HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
Konu Konu: DÜNYA DİNLERİ... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Evrensel Uluslararası Yol

THE WAY INTERNATIONAL

Victor Paul Wierwille tarafından 1957 yılında Ohio (Amerika Birleşik Devletleri)?da kurulmuştur. Grubun inancını aslında kutsal kitaplarının isminden de rahatlıkla anlayabiliriz. "Jesus Christ is not God" (İsa Tanrı Değildir) adında Kutsal Kitapları vardır.

Suyla Vaftiz?i kabul etmezler. Vaftizin sadece kutsal ruhla olabileceğine inanırlar. Ve kurtuluşa ulaşabilmek için her gün 30 dakika kutsal metinlerin açıklamasını yaparlar,bu kurtuluşun bir parçasıdır. Bu dini akımın inananları her biri 200 Amerikan Doları olan ücretli "Power of Abundant Living" (fazla yaşam gücü diye çevirebiliriz) kursuna devam ederler. Günümüzde 62 ülkede çoğunluğu ABD?de olmak üzere toplam 100.000 üyeleri bulunmaktadır.( rakamlar grubun taraftarlarınca açıklanmıştır)



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Ga Dini

Ga Dini Gana ´ nın başkentinin yakınlarında yaşayan Ga ´ ların inandığı kabile dinidir ve mahalli bir özelliğe sahiptir evrensel değildir. Ga Dini ´ nin kutsal bir kitabı veya yazılı bir kaynağı olmadığı gibi din kurucusu da yoktur.

Ga ´ lar tabiata ve insan işlerine etkili çok sayıda ruh ve kuvvet bulunduğuna inanırlar; ancak bunlara tapınmazlar. Onlar ?Naa Nyonmo? dedikleri çok güçlü bir varlığa inanırlar.O , gökte yaşar.Her şeyi yaratan O ´ dur. Ancak Naa Nyonmo ´ nun yaşadığı kutsal yeri ve rahipleri yoktur. Ga ´ ların başka tanrıları da vardır. Onlar için hazırlanmış kutsal yerleri ve görevli rahipleri bulunmaktadır.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Gnostisizm

Hıristiyanlıkta bir akım. Bilinircilik de denir. Yunanca gnostikos (bilgiye sahip insan) sözcüğünden türetilmiştir. Tanrısal, mutlak bilgiye bir anlık aydınlanmayla, sezgiyle ulaşılabileceğini ileri süren bir dinsel akım. İlk çağ Yunan felsefesi ile Hıristiyan dininin görüşlerini kaynaştırmaya çalışan, felsefeciler tarafından milatttan sonra I. ve II. Y.y´ larda oluşturulmuştur.

Bu akımın savunucuları, dinlerin mutlak bilgiyi sağlamada yetersiz oldukları görüşündedirler. Bu nedenle de Hıristiyanlar tarafından sapık bir tarikat olarak görülürler. Çünkü onlar için saltık bilgi, dinsel bilgilerin çok üstünde bulunan kurgusal bilgilerdir. İsa´ nın Tanrı´ nın oğlu olduğu, doğduğu ve büyüdüğü, çarmıha gerildiği ve bunun gibi Hıristiyan inaklarını (dogmalarını) yadsırlar. Onlar için İsa düpedüz insandır.

Gnostisizmi savunan felsefeciler gerçekte de dar bir tarikat yaşamı sürdürürler ve çileciliği savunurlar. Temel inanç esasları ve ibadet şekillerinde gnostizmin hakim olduğu dinlerde bulunmaktadır. Bunlar; Sabiilik, Manihezim ve Hermetisizm´ dir.

Gnostismin başlangıcı konusunda bir çok görüş ileri sürülür. Başta çeşitli kilise babaları olmak üzere, bir çok Hıristiyan yazar gnostisizmi Hıristiyanlık içerisinden kaynaklanan bir heretic olarak değerlendirmiş ve Simon Magus´u bütün sapkınların babası olarak görmüşlerdir. Ancak gnostisizm hıristiyanlık öncesi dönemlerden itibaren var olan bir gelenek olması gerçeği görülerek, bu görüş bir çok bilim adamı tarafından eleştirilmiştir.

Gnostisizmin İran, Eski Yunan, Eski Mısır, Babil ya da Yahudilik kaynaklı olabileceği çeşitli teoriler bulunmaktadır. Gnostisizmin temel öğretileri arasında ışık ve karanlık ya da iyilik ve kötülük arasındaki düalizm (ikicilik), maddi evrenin -ve bedenin- kötülüğü, demiurg düşüncesi (bkz sözlük), ruhun ilahi evrene ait olup süfli (bayağı, aşağılık) yeryüzünde beden içerisinde hapishane hayatı sürdüğü kurtuluş için dünyevi olan her şeyden uzaklaşmak ve bunun neticesinde gnosis´e ulaşmaktır.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Helen (Eski Yunan) Dini

Eski Yunan ´da kaynağını Anadolu , Girit ve Mezopotomya´dan alan, tanrıların çoğu doğu kökenli olan çok tanrılı bir din anlayışı vardı. Yunan dininin oluşmasında destanların önemli rolü olmuştur. Hatta destanları yazan şairler bu dini şekillendirmişlerdir. Çünkü Yunan şairleri destanlarla birlikte eski Aka , Dor ve Anadolu tanrılarının kendi tanrılar dünyasına katmışlar, Bu tanrıların ad görev ve nüfuz alanlarını belirlemişler bu tanrıları insan biçiminde düşünüp göstermişlerdir. Buna göre bir kısmı erkek bir kısmı dişi olan bu tanrılar insanlar gibi evlenen yiyip-içen ,çoluk - çocuk sahibi ve iyi - kötü olan ; ama insanlardan daha güçlü, güzel ve ölümsüz varlıklardı. Ölümsüzlükleri ise nektar adlı hayat suyunu içiyor olmalarından geliyordu.

Eski Yunanistan daki devlet örgütlenmesi anlayışı dine de yansımıştır. Yunan asillerin kralın etrafında toplanması gibi tanrıların da baş tanrı Zevs ( Zeus) in etrafında toplanarak Yunanistan´ın en yüksek dağı Olimpos ´ da oturduklarına inanılıyordu. Başta gelen üç büyük tanrı olan tanrılar kıralı Zevs, denizler tanrısı Poseidon ve yer altı ve ölüm tanrısı Hades kardeştiler. Baş tanrı Zevs ; tanrıların ve insanların babası olan gök tanrısı idi. Karısı Hera ; kadınların koruyucu olan, kadınlara evlenme ve doğum gibi konularda yardım eden bir tanrıça idi. Güneş tanrısı Apollon , kasırga, ateş ve savaş tanrısı Ares , rüzgar tanrısı Artemis , aynı zamanda bu iki baş tanrının çocukları idi. Bu tanrıların dışında zeka ve savaş tanrıçası Demetir , şarap ve eğlence tanrısı Diyonisos da önemli tanrılardı. Deniz köpüğünden olduğuna inanılan güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit doğu dünyasından gelme bir tanrıça idi. Büyük tanrıların dışında bir de yarı - tanrılar vardı. Şehrin kurucusu ve eski kahramanlara yarı-tanrı gözüyle bakılırdı. Eski Yunan inanışlarına göre bunlar; genellikle bir tanrı ile bir insanın çocuğu olarak dünyaya gelmiş kimselerdi ( Herkül / Herakles , Aşil vb.) ve Yunan kralları soylarını bu yarı tanrılardan birine bağlamaya önem verirlerdi.

Eski Yunanlılar tanrılarına kendi anlayışlarına göre ve istedikleri gibi ibadet ederlerdi. Yunanlılar tanrılarını memnun etmek ve kötülüklerden korunmak için onlara ibadet ederler , kurban keserler, istediği yerde ve biçimde bunu yapabilirlerdi. Sadece büyük tanrılar şerefine belli zamanlarda toplu oyunlar ve şenlikler düzenlenirdi. Bunun dışındaki en belirgin ibadet şekli saçı saçmak ve kurbandı. Tapınaklar ibadet yeri değildi ; buralarda sadece tanrı heykelleri ve tanrılarla ilgili kutsal eşyalar saklanır önünde de dini törenler yapılırdı.

Yunanlılar ayrıca bayramlarda ve dini törenlerinde tanrıları şerefine araba yarışı ve spor karşılaşmalarıda düzenlerlerdi. Bu yarışmaların en büyüğü baş tanrı Zevs - Zeus şerefine Olimpos dağı eteklerinde dört yılda bir düzenlenen ve ilki M.Ö. 776 da yapılan Olimpiyat Oyunları idi. Altı gün boyunca süren bu dini nitelikli spor yarışlarına çıplak olarak katılan gençler çeşitli dallarda yarışırlar birinci gelenin başına bir çelenk konur ve heykelinin yapılmasına izin verilir ve ülkesinde törenlerle karşılanır ve saygınlık kazanırdı.

Bu fon üzerinde gelişen Eski Yunan Dini´nin Özelliklerini şöyle sıralamak mümkündür

1 ) Bu dinde , din adamları sınıfı yoktur. Tanrıların eşyalarına ve heykellerine bakan rahipler birer devlet memuru olup doğu toplumlarındaki gibi ayrıcalıklı bir sınıf oluşturmuyorlardı.

2) Bu dinde bireyin giderek kişiler karşısında da alçalma duygusunu geliştiren (etek öpme , el bağlama gibi) tanrılar karşısında alçalma anlayışı yoktur.

3) Bu dinde soru sormaksızın, tartışmaksızın, akıl yoluyla değil iman yoluyla inanılan dogmalar yoktur. Doğmaya karşı çıkılamadığı için düşünce bu noktada sınırlanmaktadır. Dolayısıyla bilim ve felsefe ile din çatışır. İşte dogmatik din anlayışının olmaması eski Yunan da bilim ve felsefenin daha kolay gelişmesine yardımcı olmuştur.

4) Dini yayma çabası, dini propaganda ve din uğruna fedakarlık yoktur.

5) kutsal kitabı yoktur. Bu da temel bir çerçevenin olmamasına, dolayısıyla da dinsel yapıya ilişkin tüm düşüncelere açık olmasına ve onlardan etkilenmesine yol açmıştır.

6)Bugün ki anlamda günah kavramı yoktur. Sadece kusur işlemek söz konusudur.

Eski Yunanistan da tek tanrı / vahdet inancı bazı aydınların kafasında yer edinip kabul görmekle birlikte halk arasında bu görüş yayılmadı.Zaman zaman bazı din devrimcileri, yeni inanç biçimleri (örneğin Hint inancından esinlenen Orfeus gibi ) ortaya attılarsa da fazla itibar görmemiştir.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Yunan Dininde

Bir Yunan mâbedi, her şeyden önce bir tanrı evi olduğundan, bu günkü kiliseler ya da camilerdekinin aksine olarak halk, bunların içine girip dua edemezdi. Dini törenler, mâbedin önünde duran sunağın çevresinde yapılırdı. Gerek dini törenleri idâre etmek, gerek tanrının heykeline ve kutsal eşyasına bakmak işini "hierevs" adını taşıyan rahipler üzerlerine almışlardı. Fakat, Yunan rahipleri, doğu rahipleri gibi, tanrının sevgisini kazanmış ve bunlara yaklaşmış, tanrı kült'ünün tüm sırlarını bilen olağan üstü insanlar değillerdi. Bunlar sadece şehirlerdeki toplumlar tarafından seçilmiş devlet memurları idiler. Bundan dolayı memur olmak için gerekli şartlara sahip her vatandaş, rahip de olabilirdi. İşte bu sebeple Yunanistan'da, eski Doğu devletlerinde olduğu gibi, hükümet içinde ikinci bir hükümet meydana getiren bir rahip sınıfı hiç bir zaman vücut bulmamış, dolayısıyla Yunan dini hiç bir zaman dogmatik bir şekil almamıştır.[1]

Amerika'nın eski dinlerinden İnka, Maya ve Aztekler râhiplerini, büyük millî tanrılarının inançlarından sorumlu sayar. Onları kehanet, tedavi ve şahsî işleri için başvurdukları âyin uzmanlarından daima ayrı tutarlar. Aynı şekilde Afrika topluluklarının çoğu, kabile atalarına ibadetten sorumlu râhiplerle büyücü ve hekimleri daima birbirinden ayrı tutmuşlardır.

Ruhbânlığın en gelişmiş şeklini, merkezi bir otoritenin hâkim olduğu ve belirgin tâlimlerin yerleştiği toplumlarda görmek mümkündür. Ancak bu husus, ileri düzeyde gelişmiş her dinde bir ruhbanlık kurumunun mevcudiyeti manasına gelmez. Günümüzde ruhbanlığın hiyerarşik yapıya en uygun tarzda işlediği din Hristiyanlık, mezhep olarak ifade etmek gerekirse Katolikliktir. Katolikliğin Ortaçağda geliştirdiği ruhbânlık talimleri, büyük bir ekseriyetle Komünyon (şaraba batırılmış ekmeği yemek) âyiniyle yakından ilgilidir. İnançlarına göre Komünyon, Allah'ın bağışlamasını sağlamak için yapılan bir çeşit kurban törenini andırmaktadır. Dikkati çeken bir diğer nokta da, Budizm'de bazı kurban unsurlarının bulunmasına rağmen, bu dinde ruhbanlığın olmayışıdır. Bununla beraber uygulamada özellikle Budizm'in Mahayana mezhebinde keşişlerle râhipler arasında pek büyük fark görülmemektedir. Özellikle Tibet Budacılığı'nda âyinlerle geleneksel büyü tekniklerini birlikte yürüten bir çeşit ruhbânlık oluşmuştur.

Yahudilikte ilk dönemlerde ruhbânlığın önemsenmemesi sebebiyle bu tür işleri hahamlar yapmıştır. Günümüz Yahudiliğinde kohenlere has olan râhiplik görevleri yine hahamlarca yerine getirilmektedir.[2]

------------------------------------------------------------ -----------

[1] Arif Müfid Mansel, Eğe ve Yunan Tarihi, Ankara 1971, 142.

[2] Ana Britanica XVIII, 52.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Hinduizm

Hindistan ´ın en belirgin dinlerinden biri de Hinduizmdir. Hint dinlerindeki gelişmeler sonucu hinduizm adını alan din, Brahmanların hakimiyet sağladıkları dönemde ise Brahmanizm terimi ile ifade edilmiştir. Günümüzde Hinduizm ve Brahmanizm terimlerinin bir biri yerine kullanıldığı bilinmektedir. Yaygın bir anlayışa göre Hinduizm ve Brahmanizm terimleriyle, en eski Vedalar döneminden günümüze ulaşmış bulunan Hintlerin inanç, düşünüş, his ve hayat tarzları kastedilmektedir. Hint yarımadasındaki halkın çoğunun dini inanç ve geleneklerini ifade ettiği için Hinduizm terimini kullanmaktadır.Hindular ise dinlerini "Sanatana Dharma" yani ezeli ve ebedi din veya baki din diye adlandırırlar. Bu dine mensup kişilere de "sanatani" yani baki denir.

Tarihi kayıtlardan elde edilen bilgilere göre takriben M.Ö. 1500 yılları civarında Doğu Avrupa ´dan gelen Ariler, Hindistan ´ı ele geçirirler.(Aryan işgali teorisi hemen hemen hiçbir Hindu tarafından kabul edilmez...Dahası bu teoriye karşı çıkan çok sayıda bilim adamı da vardır..."Ari ırk" ın hayali bir ırk olduğunu gerçekte böyle bir topluluğun olmadığını söyleyen çok insan var.. Hindulara göre Hinduizm MÖ 1500 yıllarında oluşmamıştır...Aryan işgali teorisi kabul edilse bile Hindistan´ı sözde işgal eden Aryanların Veda ilahileri yüzlerce yıldır "oral tradition" yoluyla ağızdan ağıza aktarılıyordu..MÖ1500 de düzenlenerek yazıya geçirildi...Bu Rig-veda ayetleri en az MÖ2000-1800 yılları arasına denk geriye gidiyor) İki farklı halkın bir biriyle karışması sonucu dini inanç ve geleneklerde bir birine karışmıştır. Kökü yüzyıllar öncesine kadar uzanan bu karışım sonucu Hinduizm ortaya çıkmıştır. Bu iki ırkın karışımından meydana gelen bu gelişme beş devreye ayrılır.

-Vedalar dönemi
-Upanişalar dönemi
-Klasik dönem
-Ortağ ´daki İlahiyat, felsefe gelişme dönemi
-Modern dönem

Hinduizm; yaklaşık dünya nüfusunun %12 ´ sini oluşturur. Hinduizmin tespit edilebilmiş belli bir kurucusu bilinmediği gibi kendine özgü bir inanç sistemi ve kitabı da yoktur. Hinduizmin temelinde Brahma (Mutlak Varlık) inancı yatmaktadır. Bu husustaki geniş bilgiyi Hinduizmin Kutsal Metinleri olan Veda ´larla Brahmana ´larda bulmak mümkündür.

Hinduizm Ari ırkın üstünlüğü,kast sistemi,sınırsız bir vatan sevgisi ve bağlılık duygusu kavramları üzerine kurulmuş toplumsal ve siyasi olguların bir özel görüntüsüdür. Hinduizmin bir ilk lideri temel tebliği bildiren bir ilk kurucusu olmadığı için bir anlamda kurucularının kalabalık olduğunu söyleyebiliriz.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

İbadet ve Ayinler

Hinduizmde ayin ve ibadetler 3 temele dayanır. Bunlar ;
Güzel ameller
Bilgi sahibi olmak
Tanrı ile beraber olmak

Bu gayelere ulaşmak için sırayla şu hususlar yerine getirilmelidir.

Ölenler için kurbanlar kesmek
Güneşe saygı göstermek
Doğumda ve ölümde ibadet etmek (düzenlemek)
Mukaddes metinleri devamlı okumak
Hakikat bilgisini elde etmeye çalışmak
Her an Tanrı ´nın varlığını düşünerek O ´na kullukta bulunmak

Hinduizmde ayin esnasında bir takım kutsal sözler telaffuz edilir Om en etkili kelimedir. Hemen her yerde ibadet etmek mümkündür. Tapınaklar olmak la beraber ibadet ve ayinler ferdilik tercih edilir. Tanrı her yerde yapılan ibadeti gördüğü için, ibadetin belirli bir şekli ve düzeni yoktur. İbadetin ortak sembolü kabul edilen Om, her ibadet ve yemekten önce,Veda ´ları okumaya ve her tür işe başlarken söylenir. İlk ibadete sabah şafaktan önce başlanır;doğuya doğru dönülerek oturulur. Evlerde de genellikle tapınılan puta ayrılmış bir oda bulunur.

İnekler ,tüm kainatın anası olan Devi´nin yani Tanrıça´nın sembolü sayıldığı için,inek ve öküzler caddelerde,alış veri merkezlerinde veya diledikleri her yerde serbestçe dolaşılabilir. Etinin yenilmesi yasaktır.(Hinduizmde inek Tanrı değldir ona tapılmaz)

Tapınaklarda yapılan ibadet evdeki ibadetten biraz farklıdır. İbadete boru çalınarak başlanır. Her köyde tapınak vardır. Büyük mabetlerin hemen yakınında kutsal yıkanmayı sağlayan havuzlar bulunur.

Hinduların günlük vacip ibadetleri ise ; 1-Japa=zikir çekmek,2-Puja=Tanrı´ya saygı sunmak

Mabetlerdeki yıllık ayinler dışında ilkbahar , sonbahar ve yeni yılda özel şenlikler yapılır. Bazı mezheplerde kabile başkanlarına bir nevi kutsallık vererek onlara saygı gösterildiği,ölmüş kahraman ve azizlere de yardım için dua edildiği görülmektedir. Kurban, Hinduizmde çok önemli bir yer tutar ve dini hayatın eksenini teşkil eder. Tanrıların kudretlerini kurban sayesinde gösterdikleri inancı tartışılamaz. Bu insanlar ancak kurban sayesinde tanrılarla ilgi kurabilirler. Tanrılara sunulan her şey kurban edilir.

Kutsal sayılan 7 ziyaret yeri vardır. Hinduların hayatında önemli rol oynayan bu kutsal yerlere ziyaret ve Hac seferlerinin en bilineni Benares ´e (Bu şehrin ismi değiştirilmiş ve eski kutsal ismi Varanasi olmuştur) yapılan ziyarettir.
Hinduların bunların dışındaki günlük olmayan ibadetleri ise ;homa=ateş ayini,yajna=büyük kurban töreni,vrata=kutsal günlerde oruç tutmak, yatra=hacca gitmek, seva=karşılıksız hizmet etmektir.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


Karma

Bir sebep-sonuç kanunu olan karma,insanın geçmişte yaptığının gelecekte ayrıca görüleceği esasına dayanır. İnsan ektiğini biçer. Bugün ekilen yarın alınacaktır. İyiliklerin karşılığı iyilik,kötülüklerin karşılığı kötülük olacaktır.

Karma, her kararın doğru ve yanlış sonuçlarını tespit eden bir kavramdır. Karma ´da asıl olan mükafat beklemeden hareket etmektir. Böylece sonuç bekleme arzusu frenlenmiş olur. Karma ´ya göre ölüm yokluk değil bir halden diğerine geçiştir.

Hulul (Enkarnasyon-Avatar-)

Arapça bir kelime olan hulul Tanrı Vişnu ´nun insan şeklinde kendini göstermesi anlamına gelir. Hinduizme göre Tanrı her döneminde çeşitli şahsiyetlere bürünerek kendini göstermiş, kötülüğü yok ederek,insanların ihtiyacı olan kanunları bildirmiştir. Böylece tanrısal mesajlar sonsuza kadar devam edecektir.

İnanç Sistemi

Hinduizm ´de Tanrı sayısı akıl almaz derecede çoktur. Tanrı Brahma ´nın dünyayı meydana getirdiğine inanılır. Tanrı Şiva ve Vişnu Brahma ´dan sonra gelir.(Rig-veda´da "Tanrı´nın/gerçekliğin tek olduğunu ama bilgeler tarafından farklı adlarla anıldığı"ayeti bulunmaktadır. Hindulara göre bütün bunlar tek olan Brahman´ın tezahürleridir) Hinduizmde saygı gösterilen bazı varlıklar Kaylasa,Himalaya Dağları,Ganj Yamuna Nehri ( Hindu geleneklerine göre kutsal Ganj Nehri ´nin bir kolu olan Yamuna ´yı arındırmak için Hindu rahipleri gümüş maşrapalar içinde 850 litre süt dökmüşlerdir) vardır. Vedalar Dönemi ´nde önemli sayılan pek çok Tanrı bugün unutulmuş gibidir; onlara nadiren dua edilir. Bazı Hindu tanrıları ile yaptıkları işler ise şöyledir ;

-Güneş tanrısı Surya
-Ay tanrısı Soma
-Rüzgar tanrısı Vayu
-Su tanrısı Varun
-Yağmur tanrısı İndra
-Ateş tanrısı Agni
-Ölüler aleminin tanrısı Yama

Hinduizm ´in Tanrı anlayışı çeşitli mezhep ve ekollere göre değişik şekilde algılanmıştır. Bir kısım Hindu ´lar monoteisttirler. Bir Hindu doğumundan ölümüne kadar bütün hayatı boyunca belirli merasimleri yerine getirmekle mükelleftirler. Nitekim adaklarının yerini bulması için ziyaret, kalbin aydınlanması için, meditasyon şarttır. Vedalar Dönemi ´nde ölenlerin cesetleri kısmen gömülür, kısmen yakılırken, günümüzde ise Muktilerin(Hindu inancına göre reenkarnasyon döngüsünden kurtulmuş ermiş kişi) dışında bütün cesetler yakılmaktadır. Dullarında yakıldığı Hindistan ´da bu uygulama genel bir kaide halini almıştır. Bununla beraber günümüzde ara sıra da olsa dulların yakıldığına şahit olunmaktadır. İnançlarına göre bu dini merasimden sonra kadın gökyüzünde kocasıyla birleşmektedir.

__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Hurufi İnançları

Hurufiliğe göre, varlığın özü sesten oluşur. Evren, sesin ortaya çıkması ile var olmuştur. Özü oluşturan ses, canlılarda eyleme dönük (bilfiil), cansızlarda gizilgüç (bilkuvve) olarak vardır. Ses, canlılarda istem ve istekle ortaya çıkar.

Tanrı gizli bir hazinedir (Kenz-i Mahfi). Tanrı?nın ilk belirişi ?Söz? (Kelam) ile olmuştur. ?Söz? ilk nedendir ve Tanrı?nın soyut bir ?İç Konuşması? (Kelam-ı Nefsi) niteliğindedir. Kesin bir gerçek olarak görülen bu soyut söz, bazı öğelere ayrışır ve bu öğeler biçiminde dışsal bir nitelik kazanır. Aslında sözün ayrıştığı bu öğeler Arap alfabesinin yani Kur?an?ın 28 ve Fars alfabesinin 32 harfidir. Söz bu dış öğeleri edinince, soyut durumunu yitirerek, ?Söylenmiş Söz? (Kelam-ı Melfuz) biçimine dönüşür. Söylenmiş sözün birleşik görüntülerinden duygu ve bilinç evreni meydana gelir. Hurufiler, evrenin sonsuzluğuna ve sürekli döngüsel devinimine, bu devinimden doğal olayların oluştuğuna inanırlar.

Tanrı, kendisini insanın yüzünde ?söz? biçiminde görünür kılmıştır. Sözün öğelerinin sayısal bir değeri vardır. İnsan yüzündeki burun ?elif?, burnun iki yanı ?lam?, gözler de ?he? harflerini verir. Böylece insanın yüzünde simetrik yazılmış iki Allah sözcüğü ortaya çıkar. İnsan yüzünde ayrıca çeşitli hatlar vardır: iki kaş, dört kirpik ve saçtan oluşan yedi çizgiye ?Ana Hatlar? (Hutut-ı Ümmiye) denir ve her insan yüzünde bu çizgilerle doğar.

Bu yedi çizginin dört öğe (ateş, su, hava ve toprak) ile çarpımı Arap alfabesinin 28 harfini verir. Ayrıca erkeklerde ergenlikte ortaya çıkan yedi çizgi daha vardır. Bunlar sağ ve sol yanlar ayrı ayrı sayılmak üzere iki sakal, iki bıyık, iki burun kılı ve bir çene altı kılı olarak toplam yediye ulaşır ve ?Baba Hatlar? (Hutut-ı Ebiye) adını alır. Böylece yetişkin bir erkeğin yüzündeki çizgilerin sayısı on dörde ulaşır. Bu çizgilerin kendileri ve bulundukları yerler (Hal ve Mahal) olarak hesaplanması yine 28 harfi verir. Fazlullah, bu sayıyı 32?ye çıkartmış ve Fars alfabesindeki harf sayısına ulaştırmıştır.

Bu konuda Hurufiler şöyle bir açıklama da yapmaktadırlar: Tanrı?nın kendisini peygamberler aracılığı ile açıklaması aşamalar biçiminde olmuştur. Evrenin temel öğeleri olan harflerin her peygambere giderek artan sayıda bildirilmesi doğaldır. Nitekim Adem?e 9, İbrahim?e 14, Musa?ya 22, İsa?ya 24, Muhammed?e 28 ve son peygamber olan Fazlullah?a 32 harf malum olmuştur. Bu peygamberlerden son dördüne bildirilen öğelerin sayısı, her birine indirilen kitapların yazılmış oldukları dilin alfabesindeki harf sayısı kadardır. Bunlar İbranice?de 22, Yunanca?da 24, Arapça?da 28 ve Farsça?da 32?dir. Bu aşamalar nedeniyle son peygamber Fazlullah?ın kendisinden önceki peygamberlerin bildikleri herşeyin anlamını çözecek anahtara sahip bulunduğu aşikardır.

Kur?an?ın gizi 29 surenin başlarında bulunan ?Huruf-u Mukatta?a?da gizlidir. Bu harfler yinelenmelerin sayılmaması durumunda 14 tanedir (elif, lam, re, kaf, hı, ye, ayın, sad, te, sin, he, mim, kef, nun) ve bunlar anlamı açık ve kesin (Muhkemat) olarak kabul edilirler. Arap alfabesinin kalan 11 harfi ise anlamı belirsiz ve yorumlamaya açık (Müteşabih) biçimde değerlendirilirler. Asıl Tanrı sözü, Muhkemat?tan oluşan 14 harftir ve bunlar kendilerini insanın yüzünde gösterirler.

Hurufiler?e göre evrenin üç temel dönemi vardır: peygamberlik (Nübüvvet), imamlık (İmamet) ve tanrılık (Uluhiyet). Peygamberlik dönemi Adem ile başlamış ve Muhammed?de sonra ermiştir. İmamlık dönemi Ali ile başlamış ve on birinci imam Hasan Askeri ile bitmiştir. Fazlullah ile tanrılık dönemi başlamıştır. Tüm peygamberler ?Mehdi? olan Fazlullah?ın habercisi ve müjdecisidirler. Fazlullah?tan sonra gelecek olan ?Yetkin İnsan? (İnsan-ı Kamil) Fazlullah?a uymak zorundadır.

Fazlullah, Musevilerin beklediği ?Mesih?, Hıristiyanlar ve Müslümanların gökten inaceğine inandıkları ?İsa?dır. Fazlullah, gökten inmiş ve kıyamet kopmuştur, dünya ahiret bir olmuştur. Bu nedenle ahiret yoktur. Gerçek ortaya çıkmış ve tüm dinsel yükümlülükler kalkmıştır. Böylece Hurufiler tüm ibadetleri harfler ile yorumlayarak iptal ederler ya da değişik biçimde uygularlar. Örneğin hac, Fazlullah?ın öldürüldüğü yeri ziyaret etmektir. Şeytan taşlama ise, Fazlullah?ı öldüren ve ?Maran Şah? (Yılanlar Şahı) dedikleri Timur?un oğlu Miranşah?ın yaptırdığı Senceriye Kalesi?ni taşlamaktır.



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
HAKgelenek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAKgelenek

asım,

tam 13 sayfa bu şirk dinlerini kopyaladın yapıştırdın bıkmadın usanmadın aşk olsun sana!



__________________
Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Yukarı dön Göster HAKgelenek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAKgelenek
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats