Forum yöneticilerine burdan sesleniyorum,tabi kaldıysa...

Hira kardeşimizi hiç tanımam.msp1955 nicki ile yazan bu kişi resmen hira nicki ile fikirlerini yazan arkadaşa iftira ve küfür dolu bir yazı yazmıştır.Lütfen bu durumu düzeltin.

msp1955 nicki ile yazı yazan varlığa hiçbirşey demiyorum çünkü anlayabilecek birine zaten benzemiyor.Ama yukardaki yazıyı yazan kişi bırakın müslüman insan bile olamaz.

Alemlerin Rabbi kimin mü'min olduğunu elbette hakkıyla bilendir ve aralarında hükmü adaletle verecektir!

(snobyx) <>Başkalarının avukatlığını yapmak sanamı kaldı?.

Sen kendinden sorumlusun,ama anlaşılan aynı familyadan olan fikirdaşındır.

Tabiiki kimin mü'min ve müslüman Olduğunu Allah bilir.Allah insanlarada bilsin diye ,

Müslümanın,Hıristiyanın ve diğerlerinin vasıflarını bildirmiştir.

Bu site herhalde sadece sizin gibi sapıkların fikirlerine yer verecek değildir.Maksat fikir yazmaksa.Sen benim düşünceme karışamazsın ve karıştıramazsın.

Sen karışırsan karşındada beni görürsün.

Sapık sapık yazılar yazma yetkisini kimden aldın?.

Allah kimin ,kimlerin müslüman ve kimlerin kafir ve müşrik olduklarını boşunamı tarif etmiş?.

Birileri zize tomates kırmızı,biber yeşil diyor,öğreniyorsunuz.

Tomates veya biber işte budur dendiğinde,ee Allah bilir sen nerden biliyorsun?.

Diyecek kadar akılsızmısın?.

Sen domatesmisin yoksa bibermi?.Ben acıyı pek sevmem ama bazen tad veriyor.acıdır.Tomates acı değildir.

snobyx Katilimci Uye Katılma Tarihi: 27 mart 2008 Gönderilenler: 46

Gönderen: 07 ekim 2008 Saat 23:12 | Kayıtlı IP Forum yöneticilerine burdan sesleniyorum,tabi kaldıysa... Hira kardeşimizi hiç tanımam.msp1955 nicki ile yazan bu kişi resmen hira nicki ile fikirlerini yazan arkadaşa iftira ve küfür dolu bir yazı yazmıştır.Lütfen bu durumu düzeltin. msp1955 nicki ile yazı yazan varlığa hiçbirşey demiyorum çünkü anlayabilecek birine zaten benzemiyor.Ama yukardaki yazıyı yazan kişi bırakın müslüman insan bile olamaz. Alemlerin Rabbi kimin mü'min olduğunu elbette hakkıyla bilendir ve aralarında hükmü adaletle verecektir!

Selam,

Bu "kardeşimizin" düzeltilecek bir durumu yok "duygularıyla" hareket eden "bir kardeşimiz",

Yazdıkları ise ciddiye alınacak "ilmi" şeyler değil.

Yazdıklarıyla başbaşa bırakmak en güzel şey olsa gerektir. Samimi ve vicdan sahibi ise yazdıklarını birkaç kez daha okur.

Lütfen bu arkadaşa cevab veremeye çalışarak "değerli" vaktinizi ve enerjinizi harcamayınız.

Elbetteki bizlerde "duygu" sahibiyiz.Sizde "güzel kardeşim" (msp1955) bizlerin sabrını/direncini zorlamayınız.

 Allah(a.c) sizede bizede merhamet etsin.

Selam ve dua ile,

rıdvan 

Sana sadece acıyorum ve Rabbimden senin için rahmet ve hidayet diliyorum.

Araf Suresi

30.Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.

Saff Suresi

4. Allah kendi yolunda, duvarları birbine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlıyarak çarpışanları sever.

Meryem Suresi

47:Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."

selam,

İlgilenenler için "ilmi" çalışmalar;

-"Buhariye yöneltilen tenkidler" 

 http://www.angelfire.com/dc/dayhan/tez.html

adresine bakabilirler,

yine ilgilenenler için;

-"Ebu Hureyre'ye" yönelik eleştiriler için

İnsan yayınları, (2001) (Osman Güner)

- "Hz. Âişe'nin sahabeye yöneltiği eleştiriler" (Bedruddin ez-Zerkeşi'nin kitabının tercümesi) Kitâbiyat, (2002)

-"Müslüman âlimlerin Buhâri ve Müslim'e Yönelik Eleştirileri" (Prof.Dr.Mehmet S. Hatipoğlu) İslami Araştırmalar (1997) 

selam ve dua ile,

rıdvan

Şu yukarıdaki ifadeyi bir müslümanın bu kadar rahatça düşünüyor ve açıklıyor olabilmesi çok şaşılacak bir şeydir.

1- Kur'an-ı Kerim'i doğru tefsir edebilmek için 12 ayrı ilmi meczetmiş olmak gerekir. Herkes kendi mantığına göre bir çeviri veya tefsir yaparsa sadece bir Ayet'in binlerce farklı manası ve yorumu ortaya çıkar. Bu ise İslam olmadığı gibi, DİN değildir, bunun adı FELASİFE (felsefe)'dir. Oysa ki bizler burada Kur'an'ı doğru anlamaktan ve Rabbimize en güzel bir kulluk yapmaktan bahsediyoruz, felsefe yapmıyoruz. Doğru (hakikat) tektir, ancak o doğru ekseninde açılımlar yapılabilir. 

2- Alıntıladığımız ifadenin sahibi olan arkadaşımızın; tasavvufa karşı olan hatta büyük bir düşmanlık besleyen bir kimse olduğunu tahmin edebiliyoruz. Halbuki yukarıdaki sözleriyle farkında olmadan bizzat kendisi (düşmanı olduğu)tasavvuftaki önemli bir kaideyi benimsediğini göstermekte ve eleştirdiği tasavvufun bu kaidesini "hakikat" olarak açıklamaktadır.

Şöyleki; Ehl-i Tasavvuf ilim hakkında (genel tanımlama itibariyle) şunu der: İlim 2 türlüdür. Birincisi Kesbi İlim (yani okuyarak öğrenerek elde edilen ilim), ikincisi de Vehbi İlim (yani Allah'ın (cc) mü'min kulunun kalbine ilham ettiği ve akıttığı, okumakla öğrenilmeyen ilimdir.) Kaldı ki Tasavvufta Allah'ın (cc) sevgili kullarının kalplerine ilham ettiği akıttığı ilim asla Kur'an-ı Kerim'in dışına çıkmaz.

İşte sizler bir taraftan tasavvufun bu kaidesini (bu hakikati) şiddetle inkar ederken, diğer taraftan da kendi ifadelerinizle, "meal ne kadar yanlı çevrilirse çevrilsin kişi tam bir teslimiyet sergiledikten sonra teslim olduğu yaratıcının onun kalbine gerçek çevri ile vahy edeceğini unutmamak gerekir." Diyerek kendi içinizde apaçık ve inanılması zor bir tezata, karmaşaya düşüyorsunuz. Belli bir ilim süzgecinden geçmemiş insanların (sayıları kaç olursa olsun) tamamının farklı bir bakış açısı ve yorumu olabilir ve bu insanların her biri de "tam bir teslimiyetle Kur'an'ı yorumladıklarını, doğru yorumu kendisinin yaptığını, diğerlerinin yanlış yorumladığını" iddia edebilirler, burada teslimeyetin ve yorum yapan (vahiy gelen!!!) aklın ölçüsü nedir? Bir kıstas, bir yöntem, bir sistem olması gerekmez mi?

3- Kaldı ki; "benim tek niyyetim Allah rısazı için Kur'an'ı doğru anlamak" deyip yola çıkan ve Kur'an'ı aklii kabiliyetleri nispetinde kendi fikrine göre yorumlayan herkes ayrı bir mana verebilir. Yukarıda belirttiğimiz üzere doğru tektir, iki doğru olmaz, yüzbin doğru hiç olmaz. Ancak tespit edilen tek doğrunun (ana hakikate aykırı olmayan) açılımları olabilir, olması da gerekir.

Hakgelenek'in bu hakikatleri iyice düşünerek fikirlerini bir kez daha gözden geçirmesini isteriz. Zira aklı ön plana çıkartıp, yine (apaçık şekilde) akla aykırı hareket etmek büyük talihsizliktir.

Yukarıda beyan ettiğimiz gibi; başlangıçtan beri herkes kendi yolunun doğru olduğunu iddia ediyor, ŞİA 'da, BATINİLER' de, ZAHİRİLER' de, HARİCİLER' de, MEALCİLER' de HRİSTİYANLAR' da,.... hepsi tek doğru yolun kendilerinin yolu olduğunu iddia ediyor ve iddialarını ispatlamak için uğraşıyorlar.

(Sözüm ona) samimi bir Hristiyan' da tam bir samimiyetle, tam bir teslimiyetle Allah'a yöneliyor olamaz mı? Veya bir Şİİ (kendine göre) tam bir teslimiyetle (sözde) Allah'a (cc) yönelme, O'nun (cc) emirlerini doğru anlama ve gerçek İslam'ı öğrenme ve yaşama niyyetinde olamaz mı? Elbette olabilir.

Ancak dikkat edilmesi gerekir ki; bu taifelerden her biri hakikati farklı bir itikatte görmüşler ve inanmışlardır. Peki, madem Allah (cc) kendisine teslim olanlara mutlaka doğru yolu gösterir de, neden hepsi birbirinin zıddı itikatler, birbirinden farklı inanışlar ortaya çıkmıştır ve yaşamaktadır??

İşte sorunun cevabı şudur: Eğer hakikat doğru olan yöntemle araştırılmazsa, doğru yola (Sırat-i Müstakim'e) ulaşmak için bir şeyler yapılmazsa, çaba sarfedilmezse elbette sonuç sapkınlıktır. 

Biz bu açıklamaları elbette HAKgelenek arkadaşımız için yapmadık. Bizim maksadımız, onunla aynı görüşleri paylaşan, ancak okuyan, araştıran fikirdaşlarının, kafalarında bir soru işareti bırakabilmek, doğru bildiklerini sorgulamalarına bir kapı açabilmektir.

hira)sapığına/

sayın msp

 allaha çok şükür ben sapık değilim allha hamt olsun bizlere bugüne kadar allah cc tarafından korunarak gelen kitaba yani kurana tabiyim sen neye tabisin akıl almadık iftiralar atmışın ben seni allaha havale ediyorum     o gün herşey apaçık günyüzüne çıkacaktır ne mutlu ogünde kurana tabi olanlara ne mutlu kuranı yaşayıp yaşatanlara peygamberimizi en güzel makamına çıkartmak onun bizlere allah cc tarafında indirilmiş olan kurana tabi olmakla bağlılığımızı ifade etmiş oluruz senin korkun neden neden korkuyorsun  kuran ilimi herşeyi çepeçevre kuşatmıştır bu yazımdan sonra sana cevap yazmayacağım .NE MUTLU KURANA TABİ OLANLARA