HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: SALAT Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam sana sevgili Kütüphaneci kardeşim, bende Ali Aksoy kardeş gibi öncelikle sizi, Kuran dışı rivayetleri tamamen (!) terk ettiğinizden ve bunu çekinmeden alenen ilan etme cesaretini gösterdiğinizden dolayı kutluyor ve bundan böyle Kuran üzere daha çok ittifaklar sağlayacağımıza olan inancımı ifade etmek istiyorum.

Sualinize gelince; ben öteden beri Kuran'da namazın olmadığını hep savundum durdum.

Selametle ve muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Bakara 239 u da dikkate alırsanız, korunması istenen bir günde kılınan namazlar mı, sürekli (her gün) kılanan namazlar mı? (kutuphaneci)

Arapça bilen katılımcılar "salavat"tan kastın en az üç salât olduğunu söylediler ama sizin bu sorunuzu nedense es geçtiler. Ben kendi anladığımı söyliyeyim:

EN AZ ÜÇ SALÂT ifadesindeki ÜÇ rakamı iki gerçeği dile getirir:

(1)Bakara 238'de sözü edilen salâtların sayısı ÜÇ rakamıyla sınırlı değil. DÖRT, BEŞ, ALTI... BİNLERCE olabilir.

(2)Muhafaza edilmesi gereken salâtlar bir günde kılınması farz olan iki salâttan ibaret değil. Nafile namazlar da çocuk oyuncağı olmayıp ciddiye alınmayı hak ettiğine göre onlar da muhafaza edilecek; artı, cuma namazı da muhafaza edilecek.

Ve hepsi hepsi hepsi ifadenin sibakında dile getirildiği üzere salâten VASATA olarak yani bilinçle eda edilecek.

Sevgi ile.

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

İlgi gösterip yorumlarıyla katılan dostlara teşekkür ederim.

Ancak,

Bu başlıkta esas gayemiz farz olan salat vakitleridir.

Bazı dostlar salatı bilinen anlamda kabul etmediklerini yazmışlar.

Bu mevzu için şöyle düşünüyorum:

Kuran nasıl ki nakille bize kadar ulaştı, Kuranın emrettiği salatın da nakille ulaşması gerektir.

Allah’ın Kuranı koruyacağını vaat etmesi Kuranın emrettiği salatın bilinmesini de gerekli kılar. Aksi halde Kuran ın korunmasının manası kalmaz. Yani korunan sadece Musafta yazılı kelimeler değil aynı zamanda emredilenin uygulanabilirliğidir.

Örneğin, giyinmek emredildiğine göre kıyamete kadar giyilecek elbise bulunabilecektir.

Yıkanmak emredildiğine göre temiz su bulunabilecektir. Hac emredildiğine göre Kabe yerinde kalacaktır.

Cuma gününün hangi gün olduğunu nasıl kabul ettiysek, kurban boğazlama işini nasıl bilebiliyorsak vs. vs.

 

Bu konuda verilebilecek örnek çoktur. Aslında bu bir bakış açısıdır. Olaya tersinden bakan, Kuranı Mars ta yeni eline geçmiş biri gibi anlamaya çalışır. Bu yanlıştır. Kuran Marsta veya Ay da inmedi. Dünyada indi. Dolayısıyla dünyadaki beşeri yaşam şartları içinde değerlendirilmesi gerekir.

 

Salat vakitleri de bu mantıkla kolayca bilinebilecek ve tespiti mümkün olmalıdır. Çölde seyahat edenler bulutlu veya yağışlı bir havada öğleyi ikindiyi ayırt edemezler. Ama sabahın veya gecenin başlangıcını bilmek için aydınlık durumuna bakmak yeterlidir.

 

Her şeyi hakkıyla bilen Allah’a sığınırım.

Selametle…



__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
kuranyeter
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 04 subat 2008
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 204
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kuranyeter

kutupaneci Yazdı:
aleykum selam kuranyeter kardeşim.
salat konusunda sanırım aynı görüşlere sahibiz. bu konuda site sahiplerinin  fikirlerini de almak isterdim. zira onlar kuran da geçen salatı üç vakit olarak ve de taraf kelimesini gündüzün bölümleri olarak açıklamışlar. bu fikir önce beni de yanıltı. fakat elhamdülillah Kuran ı iyice inceleyince salatı fecr in güneş doğana kadar sürdüğünü anladım.
saltı işa zaten açıkça güneş battıktan gecenin karanlığı bastırana kadar süren zaman. tarfeyinnehar gündüzün uçları.
bu iki vaktin dışındaki vakitler (öğle,ikindi,yatsı) Allah a yakınlaşmak, hamd ve tesbih maksadıyla ikame edilecek.

imzama dikkat çekmişsin:)
sana ve tüm Hanifdostlara teşekkür ederim.  bu forumdaki farklı görüşlerden bir çoğuna katılmasam da benim  Kuran a ve  hadis kültürüne bakışımı çok değiştirdiniz. yakın zamana kadar hadislere takılıp dinimi sağlıklı bir zemine oturtamıyordum. bir çok meselede acabalar ve sorular havada kalıyordu. artık Kuran ı ve islam kültürünü sağlıklı olarak anlamaya başladığıma inanıyorum. İnşallah Arapça yı iyice öğrenebilirsem daha iyi olcak.
peki şimdi yanılgıda olmadığını nasıl bilebilirsin? diye sorarsanız; öncelikle Allah tan ilmimi ve takvamı arttırmasını diliyorum. ve şunu belirteyim ki, daha önce açık kalan veya eksik kalan, sonuca kavuşturamadığım bir çok mesele çözülmeye ve aydınlanmaya başaldı. zira artık rivayetler hakikatleri gölgeleyemiyor.
selametle...

 

selam kütüpaneci

salat konusunda aynı fikirdeyiz hadis deryasından çıkıp salat konusunda böyle bir tespitiniz tek kelime ile muhteşem bu konudaki görüşünüze katılmayanlar olacaktır.

ama kalbi olarak böyle bir tespit yapmandan dolayı çok mutluyum araştırmacı ve doğruyu bulma yolundaki çalışmalarını sahibimiz olan ALLAH karşılıksız bırakmayacaktır.

görüşler faklılık gösterebilir ama doğru bir tanedir ve en çok o doğruyu bulmak isteyen o doğruyu bulacaktır.

tek doğruda buluşmak dileğiyle.

rabbe emanetsiniz.

 

ZÜMER 36 ALLAH KULUNA KAFİİ DEĞİLMİ YETMİYORMU?

Yukarı dön Göster kuranyeter's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kuranyeter
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Değerli kutuphaneci kardeşim, bıraksak herkes özgürce düşünse ve yaşasa... nasıl olur? Örneğin bazı hususlarda benim sizden ayrılmamı hoş görür müsünüz?

Allah’ın Kuranı koruyacağını vaat etmesi...

Kuran'ı değil, "Zikr"i koruyacağını vaadediyor. O zikr’i (ez-zikr) Biz indirdik; koruyan da Biziz (15:9). Ayrıca bkz 25:29, 36:11, 38:8, 43:5.

Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler oldu. Bilmiyorsanız o zikr’in (el-zikr) muhataplarına sorun (16:43, 21:7). O zikr Muhammed’den önce vahyedilmiş.

O zikr’den (ez-zikr) sonraki zubur’a da (ez-zebur) "Yeryüzüne Benim kullarım varis olacak!" diye yazdık (21:105). O zikr Kuran olamaz çünkü kendisinden sonra ez-zebur indirilmiş; oysa Kuran’dan sonra vahiy yok.  Ayrıca bkz  25:29.

(Semud halkı SALİH peygamber için dediler ki:) "O zikr (ez-zikr) içimizden ona mı verildi? Hayır! Yalancının, şımarığın biri o!" (54:25).

Bu durumda sormak gerekiyor. "Zikr"in nesi Allah'ın koruması altında; lisanı, harfleri, kelimeleri mi ya da anlamları mı?

Örneğin SALİH peygambere vahyedilen "ez-zikr"in harfleri, kelimeleri, cümleleri korunmuş mu; nerdeler şimdi?

MUSA peygambere vahyedilen "ez-zikr"in anlamları Kuran'a aktarılırken (2:106) Tevrat'ın lisanı, harfleri, kelimeleri korundu mu?

Kuranın emrettiği salatın da nakille ulaşması gerektir.

Hayır! Namazın nasıl kılınacağı ve, sizin de yazılarınızda çok güzel açıkladığınız üzere, farz olarak kaç vakit kılınacağı Kuran'da açık açık belirtilmiş. Allah farz namazlarının bize nakille ulaşmasına bizi muhtaç bırakmamış. Övgü O'na.

kurban boğazlama işini nasıl bilebiliyorsak...

Kuran'da KURBAN kelimesi hayvan boğazlamak değil yakınlaşmak anlamında kullanılıyor. Örneğin Adem'in iki oğlundan birisi ötekini niye öldürecek kadar düşman bellemiş? Öyle öne sürüldüğü gibi Allah onun kurbanını geri çevirdiği halde kardeşininkini kabul etmiş te o yüzden... asla değil. Allah onun Kendisine yaklaşma niyetini samimyetsiz bulmuş ama kardeşininkine olumlu karşılık vermiş te ondan. Mâide 27'den benim anladığım bu. Kuran'da kurban kesmek yok.

Sevgi ile.

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

hasakcay Yazdı:

...

Allah�ın Kuranı koruyacağını vaat etmesi...

Kuran'ı değil, "Zikr"i koruyacağını vaadediyor. O zikr�i (ez-zikr) Biz indirdik; koruyan da Biziz (15:9). Ayrıca bkz 25:29, 36:11, 38:8, 43:5.

Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler oldu. Bilmiyorsanız o zikr�in (el-zikr) muhataplarına sorun (16:43, 21:7). O zikr Muhammed�den önce vahyedilmiş.

O zikr�den (ez-zikr) sonraki zubur�a da (ez-zebur) "Yeryüzüne Benim kullarım varis olacak!" diye yazdık (21:105). O zikr Kuran olamaz çünkü kendisinden sonra ez-zebur indirilmiş; oysa Kuran�dan sonra vahiy yok.  Ayrıca bkz  25:29.

(Semud halkı SALİH peygamber için dediler ki:) "O zikr (ez-zikr) içimizden ona mı verildi? Hayır! Yalancının, şımarığın biri o!" (54:25).

Bu durumda sormak gerekiyor. "Zikr"in nesi Allah'ın koruması altında; lisanı, harfleri, kelimeleri mi ya da anlamları mı?

Örneğin SALİH peygambere vahyedilen "ez-zikr"in harfleri, kelimeleri, cümleleri korunmuş mu; nerdeler şimdi?

MUSA peygambere vahyedilen "ez-zikr"in anlamları Kuran'a aktarılırken (2:106) Tevrat'ın lisanı, harfleri, kelimeleri korundu mu?

...



Sevgili Hasan Akçay;

Yukarıdaki tespitlerinize katılıyorum ve yakın zamanda düşündüğüm bir kaç hususa da açıklık getirdi bu yorumunuz.

Mesela "kelime" sözcüğünün sadece "söz / sözcük" anlamında değil "vaat" anlamında da kullanıldığını,

"O'nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur" cümlesindeki "kelime" nin "vaat" olabileceğini, bu sebeple anlamının, "O'nun vaatlerini değiştirebilecek / vukuunu engelleyebilecek yoktur" şeklinde değerlendirilebileceğini geçenlerde M.Esed mealinde okumuştum.

Düşünülecek, araştırılacak bir mesele...

Muhabbetlerimle...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

kutupaneci Yazdı:

...

Kuran nasıl ki nakille bize kadar ulaştı, Kuranın emrettiği salatın da nakille ulaşması gerektir.

Allah�ın Kuranı koruyacağını vaat etmesi Kuranın emrettiği salatın bilinmesini de gerekli kılar. Aksi halde Kuran ın korunmasının manası kalmaz. Yani korunan sadece Musafta yazılı kelimeler değil aynı zamanda emredilenin uygulanabilirliğidir.

...



Selam Kütüphaneci kardeşim;

Bizim (bir kısım arkadaşlarımızla) düşüncemize göre Kuran'ın emrettiği salat her bir ayetinde en ince ayrıntısına kadar açıklanmıştır.

Tevatür yahut başkaca değerde herhangi bir nakle ihtiyacı yoktur.

Kuran'da olmayan bir şeyin nasıl nakledilmiş olduğu hususlarındaki mülahazalar bizim değil, bu yöndeki iddia sahiplerinin işidir. 

Öte yandan Kuran'da değinilen nice ayrıntıya rağmen salatın ikamesinin "şekli" hususundaki "sükut" dikkat çekicidir.

Anlaşılan mesela Ashab-ı Kehf'in kıssasının "detayları", yahut Musa kıssasının tekrar tekrar işlenen "detayları" salatın ikamesine ilişkin  ayrıntılardan mühim görülmüştür. 

Tabi bu da iddia sahiplerinin meselesidir. Bizim görüşümüzde böyle bir çelişki bulunmamaktadır.

Bu meselede tutarlı olmak adına mesela; "Salatın uygulamasının "nesi" korunduğu" hususu da değerlendirilmelidir.

Eğer salatın "şekle" dair uygulamasını derli toplu anlatan hiç bir hadisin bulunmadığı, salatın şeklinin birden fazla söylentinin islam alimlerince değerlendirilmesi sonucunda çıkan "kanaate" göre takdir ve tayin edilmiş olduğu ve bu sebeple mezhepler arasında daha iftitah tekbirinden başlayan ihtilafların bulunduğu dikkate alınırsa varlığı iddia edilen "koruma" havada kalacaktır.

Ve mesela Hıristiyanların "vaftiz" uygulamasının da böyle bir koruma eseri olup olmadığı gibi tuhaf sorularla muhatap olunacaktır.

Fakat tüm bu görüşlere karşıt olarak Mustafa İslamoğlu'nun da bir sorusu var. O da diyor ki; siz hiç üc secdeli namaz duydunuz mu?

Bu da ciddi bir soru. Eğer namaz tümden uydurma ise neden bilinen tüm namazlar ikişer secdelidir ? Çünkü eğer namaz tümden bir uydurma idi ise, böyle bir şey de uydurulabilirdi.

Belkide bu sorunun cevabını insanların "otorite"ye uyma eğilimlerinde ve geleneklerde aramak gerekir. Ya da bize ulaşamadığı bilinen ama içeriği bilinemeyen, mevcudun yaklaşık olarak 99 katı büyüklüğündeki "seçilmemiş" söylentilerde...

Kütüphaneci kardeşim;

Eğer namazın şeklini korunan uygulamada arıyor iseniz vaktini neden Kuran'da arıyorsunuz ? O da uygulama ile korunmuş olamaz mı ?

Muhabbetlerimle...

 



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
osman1
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 19 kasim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 178
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı osman1

 

 Bu konu körün fil meselesine dönmüş....

 KUrandan bahsedenler Kuranı gereği gibi okumamış..

  Okusalardı esalat/marife ile salatın/nekire farkını görürlerdi...

  Şıracı bozacı ilişkisi...

   Aaaaaaaaaaaaaa abi Allah razı olsun..çok güzel yazmışsın..

   Ötekide alim edasıyla sallamaya devam....

   sallyın sallayın ey zamane aimleri...

   Zamanı gelince kim ne edip ne yapıyorsa onu görecek...

   Alim mi zalim mi o zaman belli olacak..

   Heva ve hevesin peşinden gitmek neymiş....

   Kuranda apaçık olan 5 vakti ve resulün hiç şüphe götürmeyen 5 vaktini inkar nelere maloluyormuş...

   selam /aramıza kavga değil barış olsun

 

 

Yukarı dön Göster osman1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: osman1
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Selam,

Benim katıldığım görüş; "EZ-ZİKR", Ümmülkitab; Kitabın anası/ Allah'ın mutlak ilmi. " EZ-ZEBUR" ise Allah'ın bütün nebilere indirdiği kitapların (vahilerin) toplamı.

Bir diğer görüş ise, "EZ-ZİKR", Tevrat, Ez-Zebur da Davud'a verilen kitap oluyor.

Halbuki Davud'a verilen "zebur" un çoğulu "zubur" olup, "bir zebur" da Davud'a indirilmiş oluyor. Ez-Zebur, marife bir isim olup indirilmiş vahilerin (kitapların) hepsini kapsar.Yani özel bir kitabı değil de cins isim olarak bütün kitapları içeriyor. Dolayısıyla "Ez-Zikr" den sonra "Ez-Zebur'da yazması, "Allah'ın İlm-i Ezeli'sinden sonra nebilerle gönderdiği kitaplarda yazması"dır.

Doğrusunu en iyi Allah bilir.

Ali Aksoy Kardeşin tespiti de gayet isabetlidir. " LA TEBDİLE Lİ KELİMATILLAHİ" nin anlamı, "Allah'ın kararlarını/va'dlerini/verdiği sözlerini değiştirecek hiç bir güç yoktur" demektir.

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"O'nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur" cümlesindeki "kelime" nin "vaat" olabileceğini, bu sebeple anlamının, "O'nun vaatlerini değiştirebilecek / vukuunu engelleyebilecek yoktur" şeklinde değerlendirilebileceğini geçenlerde M.Esed mealinde okumuştum. (aliaksoy)

Haklısınız. İlgili ayetlerden anlaşıldığına göre, Allah’ın KELİMELERİ O’nun verdiği söz demek. Asla değişmeyen, sürekli geçerli olan o vaattir:

Allah'ın dostlarına korku yok, üzüntü yok (62). Mümindir onlar; sakınırlar (63). Dünyada ve ahirette ne mutlu onlara! Allah’ın kelimeleri değişmez – lâ tebdîle li kelimetillah (64)

Elçi kullarımız hakkında Bizden şu söz çıkmıştır: Onlara yardım edilecek (37:171-172). Senden önce de yalanlanan elçilerimiz oldu. Yalanlanıp incitilmeye dayandılar, yardımımız erişene kadar. Allah’ın kelimeleri değiştirilemez (6:34).

Sevgi ile.

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa 13 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats