâ, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez. Kalblerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere> “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler> ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi>” diyecekler.) [Sebe 23>

(O gün, kimse şefaat edemez. Ancak Rahman olan Allah’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimse şefaat eder.) [Taha 109>

Rahman olan Allah’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87>

(Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86>

Onlar, Onun [Allah’ın> rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.) [Enbiya 28>

(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26>

Allah’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255>
(Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatçi olamaz.) [Yunus 3>
(Bütün şefaatler Allah’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44>

Bu âyet-i kerimelerde görüldüğü gibi, şefaat yetkisine sahip olanlar, (Peygamberler, vd.) ancak Allahü teâlânın izni ile şefaat edeceklerdir.

Yukarıdaki âyet-i kerimelerde, Allah’ın izni olmadan kimsenin şefaat edemiyeceği açıkça bildirilmektedir. Ancak Allah’ın izin verdiklerinin bundan müstesna oldukları, yani ancak Allah’ın izni ile şefaat edecekleri bildirilmiştir.

Kimler şefaate kavuşur?
Kâfirlere şefaatçi olmadığını ve putların şefaat edemiyeceğini gösteren âyetleri vehhabiler müslümanlara yüklemeye çalışıyorlar, Peygamberler de şefaat edemez diyorlar. Şefaate sadece iman ehli kavuşacak, kâfirler şefaatten mahrum kalacaklardır.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Artık şefaat edicilerin [Peygamberlerin, meleklerin, salihlerin, şehidlerin> şefaati, onlara [kâfirlere> fayda vermez.) [Müddesir 48>

O gün zalimler [kâfirler> için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18>

(Kâfir için dost ve şefaatçi yok) demek, (Müminler için dost ve şefaatçi var) demektir. Mesela Mümin suresinin 7, 8 ve 9.âyet-i kerimelerinde, meleklerin müminler için dua ettiği bildirilmektedir. Meleklerin duası elbette kabul olur.

(Kitabın haber verdiği sonuçtan başka bir şey mi bekliyorlar? Haber verilenler ortaya çıktığı gün, önce onu unutmuş olanlar, “Rabbimizin Peygamberleri elbette bize gerçeği getirmişti, şimdi bize şefaat etsin, yahut geriye çevrilsek [dünyaya tekrar gitsek> de işlediklerimizin başka türlüsünü işlesek” derler. Doğrusu kendilerini mahvetmişlerdir, uydurdukları şeyler [putlar> onları koyup kaçmışlardır.) [Araf 53>

(Orada putlarıyla çekişerek derler ki: “Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da, inananlardan olsak.) [Şuara 96-102>

(Allah’a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçi çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.) [Rum 13>

Ondan başka ilahlar mı edineyim? O Rahman olan Allah, eğer bana bir zarar dilerse putların şefaati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramaz.) [Yasin 23>

Yukarıdaki âyetler, kâfirlere putların şefaat edemiyeceğini göstermektedir. Bu âyetleri ileri sürerek, (Müslümanlara Peygamberler, melekler,Allah'ın izin verdikleri ve Kur’an-ı kerim şefaat edemez) diyerek cahilce iftira ediyorlar.

Şuarâ suresinin 100. âyetinde, Cehennemdekilerin, (Bizim için şefaat edici [şefaat etmesine izin verilen] kimse yoktur) dedikleri bildirilmektedir. Şurâ suresinin 26. âyetinde ise, (İman edip salih amel işleyenlerin dualarına icabet eder. Lütfundan, fazlasını da verir) buyuruluyor. Fazlasını verir ifadesi, “Onlara şefaat edici arkadaşlar verir ve beraber Cennete girerler” diye tefsir edilmiştir. (İhya)

Duha suresinin, (Sen razı olana [yeter diyene] kadar, her dilediğini vereceğim) mealindeki 5. âyeti, Allahü teâlânın, Peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, ahkam-ı İslamiyeyi, düşmanlarına karşı yardım ve ümmetine kıyamette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini vaad etmektedir.

Bu âyet-i kerime gelince, Cebrail aleyhisselama bakıp, (Cehennemde bir müminin kalmasına razı olmam) buyurdu.

Resulullahı vesile edenlerin, onun şefaati ile tevbelerinin kabul olunacağını şu âyet-i kerime de göstermektedir:

(Nefslerine zulmedenler, sana gelip, Allah’tan af diler ve Resulüm olarak sen de, onlar için af dilersen, Allahü teâlâyı, tevbeleri kabul edici ve merhamet edici bulurlar.) [Nisa 64>


 

 

Yukarı dön Göster abidin107's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abidin107
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gondolcu

halukgta Yazdı:

Şimdide bizlere öğretilen en büyük yanlışa gelelim tüm bu ayetleri gördükten sonra. Bizlere her namaz kılışımızda Yaradan a, yalnız senden yardım dileriz sözlerini verdikten sonra bakın ne söylememizi istemişlerdi onu hatırlayalım.( şefaat ya resul Allah ) Bu sözün Türkçesi neydi onu da yazalım. Bizi affet ey Allahın peygamberi. Rabbim bilmeden yaptıklarımızdan dolayı bizleri affetsin.



evet ,şefaat ya resul Allah çocukluk  yıllarımda dahi bu cümle beni şaşırtmıştı..ters gelmişti  fatihanın türkçe yazılımına bakıyordum ondan sonra caminin imamı ,müezzini sünnet cemiyetlerindeki mevlithanlar ellerini havaya kaldırıp ağlamaklı gür sesleriyla bağırarak şefaat ya resul ALLAH
diyorlardı.çocuk aklımla ben mi bu işi ters anlıyordum yoksa koca koca dinadamları mı?
onlar yanlış yaparlarmıydı? onların bi karış sakalı koskocaman cübbeleri vardı , ben ise kısa pantolonlu bi çocuktum.
Gerçekten son yıllarda yeni yetişen araştırmacılarımız yeni bi çağ açtı ve internet
bizleri buluşturdu, gerçekleri görmeye başladık.





__________________
saygılarımla

Aaydın
Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Bizler daha önce öğretilenleri doğrulamak adına neler yapıyor ve Yaradan ın ayetlerini hiç düşünmeden, hatta kuranda çelişki yaratacağını bile bile nasıl da kabul ediyoruz gerçekten anlamak çok zor. Şunu sormak isterim önce acaba Rabbim kuranda önce söylediğinden daha sonra cayabilir mi? Ya da yetki vermediği bir konuda daha sonra yetki verir mi? Şimdi size hatırlatacağım ayetlere bakalım. (Bakara 48 Ve korkun o günden ki, hiçbir benlik başka bir benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiçbir benlikten şefaat kabul edilmez, hiçbir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez.) ( Bakara 123; Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların hiçbir yardım göremeyecekleri o günden korkun.) ( Bakara 254; Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir.) ( Zümer 44: De ki: "şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi onundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz.)

   Yukarıda sizlere bazı ayetlerden örnekler verdim. Burada açıkça ve net bir şekilde şefaatin yani bağışlamanın yalnız kendi tekelinde olduğunu belirtiyor Rabbim. Şimdide yazılan diğer ayetlerde anlatılmak istenenlerin bu ayetlerin tam tersi olduğunu yani bazı kişilere şefaat yetkisi verdiğini düşünelim. Peki, kimlere vermiştir dersiniz bunları. Yaradan hem vermedim böyle bir yetki diyecek hem de kendisinden hoşnut olduklarım şefaat edebilecektir diyecek öylemi dostlar. Peki, bunların kimler olduğunu bizler nasıl bileceğiz? Neden açıkça peygamberler şefaatçidir dememiş. Daha sonra bizlere din ulemaları şefaatçidir dediler, bunları nasıl tespit edeceği? Rabbim kimin takvaca üstün olduğunu ben bilirim diyor. Peki, bizler nasıl tespit edeceğiz bu kadar büyük bir yetkili kişiyi? İşte bakın nasılda kuranda çelişki yarattık Allah korusun.

   Sebe suresi 23. ayete gelince (O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaati/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: "Rabbimiz ne dedi?" derler. "Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr.) Şimdide arkadaşımızın yazdığı meale bakalım. (Allahü Teâlâ, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez. Kalplerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere> “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler> ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi>” diyecekler.) Doğrusu kuranı bu şekilde insanlara aktarırsak her halde cehennemin vazgeçilmez odunu oluruz gibi geliyor bana. Hâlbuki ayet Yaradan ın kendisi için izin verdiği kimse için fayda sağlamayacağını belirtiyor. Yine bir örnek ayet. (Meryem sur.87: Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.)

 

 Ama bizler bakın nasıl aktarıyoruz insanlara, diğer ayetlere gözlerimizi kapatarak. Yüce Rabbim meleklere bile şefaat hakkı vermemiş bakın ne diyor ayet. (Necm sur 26: Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna.) İşte burada nasılda açıklıyor konuyu, Allahın hoşnut olduğu kimseler müstesna, onlar şefaatime nail olacaklardır diyor. Yaratan kendisine yaklaştıracak aracıları dahi bakın nasıl kabul etmiyor şefaat konusunda. (Yunus 18: Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O) Ama tüm bunları görmezden gelenlere birde Rabbim in peygamberimize şu ayetini hatırlatmak istiyorum. ( Muhammet sur.19: Allah'tan başka tanrı olmadığını kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir.) Kuranı bir bütün okuyup anlamadığınızda Allah korusun Kuranda çelişki yaratır ve hesabını veremezsiniz. Bakın Rabbim peygamberimize ne diyor, kendi günahın için dua et. Kendi günahı için bile şefaat yetkisi olmadığını Rabbim daha nasıl açıklasın sizce? İbrahim peygamber kuranda çok övülen bir peygamberdir hatırlayın babasının günahları için ne diyordu? (Mümtehine sur. 4. ayet: Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır.) Bakar mısınız İbrahim peygamber babası için nasıl konuşuyor. Nuh peygamber bile evladı için Allah a yalvarması boşa gidiyor. Lut peygamber eşinin yaptığı yanlışlardan dolayı onu kurtaramıyor. İşte Rabbim tüm bu örnekleri boşa vermedim diyor, şükürler olsun anlayasınız ve ibret alasınız diye verdiğini belirtiyor. Eğer tüm bu olayları masal dinler gibi kasetlerden dinlersek işte böyle ayetlerin anlamlarını çarpıtırız Allah korusun. İnşallah yardımcı olmuşumdur. Allah yolumuzu aydın etsin inşallah. SAYGILARIMLA   halukgta

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gondolcu

halukgta Yazdı:

Bizler daha önce öğretilenleri doğrulamak adına neler yapıyor ve Yaradan ın ayetlerini hiç düşünmeden, hatta kuranda çelişki yaratacağını bile bile nasıl da kabul ediyoruz gerçekten anlamak çok zor. Şunu sormak isterim önce acaba Rabbim kuranda önce söylediğinden daha sonra cayabilir mi? Ya da yetki vermediği bir konuda daha sonra yetki verir mi? Şimdi size hatırlatacağım ayetlere bakalım. (Bakara 48 Ve korkun o günden ki, hiçbir benlik başka bir benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiçbir benlikten şefaat kabul edilmez, hiçbir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez.) ( Bakara 123; Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların hiçbir yardım göremeyecekleri o günden korkun.) ( Bakara 254; Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir.) ( Zümer 44: De ki: "şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi onundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz.)

   Yukarıda sizlere bazı ayetlerden örnekler verdim. Burada açıkça ve net bir şekilde şefaatin yani bağışlamanın yalnız kendi tekelinde olduğunu belirtiyor Rabbim. Şimdide yazılan diğer ayetlerde anlatılmak istenenlerin bu ayetlerin tam tersi olduğunu yani bazı kişilere şefaat yetkisi verdiğini düşünelim. Peki, kimlere vermiştir dersiniz bunları. Yaradan hem vermedim böyle bir yetki diyecek hem de kendisinden hoşnut olduklarım şefaat edebilecektir diyecek öylemi dostlar. Peki, bunların kimler olduğunu bizler nasıl bileceğiz? Neden açıkça peygamberler şefaatçidir dememiş. Daha sonra bizlere din ulemaları şefaatçidir dediler, bunları nasıl tespit edeceği? Rabbim kimin takvaca üstün olduğunu ben bilirim diyor. Peki, bizler nasıl tespit edeceğiz bu kadar büyük bir yetkili kişiyi? İşte bakın nasılda kuranda çelişki yarattık Allah korusun.

   Sebe suresi 23. ayete gelince (O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaati/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. Sonunda, kalplerinden korku giderilince: "Rabbimiz ne dedi?" derler. "Hakkı söyledi, O'dur Aliyy, O'dur Kebîr.) Şimdide arkadaşımızın yazdığı meale bakalım. (Allahü Teâlâ, şefaat edene ve şefaat edilene izin vermedikçe, hiç kimse şefaat edemez. Kalplerindeki müthiş korku giderilince, [şefaat bekleyenler, şefaat edenlere> “Rabbiniz şefaat hakkında ne buyurdu?” diye soracaklar. Onlar [şefaat edenler> ise, “Hak olanı buyurdu [şefaate izin verdi>” diyecekler.) Doğrusu kuranı bu şekilde insanlara aktarırsak her halde cehennemin vazgeçilmez odunu oluruz gibi geliyor bana. Hâlbuki ayet Yaradan ın kendisi için izin verdiği kimse için fayda sağlamayacağını belirtiyor. Yine bir örnek ayet. (Meryem sur.87: Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.)

 

 Ama bizler bakın nasıl aktarıyoruz insanlara, diğer ayetlere gözlerimizi kapatarak. Yüce Rabbim meleklere bile şefaat hakkı vermemiş bakın ne diyor ayet. (Necm sur 26: Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna.) İşte burada nasılda açıklıyor konuyu, Allahın hoşnut olduğu kimseler müstesna, onlar şefaatime nail olacaklardır diyor. Yaratan kendisine yaklaştıracak aracıları dahi bakın nasıl kabul etmiyor şefaat konusunda. (Yunus 18: Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O) Ama tüm bunları görmezden gelenlere birde Rabbim in peygamberimize şu ayetini hatırlatmak istiyorum. ( Muhammet sur.19: Allah'tan başka tanrı olmadığını kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir.) Kuranı bir bütün okuyup anlamadığınızda Allah korusun Kuranda çelişki yaratır ve hesabını veremezsiniz. Bakın Rabbim peygamberimize ne diyor, kendi günahın için dua et. Kendi günahı için bile şefaat yetkisi olmadığını Rabbim daha nasıl açıklasın sizce? İbrahim peygamber kuranda çok övülen bir peygamberdir hatırlayın babasının günahları için ne diyordu? (Mümtehine sur. 4. ayet: Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır.) Bakar mısınız İbrahim peygamber babası için nasıl konuşuyor. Nuh peygamber bile evladı için Allah a yalvarması boşa gidiyor. Lut peygamber eşinin yaptığı yanlışlardan dolayı onu kurtaramıyor. İşte Rabbim tüm bu örnekleri boşa vermedim diyor, şükürler olsun anlayasınız ve ibret alasınız diye verdiğini belirtiyor. Eğer tüm bu olayları masal dinler gibi kasetlerden dinlersek işte böyle ayetlerin anlamlarını çarpıtırız Allah korusun. İnşallah yardımcı olmuşumdur. Allah yolumuzu aydın etsin inşallah. SAYGILARIMLA   halukgta




selamlar,

teşekkürler, haluk.

Çok güzel bi çalışma olmuş, cevaplar mükemmel zamanımın

darlığından sn.abidin e cevap yazamamıştım.Bu cevapları

görünce sevindim.İnsanların kafasını kurcalayan yanlışa

düşüren konuların açıklanması çok güzel...




__________________
saygılarımla

Aaydın
Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
abidin107
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 17 mayis 2008
Gönderilenler: 43
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abidin107

gondolcu Yazdı:
evet ,şefaat ya resul Allah çocukluk  yıllarımda dahi bu cümle beni şaşırtmıştı..ters gelmişti  fatihanın türkçe yazılımına bakıyordum ondan sonra caminin imamı ,müezzini sünnet cemiyetlerindeki mevlithanlar ellerini havaya kaldırıp ağlamaklı gür sesleriyla bağırarak şefaat ya resul ALLAH
diyorlardı.çocuk aklımla ben mi bu işi ters anlıyordum yoksa koca koca dinadamları mı?
onlar yanlış yaparlarmıydı? onların bi karış sakalı koskocaman cübbeleri vardı , ben ise kısa pantolonlu bi çocuktum.
Gerçekten son yıllarda yeni yetişen araştırmacılarımız yeni bi çağ açtı ve internet
bizleri buluşturdu, gerçekleri görmeye başladık.

Selam kardeş.

Verdiğim ayetlere bir bakacak olsaydınız cümlelerinizi dikkatle yazardınız.Demekki kimse kafasından şefaat kavramını oluşturmamıştır.Şefaat ile ilgili arkadaşın verdiği ayetler,kafirlere hiçkimsenin şefaat edemeyeceği ve müşriklerin yaptıklarından dolayı yardım alamayacağı yönündedir.Yasaklanmış olan şefaat ise

herkesin kendiliğinden ve Allah'ın iznine bağlanmadan yapılacağı düşünülen şefaatlerdir. Şu halde kendiliklerinden şefaat edebilirler zanniyle peygamberlere ve velilere tapılmamalı, ancak Allah'a ibadet etmelidir ki, o istediğine her istediği zaman şefaat ettirir. Ve bununla beraber kıyametin başlangıcı öyle korkunçtur ki, o sırada şefaat da bahis konusu değildir. Herkes kazancıyla kalabilecektir ve bu âyetler o zamanı anlatmaktadır.k

Ayetleri bir bütünlük arzedecek şekilde değerlendirmek  ve konuyla ilgili diğer ayatleri de gözönünde bulundurmak konunun anlaşılması bakımından önemlidir.

Selam ve dua ile...

Yukarı dön Göster abidin107's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abidin107
 
anafikir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Gönderilenler: 112
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı anafikir

"Şahsen ben şöyle düşünüyorum hayatımızdaki aksaklıkların sebebi bizim Yaradana karşı nasıl bir kuluk yaptığımızda saklıdır..."

Selam

Bu yazınız Kuran da bir ayeti hatırlatti bana.42/3o-başınıza gelen her musibet kendi yaptıklarından dolayıdır. Demkki başımıza kötü bir şeyler geliyorsa önce kendimize soralım bü gün ben ne yaptımkı başıma bu olay veya sıkıntı geldi. 

Yukarı dön Göster anafikir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: anafikir
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats