HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Cennette oturak alemleri, huriler yok. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba kardeşim. Yazınızın "nooldu Hasan Akçay"dan sonrasını okuma gereği duymadım. Keşke zahmet etmeseydiniz.

allahindini.net



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba Ebu kerem kardesim  fikirleri elestirirken saygi sinirlarini asmamak daha guzel olur, bu ifadem yalniz sana degil hepimize kardesim. Ayrica Hasan bey hepimizden yasli bir abimiz, buna ragmen emek vermeye gayret ediyor.

Bazi konularda kendisinden farkli dusunuyorum, kusuruma bakmasin. Ornegin Kuran butunlugunde cok eslilik,miras,cezalar vesaire. Bunlarin gunumuze yansimasinda Hasan abiyle ayni fikirleri paylasiyorum ne varki orjinal metin acisindan inceleme yapilirken konu biraz farkli. Usulum olmadigi, bu konulara ragbet etmedigim ve benim icin teferruat olan bu konularda kisir didismelere girmemek icin fikir beyan etmedim.

Kuran tenzil ortaminda cok evliligin sonlandirilmasi diye bir sey yoktur. Hirsizin elinin kesilmesi literal bir ifadedir, kisas uygulamalari kuran'da mevcuttur.

Allah'a emanet

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

muhliskul Yazdı:

Merhaba Ebu kerem kardesim  fikirleri elestirirken saygi sinirlarini asmamak daha guzel olur, bu ifadem yalniz sana degil hepimize kardesim. Ayrica Hasan bey hepimizden yasli bir abimiz, buna ragmen emek vermeye gayret ediyor.

Bazi konularda kendisinden farkli dusunuyorum, kusuruma bakmasin. Ornegin Kuran butunlugunde cok eslilik,miras,cezalar vesaire. Bunlarin gunumuze yansimasinda Hasan abiyle ayni fikirleri paylasiyorum ne varki orjinal metin acisindan inceleme yapilirken konu biraz farkli. Usulum olmadigi, bu konulara ragbet etmedigim ve benim icin teferruat olan bu konularda kisir didismelere girmemek icin fikir beyan etmedim.

Kuran tenzil ortaminda cok evliligin sonlandirilmasi diye bir sey yoktur. Hirsizin elinin kesilmesi literal bir ifadedir, kisas uygulamalari kuran'da mevcuttur.

Allah'a emanet

Kadir

Merhaba Kadir Bey. Yaşlı olduğumu BEN bilirim çünkü yaşlı olan benim. Örneğin unutuyorum.

Her halde biliyorsunuz ben emekli İngilizce öğretmeniyim. Ders kitabını baştan sona ezberleyiverirdim bir zamanlar. "Open your books to page... Listen." Sonra kitabım kapalı, okurdum. Çocuklar kitaplarından izlerdi ve fark edenler olurdu. Bu, şimdi "unutuyorum" dememin ne kadar önemli olduğunu açıklıyor mu?

İnternette yazmayı bırakmak istiyorum. ALPEREN kardeşimden sitenin adını değiştirmesini, adımı silmesini rica ettim. Sağ olsun, isteğimi yerine getirdi. Yeni sitenin adı: allahindini.net.

*

Lütfen şu yazımı okuyup nerede yanıldığımı belirtir misin.

 

 
Sultan ve eşleri (Jean Baptiste Van Mour)

Yüce Allah Ahzab 52’de Hz Muhammed’e seslenerek şöyle diyor: "Kadınlar artık sana helal değil. Onları güzel bulsan bile eşlerinle değiştirmen de. Ama yemininin sahip oldukları başka." Görüldüğü gibi bundan sonra Hz Peygamber’in, bir eşini bırakıp onun yerine ailesinin dışından başka bir kadınla evlenmesi de HARAM. Neden?

Çünkü çok eşlidir. Allah’ın elçisi bir eşini bırakıp onun yerine başka bir kadın alırsa eş üstüne eş almış olur. İşte bu haram. Yoksa tek eşli bir inanırın onu bırakıp bekar hale geldikten sonra başka bir kadını eş alması helal (4:20).


İslamın son peygamberi Ahzab 52′den sonra bir daha asla evlenmemiştir. Yoksa rabbine baş kaldırmış olurdu, risalet elinden alınırdı ve o "Büyük Gün"de hesaba çekilirdi (Yûnus 15). Bu kadar kesin. Çünkü Allah her zaman doğru söyler; Yûnus 15'te de doğru söylüyor.

Tanıdığım birine bunu hatırlatmak zorunda kaldım. Din görevlisiydi. SÜNNET diyor başka bir şey demiyordu. "Hz Peygamber ne yaptıysa yapmalı, ne yapmadıysa yapmamalıyız. Sünneti terkeden İslamdan çıkar."

"Peki," dedim. "Ahzab 52’den sonra Hz Peygamber bir daha hiç evlenmedi. Ama bazı inanırlar evli oldukları halde bir daha bir daha evleniyor; onlar İslamdan çıkıyor mu?"

Çıt yok.

Gerçekten çarpıcı ve İslam adına üzücü bir durum. Bir din ki… peygamberine EŞ ÜSTÜNE EŞ almayı yasaklar; Allah’ın Elçisi yasağa harfi harfine uyar. Ama onun ümmeti çatır çatır EŞ ÜSTÜNE EŞ alır. Peygamber gider Mersin’e, onun ümmmeti gider tersine. O dinde ciddiyet kalır mı?
 
*

Ahzab 52′den sonra Hz Muhammed’in bir daha asla evlenmediği ama sahabelerinin eş üstüne eş almaya devam ettiği öne sürülebiliyor. Mümkün mü? Hayır! Allah’ın Elçisi bu gayriciddiliğe izin vermiş olamaz. Kalbinde hastalık olan bir kısım zevat ona rağmen eş üstüne eş aldıysa Allah onlara bunun hesabını sorar. Ama samimi sahabeler Allah’a ve O’nun Elçisi’ne inat, eş üstüne eş almış olamaz. "Miş miş"lere değil Kuran’a iman edenler bunu bilir, bunu söyler.

Asr-ı saadette Ahzab 52′den sonra eş üstüne eş alınmamıştır. Bu kesin. Daha önce o yöntemle kurulan aileleri ise Yüce Allah BUNDAN SONRA anlamında MİN BA’D diyerek aklıyor. Yani BUNDAN ÖNCEKİLER günah hanelerine yazılmaz. Ama bundan sonra haram, günah.
 
Anlaşılan o ki tek tük de olsa eş üstüne eş almalar Hz Muhammed’in ölümünden 30-35 yıl sonra yeniden başlamış. İnananlar önceleri tepki gösterdiyse de zamanla "Aman, ne günahlar işlenmiyor ki!" deyip sineye çekmişler. 50-60 yıl geçince "Bunca insan yanılıyor olamaz ya!" deyip olağan karşılamışlar. 80-85 yıl sonra ise haccac-ı zalimlere fazla iş kalmamış; zulmü kitabına uyduruvermişiler.

*
 


Konya milletvekili Halil Ürün'ün eşi: "İkinci eşi kabul edemem! Dayağı kabul edemem." 16 Mayıs 2006 tarihli SABAH gazetesinde konuyla ilgili açıklamaları yer alan Esma Ürün şöyle diyor:
 
Eşimin başka bir kadınla 6 yıllık beraberliği var. Uzun zamandır seziyordum. Sordum ama sürekli inkar etti. 35 yıldır evliyiz. Daha önce elle, kolla, sözle şiddet vardı ama ben sürekli "Düzelir..." diyordum. İkinci kadın çok onur kırıcı. Sineye çekemedim. "Ya o ya ben!" dedim. Sonunda iş çığırından çıktı. Dayak ben ayrılmak istediğim için oldu.  İkinci evlilik Allah'ın emri değil.

*

Şimdi zulüm mazur görülüp "Tavsiye edilmez ama çok eşlilik caizdir," deniyor. Hayır! Yüz yılların uyduruk mazeretidir bu. Doğrusu: çok eşlilik haramdır çünkü ZULÜMDÜR. Zulüm haramdır; Allah’ın dininde zulüm caiz ilan edilemez. Allah asla zulmetmez; insanlara KENDİLERİ zulmediyor. (Yûnus 44)

Bazan bunu da söylemek zorunda kalırım. Adaletsizlik = zulüm.

Önce gerçeği görelim; çok eşlilik zulümdür.
“Hayııır!"
Kardeşim, niye HAYIIIR? Çok eşliliğin zulüm olduğunu bütün ulema söylüyor. İşte Elmalılı (1): Eğer birden fazla kadınlar arasında adalet yapamıyacağınızdan korkuyorsanız, ki bundan korkmalısınız

Nisâ 23’te Allah söylüyor: İki kız kadeşi bir arada almanız… size haramdır -حرمت عليكم… ان تجمعوا بين الاختين - Hurrimet aleykum… en tecma’û beyne’l uhteyn.

Çünkü iki kız kardeş bir arada çok eştir. Allah çok eşliliği ZULÜM saymasaydı helal ederdi ve inanan bir adam, birden çok kız kardeşi bir arada eş alabilirdi. Yani Allah iki kız kardeşin bir birine kuma yapılmasını neden yasaklıyor; çok eşlilik hoş bir şey olduğu için mi ya da ZULÜM olduğu için mi?
 
Çok kocalı evlilik ne kadar zulümse çok karılı evlilik o kadar zulümdür. Kanıt isterseniz Esma Ürün Hanımefendi'ye sorun. Siz çok kocalı bir hürmüz'ün kocalarından bir olmak ister misiniz?
......

ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN (?!)

Evli olanların evlendirilmesi Nûr 32’ye göre haram ama Nisâ 3’e göre caiz. Allah’a mı ait bu çelişki? Hayır! Allah çelişkiden arınmıştır (4:82). O halde bu iki ayet arasındaki çelişki insanlar tarafından üretilip Allah’ın kitabına sokulmuştur.

Açıklaması şu olabilir:

وانكحوا الايامي منكم Bekarlarınızı evlendirin (Nûr 32)
فانكحوا ما طاب لكم من النساء …kadınlarla evlenin (Nisâ 3)

Görüldüğü üzere hem Nûr 32′de hem de Nisâ 3′te نكح var. Ama bu, Nûr 32’de eNKiHu okunacak şekilde harekelendiği halde Nisâ 3’te iNKiHu okunacak şekilde harekelenmiş.

enkihu: evlendirin
inkihu: evlenin.

Eğer نكح, Nûr 32’de olduğu gibi, Nisâ 3′te de eNKiHû okunacak şekilde harekelenseydi Nisâ 3’te "Kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlenDİRin" deniyor olacak, Allah’ın Kitabına mevcut çelişkiler boca edilmeyecekti.


Hz Peygamber’in mushafında نكح harekesizdi. Ona Nûr 32’de eNKiHu ve Nisâ 3’te iNKiHu kıraatini dayatan harekeler Miladî 700’ün başlarında eklendi. Abul Taher’in Querrying the Koran başlıklı yazısında belirttiği üzere Irak valisi Haccac-ı ZALİM’in özendirmesiyle (2):

Kuran’ı okuyanlar yıllar ilerledikçe onu daha zor anlar oldu, diyor Dr Puin. Akla yatsın diye değişiklikler yaptılar. Örneğin MS 694-714 döneminin Irak valisi Haccac bin Yusuf Kuran’a 1.000’den fazla elif harfi boca etmekle övünüyor.

Harekeler de Kuran’a Haccac’ın özendirmesiyle eklendi. Onun sağladığı değişiklikler Kuran tarihinin önemli bir aşamasıdır.



Sözün özü, "NKH"nın Nisâ 3’te EVLENİN anlamına gelmesi için iNKiHu diye okunacak şekilde harekelenmesi korkunç bir hataydı çünkü Kuran’a çelişkiler boca etti.

Örneğin Allah çok eşliliği Nûr 32 ve Nisâ 23’te zulüm ilan edip HARAM kılacak; sonra Nisâ 3’te "kadınların ikişeri, üçeri, dörderiyle evlenin!" deyip CAİZ ilan edecek? Nûr 32 ve Nisa 23’te kara dediğine Nisa 3’te ak diyecek? Mümkün mü?
 
*

Harekeleme ÖRTÜLÜ BİR TAHRİF değil mi? Âl-i İmran 7′deki vakfe "mim"ine itiraz eden Yaşar Nuri Öztürk bunu dile getiriyor (4):

Ayetlerin orasına burasına harf ekleme hakkı Kuran’ın tebliğicisi olan Peygamber’e bile verilmemişken başkalarına nasıl verilebilir! Bu müdahale Kuran bünyesinde ÖRTÜLÜ BİR TAHRİF olarak algılanırsa ne olacaktır?

Bu insanlara bu yetkiyi kim vermiştir? Kuran’da eksikler mi var da bunlar düzeltiyor? “O ayeti şöyle anlıyacaksınız!” deme cüretini kimden alıyorlar?



Harekelerin dayattığı pek çok meale itiraz ediliyor. Örneğin Sebe 19’daki RBN ve BA’D. Mevcut okunuş ve meal:

Fe kâlû RABBENA BÂİD beyne esfarina:
"RABBİMİZ! Yollarımızı UZAT!" dediler.

Muhammed Esed’in buna itirazı var. Esed'e göre (5) doğrusu:

Fe kâlû RABBUNA BE’ADE beyne esfarina:
"RABBİMİZ yollarımızı UZATTI," dediler.

Bunun gibi, harekelerle ilgili pek çok konuda ihtilaf var. Ama bugünün yaşamıyla doğrudan ilgili değiller. Örneğin Sebe 19’un konusu geçmiştir; bugün değil. Ama ilginçtir, Nisâ 3’teki çok eşlilik zulmü Müslüman kadınların yaşamını bügün kararttığı halde insanlar ona KÜTÜK GİBİ duyarsız.

*

Yetmedi. Çok eşçi yorumlardaki şu ipe sapa gelmez iddiaya bakın. Yüce Allah gûya diyormuş ki: "Kadınların ikişeri, üçeri, dörderiyle evlenmeniz zulümse ellerinizin altındaki cariyelerle evlenin." İyi ama cariyeLER de çok eş. Allah hâşâ "Çok eşli olmanız zulümse çok eşli olun!" der mi?

Yargıçların Yargıcı bir yandan 4:82’de "Kuran’ı Allah’tan başkası indirseydi içinde bir çok çelişki bulurlardı," diyecek; bir yandan da ÇOK EŞLİLİK ZULÜMSE ÇOK EŞLİ OLUN diyecek. Der mi? Samimi bir inanırsanız bunu elbet reddedersiniz.

*

Ayetlerin doğru çevirisi şöyle olabilir:

Yetimlerin mallarını geri verin. Temizi pisle değiştirmeyin. Onların malını kendi malınıza katıp yemeyin; büyük günahtır bu (2).

Yetimlere haksızlık etmekten korkuyorsanız size yetki veren kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlendirin. Ama bunda da adil olamamaktan korkuyorsanız yalnızca birini. Ya da yeminlerinizin sahip olduklarını. Darlığa düşmekten kurtulmanız için uygun olan budur (3)

Kadınların mallarını karşılıksız geri verin. Ama onlar birazını kendiliklerinden size bırakırlarsa sağlıkla ve çekinmeden yiyin (4). Allah’ın izniyle sizi ayakta tutan malları aklı ermeyenlere geri vermeyin. Ama onları yedirin, giydirin ve hoşça tutun (5) Yetimleri evlenmelerine kadar sınayın; yaşlarına geldiklerinde onları olgun bulursanız mallarını kendilerine verin; büyüverirler diye aceleyle israf etmeyin… (6).


Burada inananlara söylenen şudur:

Yetimlerinizin malını yanlışlıkla yiyip o büyük günaha girmekten korkuyorsanız elinizde yetim malı tutmayın. Yaşına eren yetimelerinizin mallarını geri verin (4:6). O arada size ana babaları gözüyle bakıp yetki veren yetim kadınların ikişerini ve üçerini ve dörderini evlenDİRin (enkihu).

Ama yetimelerinizin Allah’ın izniyle sizi de ayakta tutan malları ile (4:5) yatırım yaptıysanız ve topluca evlenmek isteyen sahibelerine iade etmek üzere bir anda denkleştirmek sizi malî darlığa sokacak ve yetimelerinize eksik mal verip haksızlık etmenize yol açacaksa yalnızca bir yetim kadını evlendirin.

Ya da sevabına iyilik etmek istiyorsanız yeminlerinizin sahip olduğu garibeleri (ma melekeket eyman ukum) evlendirip saygın birer çift olarak topluma kazandırın. Onların malı yok. Mal devri söz konusu olmadığına göre onları topluca evlendirmek sizi malî darlığa düşürmez.
 
*

İtiraz: Nisa Suresi’nin üçüncü ayetinde ma tabe leküm diye bir ifade var, yani sizin için hoş/çekici olanlar, yani HOŞUNUZA GİDENLER. Hasan Bey bunu göz ardı etmiş; yoksa HOŞUNUZA GİDEN kadınları ikişer, üçer, dörder EVLENDİRİN diye tercüme edecekti ki bu durumda, aklı başında insan sorar. Allah, kadınlardan hoşlandıklarınızı, başka erkeklerle evlendirin anlamında bir emri niye versin? Ve Hasan Bey’in bütün teorisi çökerdi. (SALİH diye birisi)

Cevap: Hayır, göz ardı etmedim; sizin HOŞUNUZA GİDENLER anlamına geldiğini öne sürdüğünüz o ifadeyi SİZE YETKİ VEREN KADINLAR diye tercüme ettim.

Doğrudur; "ma tâbe lekum"deki TÂBE "tayyib"le aynı kökten gelir ve "habîs"in zıt anlamlısıdır. Bundan kastedilenin ne olduğu ise Nisâ 2′de görülüyor: Temizi pis ile değiştirmeyin (lâ tebeddelû’l habîse bi’t TAYYİB.)

Korumanız altındaki yetimlerin mallarını kendi MALLARINIZA KATARAK yiyemezsiniz; büyük günahtır bu –hûban kebîra (4:2). O mallar yetimlerin kendilerine TAYYİB ama size HABİS yani "haram"dır. Allah size ancak yoksulsanız İZİN VERİR ve o malların ancak örfen uygun olduğu kadarcığını yiyebilirsiniz (4:6).

Yaşına eren kadınların nikah işlemleri de öyle. Örneğin evlilik önerisini kabul etmek onlara TAYYİB ama size HABİS yani "haram"dır. Ancak onlar evliliklle ilgili işlemlerin bir kısmını yapma yetkisini size verebilir. İşte o zaman işlemlerin hukuken uygun olduğu kadarcığını yapabilirsiniz.

Örneğin bir kadın eğer size anası-babası gözüyle bakıp kendisini evlendirme yetkisi VERDİ ise onu sizden isteyen adama "Verdim gitti!" diyebilirsiniz ama kadının yerine geçip nikah memuruna “Evet!” diyemezsiniz.


Damat adına "Evet!" diyemezsiniz; gelin adına "Evet!" diyemezsiniz.

Yok, amacınız baş göz etmek değil kendiniz evlenmekse o zaman da Bakara 235′i vahyeden Allah’a itaaten kadına evlenme önereceksiniz. Kadın SİZİN HOŞUNUZA GİDERSE değil siz kadının hoşuna giderseniz Nisâ 24′ü vahyeden Allah’a itaaten müstakbel eşinizle pazarlığa oturacaksınız.

Ayrıntıya girmiyorum. Eğer anlaşırsanız eşinize sağlam bir söz –misâkan galîza- vereceksiniz, tıpkı nebilerin Allah’a verdiği söz gibi (4:21, 33:7).

Kısacası, eğer samimi bir inanırsanız öyle manavdan karpuz alır gibi karı alamazsınız; tıklatıp tıklatıp "Bu kadın HOŞUMA GİTTİ, alayım! Bu kadın HOŞUMA GİTMEDİ, almıyayım!" diyemezsiniz. İslamın kadınları, tıpkı sizin gibi, aklı ve duyguları olan insanlardır; sizi REDDEDİVERİRLER.
 

TÂBE ile aynı kökten gelen başka bir kelime de Nisâ 4′teki "tıbne"dir. Bakın, mevcut meallere göre nedir TIBNE:

kadınlar "sadukât"ın bir kısmını
size BIRAKIRLAR ise (M Esed)
size SUNMUŞLAR ise (Y N Öztürk)
size BAĞIŞLARLAR ise (S Ateş, Diyanet, Elmalılı, Mevdudi, E Yüksel)

Bırakmak, sunmak, bağışlamak elbet VERMEK anlamına gelir.

Nisâ 4′teki kadınlar kendilerine ait "sadukât"ın bir kısmını size VERİRLER ise onu çekinmeden ve sağlıkla yersiniz. Ve Nisâ 3′teki kadınlar "evlilik işlemlerine dair tasarruf"un bir kısmını size VERİRLER ise, manevî ana babaları olarak, onları baş göz edersiniz…

*

Özetle, çok eşlilik "şunun bunun dini"nde helal olabilir ama "Allah'ın dini"nde haramdır. Ahzab 52 onu Allah’ın Elçisine DOĞRUDAN, ümmetine ise DOLAYLI olarak haram eder; Nûr 32 ise doğrudan bütün inanırlara:

Ve bekarlarınızı evlendirin
Ve eNKiHu’l eyâmé minkum

Yüce Allah’ın istisna tanımayan buyruğudur bu. Yani Allah "Bekarlarınızı evlendirin AMA…" demez; aması maması yok, EVLİLERİN evlendirilmesi haramdır çünkü zulümdür. İnsanlara Allah asla zulm etmez; insanlara kendileri zulmeder (Yûnus 44, Âl-i İmran 182).

 

El-Lat, El-Uzza, Menat

62:9′daki "Allah’ı anmaya koşun!" buyruğundan "El-Uzza, El-Lat, Menat'ı anmaya koşsanız da olur!" icazeti çıkarılabilir mi ki 24:32′deki "Bekarlarınızı evlendirin!" buyruğundan "Evlilerinizi evlendirseniz de olur!" icazeti çıkarılabilsin, eş üstüne eş üretmeyi 4:23′te zulüm ilan edip onu 33:52′de elçisine haram kılan Allah’a inat?

*

Yüce Allah’ın Nûr 32′de evlenenlere değil evlenDİRenlere sesleniyor olması önemli. Kim onlar? Nikah aktine TANIK olanlar ve akti KAYDA geçiren memur. Onlarsız nikah olmaz. Hayrettin Karaman (6) bunu şöyle dile getiriyor:

nikah akdini bir başkası değil, iki taraf yapar; akit, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir kadınla bir erkeğin, ŞAHİTLER huzurunda, karşılıklı rızaları ve irade beyanları ile kurulur/oluşur… Resmî nikah ayrıca KAYIT altına alındığı için evlilik hukukunu koruması, güvence altına alması bakımından dinin amacına daha da uygundur.

Tanıklar ve memur, evlenenler bekar mı evli mi ona bakacak. Evliyseler tanık olmayı ve nikah kıymayı reddecek, yalnızca bekarları evlendirecekler; evlileri evlendirmek Allah’a isyandır, haramdır.


Hasan Akçay
________________________________________________

(1)Hak Dini Kuran Dili
(2)The Guardian, 8 Ağusutos 2000
(3)http://free-minds.org/forum/index.php?topic=16824.0
(4)İslam Nasıl Yozlaştırıldı, S. 225
(5)Kuran Mesajı
(6)(http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00073.htm)  


__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Degerli kardesim Hayrullah  bunlar Kuran konulari islenis siralamasi acisindan teferruattir. Yasamin icinde  onemsiz  bir yere sahip olduklarini iddia etmedim.

Ayrica Hayrullah kardesim diyelim ki hirsizligin cezasi el kesmek sizin bu konuda yapabileceginiz  nedir?

Diyelim ki miras kadina bir erkege iki paydir o takdirde yasadiginiz devletin kanunlarina aykiri olan  hukumleri uygulama gucunuz var mi? 

Asagidaki yazdiklarinizin halledilmesi icin Kurandaki detaylarin anlasilmasi degil Kuran'in ahlakinin kavranmasi ve imani gerekir. 

katil babası apo, orada duruyor, adam cinayet işliyor bilmem kim affından dışarıda, islam adına karısına işkence edenlerin bini bir para, kadın özgürlüğünü!!!! tam ilan etmiş erkeği damızlık olarak görüyor, Allah adına yalan yere yemin ederek ülkenin içini boşaltıyorlar, vs.vs.

Allah'a emanet

 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Amel defterinin buradaki gibi düzeltilemeyeceği o çetin günün azabından, alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Alim olan Allah EN doğrusunu bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

kadir abi,

ben kimseye saygısızlık etmem hakedenler hariç. hasan akçay denen şahısla bir başka forumda güzel güzel yazışırken kendisine "abi" den başka bir hitapla hitap etmemişken, "kemalizm ve tc nin sistemi Allah ın hududullahını soldan aşmaktır yani Tağutluktur tıpkı din adına sağdan yapanlardan bir farkı yoktur" dememle birlikte bu "kibar" Hasan Akçay bana " SENİ ADAM SANMIŞTIM da konuşuyordum ..." mealinde ağır hakretlerle saldırdı.

bunu normal karşıladım çünkü onun sahte İLAHLARINA-RABLERİNE put demiştim batıl demiştim, bunu yapması normal çünkü hala sol yanındakilerden atüz zekat edememiş. benim dinime göre rics içinde hala sol yanı.

şimdi kalkmış " çok eşlilik HARAM" başlığı ile yazı yazıyor resimlerle falan süslüyor, "fetva vermişsin diyorum" "haşa" diyor.

nisa 127-130 arasını özellikler 129. ayeti nasıl yorumladın diyorum, sürekli taca atışlar falanlar filanlar. kinayeli cümleler.

yaşı büyüklük hiç bir şey ifade etmez, tutarlı olmak lazım, işine gelmeyen bir söz etti diye insanlara hakaret edersen, ramazan akşamları tv'de fetvalar veren "ramazan pideleri"n den bir pide olursun.

konunun arka planı bilinsin kalplerde eğrilik kalmasın diye bu açıklamayı yaptım. yoksa onun hezeyanları benim umurumda bile değil. eşinden, çevresinden aferin almak için Allah'ın dinini hayatı Kitabı eğip büken adamlarla işim olmaz. hele ki bunları başka bahçelerden derleyip topluyorsa hiç işim olmaz.

selam ile.



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Sayın Hasan Akçay,

Yazınızı okudum. Allah razı olsun.



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Hasan Akçay Abi, ilgili yazınızın tümünü bana iletebilir misin! Yazıyı alıntılamaya çalıştım olmadı. Karekter değişti, küçüldü, okunamaz, silik bir karalama olarak geldi. Ezbere cevap yazmayayım diye yazının önümde olmasını istiyom.

Selam ve sevgiyle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay


"Erkekler gelse de bizi kanatsa!" diye bekleşen huriler.
 
"allahindini.net."den SURELER VE HURİLER, http://www.allahindini.net/sureler-ve-huriler

"Cennetteki hûriler Kuran ayetlerinde var," deniyor. Örneğin Rahmân 56: …فيهن قاصرات الطرف Huriler bunun nersinde? Buyurun, ayetleri siyak ve sibaklarıyla birlikte okuyalım.
 
Rahmân sûresi
 
(Rahmân sûresinin tamamı. Ama "Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?" anlamına gelen tekrar cümlesini ayet 28′den sonra yazmadım.)
 
1.Koruyan
2.o okumayı öğretti;
3.insanı yarattı;
4.konuşmayı öğretti.
 
KURAN "kıraat"tan geliyor yani okuma demek. İçinde uyarılar, öyküler, yasalar, şiirler olan bir okuma. Örneğin Rahmân sûresi baştan sona şiirdir; sizin onu bir şiir olarak özenle ve izanla "okuma"nızı hak eder.
 
Şiirin "mimarî bir yapı"ya benzediği söylenebilir ama malzemesi "söz"dür. Mimarî yapının taşları nasıl YERİNDE AĞIR ise şiirin de sözleri yerinde ağırdır. Kelimeleri çekilip atılan ya da eğilip bükülen şiir, tıpkı sütunları balyozla kırılıp atılan bina gibi, yerle bir olur.
 
Örneğin şu ayetlere bakın:
 
62.İkisinin yanı sıra iki bahçe daha.
64.Yemyeşil.
66.O İKİ YERDE (فيهما fîhima) kaynayan iki pınar.
68.Meyva ağaçları; hurmalar, narlar.

-
hurmalar                                                                     narlar

70.O İKİDEN ÇOK YERDE (فيهن fîhinne) güzelim kazanımlar.
72.Çadırlarda, yakın mı yakın, temiz (حور مقصورات في الخيام Hûrun maksûrâtın fi’l hiyâm).
 
Özenle ve izanla okursak "حور مقصورات hûrun maksûrat"tan kastın meyva denen RIZIKLAR olduğunu anlarız: hurmalar, narlar. Çadırlarda, yığınlarca. Ama Allah’ın Kuran’daki sözlerini ön yargılarla okuyup o uhrevî rızıkları (38:54) "çadırlar içinde erkekleri eğlendiren HÛRİLER" diye çarpıtırsak bu güzelim şiiri baltalarız.
 
Hele bir de ağaçlara ait olup AĞAÇLARIN YAKINDAKİ UÇLARI demek olan "قاصرات الطرف kâsirâtut tarf"i (56) "bakışları kısa (eşlerinden başkalarına bakmayan öyle) DİLBERLER ki, daha önce onları ne insan ne de cin kanatmamıştır" diye çarpıtırsak Allah’ın o güzelim bahçelerini iğrenç oturak alemleri yapılan yerler yapıp çıkarız.
 
Neyse. İnananları özen ve izana çağıralım ve okumayı sürdürelim.
 
5.Güneş ve ay hesap işidir.
6.Otlar ve ağaçlar yerlere kapanır.
 
7.Allah gökleri yükseltti ve ölçüyü kurdu.
8.Ölçerken azmayın.
9.Tartarken adil olun, ölçüyü bozmayın.
 
10.Yeryüzünü canlılar için düzenledi.
11.İçinde meyvalar, salkımlı hurmalar.
12.Yapraklı ekinler, mis gibi kokanlar.
13.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?
 
14.İnsanı, pişmiş hamurumsu bir çamurdan yarattı.
15.Cinni ise yalın ateşten.
16.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?
17.İki doğunun ve iki batının Rabbi.
18.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?
 
19.İki denizi salıverdi de buluşuyorlar.
20.Ama aralarında engel var; karışmıyorlar.
21.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?
22.İnci, mercan çıkar onlardan.
23.Rabbinizin hangi iyiliğini yalanlıyorsunuz siz?
 
24.Denizde dağlar gibi akıp gidenler, O’nundur.
 
26.Yeryüzüne ait her şey ölümlü.
27.Yalnızca görkemli, açık elli Rabbiniz ölmez.
29.Göklerde ve yerdekiler O’ndan isterler. O, her gün bir iştedir.
 
31.Ey iki ağırlık! Yakında sizi hesaba çekeceğiz.
33.Ey cinler ve insanlar! Göklerin ve yerin kenarlarından haydi sızın sızabilirseniz! Yetkiniz yokken sızamazsınız.
35.Üstünüze yakıcı alevler salınır ve kızıl duman. Kala kalırsınız.
37.Gök yarılıp, kızıl gül gibi, kaynayan yağ olur.
 
39.İnsanlara ve cinlere günahları sorulmaz artık.
41.Suçlular yüzlerinden tanınıp perçem ve ayaklarından yakalanır.
43.İşte suçluların yalanladığı cehennem.
44.Onunla haşlayan su arasında gidip gelirler.
 
46.Rabbinin makamından korkana ise İKİ BAHÇE var.
48.Güzelliklerle dolu.

50.O İKİ YERDE (فيهما fîhima) akan iki pınar.
52.O İKİ YERDE her meyvadan ikişer.
54.İpek astarlı döşeklere yaslanırlar; iki bahçenin DEVŞİRMELİKLERİ yakın mı yakın (وجني الجنتين دان).
56.O İKİDEN ÇOK YERDE (فيهن fîhinne) "mesafeleri kısalan uçlar" ki daha önce hiçbir insan ve cin dokunmamıştır onlara.
 
 
"Hûriler bunun neresinde?" demiştik. Meallere göre bu ayetin içinde imiş. Ayet 56. Çünkü KÂSİRÂTUT TARF kısık bakışlı dilberler imiş.

Süleyman Ateş’in meali:

Onlarda bakışları kısa (eşlerinden başkalarına bakmayan öyle) DİLBERLER de var ki, bunlardan önce onları ne insan ne de cin kanatmamıştır.
 
Yani o "dilberler"in kızlığını cennetteki erkekler bozup "kanatacak"mış. Cennet işte böyle oturak alemleri yapılan bir yermiş. Oysa Arapça metinde DİLBERLER anlamına gelen hiç bir kelime yok. Ayrıca, KANATMAMIŞTIR denmiyor; DOKUNMAMIŞTIR (لم يطمثهن) deniyor.
 
Dokunulmayanın açıklaması ise Sâd sûresinde (Sûre 38). Okuyalım:
 
49.Sakınanlara güzel bir gelecek var.
50.Kapıları onlara açık Adn bahçeleri.
51.Orda yaslanıp bol bol meyva ve içecek isteyecekler.
52.Ve yanı başlarında قاصرات الطرف اتراب KÂSİRÂTUT TARFİ etrâbâ.
53.Hesap günü için size söz verilen işte bu.
54.ان هذا لرزقنا ما له من نفاد Bizden size tükenmeyen rızık (رزقنا).
 
Görüldüğü gibi قاصرات الطرف KÂSİRÂTUT TARF "Erkekler gelse de bizi kanatsa!" diye bekleyen hûriler değil Allah’ın رزقنا "Rızkım" deyip sunduğu meyvalardır.
 
Ve onlar KADINLAR dahil bütün cennet ehline sunulmaktadır. Cennet ehli kadınlar kendilerine sunulan kanatılmaya hazır hurileri ne yapsın?
 
Daha önce hiç bir insan ya da cin DOKUNMAMIŞTIR onlara. Çünkü öteki dünyanın rızıkları onlar. Bu dünyada yoklar ki dokunulup tadılsınlar. Cennetteki kadın ve erkekler kendilerine o rızıklardan her verilişinde "Bu, daha önce de bize verilen rızık. Ama متشابهاBENZERLERİ verilmişti," diyecekler (2:25). Dikkat, aynıları değil متشابها benzerleri. Çünkü bu dünyada UHREVÎ rızık yok.

Uhrevî ortamda mesafeler kısadır; yiyecek ve içecekleriniz elinizin altındadır. Onlara bulunduğunuz yerden uzanıverip ulaşacaksınız.


Cennet yaşamıyla ilgili bu kolaylık örneğin İNSAN sûresinin 14. ayetinde de açıklanıyor. Süleyman Ateş’in meali: Cennetin gölgeleri üzerlerine yaklaşmış ve MEYVALARI AŞAĞIYA EĞİLDİKÇE EĞİLMİŞTİR, zullilet kutûfuhé tezlîla.

"قاصرات الطرف اتراب Kâsirâtut TARFİ etrâbâ"daki الطرف tarfi meyva ağaçlarının dal "uç"larıdır. 11:114’teki طرفي TARAFEYİN gibi.  طرفي النهار TARAFEYİN NEHAR gündüze ait iki "uç"tur. Gün batımı ve gün doğumu.
 
KÂSİRÂTU "kasara"dan geliyor. Anlamı: kısa olmak. Örneğin savaş ortamında günah sayılmayan şey salâttan تقصرو "geri kalmak, kısa düşmek"tir (4:101): ان تقصروا من الصلاة en taksirû mine’s salât.


"Kâsirâtut tarfi ETRÂBÂ"daki ETRÂB ise, örneğin NEBE 33’te görüldüğü üzere, BİR BİRİNE DENK anlamına gelir. O bahçelerin uhrevî meyvaları olgunluk açısından "اترابا bir birine denk”tir; üzüm salkımındaki danelerin bazısı ham, bazısı kurumaya yüz tutmuş değildir. Hepsi bir birine denktir. Manav deyimiyle, STANDART:
 
31.Sakınanlar kazanmıştır.
32.Bahçeler, üzüm asmaları (حدائق واعنابا hadaika e’nâbâ).
33.Ve bir birine denk daneler (وكواعب اترابا ve kevâibe etrâbâ).
 
Ne yazık ki mevcut meallerde bu da "kendileriyle yaşıt, göğüsleri çıkmış genç kızlar" diye çarpıtılıyor (Diyanet). Pes! Ne farkı var bunun o müstehcen mırıldanıştaki "lingo lingo şişeler, tombul tombul memeler"den?
 
Oysa Allah’ın sözlerinde KIZLAR anlamına gelebilecek hiç bir kelime yok; ÇIKIK GÖĞÜSLER ya da TOMBUL TOMBUL MEMELER asla yok.

Bir daha: KADINLAR dahil, bütün cennet ehline sunuluyor كواعب اترابا KEVÂİBE ETRÂBÂ. "Kendileriyle yaşıt, göğüsleri çıkmış huriler"i ne yapsın cennet ehli kadınlar? Yoksa ANALARIMIZ, BACILARIMIZ, EŞLERİMİZ bizden ayrı mıdır cennette? Hayır! Cenneti hak eden erkekler o bahçelerde cenneti hak eden ana-babaları ve eşleriyle birlikte olacak (13:23). Erkekler ve EŞLERİ… (36:56).
 
(Sûre 78) Nebe 32′de geçen حدائق واعنابا hadâika ve e’nâbâ ifadesindeki عنابا e'nâb, tıpkı Yâ Sîn 33-34’teki gibi, üzüm demek: Ölü toprak onlara bir kanıt. Can veririz ona; ordan ekin çıkartırız; yerler. Ve orda وجعلنا فيها جنات من نخيل واعناب  hurmalıklar ve üzüm bağları veririz.




Nebe 33’teki KEVÂİB "kâ’be"nin çoğulu.
 
KA’BE (tekil): 1 üzüm danesi.
KEVÂİB (çoğul): daneler.
Kevâibe ETRÂBÂ: BİR BİRİNE DENK daneler. Hepsi aynı olgunlukta. Bazısı ham, bazısının içi geçmiş değil. Standart.
 
 
Şimdi asıl çarpıcı kanıt olan FÎHİMÂ (فيهما)-FÎHİNNE (فيهن) için Rahmân sûremize dönelim.
 
46.Rabbinin makamından korkana İKİ bahçe var.
48.Güzelliklerle dolu.

50.O İKİ YERDE ((فيهما FÎHİMÂ) akan iki pınar.
52.O İKİ YERDE ((فيهما FÎHİMÂ) her meyvadan ikişer.
 
54.Astarları kalın ipek olan döşeklere yaslanırlar. O "iki  bahçe"nin devşirmelikleri yakın mı yakın.
56.O İKİDEN ÇOK YERDE (FÎHİNNE) bunlardan önce hiçbir insan ya da cinin dokunmadığı “yaklaştırılan uçlar” (FÎHİNNE “kâsirâtut tarfi” lem yatmushunne insun kabl ehum ve lâ cân.)
 
FÎHİMA ve FÎHİNNE ayırımı açık ve net.
 
50.O İKİ YERDE (FÎHİMA). Yani anılan pınarlar o İKİ bahçededir.
52.O İKİYERDE (FÎHİMÂ). Ve meyva ağaçları o İKİ bahçededir.
56.İKİDEN ÇOK YERDE (FÎHİNNE) قاصرات الطرف. Yani nerde قاصرات الطرف?
 
İkiden ÇOK olan her ne ise onların içinde. 54’e bakınız. O iki bahçenin DEVŞİRMELİKLERİ yakın mı yakın. Devşirmelikler: meyva ağaçları. İKİDEN ÇOK olan, onlar. Bu kadar açık ve net. KÂSİRÂTUT TARFİ meyva ağaçlarının içinde. Kanatılmayı bekleyen tombul memeli dilberler değil MEYVA onlar; RIZIK. Yakut ve mercan gibi. Nâdir.
 
58.Yakut ve mercan gibi.
60.İyiliğin karşılığı iyilik değil mi?

62.İkisinin yanı sıra iki bahçe daha.
64.Yemyeşil.

66.O İKİ YERDE (FÎHİMA) akan iki pınar.
68.Meyvalar, hurmalar, narlar.
 
70.O ikiden çok yerde (FÎHİNNE) güzelim kazanımlar.
72.Çadırlarda, yakın mı yakın, TERTEMİZ.
74.Daha önce insanların ve cinlerin asla dokunmadığı.
 
FÎHİMA-FÎHİNNE ayırımı burda da karşımıza çıkıyor. 66’da FÎHİMÂ var, O İKİ YERDE. Yani anılan iki pınar "o iki bahçe"nin içindedir. Hurma ve nar ağaçları da öyle. Ama 70’te FÎHİNNE var, O İKİDEN ÇOK YERDE. O halde HAYRÂTUN HİSÂN "ikiden çok olan ağaçlar"ın içindedir yani mecâzen: meyvalar; lafzen: güzel kazanımlar.
 
Cennetteki KADINLAR ve erkekler onları hak edip amel defterlerinin KAZANIM hanelerine yazdırmış: O ikiden çok yerde güzel mi güzel KAZANIMLAR.
 
Meallerde bu gerçek göz ardı edilip 70’teki "FÎHİNNE hayrâtun hisân" ifadesine Arapça metinden kopuk bir anlam verilmiş.

Örneğin, İÇLERİNDE iyi mi iyi, güzel mi güzel hanımlar var. (Y N Öztürk). Bakar mısınız O İKİDEN ÇOK YERDE anlamına gelen FÎHİNNE doğru anlam göz ardı edildiği için nasıl İÇLERİNDE olup çıkıvermiş. İÇLERİNDE o İKİ bahçenin içinde olduğu gibi o İKİDEN ÇOK ağaçların içinde de olur. Ama Allah’ın Kuran’ı, o da olur bu da olur kaçamağını kaldırmaz. İçinde kuşkuya yer yok onun (2:2).
 
Hayır! FÎHİNNE o ikiden çok yerde demek; o İKİ bahçeyi, dolayısıyla iki bahçenin içindeki hanımları kastetmiyor. İkiden çok olan, ağaçlardır. Onların içlerindekiler her ne ise FÎHİNNE onları kastediyor: O İKİDEN ÇOK AĞAÇLARDA güzel mi güzel kazanımlar.
 
72’deki HÛRUN MAKSÛRÂTUN Fİ’L HİYAM ise o kazanımlar hakkında verilen EK BİLGİDİR. Tıpkı 48 ve 64’teki gibi.
 
46.Rabbinin makamından korkana İKİ BAHÇE var.
48.Güzelliklerle dolu.

62.İkisinin yanı sıra iki bahçe daha.
64.Yemyeşil.
 
70.O ikiden çok yerde (فيهن) güzelim kazanımlar.
72.Çadırlarda, yakın mı yakın, TEMİZ.
74.Daha önce insanların ve cinlerin asla dokunmadığı.
 
Burada sözlerle şu resim çiziliyor:

-

"Şol cennetin" KADIN ve erkek ehli, ÇADIRLARDAKİ ipek astarlı döşeklere karşılıklı oturmuş, mutlu mesut hoşbeş etmekte. Yanı başlarında TERTEMİZ, bir birine denk, leziz meyvalar. Yığınlarca. Meyvaların mesafesi böylece KISALTILMIŞ (maksûrât). Cennet ehli uzanıverip ulaşmakta onlara.
 

HÛR "ak"tır, TERTEMİZ. Örneğin İsa nebinin yanındaki yardımcılar AK idi. AK giysiler içinde. O yüzden AK GİYSİLİLER anlamında HAVÂRİYYÛN olarak anılırlar. Havâriler şöyle dediler: "Allah’ın yardımcılarıyız biz. Allah’a iman ettik. Müslümanız. Tanık ol!" (3:53). TERTEMİZDİ havariler.
 
76.Yemyeşil yastıklara ve güzelim yaygılara yaslanırlar.
78.Kutludur senin ağırlayan, görkemli Rabbinin adı!
 
Sadak allahu’l azîm Yüce Allah doğru söyler.

*

Öteki sûrelerin konuyla ilgili bölümleri.
 
SÂFFÂT
(Sûre 37)
 
48.وعندهم قاصرات الطرف عين Yanlarında pınarların mesafece kısaltılmış uçları.
YNÖ:Yanlarında gözlerini onlara dikmiş iri gözlü dilberler.
 
Sâffât 48’in Arapça metninde DİLBERLER anlamında hiç bir kelime yok. "Dilberler"e ait GÖZLER diye kurgulanan IYN ise "ayn"ın çoğulu, tıpkı onun başka bir çoğulu olan UYÛN gibi.

ayn: bir göz – عينا يشرب بها عباد الله bir göz ki Allah’ın kulları ondan İÇERLER (76:6)
aynâ: iki göz – وابيضت عيناه من الحزن üzüntüden iki gözüne AK DÜŞTÜ (12:84)
uyûn: ikiden fazla göz - فاخرجناه 05; من جنات وعيون Uzaklaştırdık onları bahçe ve pınarlardan (Şu’ârâ 57)
 
Görüldüğü gibi AYN "göz"dür ama yerine göre İNSAN gözüdür (12:84) yerine göre SU gözü (76:6). Sâffât 48’de DİBERLER yok ki dilberlere ait İRİ GÖZLER olsun.

Anlaşılan, Sâffât 48'deki "ıyn"in İRİ GÖZLÜ DİLBERLER olduğu fî tarihinde birileri tarafından öne sürülmüş; sonraki müfessirler ilkin, arabanın ön tekerlerini izleyen arka tekerler gibi onları izlemiş; sonra, kendileri de rivayetler uydurup o yanılgıyı pekiştirmişler.
 
Hakkı Yılmaz’ın açıklaması şöyle: Eldeki bilgi ve belgelere göre hatayı Hasan Basrî başlatmış ve ardından yüzlerce yalan ve tutarsız rivayet ile bu fikir desteklenmiştir. 

 
DÛHÂN
(Sûre 44)
 
51.Sakınanlar güvendedir
52.Bahçelerde, pınar başlarında.
53.İpek giysiler içinde, karşılıklı.
54.كذلك وزوجناهم بحور عين İşte böyle temiz pınarlar denk düşürürüz onlara.
Diyanet:Onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir

                                                                                                   
VÂKIA
(SÛRE 56)
 
22.وحور عين Ve tertemiz pınarlar.
23.Sanki saklı tutulmuş incidirler.
22:Ve genç kadınlar, iri siyah gözlü (YNÖ).
 
34.وفرش مرفوعة Ve döşekleri yükseltip.
35.انا انشاناهن انشاء bir güzel inşa ederiz de
36.فجعلناهن ابكارا yepyeni yaparız onları,
37.عربا اترابا kusursuz uyum içinde.
 
34.Yüksek döşekler üzerinde (Diyanet).
35.Biz hurileri yepyeni bir yaratılışta yarattık (Diyanet)
36.Hepsini bakireler yapmışızdır (YNÖ).
37.Yaşıt, cilveli dilberler halinde (YNÖ).

__________________________________________________

Kaynak: yaseen'in "companions of Heaven" başlıklı makalesi.
http://www.free-minds.org/hur


__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa 37 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats