HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: INSIDE THE KORAN Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Nabatea'nın başkenti: PETRA

 

 

Nabatean-Aramca:

ודכיר _ אלהא _ עבדת _ קדם _ קרא _ בטב _ 1. דכיר

(ד)מן _ [הקים...] _ 2.

אלהא _ עבדת _ לקבל _ צלם _ תימאלהי _ בר _ גרמאלהי _ 3.

Çeviri:

1. İlah Obodas'ın önünde bu yazıyı kim okursa iyilikle ve sonsuza dek anılsın. ... anılsın.

2. (her) kim…

3. Taymalahi oğlu Garm’alahi yaptı bu heykeli ilah Obodas'ın önünde.

 

Eski Arabca:

לא _ אלמותו _ יבענא _ הנא _ פכן _ אתרא _ ולא _ פדא _ לא _ פיפעל _ 4.

ירדנא _ לא _ גרחו _ ארד _ הנא _ פכן _ 5. אבעה

Çeviri:

4. Kendi çıkarını düşünmez o (Obodas); yaptığı iyiliğe karşlık istemez. Bize ölüm gelip çatsa onu benden

5. uzaklaştırır. Bela gelse, bize dokunsun istemez.

Kuran Kuzey-batı Arabistan'daki Nabatea bölgesinin dilinde indi. Ama orda da seçkin Araplar kendi özel dilini, halktan olanlar kendi özel dilini konuşuyordu. 

Yukardaki yazı bu açıdan ilginç. Kullanılan dil Obodas'ın ilahlığını anlatırken Nabatean-Aramcadır yani seçkinlerin dili. Ama halkı anlatırken eski Arabca yani halkın dili

Tıpkı şiiri, bir seçkin olan Mevlana'nın Farsça söylemesi ve halktan biri olan Yunus Emre'nin Türkçe söylemesi gibi. Tıpkı Hamlet'in uyaklı, mezar kazıcının uyaksız konuşması gibi.

Kuran halkın dilinde indi. Doğru anlamlara dair önemli bir ipucu bu. Örneğin Şu'arâ sûresindeki şairler neden züppedir? Cahiliye dönemine ait neden yazılı şiir yok?

Luxenberg'in şu açıklamasına bakar mısınız: The word huri, universally interpreted by scholars as white-eyed virgins (who will serve the faithful in Paradise; 44:54, 52:20, 55:72, 56:22) means white grapes. According to Christian descriptions Paradise is a place abounding in pure white grapes.

Kısacası HURİ halkın dili olan eski Arabcada ak üzüm imiş. Ben bunu yaseen'in makalesinde gördüm ve OTURAK ALEMİ YOK, HURİ YOK adlı makalemde kullandım.

 

http://www.hasanakcay.net/index.php?topic=20.0

 

Yaseen'in anlattığına göre onun ülkesi olan Kuzey Afrika'da halk, "üzüm tanesi"ne KA'BE diyor ve "ka'be"nin çoğulu: KEVÂİB (Nebe' 33). Eldeki meallere göre ise KEVÂİB tomurcuk memeler yani huriler demek.

 

Abdurrahman Özlük önce itiraz etti; sonra "Belki avam dilinde öyledir," dedi. 

 

Hayrullah kardeşime: EKRANINDAKİ arama penceresine EARLIEST KURAN  MANUSCRIPTS yaz; tıkla. Önüne yaşça en eski Kuran sayfaları gelecek. Onlarda hareke var mı bi bakıver. Lütfen. Ya da Topkapı müzesindeki tezgahında sen göresin diye açık halde bekleyen Osman mushafına bak. Onda hareke var mı?

 

İlahî koruma altında olan ve dolayısıyla asla değişmeyen, ZİKR (15:9) yani ilahî "uyarı"dır. Yazı, kağıt, hareke işaretleri... insan ürünüdür; neden değişmesin?

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Hasan Bey, verdiğiniz bağlantıları daha önceden okumuştum. Bana ilginç geldiği ve sizin de ilginizi çekeceğini düşündüğüm için konuyu açtım. Özellikle de verdiğiniz örneğin..

Sizlerin bu konudaki bilgilerinizi öğrenmek istedim. Paylaşmak istediğiniz başka bir kaynak, yaptığınız bir tesbit olursa, memnun olurum. Üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

MErhaba,

topkapı sarayındaki mushaf müzede kalmış veya taşkentteki...

eğer ki en çok kullanılan mushaflar harekesizler olsa idi, müzedekiler de harekeli olanlar, işte o zaman tam tersini düşünürdüm...

peki harekeye kadar ki bir ötre-esre farkı temelde anlam değişikliğine kadar gidiyor ise, belki ahireti de tartışmalısınız.

öyle ya, ahirete neden inanasınız ki??? dayanağınız nedir? Elçi mi? yok öldü...

kuran mı? yok, her an herkes kafasına göre esre ötre ekleyip, yerlerini de değiştirebiliyorsunuz...

ölçmede temel kuraldır. BİR NOKTAYI SABİT almaz iseniz, hiç bir zaman TAM ÖLÇÜ tutturamazsınız...

Ayrıca garip bir durum daha var. hani 1400 sene öncesinde, arapça harekesiz idi ve günümüzde de arapça harekesiz. peki bu hareke öyle arada bir çıkmış, kuran başkaları tarafından harekelenmiş, sonra yine pek kullanılmamış...???

neyse, herkesin imanı kendisine...sağlam bir ölçü almak istiyorsanız, SABİT bir NOKTANIZ olsun...

selam müminleredir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Yaseen'in anlattığına göre onun ülkesi olan Kuzey Afrika'da halk, "üzüm tanesi"ne KA'BE diyor ve "ka'be"nin çoğulu: KEVÂİB (Nebe' 33). Eldeki meallere göre ise KEVÂİB tomurcuk memeler yani huriler demek.

 

Abdurrahman Özlük önce itiraz etti; sonra "Belki avam dilinde öyledir," dedi. Hasan Akçay

 

Ben "avam dili " derken, Kuzey Afrika'nın avam dilini dedim, "Mekke'nin avam dili" demedim elbette.  

 

Muhterem Hasan hocam,

Tekil olsun çoğul olsun Kuran'da ne kadar "'İNEB" ve "E'NéB" varsa hepsinin anlamı üzüm/üzüm bağı anlamınadır. Ama Kuran'da geçen "EL_KE'BEYN" (5/6), "EL_KE'BETİ" (5/95) ve "EL_KE'BETE" (5/97)nin hiç birinin "ÜZÜM" anlamı yokken ne diye Kuran'da bir tek kere, o da 78/33'te geçen, "KEVé'İB" "ÜZÜM TANELERİ" anlamına olsun? Hem bir önceki (32.) ayette 'İNEBEN/ÜZÜM zikr edilmişken!

İnne lil-mutteqîne MEFéZEN (31). HADéİQA ve E'NéBEN (32). Ve KEVé'İBE etrâben (33). Ve KE'SEN dihéqan (34).

 

Gördüğünüz gibi bu ayetlerde yer alan nesnelerin her biri diğerinden faklı bir şeydir. Neden hem E'NéB hem de KEVé'İB üzümler olsun?

Eğer "E'NéB üzüm bağları, KEVé'İB de o bağlardaki üzüm taneleridir" diyorsanız, bende derim ki; ifâde "VE KEVé'İBU-HÂ": "o üzüm bağlarının taneleri" şeklinde olsaydı belki iddianızda haklı olurdunuz.

 

Ayrıca siz, 44/54'teki HÛRUN 'ÎNe de "pınarlar" diyorsunuz. VE ZEVVECNéHUM Bİ HÛRİN 'ÎN : "Biz onları pınarlarla eşleştirdik."

Pınar insanın eşi, eşdeşi, benzeri, çifti, çeşidi.. olabilir mi?

Muhabbetle.

 

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Abdurrahman hocam. Bunları daha önce müzakere ettik. Bence artık yeter. İş sizin bu tür akıl yürütmenize kaldıysa Hayrullah kardeşimizin o tür akıl yürütmesine de kalır. 

Örneğin bakın "hûrun ıyn"e dair yürüttüğünüz akla. Leylekler lakır lakır güler ona hocam. N'olur onu da bir daha bir daha açıklamaya zorlamayın beni. 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Evet hocam, ancak "leylekler güler"! :))

Teşekkür ederim.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

İşte şimdi haklısınız. Sizin yürüttüğünüz o akla leyleklerin lakır lakır güleceğine dair ifademi silmek için geldim; sizin tepkisel cevabınızı buldum. Geç kalmışım.

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
batın
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 14 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 14
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı batın

Arap dili hakkında

Arap dili, Sami dil ailesindendir. Yemen’de bulunan ve tarih itibariyle en eski yazılı metinlerin Arapça olması bize bu dilin ne kadar köklü bir dil olduğunu ispat ediyor. Sami dil ailesinden olan diğer Aramca, Kenanice, Keldanice, Süryanice, Asurca ölmesine rağmen Arap dili yaşamaya devam etmiştir. Araplar, edebiyatta, şiirde çok ileri seviyede idiler. Arapça’yı ustalıkla kullanıyorlardı. Kabe duvarlarına astıkları şiirler hala meşhurdur. Kur’an nazil olunca onun edebi güzelliği karşısında kendi maharetlerine, şairliklerine rağmen söyleyecek söz bulmaktan aciz kalmışlardı. Arap dili, türetme dilidir, bir kökten farklı birçok kelime türetilebilmektedir. Bu durum dildeki mantığın bir göstergesidir. Arapça’nın bir diğer özelliği, kelimenin anlamı ile sesi arasında uyum olmasıdır. Mesela “zelzele” dendiğinde anlamdaki sarsıntı sanki dilde hissedilmektedir. Ayrıca aynı manadaki farklı kelimelerin bol olması o dilin zenginliğinin ve ifade etme hürriyetinin delilidir. Araplarda mesela deve çöle en uygun vazgeçilmez bir binek olduğu için onunla ilgili binlerce kelime mevcuttur. Yüzlerce “deve” manasına gelen kelime bulunmaktadır. Ancak artık günümüzde farklı binekler olduğundan yeni kuşak gençler de “deve” manasına gelen bu kelimelerin çoğuna doğal olarak yabancıdırlar. Arap dili kelime açısından en zengin dillerdendir. Sadece bir ciltlik Larus sözlüğünde 53.500 Arapça kelime vardır. Cahiliye dönemi şairi Antere’nin 80.000 kelime kullanarak şiirlerini nazmettigi söylenir. Arapça’nın diğer dillerden ayrılan yönü de; birçok yöresel lehçesiyle halk arasında konuşmada farklılık göstermesidir. Lehçe farklılıkları Kur’an nazil olduğu sırada az da olsa mevcuttu. Kur’an’ın yedi kıraat üzerine nazil oluşu da bu sebeptendir. Ancak İslam’ın yayılması sebebiyle Arapça konuşan milletlerin sayısı arttıkça, lehçelerin (Ammice: dile kolay gelen şekilde gramer kurallarına uymadan konuşmak) de sayısı artmıştır. Ayrıca Arapça eski metinler ve modern metinler incelendiğinde; eski dönemlerde kullanılan bazı kelimelere günümüzde başka anlamlar yüklenmiş olduğu görülebilmektedir. Yani Arapça’nın klasik ve modern diye ayrımı söz konusudur. Yazı ve güzel konuşma dili olan Fasih Arapça (Doğru Arapça)’nın bozulmadan asırlarca canlı kalmasını Kur’an’a borçluyuz. Arap dilini günümüzde Cezayir, Fas, Tunus, Libya, Mısır, Moritanya, Somali, Suriye, Ürdün, Filistin, Uman, Yemen, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Dubai, Katar gibi ülkeler resmi dil olarak kullanmakta ve 250 milyona yakın insan Arapça konuşmaktadır. Arapça, günümüzde Birleşmiş Milletler’deki beş resmi dilden biri kabul edilmiştir. Stratejik dil olarak da son zamanlarda Arapça öğrenmeye dünya genelinde talep artmıştır. Türklerin İslam’ı kabulünden sonra Arap dilini eğitimde kullanmaları sebebiyle Türkçe’ye birçok Arapça kelime yerleşmiştir. Türkçe’nin yüzde kırkını Arapça kelimeler oluşturmaktadır. İslam’ı daha iyi anlamak ve kütüphaneleri dolduran yazma eserlerin bir çoğunun Arapça elyazması eserler olduğunun bilincinde olarak, bu dili öğrenmeye daha fazla önem verilmelidir. Dilimize yerleşmiş olan Arapça kelimeleri de yeni nesillere aktarmak gerekir. Dil, bir milletin fikirleri, manaları ve ruhi hakikatleriyle varoluş biçimidir. Dil, toplumu yansıtan ayna görevini üstlenir. Kelimelerdeki derinlik, duygu ve düşüncelerdeki derinliğe işaret eder. Dile yerleşmiş kelimelerin atılması dilde kısıtlama ve kısırlaşma olduğu gibi, kültüre yabancı kelimeleri dile yerleştirmeye çalışmakta o kadar zararlıdır. Zira diline yabancılaşanlar, kendi tarihine ve kültürüne de yabancılaşır. Duygularını ifade etmekte zorlanırlar. Gelişmekten de geri kalırlar.

Genç girişimcilerden alıntıdır.



__________________
Rabbimiz ! Biz Sana dayanıyoruz ve Sana yöneliyoruz. Dönüş Sana’dır..(mümtehine/4)
Yukarı dön Göster batın's Profil Diğer Mesajlarını Ara: batın
 
batın
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 14 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 14
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı batın

Bazı kelimeler beyaz çıktığı için okunamıyor.Bu yüzden yeniden alıntıyı kopyalıyorum.Düzeltmek isdimsede başaramadım.Çünkü çıkan sayfada hiç bir şey görünmemektedir.Adminlerden ayarlara bakmasını rica ediyorum.

Arap dili, Sami dil ailesindendir. Yemen’de bulunan ve tarih itibariyle en eski yazılı metinlerin Arapça olması bize bu dilin ne kadar köklü bir dil olduğunu ispat ediyor. Sami dil ailesinden olan diğer Aramca, Kenanice, Keldanice, Süryanice, Asurca ölmesine rağmen Arap dili yaşamaya devam etmiştir. Araplar, edebiyatta, şiirde çok ileri seviyede idiler. Arapça’yı ustalıkla kullanıyorlardı. Kabe duvarlarına astıkları şiirler hala meşhurdur. Kur’an nazil olunca onun edebi güzelliği karşısında kendi maharetlerine, şairliklerine rağmen söyleyecek söz bulmaktan aciz kalmışlardı. Arap dili, türetme dilidir, bir kökten farklı birçok kelime türetilebilmektedir. Bu durum dildeki mantığın bir göstergesidir. Arapça’nın bir diğer özelliği, kelimenin anlamı ile sesi arasında uyum olmasıdır. Mesela “zelzele” dendiğinde anlamdaki sarsıntı sanki dilde hissedilmektedir. Ayrıca aynı manadaki farklı kelimelerin bol olması o dilin zenginliğinin ve ifade etme hürriyetinin delilidir. Araplarda mesela deve çöle en uygun vazgeçilmez bir binek olduğu için onunla ilgili binlerce kelime mevcuttur. Yüzlerce “deve” manasına gelen kelime bulunmaktadır. Ancak artık günümüzde farklı binekler olduğundan yeni kuşak gençler de “deve” manasına gelen bu kelimelerin çoğuna doğal olarak yabancıdırlar. Arap dili kelime açısından en zengin dillerdendir. Sadece bir ciltlik Larus sözlüğünde 53.500 Arapça kelime vardır. Cahiliye dönemi şairi Antere’nin 80.000 kelime kullanarak şiirlerini nazmettigi söylenir. Arapça’nın diğer dillerden ayrılan yönü de; birçok yöresel lehçesiyle halk arasında konuşmada farklılık göstermesidir. Lehçe farklılıkları Kur’an nazil olduğu sırada az da olsa mevcuttu. Kur’an’ın yedi kıraat üzerine nazil oluşu da bu sebeptendir. Ancak İslam’ın yayılması sebebiyle Arapça konuşan milletlerin sayısı arttıkça, lehçelerin (Ammice: dile kolay gelen şekilde gramer kurallarına uymadan konuşmak) de sayısı artmıştır. Ayrıca Arapça eski metinler ve modern metinler incelendiğinde; eski dönemlerde kullanılan bazı kelimelere günümüzde başka anlamlar yüklenmiş olduğu görülebilmektedir. Yani Arapça’nın klasik ve modern diye ayrımı söz konusudur. Yazı ve güzel konuşma dili olan Fasih Arapça (Doğru Arapça)’nın bozulmadan asırlarca canlı kalmasını Kur’an’a borçluyuz. Arap dilini günümüzde Cezayir, Fas, Tunus, Libya, Mısır, Moritanya, Somali, Suriye, Ürdün, Filistin, Uman, Yemen, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Dubai, Katar gibi ülkeler resmi dil olarak kullanmakta ve 250 milyona yakın insan Arapça konuşmaktadır. Arapça, günümüzde Birleşmiş Milletler’deki beş resmi dilden biri kabul edilmiştir. Stratejik dil olarak da son zamanlarda Arapça öğrenmeye dünya genelinde talep artmıştır. Türklerin İslam’ı kabulünden sonra Arap dilini eğitimde kullanmaları sebebiyle Türkçe’ye birçok Arapça kelime yerleşmiştir. Türkçe’nin yüzde kırkını Arapça kelimeler oluşturmaktadır. İslam’ı daha iyi anlamak ve kütüphaneleri dolduran yazma eserlerin bir çoğunun Arapça elyazması eserler olduğunun bilincinde olarak, bu dili öğrenmeye daha fazla önem verilmelidir. Dilimize yerleşmiş olan Arapça kelimeleri de yeni nesillere aktarmak gerekir. Dil, bir milletin fikirleri, manaları ve ruhi hakikatleriyle varoluş biçimidir. Dil, toplumu yansıtan ayna görevini üstlenir. Kelimelerdeki derinlik, duygu ve düşüncelerdeki derinliğe işaret eder. Dile yerleşmiş kelimelerin atılması dilde kısıtlama ve kısırlaşma olduğu gibi, kültüre yabancı kelimeleri dile yerleştirmeye çalışmakta o kadar zararlıdır. Zira diline yabancılaşanlar, kendi tarihine ve kültürüne de yabancılaşır. Duygularını ifade etmekte zorlanırlar. Gelişmekten de geri kalırlar.

Genç girişimcilerden alıntıdır.

 



__________________
Rabbimiz ! Biz Sana dayanıyoruz ve Sana yöneliyoruz. Dönüş Sana’dır..(mümtehine/4)
Yukarı dön Göster batın's Profil Diğer Mesajlarını Ara: batın
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

batın Yazdı:

Arap dili hakkında

Arap dili, Sami dil ailesindendir. Yemen’de bulunan ve tarih itibariyle en eski yazılı metinlerin Arapça olması bize bu dilin ne kadar köklü bir dil olduğunu ispat ediyor. Sami dil ailesinden olan diğer Aramca, Kenanice, Keldanice, Süryanice, Asurca ölmesine rağmen Arap dili yaşamaya devam etmiştir. Araplar, edebiyatta, şiirde çok ileri seviyede idiler. Arapça’yı ustalıkla kullanıyorlardı. Kabe duvarlarına astıkları şiirler hala meşhurdur. Kur’an nazil olunca onun edebi güzelliği karşısında kendi maharetlerine, şairliklerine rağmen söyleyecek söz bulmaktan aciz kalmışlardı. Arap dili, türetme dilidir, bir kökten farklı birçok kelime türetilebilmektedir. Bu durum dildeki mantığın bir göstergesidir. Arapça’nın bir diğer özelliği, kelimenin anlamı ile sesi arasında uyum olmasıdır. Mesela “zelzele” dendiğinde anlamdaki sarsıntı sanki dilde hissedilmektedir. Ayrıca aynı manadaki farklı kelimelerin bol olması o dilin zenginliğinin ve ifade etme hürriyetinin delilidir. Araplarda mesela deve çöle en uygun vazgeçilmez bir binek olduğu için onunla ilgili binlerce kelime mevcuttur. Yüzlerce “deve” manasına gelen kelime bulunmaktadır. Ancak artık günümüzde farklı binekler olduğundan yeni kuşak gençler de “deve” manasına gelen bu kelimelerin çoğuna doğal olarak yabancıdırlar. Arap dili kelime açısından en zengin dillerdendir. Sadece bir ciltlik Larus sözlüğünde 53.500 Arapça kelime vardır. Cahiliye dönemi şairi Antere’nin 80.000 kelime kullanarak şiirlerini nazmettigi söylenir. Arapça’nın diğer dillerden ayrılan yönü de; birçok yöresel lehçesiyle halk arasında konuşmada farklılık göstermesidir. Lehçe farklılıkları Kur’an nazil olduğu sırada az da olsa mevcuttu. Kur’an’ın yedi kıraat üzerine nazil oluşu da bu sebeptendir. Ancak İslam’ın yayılması sebebiyle Arapça konuşan milletlerin sayısı arttıkça, lehçelerin (Ammice: dile kolay gelen şekilde gramer kurallarına uymadan konuşmak) de sayısı artmıştır. Ayrıca Arapça eski metinler ve modern metinler incelendiğinde; eski dönemlerde kullanılan bazı kelimelere günümüzde başka anlamlar yüklenmiş olduğu görülebilmektedir. Yani Arapça’nın klasik ve modern diye ayrımı söz konusudur. Yazı ve güzel konuşma dili olan Fasih Arapça (Doğru Arapça)’nın bozulmadan asırlarca canlı kalmasını Kur’an’a borçluyuz. Arap dilini günümüzde Cezayir, Fas, Tunus, Libya, Mısır, Moritanya, Somali, Suriye, Ürdün, Filistin, Uman, Yemen, Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Dubai, Katar gibi ülkeler resmi dil olarak kullanmakta ve 250 milyona yakın insan Arapça konuşmaktadır. Arapça, günümüzde Birleşmiş Milletler’deki beş resmi dilden biri kabul edilmiştir. Stratejik dil olarak da son zamanlarda Arapça öğrenmeye dünya genelinde talep artmıştır. Türklerin İslam’ı kabulünden sonra Arap dilini eğitimde kullanmaları sebebiyle Türkçe’ye birçok Arapça kelime yerleşmiştir. Türkçe’nin yüzde kırkını Arapça kelimeler oluşturmaktadır. İslam’ı daha iyi anlamak ve kütüphaneleri dolduran yazma eserlerin bir çoğunun Arapça elyazması eserler olduğunun bilincinde olarak, bu dili öğrenmeye daha fazla önem verilmelidir. Dilimize yerleşmiş olan Arapça kelimeleri de yeni nesillere aktarmak gerekir. Dil, bir milletin fikirleri, manaları ve ruhi hakikatleriyle varoluş biçimidir. Dil, toplumu yansıtan ayna görevini üstlenir. Kelimelerdeki derinlik, duygu ve düşüncelerdeki derinliğe işaret eder. Dile yerleşmiş kelimelerin atılması dilde kısıtlama ve kısırlaşma olduğu gibi, kültüre yabancı kelimeleri dile yerleştirmeye çalışmakta o kadar zararlıdır. Zira diline yabancılaşanlar, kendi tarihine ve kültürüne de yabancılaşır. Duygularını ifade etmekte zorlanırlar. Gelişmekten de geri kalırlar.

Genç girişimcilerden alıntıdır.

Merhaba batın kardeşim. Hoş geldiniz.

Bana yardım eder misiniz. Örneğin cahiliye dönemine ait şiirleri görmüş olmalıyız ki şairlerin onları Kabe duvarlarına astıklarını iddia edecek kadar bilgimizden emin olalım.

Nerde gördüğümüz o şiirler; hiç olmazsa bir tanesini nerde bulabilirim?

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats