HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Allah’ın indirdiği ile hüküm vermeyenler Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Mürselat
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 71
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mürselat

hasanakçay yazdı

Devlet o kadar yok ki BEŞER yargıç kavramı dahi henüz insanların beynine yerleşmemiş. Hz Peygamber'den yıllar sonra Hz Ali "BEŞER yargıçlar"ın kararına uydu diye haricîler tarafından kafir ilan ediliyor ve bir sabah, namaza giderken, öldürülüyor.

selam,

son dönemlerde kuranda namaz yok diye bir söz duyulmaya başlandı ve ülkemizde hemen hemen her bölgeye bu söz ulaştı,yakın zamanda bu namaz kavramı ortadan kalkarsa ve netlik kazanırsa o zaman yukardaki alıntı tamamen yalan olucak yada ali kuranda olmayan bir kavramı uyguladığı için öldürüldü yani ali kuranla hükmetmediği için gerçek müslümanlar tarafından mı öldürüldü diye düşünürsek nasıl bir durum olur,yıllarca asırlarca alinin namaz kılarken ölüp şehadet şerbeti içtiğini söyleyenlerin acaba namaz yokken namazı kıldığı için öldürülen ali için bundan sonra nasıl bir tavır alıcak.

onun için kuranda namaz varmı yokmu konusu kesinlik kazanmalı aksi taktirde,alinbin durumunu öğrenmek için mekke dönemine inmek gerecek ki buda mimkün değildir.

selamlar



__________________
Allah ve melekleri, Resule namaz kılıyor. Ey iman edenler, siz de resule namaz kılın...... çok ilginç bir çeviri oldu değilmi. böylelikle salatın ne anlama geldiğinide öğrenmiş olduk :))
Yukarı dön Göster Mürselat's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mürselat
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin


Sayın Hayrullah41, 

Gerçi aşağıdaki konuları Hasan Akçay'a sormuşsunuz, Hasan bey de bir kısmına cevap vermiş.   Bende  yazınıza bazı katkılarda bulunmak istiyorum.

Devletler de insan topluluklarıdır. Yani devletin laikliği diy ebir şey söz konusu olamaz. Devlet yönetimindeki, otoritenin ADELETİNDEN bahsedebiliriz.

Laiklikle Adalet ayrı kavramlar. Çok Adil bir ülkede laikliğe lüzum yok veya laik ülkeler gerçek adaleti sağlar gibi bir şey söylenemez.

 Laiklik Fransa ve Türkiye için tarihsel sebebleri olan ideolojik kavramlar. Fransada Katolik kilisesi Fransız devrimi ve Aydınlanma düşüncesine karşı olduğu için,  Türkiyede ise Sünni İslami yorum batıdan gelen her türlü fikre (örneğin aydınlanma) , ıslahatçı padişahlara (3.Selim, II Mahmut), tanzimat paşalarına, yeni Osmanlılara, Abdülhamide (evet, evet  Abdülhamide), ittihat ve terakkiye, Atatürke ve hatta teknolojiye, işine gelmeyen tehlike gördüğü her şeye  karşı olduğu için ve halkı da kendi fikirleri yönünde kolay kışkırttığı için zaptu rapt altına alınması gerekti.

Bu her iki ülke için de çok zorunlu. Hele ki Türkiye için çok çok.Çünkü İslamın Sünni yorumunun dincilik versiyonu hala ve hala aynı oyunu oynuyor. Halk ta buna eskiden olduğu gibi prim veriyor.  Bu olay Osmanlı dönemi boyunca böyle oldu. Yeniçeriler kaldırılıncaya kadar yeniçerileri kışkırttılar, Ondan sonra da halkı kışkırttılar.

ayrıca şu cuma meselesi. Öncelikle SALAT kavramının tam yerine oturması gerekiyor. Ondan sonra kadınlar da gelsin, gitsini tartışalım.

Cuma namazı adı altında yapılan eylemde, BİR ARAYA geliniyor. Bu birlikteliğe kadınlar da dahil olur ise (AYNI ZAMAN ve MEKANDA), çocuklara KİM bakacak? Haydi diyelim, çocuklara BAKICILAR, ana okulundaki veya okullarındali öğretmenler bakacak, bu ÖĞRETMENLER, NEDEN yoksun bırakılsın bu TOPLANTIDAN?

Haydi diyelim ki, çocuklarda gelsin. O zaman orası bir BAYRAM yerine, bir kargaşaya dönüşür. NE anlatılan anlaşılır, ne oraya gelen kadınlar tam olarak kendilerini toplantıya FİİLİ olarak katabilirler?

Salat  tabiiki  Sabah (fecr), Işa (Yatsı) , iki rekat olarak bir ritüel boyutu var. Artı olarak Kur'an meali okuma var. Çünkü Kur'an dan mesuluz ondan sorulacağız. İmtihan olacağımız dersi çalışmamamız  mümkün mü. Zaten Türkiyedeki İslamın en büyük sorunu bu . Kur'an kültürü cehaleti. Tabii salat kavramına Allahın dinini destekleme,Kur'an kültürünü yaşama ve yayma,  güzel iş ve seks ahlakı. Hani halkımız diyor ya, 'Abdestinde namazında adam diye güvendim, iş yaptırdım, alışveriş yaptım bana yaptığı na bak' diyor. Öteki diyor ki 'yaptığımız iş ticaret, ticarette aldanmamak , iş yaptıranın kendi sorumluluğu' diyor. Yani halkımızın anlamak istediği salat ile  , yine aynı halkın uyguladığı salat bu örnekte çok güzel ortaya çıkıyor. Yani Salat = Namaz ritüeli + Kur'an kültürü ve ahlakı

Cuma Suresinde Namazdan  sonra dağılıp Allahın Lütfundan rızık arayın ayeti mucibince, bir çok din adamı Rızık aramak Erkeklere farz bir faaliyet olduğu gerekçesiyle, Cumayı Kadınlara farz olarak anlamamışlar,onları mükellef tutmamışlar,  ama kılmak isteyene de olmaz dememişler. Dediğiniz şeylerde haklısınız.

Cuma ile ilgili bu  ayetten ben ayrıca şunu anlıyorum. Cumanın vakti Öğle vakti değildir. Hani bizim Bayramlarda kıldığımız Bayram namazları var ya. (bir geleneksel Ritüel olarak giderim.) işte Cumanın vakti Bayram namazı vaktidir. Çünkü Medine de insanlar Öğle vakti evlerine çekilirlerdi. Allahın Lütfundan rızık aramak için Namazın vakti ya kuşluk vakti olacak, ya da ikindi vakti olacak.(ikindi vakti mantıken  mümkün değil.). Çünkü adam öğlen evinde dinleniyor. Nereye dağılıp ta rızık arayacak.  Medine ikliminde öğlen pazara gidecek adamın çirozu olur.

 İnsanlar Cuma günü daha sabahtan meşalelerle Cumaya gittiğine, Cuma vaktine kadar camide beklediklerine  dair eski kitaplarda ifadeler var. Demek kuşluk vakti Cumanın vakti. Yoksa kimse Sabah namazından ikindi vaktine kadar camide beklemez. Ümeyye Şamda ayarlamış vakti. İnsanlara böyle uygulatmış, Şamda, Bağdatta öğle vakti iş olur ama Medine ve Mekkede olmaz.

 

Bunun yanında türbana olan TAKINTINIZA da bir mana veremiyorum. Örtünmek, beden dilinde, dışarıdaki KEM gözlere, bir sakınmadır.

ayette sizi tanısınlar ifadesinden, anladığım, bu beden dili mesajıdır. YOksa müslümanlar beyaz giyer, kafirler Siyah giyer değil. 

Buradaki temel takıntımız bu konunun Ehli sünnetçe, ve politikacılarca suistimal edilmesidir. Kur'anda örtünmede tek amaç erkeklerin rahatsızlığından sakınmadır. Bir tavsiyedir. Farziyet yoktur. Türban üniforma  veya üniformalar haline gelmiştir. Ehli sünnetin sakındırmada ve haramlaştırmada bir abartısıdır.  Ayrıca abartılı takvacı zihniyettir. Alkol içme emrinden, eline kolonya falan da sürmemeyi anlayan ayarsız zihniyet.

Bunun dini bir farziyyet, dinin olmazsa olmaz kuralı haline getirilmesi, bayrak yapılması, falan yanlıştır.Bunlar kamu düzenini etkileme faaliyetidir. Taa 3. selim dönemine giden bir rövanştır. Bundan dolayı çok politik hale gelmiştir.

 Bu şekildeki bir kız, gidip Avrupada, Amerikada okumaktadır. Amerika ve Avrupa için kişilerin geleneksel giysileri önem taşımamaktadır. Politik bir sorunda değildir.

Bizim için olay, dinden ziyade dinin istismarıdır. Bu kızların piyon olarak öne sürülmesi, tribünlere oynanmasıdır. Amaç üzüm yemek değil bağcı dövmektir. Bu kızlar kullanılmaktadır. Türban da türban, bu benim dini inancım diyen bir genç kız peki o zaman sen de babanın mirasından erkek kardeşinin yarısını alacaksın diyince ne münasebet falan diyebilmektedir. Çoğunun dini anlayışı şekli dir. Daha fazla derinlik yoktur.

Yurtdışını görmüş, yurtdışında yaşamış arkadaşlarımız ne demek istediğimizi anlar. Kısaca yine tekrarlayayım Feodalite ve köylülük sosyolojisi,  İslam değildir. Bu şekillerin kullanıldığı, derin konulara hiç dalınmadığı bir İslami anlayıştır.   

Bir budist, bir hindu veya bir başka memleketten gelmiş bir öğrenci Türkiyede istediği kıyafette okur. Kimse ona karışmaz. Mesela benim hatırladığım Nijeryalı Yoruba ve ibo kabilesinden arkadaşlarımız vardı. Kimseyi de ilgilendirmiyorlardı.

Örtünme tam tesettür gerektirir. Bu iş BASİT bir hormon meselesidir. Erkekler, güzel bir kadın gördüklerini hormonları harekete geçer. Kadınlarda ise bu durum biraz daha farklıdır. Çevrenizdeki kadın ve erkekleri analiz edin. Güzel kadın oldumu, hele bir de malı mülkü meydanda ise, erkeklerin %90 ı bakar, bakar, bakar. Ama kadınların bir kısmı bakar, güzel erkeklere.

Sayın Hayrullah, Erkekte kadının yaklaşık iki katı testesteron vardır.(gerçek oran kadında 1 e erkekte 1.8).  Cinsel isteği ayarlayan hormon bu olduğuna göre erkeğin kadına göre daha hızlı bir cinsel uyarım içinde olması çok normaldir. Elbetteki her iki cins birbirini görecek,  ve bakacaklardır. Bu bakmanın ilkelerini Kur'an belirlemiştir. Her iki cinsede rahatsız edici şekilde bakma diyen Kur'an sebeb ne olursa olsun erkeğin kadını rahatsız etmesine  onay vermez.

Benim en tesettürlü bulduğum kızlar, 1978 ler de ki devrimci kız arkadaşlarımdı. Hem çağdaş görünümlü idiler. Hem giyimleri ölçülü idi.

Mesela X eşarpları reklamları var afişlerde. Eşarp reklamı yapan mankenin yüzü güzel. Dönüp dönüp bakıyorum. Üstelik canlı olmadığı için, rahatsızlık verip günaha girmem de sözkonusu değil. Hani tesettür korunma sağlıyordu.

Geçiniz bunları. Çağdaş ve ölçülü bir giyim yeterli korunmayı sağlar. Güzel bir kadın, değil tesettüre , çuvala soksan yine ilgi çeker. Kur'an ahlaklı olmayan bir erkek her ahvalde kadını rahatsız eder. Sünni İslam yorumu kadına değil, bedevilere prim vermiştir.

Konu açılmış iken, nisa 101, 102 ve 103. ayetler ile ilgili olarak, sizi ve abdurrahman abiyi FARKLI bir yorumum üzerinde FİKİR beyan etmeye davet ettim. Ancak bu konuda henüz bir adım atılmadı, ne sizden, ne abdurrahman abiden.

Bu konuda Kur'andaki Namaz Salat başlığı altında Abdurrahman beyle epey bir tartışmamız oldu. O zamanlar sitede de yeniydim. Sitedeki fikirlere de, insanlara da  yabancıydım. Kendimi çok radikal zannederken çok muhafazakar kaldım.  Benim fikirlerim Hasan Akçay beyle aynı paraleldeydi.  Sonuçta bu konuda her iki grup ta birbirine bir üstünlük sağlayamadı. Ayrıca her iki tarafın fikirlerinde de haklı bulduğum yönler olmakla birlikte, namazsız bir din bana boş geliyor. Namaz benim gibi client ları  Allahın IP sine bağlayan bir Router gibi. (teşbihte hata olmasın) Tabii Salat anlayışımı daha önceki paragraflarda yazdığım için tekrarlamayacağım, kendi uygulamam Abdurrahman beyin söylediği şeyleri de kapsıyor. En büyük şikayetim Kur'an cehaleti. Onun için Kur'an dersleri de şart.

Ben o yazılarımda Namazın varlığına Kur'an mealleri ile, Kur'an kavramları ile tam ikna edici deliller getiremedim. Ama tarihten delil getirdi. Hz. Ömer (644) ve Hz. Ali (661) camide namaz kıldırırlarken, arkadan kılıçla suikaste uğrayarak öldürüldüler. En azından bu Kur'an dersi şeklinde bir faaliyet olsa idi, ikisi de iyi silahşör olan bu halifeler  suikastçiye arkasını dönmez, kendilerini korur, suikastçiyi öldürür, öldürücü yara almaz veya cemaat te müdahele edebilirdi. Dedim.

Şimdi bu delil Kur'an dışı bir delil. Tarih ilmi bu konuyu böyle kabul ediyor. Bu halifelerin ölümleri hakkında yerli, yabancı hiçbir başka fikir, görüş duymadım.

Tabii arkadaşlar bu delili Kur'andan olmadığı için kabul etmedi. Greko Romen güreşte serbest dalma gibi oldu. Ben de ısrar etmedim. 

Durum budur.

Sizin görüşünüzü atlamış olacağım bu başlık altında yok. Bir linkini verirmisiniz.


Herkese Selamlar, 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Ahzab 23 :

Elmalılı Hamdi Yazır

Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Saffet Metin Yazdı:
Sayın Hasan Akçay,

http://hanifdostlar.org/hasakcayarsiv/www.hasanakcay.net/ind ex3f75.html?p=1056

linkteki yazınıza katılıyorum.

Hanif dostlar forumundaki bir çok görüşünüze ufak nüanslar dışında katılıyorum. Namaz, hac, kabe, oruç konusunu sizin gibi anlıyorum.

Bu nüans ta şu. Örneğin Çok eşlilik haramdır diyorsunuz. Haram kavramını Allahın açıkça Haramdır dediği şeylere indirgesek te , desek ki  Allah bir eşliliği tavsiye etmekte, çok eşliliği tavsiye etmemektedir. Hatta zorlaştırmıştır. Kadınlar arasında adaleti gözetme şartına bağlamıştır. Bu da çok zor olduğundan Allahtan korkan buna yanaşmaz.
herkese selamlar,

Değerli Saffet Metin kardeşim. ÇOK EŞLİLİK İSLAMDA YASAKTIR başlıklı yazımı okudunuz mu? Konuyu hanifdostlar forumunda gereğinden bile fazla müzakere ettik. Altını çizerek vurguladığım görüşünüz dahil. Ama meramımı anlatamadığım da itiriazlarda anlaşılıyor.

Lütfen www.hasanakcay.net te bir müzakere zinciri açın. Orda anlatmaya çalışayım. Yazıyı aşağıya bir daha alıntılıyorum.

***

Yüce Allah Ahzab 52’de Hz Muhammed’e seslenerek şöyle diyor: “Kadınlar artık sana helal değil. Onları güzel bulsan bile eşlerinle değiştirmen de.” Görüldüğü gibi bundan sonra Hz Peygamber’in, bir eşini bırakıp onun yerine başka bir kadınla evlenmesi de HARAM. Neden? 

Çünkü çok eşlidir. Allah’ın elçisi bir eşini bırakıp onun  yerine başka bir kadın alırsa eş üstüne eş almış olur. İşte bu haram. Yoksa tek eşli bir inanırın onu bırakıp bekar hale geldikten sonra başka bir kadın alması helal (4:20).

İslamın son peygamberi Ahzab 52′den sonra bir daha asla evlenmemiştir. Yoksa rabbine baş kaldırmış olurdu, risalet elinden alınırdı ve o “Büyük Gün”de hesaba çekilirdi (Yûnus 15). Bu kadar kesin.

 

Tanıdığım birine bunu hatırlatmak zorunda kaldım. Din görevlisiydi. SÜNNET diyor başka bir şey demiyordu. “Hz Peygamber ne yaptıysa yapmalı, ne yapmadıysa yapmamalıyız. Sünneti terkeden İslamdan çıkar.”

 

“Peki,” dedim. “Ahzab 52’den sonra Peygamber bir daha hiç evlenmedi. Ama bazı inanırlar evli oldukları halde bir daha bir daha evleniyor; onlar İslamdan çıkıyor mu?”

 

Çıt yok.

 

86 karılı imam hapse girdi
86 karılı imam hapse girdi
16 Eylül 2008 Salı 10:45
 
 
Onun tam 86 karısı var. Ama 82’si başına dert oldu. İmam Muhammed şimdi hapiste. Bakın neden?
 
Nijerya’da 84 yaşındaki 86 karılı imam, karılarını boşamayınca gözaltına alındı.

Yetkililer, şeriat yasaları bir erkeğin 4′ten fazla sahibi olmasına izin vermediği için, eşlerinin 82’sini boşaması için Muhammed Bello ismindeki imama 7 Eylül’e kadar süre tanımıştı.

 
Dini inançları tahkir etmek ve yasa dışı evlilikler yapmakla suçlanan Bello, eşlerinin sayısını azaltmayınca şeriat mahkemesinin isteğiyle gözaltına alındı.
 
 
 

Gerçekten çarpıcı ve İslam adına üzücü bir durum. Bir din ki… peygamberine EŞ ÜSTÜNE EŞ almayı yasaklar; Allah’ın Elçisi yasağa harfi harfine uyar. Ama onun ümmeti çatır çatır EŞ ÜSTÜNE EŞ alır. Peygamber gider Mersin’e, onun ümmmeti gider tersine. O dinde ciddiyet kalır mı?

Kedici Satanizm ne kadar ciddiyse çok eşçi uyduruk din o kadar ciddidir. İnekleri kutsayan Hinduism ne kadar ciddiyse çok eşli erkeğin ardına harem kervanını takıveren uyduruk din o kadar ciddidir.

*

 

Ahzab 52′den sonra Hz Muhammed’in bir daha asla evlenmediği ama sahabelerinin eş üstüne eş almaya devam ettiği öne sürülebiliyor. Mümkün mü? Hayır! Allah’ın Elçisi bu gayriciddiliğe izin vermiş olamaz. Kalbinde hastalık olan bir kısım zevat ona rağmen eş üstüne eş aldıysa Allah onlara bunun hesabını sorar. O başka. Ama samimi sahabeler Allah’a ve O’nun Elçisi’ne inat, eş üstüne eş almış olamaz. “Miş miş”lere değil Kuran’a iman edenler bunu bilir, bunu söyler.

 

Asr-ı saadette Ahzab 52′den sonra eş üstüne eş alınmamıştır. Bu kesin. Daha önce o yöntemle kurulan aileleri ise Yüce Allah BUNDAN SONRA anlamında MİN BA’D diyerek aklıyor. Yani BUNDAN ÖNCEKİLER hiç kimsenin günah hanesine yazılmaz. Ama bundan sonra haram, günah.

 

Anlaşılan, tek tük de olsa eş üstüne eş almalar Hz Muhammed’in ölümünden 30-35 yıl sonra yeniden başlamış. İnananlar önceleri tepki göstermiş ama zamanla “Aman, ne günahlar işlenmiyor ki!” deyip sineye çekmişler. 50-60 yıl geçince “Bunca insan yanılıyor olamaz ya!” deyip olağan karşılamışlar. 80-85 yıl sonra ise haccac-ı zalimlere fazla iş kalmamış artık; zulmü kitabına uyduruvermişiler.

 

*

 

Şimdi zulüm mazur görülüp “Çok eşlilik tavsiye edilmez ama caizdir,” deniyor. Aslında yüz yılların uyduruk mazeretidir bu. Gerçekte çok eşlilik haramdır çünkü ZULÜMDÜR. Allah’ın dininde zulüm yasaktır; caiz ilan edilemez. Allah asla zulmetmez; insanlara KENDİLERİ zulmediyor. (Yûnus 44)

 

Bazan bunu da söylemek zorunda kalırım. Adaletsizlik = zulüm.

 

“Önce şu gerçeği görelim: çok eşlilik zulümdür.”
“Hayııır!”

Kardeşim, niye HAYIIIR? Çok eşliliğin zulüm olduğunu bütün ulema söylüyor.

 

İşte Elmalılı (1): “Eğer birden fazla kadınlar arasında adalet yapamıyacağınızdan korkuyorsanız, ki bundan korkmalısınız…”

 

Nisâ 23’te Allah söylüyor: İki kız kadeşi bir arada almanız… size haramdır -Hurrimet aleykum… en tecma’û beyne’l uhteyn.

 

Çünkü iki kız kardeş bir arada çok eştir. Allah çok eşliliği ZULÜM saymayıp hoş görseydi helal ederdi ve inanan bir adam, birden çok kız kardeşi bir arada eş alabilirdi. Yani Allah iki kız kardeşin bir birine kuma yapılmasını neden yasaklıyor; çok eşlilik hoş bir şey olduğu için mi ya da ZULÜM olduğu için mi?

 

 

ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN (?!)

 

Evli olanların evlendirilmesi Nûr 32’ye göre haram ama Nisâ 3’e göre caiz. Allah’a mı ait bu çelişki? Hayır! Allah çelişkiden arınmıştır (4:82). O halde bu iki ayet arasındaki çelişki insanlar tarafından üretilip Allah’ın kitabına sokulmuştur.

 

Açıklaması şu olabilir:

 

وانكحوا الايامي منكم Bekarlarınızı evlendirin (Nûr 32)
فانكحوا ما طاب لكم من النساء …kadınlarla evlenin (Nisâ 3)

 

 

Görüldüğü üzere hem Nûr 32′de hem de Nisâ 3′te نكح var. Ama bu, Nûr 32’de eNKiHu okunacak şekilde harekelendiği halde Nisâ 3’te iNKiHu okunacak şekilde harekelenmiş.

 

enkihu: evlendirin
inkihu: evlenin.

 

Eğer نكح, Nûr 32’de olduğu gibi, Nisâ 3′te de eNKiHû okunacak şekilde harekelenseydi Nisâ 3’te “Kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlenDİRin” deniyor olacak, Allah’ın Kitabına mevcut çelişkiler boca edilmeyecekti.

 

 

image 

Hz Peygamber’in mushafında نكح harekesizdi. Ona Nûr 32’de eNKiHu ve Nisâ 3’te iNKiHu kıraatini dayatan harekeler Miladî 700’ün başlarında eklendi. Abul Taher’in “Querrying the Koran” başlıklı yazısında belirttiği üzere Irak valisi Haccac-ı ZALİM’in özendirmesiyle (2):

Kuran’ı okuyanlar yıllar ilerledikçe onu daha zor anlar oldu, diyor Dr Puin. Akla yatsın diye değişiklikler yaptılar. Örneğin MS 694-714 döneminin Irak valisi Haccac bin Yusuf Kuran’a 1.000’den fazla elif harfi boca etmekle övünüyor.

 

Harekeler de Kuran’a Haccac’ın özendirmesiyle eklendi. Onun sağladığı değişiklikler Kuran tarihinin önemli bir aşamasıdır.

 

* 

 

Sözün özü, “NKH”nın Nisâ 3’te EVLENİN anlamına gelmesi için iNKiHu diye okunacak şekilde harekelenmesi korkunç bir hataydı çünkü Kuran’a çelişkiler boca etti.

 

Örneğin Allah çok eşliliği Nûr 32 ve Nisâ 23’te zulüm ilan edip HARAM kılacak; sonra Nisâ 3’te “kadınların ikişeri, üçeri, dörderiyle evlenin!” deyip CAİZ ilan edecek? Nûr 32 ve Nisa 23’te kara dediğine Nisa 3’te ak diyecek? Mümkün mü?

 

*

 

Harekeleme ÖRTÜLÜ BİR TAHRİF değil mi? Âl-i İmran 7′deki vakfe “mim”ine itiraz eden Yaşar Nuri Öztürk bunu dile getiriyor (4):

 

Ayetlerin orasına burasına harf ekleme hakkı Kuran’ın tebliğicisi olan Peygamber’e bile verilmemişken başkalarına nasıl verilebilir! Bu müdahale Kuran bünyesinde ÖRTÜLÜ BİR TAHRİF olarak algılanırsa ne olacaktır?

 

Bu insanlara bu yetkiyi kim vermiştir? Kuran’da eksikler mi var da bunlar düzeltiyor? “O ayeti şöyle anlıyacaksınız!” deme cüretini kimden alıyorlar?

 

Harekelerin dayattığı pek çok meale itiraz ediliyor. Örneğin Sebe 19’daki RBN ve BA’D. Mevcut okunuş ve meal:

 

Fe kâlû RABBENA BÂİD beyne esfarina:
“RABBİMİZ! Yollarımızı UZAT!” dediler.

 

Örneğin, Muhammed Esed’e göre (5) doğrusu:

 

Fe kâlû RABBUNA BE’ADE beyne esfarina:
“RABBİMİZ yollarımızı UZATTI,” dediler.

 

Bunun gibi, harekelerle ilgili pek çok konuda ihtilaf var. Ama bugünün yaşamıyla doğrudan ilgili değiller. Örneğin Sebe 19’un konusu geçmiştir; bugün değil. Ama ilginçtir, Nisâ 3’teki çok eşlilik zulmü Müslüman kadınların yaşamını bügün kararttığı halde insanlar ona KÜTÜK GİBİ duyarsız.

 

 


Yetmedi. Çok eşçi yorumlardaki şu ipe sapa gelmez iddiaya bakın. Yüce Allah gûya diyormuş ki: “Kadınların ikişeri, üçeri, dörderiyle evlenmeniz zulümse ellerinizin altındaki cariyelerle evlenin.” İyi ama cariyeLER de çok eş. Allah hâşâ “Çok eşli olmanız zulümse çok eşli olun!” der mi?

 

Yargıçların Yargıcı bir yandan 4:82’de “Kuran’ı Allah’tan başkası indirseydi içinde bir çok çelişki bulurlardı,” diyecek, bir yandan da ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN diyecek. Der mi? Samimi bir inanırsanız bunu elbet reddedersiniz.

 

Ayetlerin doğru çevirisi şöyle olabilir:

 

Yetimlerin mallarını geri verin. Temizi pisle değiştirmeyin. Onların malını kendi malınıza katıp yemeyin; büyük günahtır bu (2).

 

Yetimlere haksızlık etmekten korkuyorsanız size yetki veren kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlendirin. Ama bunda da adil olamamaktan korkuyorsanız yalnızca birini. Ya da yeminlerinizin sahip olduklarını. Darlığa düşmekten kurtulmanız için uygun olan budur (3)

 

Kadınların mallarını karşılıksız geri verin. Ama onlar birazını kendiliklerinden size bırakırlarsa sağlıkla ve çekinmeden yiyin (4). Allah’ın izniyle sizi ayakta tutan malları aklı ermeyenlere geri vermeyin. Ama onları yedirin, giydirin ve hoşça tutun (5) Yetimleri evlenmelerine kadar sınayın; yaşlarına geldiklerinde onları olgun bulursanız mallarını kendilerine verin; büyüverirler diye aceleyle israf etmeyin… (6).

 

Burada inananlara söylenen şudur:

 

Yetimlerinizin malını yanlışlıkla yiyip o büyük günaha girmekten korkuyorsanız elinizde yetim malı tutmayın. Yaşına eren yetimelerinizin mallarını geri verin (4:6). O arada size ana babaları gözüyle bakıp yetki veren yetim kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlenDİRin (enkihu).

 

Ama yetimelerinizin Allah’ın izniyle sizi de ayakta tutan malları ile (4:5) yatırım yaptıysanız ve topluca evlenmek isteyen sahibelerine iade etmek üzere bir anda denkleştirmek sizi malî darlığa sokacak ve yetimelerinize eksik mal verip haksızlık etmenize yol açacaksa yalnızca bir yetim kadını evlendirin.

 

Ya da sevabına iyilik etmek istiyorsanız yeminlerinizin sahip olduğu garibeleri (ma melekeket eyman ukum) evlendirip saygın birer çift olarak topluma kazandırın. Onların malı yok. Mal devri söz konusu olmadığına göre onları topluca evlendirmek sizi malî darlığa düşürmez.

 

 

İTİRAZ: Nisa Suresi’nin üçüncü ayetinde “ma tabe leküm” diye bir ifade var, yani sizin için hoş/çekici olanlar, yani HOŞUNUZA GİDENLER. Hasan Bey bunu göz ardı etmiş; yoksa HOŞUNUZA GİDEN kadınları ikişer, üçer, dörder EVLENDİRİN diye tercüme edecekti ki bu durumda, aklı başında insan sorar. Allah, kadınlardan hoşlandıklarınızı, başka erkeklerle evlendirin anlamında bir emri niye versin? Ve Hasan Bey’in bütün teorisi çökerdi. (SALİH diye birisi)

 

Cevap: Hayır, göz ardı etmedim; sizin HOŞUNUZA GİDENLER anlamına geldiğini öne sürdüğünüz o ifadeyi SİZE YETKİ VEREN KADINLAR diye tercüme ettim.

 

Doğrudur; “ma tâbe lekum”deki TÂBE “tayyib”le aynı kökten gelir ve “habîs”in zıt anlamlısıdır. Bundan kastedilenin ne olduğu ise Nisâ 2′de görülüyor:

 

Temizi pis ile değiştirmeyin (lâ tebeddelû’l habîse bi’t TAYYİB (4:2).

 

Korumanız altındaki yetimlerin mallarını kendi MALLARINIZA KATARAK yiyemezsiniz; büyük günahtır bu –hûban kebîra (4:2). O mallar yetimlerin kendilerine TAYYİB ama size HABİS yani “haram”dır. Allah size ancak yoksulsanız İZİN VERİR ve o malların ancak örfen uygun olduğu kadarcığını yiyebilirsiniz (4:6).

 

Yaşına eren kadınların nikah işlemleri de öyle. Örneğin evlilik önerisini kabul etmek onlara TAYYİB ama size HABİS yani “haram”dır. Ancak onlar evliliklle ilgili işlemlerin bir kısmını yapma yetkisini size verebilir. İşte o zaman işlemlerin hukuken uygun olduğu kadarcığını yapabilirsiniz.

 

Örneğin bir kadın eğer size anası-babası gözüyle bakıp kendisini evlendirme yetkisi VERDİ ise onu sizden isteyen adama “Verdim gitti!” diyebilirsiniz ama kadının yerine geçip nikah memuruna “Evet!” diyemezsiniz.

 

Damat adına “Evet!” diyemezsiniz; gelin adına “Evet!” diyemezsiniz.

 

Yok, amacınız baş göz etmek değil kendiniz evlenmekse o zaman da Bakara 235′i vahyeden Allah’a itaaten kadına evlenme önereceksiniz. Kadın sizin hoşunuza giderse değil SİZ KADININ HOŞUNA GİDERSENİZ Nisâ 24′ü vahyeden Allah’a itaaten müstakbel eşinizle pazarlığa oturacaksınız.

 

Ayrıntıya girmiyorum. Eğer anlaşırsanız eşinize sağlam bir söz –misâkan galîza- vereceksiniz, tıpkı nebilerin Allah’a verdiği söz gibi (4:21, 33:7).

 

Kısacası, eğer samimi bir inanırsanız öyle manavdan karpuz alır gibi karı alamazsınız; tıklatıp tıklatıp “Bu kadın HOŞUMA GİTTİ, alayım! Bu kadın HOŞUMA GİTMEDİ, almıyayım!” diyemezsiniz. İslamın kadınları, tıpkı sizin gibi, aklı ve duyguları olan insanlardır; sizi REDDEDİVERİRLER.

 

*

 

TÂBE ile aynı kökten gelen başka bir kelime de Nisâ 4′teki “tıbne”dir. Bakın, mevcut meallere göre nedir TIBNE:

 

kadınlar kendilerine ait “sadukât”ın bir kısmını

 

size BIRAKIRLAR ise (M Esed)
size SUNMUŞLAR ise (Y N Öztürk)
size BAĞIŞLARLAR ise (S Ateş, Diyanet, Elmalılı, Mevdudi, E Yüksel)

 

Bırakmak, sunmak, bağışlamak elbet VERMEK anlamına gelir.

 

Nisâ 4′teki kadınlar kendilerine ait “sadukât“ın bir kısmını size VERİRLER ise onu çekinmeden ve sağlıkla yersiniz. Ve Nisâ 3′teki kadınlar “evlilik işlemlerine dair tasarruf“un bir kısmını size VERİRLER ise, manevî ana babaları olarak, onları baş göz edersiniz…

 

*

 

Özetle, çok eşlilik “şunun bunun dini”nde helal olabilir ama ALLAH’IN DİNİNDE haramdır. Ahzab 52 onu Allah’ın Elçisine DOĞRUDAN, ümmetine ise DOLAYLI olarak haram eder; Nûr 32 ise doğrudan bütün inanırlara:

 

Ve bekarlarınızı evlendirin
Ve eNKiHu’l eyâmé minkum

 

Yüce Allah’ın istisna tanımayan buyruğudur bu. Yani Allah “Bekarlarınızı evlendirin AMA…” demez; aması maması yok, EVLİLERİN evlendirilmesi haramdır çünkü zulümdür. İnsanlara Allah asla zulm etmez; insanlara kendileri zulmeder (Yûnus 44, Âl-i İmran 182).

 

 
EL-UZZA, EL-LAT, MENAT. 62:9′daki “Allah’ı anmaya koşun!” buyruğundan “El-Uzza, El-Lat, Menat‘ı anmaya koşsanız da olur!” icazeti çıkarılabilir mi ki 24:32′deki “Bekarlarınızı evlendirin!” buyruğundan “Evlilerinizi evlendirseniz de olur!” icazeti çıkarılabilsin, eş üstüne eş üretmeyi 4:23′te zulüm ilan edip onu 33:52′de elçisine haram kılan Allah’a inat?

Yüce Allah’ın Nûr 32′de evlenenlere değil evlenDİRenlere sesleniyor olması önemli. Kim onlar? Nikah aktine TANIK olanlar ve akti KAYDA geçiren memur. Onlarsız nikah olmaz. Hayrettin Karaman (6) bunu şöyle dile getiriyor:

 

…nikah akdini bir başkası değil, iki taraf yapar; akit, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin, ŞAHİTLER huzurunda, karşılıklı rızaları ve irade beyanları ile kurulur/oluşur… Resmî nikah ayrıca KAYIT altına alındığı için evlilik hukukunu koruması, güvence altına alması bakımından dinin amacına daha da uygundur.

 

Tanıklar ve memur, evlenenler bekar mı evli mi ona bakacak. Evliyseler tanık olmayı ve nikah kıymayı reddecek, yalnızca bekarları evlendirecekler; evlileri evlendirmek Allah’a isyandır, haramdır.

 

Hasan Akçay

________________________________________________

 

(1)Hak Dini Kuran Dili
(2)The Guardian, 8 Ağusutos 2000

(3)http://free-minds.org/forum/index.php?topic=16824.0
(4)İslam Nasıl Yozlaştırıldı, S. 225

(5)Kuran Mesajı
(6)(http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00073.htm)



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"...konu ayette geçen, yağmur ve hastalık durumlarında silahların bırakılabilme ruhsatı.

Siz bu silah bırakma kısımını nasıl anlıyorsunuz, benim notumu bu açıdan değerlendirebilir misiniz?" (hayrullah 3 41)

Merhaba Hayrullah kardeşim.

Cephede hastalanırsanız "revir"e yatarsınız; elbet silahınızı bırakırsınız... da ان كان بكم اذي من مطر yağmurdan rahatsız olursanız silahınızı neden bırakırsınız onu bilmiyorum.

Süleyman Ateş'in yorumu: "Yağmur, hastalık gibi nedenlerle silahın taşınması güç olur; yağmur vurmakla silahın bozulma tehlikesi bulunursa o zaman silahınızı hemen yanınıza bırakabilirsiniz. Ama daima uyanık olmanız ve düşmana gafil avlanmamanız gerekir."

Sevgi ile.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Hasan Akçay Abi,

Kuran'da metar yağmur anlamına kullanılmadığı kanaatındayım. Başka ayetlerde gökten azap/ taş yağdırma (metarussû'). Fiil olarak da yağdırdık derken gökten yağmur yağdırmak için kullanıldığı vaki değil. Burda da kılıç, ok, kurşun vs isabet etmesi neticesinde yaralanmış olmak anlamına olabilir diye düşünüyorum. Arkasından "ve/veya hasta olmuşsanız" denmiş olması da bu anlamı kuvvetle muhtemel kılıyor. Çünkü bir birine atıf yapılanlar arasında genelde illet benzerliği söz konusudur.

Allahu e'lem.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

haktansapmaz Yazdı:

Hasan Akçay Abi,

Kuran'da metar yağmur anlamına kullanılmadığı kanaatındayım. Başka ayetlerde gökten azap/ taş yağdırma (metarussû'). Fiil olarak da yağdırdık derken gökten yağmur yağdımak için kullanıldığı vaki değil. Burda da kılıç, ok, kurşun vs isabet etmesi neticesinde yaralanmış olmak anlamına olabilir diye düşünüyorum. Arkasından "ve/veya hasta olmuşsanız" denmiş olması da bu anlamı kuvvetle muhtemel kılıyor. Çünkü bir birine atıf yapılanlar arasında genelde illet benzerliği söz konusudur.

Allahu e'lem.

Merhaba Abdurrahman hocam. İçinde مطر bulunan ayetlere baktım. Dediğiniz gibi hepsi RAHMET olan yağmur değil de bir tür ÖC olan azab, taş, ceza anlamına geliyor. Yalnız 46:24'teki "عارض"dan emin değilim. Onun yağmur verecek bulut anlamına geldiği kesin mi?

  

ان كان بكم اذي من مطر :üstünüze yağan oklardan yaralanmanız (4:102)

وامطرنا عليهم مطرا :onların üzerine azab yağdırdık (7:84)

وامطرنا عليها حجارة :onların üzerine taş yağdırdık (11:82, 15:74)

وامطرنا عليهم مطرا :öyle bir ceza yağdırdık ki (26:173, 27:58)

قالوا هذا عارض ممطرنا :"İşte bize yağmur verecek bulut!" dediler... 

فيها عذاب اليم :oysa acı bir azab vardı onun içinde (46:24)

 

Bu durumda 4:102'deki "مطر metar"ın kılıç, ok, kurşun vs sayılmasında isabet var. Ayetin bütünlüğüne de uygun düşüyor bu.   

 

لا جناح عليكم Size günah değildir مرضي hasta olduğunuz ya da ان كان بكم اذي من مطر  ok, mızrak vs yağmurundan yaralandığınızda ان تضعوا اسلحتكم  silahlarınızı bırakmanız.

 

Açıklamanız için candan teşekkür.

 

Sevgiyle,

Hasan Akçay 



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

İki nokta önemli: BEŞER, Allah'ın indirdiğine (1)karışmayacak, (2)uyacak. 

 

Allah'ın indirdiğine karışılmaması gereğine Kural 1 dedim. O ötekinden daha önemli çünkü cahilce çiğneniyor, dindarlık taslanıp dinsizliğin dik âlâsı yapıla yapıla.   

 

Örneğin devlet içkiyi yasaklasın istiyorlar. Ver yansın ediyorlar içkiyi yasaklamayan devlete. İyi ama ALLAH'IN İNDİRDİĞİ Mâide 90'a göre içki şeytanın pisliğidir; tıpkı gıybet gibi iğrençtir; tamam da Allah'ın ayetinde "İçkiyi yasaklayın!" denmiyor ki. İçenlerin örneğin iki yıl hapis cezasına çarpılması Allah'ın hümü değil ki. Şunun bunun hükmü. Ve Allah'ın indirdiğine şunun bunun karışması.

 

Hucurât 12:

 

لا يغتب بعضكم بعضا: birbiriniz hakkında gıybet etmeyin

ايحب احدكم ان ياكل لحم اخيه ميتا: biriniz ölü kardeşinin cesedini yemek ister mi?

فكرهتموه : bakın, iğrendiniz

واتقوا الله: Allah'tan sakının.

ان الله تواب رحيم: bağışlar O; doğrulanı onaylar.

 

Gıybet en çok lokantalarda ediliyor. Devlet gıybeti yasaklayıp lokantalara şu uyarıyı assın mı: GIYBET YASAKTIR. GIYBET EDENLER 2 YIL HAPİS CEZASINA ÇARPILIR.

 

Sevgiyle,

Hasan Akçay 



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın Hasan Akçay,

Çok haklısınız.

Kur'anda yobazlık yok. Ama  dindar insanlar din adına yobazlık üretiyor.

Her şeyin yobazı çok kötü.

Ben komünistinde, millyetçininde, Kürtün de yobazını gördüm.

Dinci yobazlar zaten İslamın başından beri var.

Yobaz tavırlar, kişinin davası her neyse ona fayda sağlamaz, daha beter zarar verir.  Bir çok insan bunlardan dolayı din dışı. Dinden ürküyor. İslamın Hristiyan dünyaya yayılmaması bu yüzden. Bu yobazların yasakçı zihniyetinden. 

Yobaz insan, zararlı insandır. İnsancıl değildir herşeyden önce.

İçkiyi yasaklamaktan ziyade, insanlara ağzıyla içmeyi, sosyal dozda içmeyi öğretebilmektir önemli olan. İçkiliyken iş yapmamayı , araba kullanmamayı öğretebilmektir. prensip sahibi olmayı öğretebilmektir önemli olan.

Yoksa bu sakal tıraşı gibi. Bugün kesersin yarın çıkar, yarın kesersin öbür gün çıkar. Onun için Kur'an da tavsiye var, yönlendirme var. Ama yasak ve baskı yok. Osmanlı devletinde bile böyle bir baskı yoktu. Anadolunun müslüman halkı bile, aralarında yaşayan Rumlar ve Ermeniler sayesinde bu konuda bu kadar yobaz değildi. Ne oldu bize anlamıyorum.
 
Hilafet devletinde hiç bir şey yok. Laik devlet olunca homur homur.

Ondan sonra Avustralyada mı yaşamak istersin, İranda mı. Tabii hemen Avustralya. Hemen özgürlüğe koşarsın. Küffar memleketinde caizdir canım. Orada rahatsız etmez. Ama kendi memleketinde hayatı kendinin de başkalarının da burnundan getirirsin.

Bütün iyi gelişmelerin önünde fikir ve tavır özgürlüğünün yattığını unutmamak lazım. Belli ilkeler dahilinde belli sınırlamalar gelebilir, ama kökten yasaklama, hatta buna yol açacak şark kurnazlıkları bunlar desteklenecek şeyler değil.

Dedik ya bu iş sakal tıraşı diye. Bugün tıraş, yarın yine tıraş. Kıyamete kadar bitmez.









  









__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Ahzab 23 :

Elmalılı Hamdi Yazır

Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats