Yazanlarda |
|
Fereç Hüdür Uzman Uye
Katılma Tarihi: 28 subat 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 48
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KÛR’AN’DA SALAT KAVRAMI
Kûr’an ögretisine göre bir insanın Allah’ın rahmetine nail olup kurtula bilmesi için biri Doğru İman diğeri de İyi amel olmak üzere iki hususu yerine getirmesi gerekir, bu durumu ancak iki ayrı anahtarla açılan bir kasaya benzete biliriz, nasıl ki anahtarların her biri tek başina kasayı açmaya yeterli değilse, İyi amelsiz Doğru İman veya Doğru İman olmadan iyi amel bir kimsenin Allah’ın rahmetine nail olup kurtulmasına yeterli gelmez, ancak bu iki hususun değerlendirilmesi Allah nezrinde bir birinden farklıdır, Allah müşrik olarak ölen hiç kimseyi yani şirki asla affetmeyeceğini, amelle ilgili olan konularda ise istediğinin günahlarını bağışlayacağını bildirmiştir, Kûr’an’dan mealen:
- Şüphe yok ki, Allah Teâlâ Yüce zatına ortak koşulmasını yarlıgamaz. Onun ötesinde olanı da dilediği kimse için yarlığar ve her kim Allah Teâlâ'ya ortak koşarsa muhakkak pek büyük bir günah ile iftirada bulunmuş olur. 4/48
- Şüphe yok ki, Allah Teâlâ kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ve bunun aşağısındakini de dilediği kimseye bağışlar.. Ve her kim Allah Teâlâ'ya ortak koşarsa muhakkak ki pek uzak bir dalâlete sapmıştır. 4/116
Salat konusu da uygulamada Şirk sahasına kaydırılmaması şartıyla, İmani bir konu olmayıp fikhi bir konudur, Kûr’an fıkhının tanıdığı meşru sahada gündeme getirilip konuşulmasında kavramın anlaşilmasında büyük faydalar sağlar, asırlardan beri Kûr’an kavramları büyük kitlelerin gerek inancında gerekse uygulamalarında çok yanlış bir şekilde değerlendirilmekte, böylece bu kitlelerde büyük bir kavram kargaşası meydana gelmektedir. Bu kavram kargaşasında yer alan en belli başlı kavramlardan bir tanesi Salat Kavramıdır. Kavramı işlerken detaylara girmeden, örnegin salat kavramı içerisine giren Namaz konusunun açılımını vermeden, Salat kavramını yalın olarak işlemeye çalisacagim, Salat kavramı kapsamına giren diğer kavramların ayrı bir çalisma olarak yapılmasında fayda olacağını düşünmekteyim.
Kûr’an’da Salat Kavramı: Salat ı nitelik olarak tanımlayacak olursak, Salat Kûr’an ögretisine göre sözel ve davranışsal bir olaydır, sözel ve davranışsal olaylar ise olayı yapanın yerine getiriş şekline göre iyi veya kötü; doğru veya yanlış olabilir. Tabiri caizse salatı bir kaba benzetebiliriz bu kabı eline alan herkes eline aynı kabı almış olmakla beraber bu kaba aynı şeyi doldurmamaktadır, kaba doldurduğu şeyin mahiyetine göre kap renk değiştirir, kaba doldurduğu şey iyi ise kabın rengi ve yaptığı fonksiyon iyidir, kötü şeyler doldurur ise kabın şekli ve yaptığı fonksiyonda kötüdür. Bundan dolaya bir şahsa salat et dendiğinde durmadan salat et salat et kelimesini tekrarla denmemektedir, maalesef insanların çogunun salattan anladığı Salat kelimesini durmadan tekrarlamaktan ibarettir, halbuki istenen, salat kelimesini durmadan tekrarlamak olmadığı gibi, içi doldurulmadıktan sonra üzerine salat edileni veya kendisine salat edileni övmek veya yermekte değildir, sadece içi doldurulmamış boş bir kap gibi salat edecek olanın elinde durur, örnegin, Allah bizlere Peygambere salat etmemizi emrettiğinde bizlerden durmadan Peygambere Salat olsun kelimesini tekrarlayın dememekte, Peygamber için iyi ve güzel şeyler söyleyin demektedir, dolayısıyla kendisine salat edilen insanın dünyada bulunup bulunmaması şartına da bağlı değildir, Salatın yapılış şekli söylevsel ve davranışsal olduğundan, çok geniş kapsamlıdır, yaratıklardan Allah’a, Allah’tan yaratıklara ve yaratıklardan yaratıklara yapılabilir, kullardan, Allah’a yapıldığında bir ibadet şekli olduğundan Zikir ve Namaz şeklinde müminler üzerine farz kılınmıştır, bu şekilde daha birçok örnekler vermek mümkün olmakla beraber, bahsi geçen hususların Kûr’an’da nasıl tanımlandığına bakarsak konunun net anlaşilması için yeterli olacaktır. Şöyle ki:
Salatın Sözel ve davranışsal olması, Kûr’an’dan mealen:
- Görmedin mi ki, şüphe yok göklerde olan da ve yerde olan da ve kanatlarını açıp uçan kuşlar da o Allah Teâlâ için tesbihte bulunur. Her biri gerçekte Salatını ve tesbihini bilmiştir. Ve Allah Teâlâ da ne yapar olduklarını hakkıyla bilendir. 24/41
-- Göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez Allah’a secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (uzanıp kısalarak O’na secde etmektedir.) 13/15
-- Güneş de, ay da bir hesap iledir. 55/5
-- Necm (yıldızlar, bitkiler) ve ağaçlar (Allah’a) secde etmektedirler. 55/6
Ayet mealinde görüldüğü gibi Salat bir kap, tesbih ve davranışta içeriği olmuş oluyor, bu şekilde bir tesbih ve davranış bütün yaratıkları kapsayan ve Allah tarafından tasvip edilen bir tesbih ve davranıştır, sözel ve davranışsal olup evrenseldir istesin veya istemezsin hiçbir yaratık bundan kaçamaz. Bu davranış biçiminin istemli olarak yapılan ve birinci şekli yok etmeyen ikinci bir şekli vardır, Bu ikinci şekil istemli olduğundan doğru yapılırsa yapana sevap kazandırır, yanlış olarak yapılırsa yapana günah kazandırır. Kullardan, Allah’a yalnız sözel olarak yapıldığında buna zikir denir, Ab dest ; temizlik ve zamanlı gibi bir hazırlık devresinden sonra istemli ve kurallı olarak yapıldığında Türkçe de buna Namaz denir. Salatın kavram olarak bir kap ve bu kabın değişik şekillerde istemli olarak doldurulabileceğinden bahsetmiştim, şöyle ki:
Salatı yanlış olarak uygulayanlar, Kûr’an’dan mealen:
- Ve onların Beyti şerifteki salatları, ıslık çalmaktan ve el çarpmaktan başka değildir. Artık azabı tadınız, küfreder olduğunuzdan dolayı. 8/35
Bunlar öyle kimselerdir ki:
- Fakat veyl o salat kılanlara ki, 107/4
- Ki onlar, salatlarında yanılgıdadırlar, 107/5
Salat konusunda yanılmamak için yapılan salat Kûr’an ölçüsüne uygun bir salat olmalıdır, İlah ve Kul ayırımı olmadan herkes bu kavramla ilgili ve uygulayıcı olduğundan salatı yerine getirenlerinin konuma çok önemlidir, Allah bir kimsenin günahını bağışlayarak o kimseye salat edebilir fakat kullar bir birlerinin günahını bağışlayarak bir birlerine salat edemezler, Allah’ın kullara salat etmesiyle ilgili olarak kûr’an’da bir çok ayet vardır, örnegin: Kullardan bazılarını affetmesi, onları övmesi, taltif etmesi gibi, Kulların Allah’a salat etmeleri ve bir birlerine salat etmeleriyle ilgili de bir çok ayet vardır, Örneğin, bir birleri için Allah’tan af talebinde bulunmaları, bir birlerine dini moral sal destek vermeleri, gibi. Ayrıca, kendisine salat edilen kimsenin bu salatı hakkeden bir kişi olması da önemlidir, Kûr’an’dan mealen:
- Ve onlardan hiçbir şahsın üzerine ölmüs olunca ebedî olarak salat kılma ve kabrinin üzerinde durma. Çünkü onlar Allah Teâlâ'yı ve Resûlünü inkâr ettiler ve onlar fasık olarak öldüler. 9/84
Devamı aşağıda
__________________ Kûran İslam Dininin Tek Kaynağı ve Tek Rehberidir
|
Yukarı dön |
|
|
Fereç Hüdür Uzman Uye
Katılma Tarihi: 28 subat 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 48
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Görüldüğü gibi, üzerlerine salat edilecek olan kimselerin yapılacak salata layık olması gerekir, ayrıca, salatın sözel olarak yapılabileceği de belirtilmiştir, zira ölmüş olan bir kimseye yapılacak salat ancak sözel olabilir. İslam dininde ameller şahsi olduğundan hiç kimse hiç kimsenin yerine amel işleyemez, bunun dışında ölen bir kimse için yapabileceğimiz şey, imkan varsa kabri üzerinde durup ona Allah’tan af istemek veya kabri üzerinde duramıyorsak gıyabında ona Allah’tan af istemek, iyi hasletlerini anmak gibi onu övücü şeyler söylemektir. Peygamberimize bizim tarafından yapılacak salat bundan farklı değildir, yoksa durmadan ona salat olsun şeklinde kelime tekrarlamakta değildir.
O zaman salat olsun tamamda nasıl bir salat olsun diye sorulur. Allah peygambere salat edin derken durmadan ona salat olsun kelimesini tekrarlayın demiyor, salat etmek suretiyle onun için iyi ve güzel şeyler söyleyin demektedir. Allah’ın takdirine uygun olarak, hem Allah’ın hem de kainatın istisnasız olarak yerine getirdiği salat etme olayı İslam dininin en önemli ve geniş kapsamlı kavramlarından biridir. Allah istesinler veya İstemesinler kainattaki tüm varlıkların kendisine salat etmesini takdir etmiştir, bu derece önemli olan salat kavramını ayrıca İstemli olarak yapılması için takdir ettiği kulları üzerine farz kılmıştır, böylece Salatı imtihana tabi kullar için bir imtihan vasıtası olarak da takdir etmiştir, Kûr’an’a uygun salatın temeli sevgi ve bu sevginin bir tezahürü olarak üzerine salat edilene destektir. Üzerine salat edilenin herhangi bir desteğe ihtiyacı olup olmaması durumu değiştirmemektedir. Allah bizlerden kendisince makbul olan sevgimizi ve desteğimizi keyfi olarak değil bir farz olarak ortaya koymamızı istemektedir.
Tabiri caizse salat bir nevi hediyeleşmedir ve karşilıklıdır. Allah’ın herhangi bir şeye ihtiyacı olmamakla birlikte biz kulların ihtiyacı vardır. Salat Allah’ın bizlere olan bir yardım kapısı, bizlerinde bir birimiz için Allah’tan af ve mağfiret dileyeceğimiz bir yardım kapısıdır. Bu bir sevgidir, bir birlerini sevenlerin bir birleri için yakınlık sağlayan destek veren bir davranış biçimidir. Bunun için Peygamberimize şöyle demesi bildirilmiştir, Kûr’an’dan mealen:
- İşte bu müjdeyle Allah, iman edip iyi iyi işler yapan kullarım müjdeliyor. De ki: "Buna karşı sizden yakınlıkta sevgiden başka bir karşılık istemem." Her kim çalışır da bir güzellik kazanırsa ona orada daha fazla bir güzellik veririz; çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, çokça şükrün karşılığını verendir. 42/23
Allah’ın emriyle Peygamberimiz bizden Sevgiden başka bir şey istemiyor, Peygamberimizin sevenlerin bu sevgilerini güzel bir şekilde ortaya koymaları ona salat etmeleri demektir. Bu her konumda öyledir, Sevgi tezahürü salatın kendisidir, sevgi olunca muhakkak buna bağlantılı olarak salatta oluşur. Sevgi bir kaynak gibidir, ondan çok çesitli güzel ürünler oluşur, Allah ancak Kûr’an’a uygun sevgisi olanları kabul eder diğerlerini ret eder, sevgiden yoksun din makbul bir din değildir. Kûr’an’dan mealen:
- Ey imân edenler!. Sizden her kim dininden dönerse muhakkak Allah Teâlâ bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da onu severler. Mü'minlere karşı mütevâzi olurlar, kâfirlere karşı da izzet sâhipleri bulunurlar. Allah yolunda cihad ederler ve kınayanın kınamasından korkmazlar, işte o, Allah Teâlâ'nın lütfudur, onu dilediğine verir ve Allah Teâlâ'nın lütfu ve ilmi geniştir. 5/54
Sevenler karşilıklı olarak bir birlerini anarlar, anma ve sevgi güzel ve doğru olunca, işte bu sevenlerin bir birlerine salatıdır, ihmal edilmeye gelmeyen muhakkak istemli olarak yerine getirilmesi gereken bir olaydır. Seven sevdiğini anar, bıkmadan istemli bir sabırla onun için güzel şeyler söyler, başka bir ifadeyle ona salat eder, salat Allah’a yapılınca bu aynı zamanda O’ndan bir yardım isteme vesilesidir. Kûr’an’dan mealen:
- Artık beni zikrediniz ki ben de sizi zikredeyim. Ve bana şükrediniz, bana nankörlükte bulunmayınız. 2/152
- Ey mü'minler! Sabır ile salat ile yardım isteyiniz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir. 2/153
Bizim İlahımız “Vedût” çok seven bir ilahtır, Hem sever, Hem de sevilmek ister, hem de sevdiklerinin bir birlerini sevmesini ister. Allah, bu olayın oluşumuna Salat demiştir. Bir yönünü yalnız Kendisine tahsis etmiş, bir yönünü de Sevdiği Kullarına bahşetmiştir. Kûr’an’dan mealen:
- Ve Rab'binizden bağışlanma dileyiniz. Sonra o'na tövbe ediniz. Şüphe yok ki, benim Rab'bim pek merhametlidir çok sever. 11/90
Salatı emreden ayetlerden örnekler, Kûr’an’dan mealen:
- Şüphe yok ki, ben, ben Allah'ım, benden başka ilâh yoktur. İmdi bana ibadette bulun, ve beni anmak için (âkimissala) namaz kıl. 20/14
- Muhakkak ki, Allah Teâlâ ve melekleri Peygamber üzerine selâtta bulunurlar. Ey imân etmiş kimseler!. Onun üzerine selâtta, teslimiyetle selâmda bulunun. 33/56
- Ey imân etmiş olanlar!. Allah'ı çoka zikr ile zikr ediniz. 33/41
- Ve O'na sabah ve akşam tesbihle bulunun. 33/42
- O'dur ki, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size salat etmekte; melekleri de. Ve müminler için pek merhametlidir. 33/43
- Ona kavuşacakları gün duâları, selâmdır ve onlar için pek şerefli bir mükâfat hazırlamıştır. 33/44
Son olarak şunu belirteyim Salatta önemli olan Salat için ayrılan zaman süresidir, bundan dolayıdır ki, örnegin Namaz için Kûr’an’da rekat sayısı değil, kılınmasında zaman süresi belirtilmiştir. Belirli vakitlerde Namazın kılınması, rekat olarak sayısal değil, Zamansaldır. Kûr’an’dan mealen:
- Salavatları ve orta salatı koruyun, gönülden bağlılık ve saygı ile Allah'ın huzuruna durun. 2/238
Ayet mealinde görüldüğü gibi, Salavatların korunması emredilirken , bunlar yürürken otururken v.s. Durumlarda yapabileceğimiz salavatlardır, ayrıca “gönülden bağlılık ve saygı ile Allah'ın huzuruna durun“. emriyle Türkçe de ki ifadesiyle “Namaz” vurgulanmıştır, “Vusta” kelimesiyle de benim anladığım Namazın orta bir süre ayrılarak kılınması gerektiğidir. Buna göre Namaz Rekat sayısı şeklinde sayısal değil kılınma süresi olarak zamansaldır.
Fereç HÜDÜR
(Not: Çalışmanın eki 6. ve 7. sayfalarda)
__________________ Kûran İslam Dininin Tek Kaynağı ve Tek Rehberidir
|
Yukarı dön |
|
|
hanif_42 Admin Group
Katılma Tarihi: 18 kasim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 100
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
''Tabiri caizse salatı bir kaba benzetebiliriz bu kabı eline alan herkes eline aynı kabı almış olmakla beraber bu kaba aynı şeyi doldurmamaktadır, kaba doldurduğu şeyin mahiyetine göre kap renk değiştirir, kaba doldurduğu şey iyi ise kabın rengi ve yaptığı fonksiyon iyidir, kötü şeyler doldurur ise kabın şekli ve yaptığı fonksiyonda kötüdür.''
-İnsanların en büyük sorunu İslam ı Kur an' ı kerimin kullandığı gibi kelimeleri ve kavramları kullanamamak (kulanmamak) sonuç itibariyle büyük cıngarın çıktığı bir kargaşaya dönmekte ayrılıklar kutuplaşmalar oluşmakta çatışmalar çıkmaktadır...
Önemli bir yer işgal eden kavramlardan Salat kavramını Kur an i perspektiften sunduğun için Allah ecrini artırsın yar ve yardımcın olsun F.Hüdür
__________________ Tek bir doğru duruş noktası vardır bölünemeyen.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
SELAM,
Fereç HÜDÜR'ün "Kuran'da Salat Kavramı"başlıklı yazısını dikkatlice okumama rağmen Kuran'ın Salat'ı ile yakından uzaktan alakası olmadığını üzülerek belirtmek istiyorum.
Ayrıca,kendisi daha önce de ciddi anlamda uyarılmasına rağmen Allah Resulleri arasında ayırım yapma yanlışını sürdürmektedir.
Bu ve benzeri tutumlar kişilerin "Yalnız Kuran"iddialarına önemli oranda hasar vermektedir.
Allah rızası için hatırlatır,saygılar sunarız.
|
Yukarı dön |
|
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sultan dediki:
Fereç HÜDÜR'ün "Kuran'da Salat Kavramı"başlıklı yazısını dikkatlice okumama rağmen Kuran'ın Salat'ı ile yakından uzaktan alakası olmadığını üzülerek belirtmek istiyorum.
Ne demek bu şimdi sultan abla?Muhterem fereç bey,bu konuda birşeyler yazmışlar,siz ise iki kelimeyle böyle değildir deyip güya cevap vermiş oluyorsunuz?Yazılanlara göre cevap verin de ne dediğinizi anlayalım,yoksa işin içine şeytan girecek,ona göre..
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam fereç abi, inşalah iysinizdi,muhammed'e yapılacak salat ile diğer peygamberlere yapılacak salat aynıdı, elçiler davalarını temsil eder, vahyi temsil eder, salat aynı zaman da
Salat : Arkasından gitmek, arka çıkmak, destek olmak, dua etmek (çağırmak) manalarına gelmektedir.
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar.Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.33/56,
burdaki salat'ı yardım olarak destek olarak anlasak, Allah'ın şu sünneti ile birlikte düşünsek,
Ey iman edenler, eğer siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır. (MUHAMMED SURESİ / 7)
btün peygamberlerin davalarının tek din olduğu, iman edenlerinde elçilere salat etmeleri, destek etmeleri, davalarına sahip çıkmaları, işlerini ciddiye almaları gerektiğini anlatan bir emir olarak düşünsek,
sanırım sultan ablamızı anlarız
salat edin ayetinden sonraki ayet eziye etmeyin ayetinin varlığı ile iman edenlere bi gerçekliğin hatırladığını da eklersek, bunlarla birlikte önderlere karşı takınılacak tavır, selam edin, salat edin, yani biraz daha hassas olun, hemen eziyet etmeyin vesair gibi anlamla çıkabilir, ama salatı sadece söze indirmek, ardından güzel güzel konuşmak, ve bunu sadece muhammed peygamberle sınırlı tumak bana kalırsa, köeden dönüyor,
selam ile
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İBLİSSAVAR,
Ablan kurban olsun sana da kardeş,'lafın tamamı deliye söylenir'
Şunu asla unutmayın İlahi sistem Adem'le başlıyorMuhammed'le değil.Şuayb'ın salatını İbrahimin salatını görmemezlikten gelirde Muhammede'e özel vurgu yapıp "Din de onun yeri bir başkadır"tavrı takınırsanız biz sizleri yılmadan usanmadan uyarmaya devam ederiz.
Muhteremin yazısını dikkatlice okuyun lütfen ,H.Karaman
C.Akşit mantığından ne farkı var?Başka site de yazsa belki ilgilenmeyiz,ancak burası "Kuran yeter"diyenlerin hakim olduğu site herkes yazdığını birden fazla düşünmek zorunda.
Biz düşüncelerimizi saklamıyoruz yeri geldiğinde açık seçik ifade ediyoruz.Salat konusunda Hanif Düşünen Türkiye sitesinde Saf bilgi ve diğer kimi arkadaşların Kuran'dan ortaya koyduklarına büyük oranda katılıyorum.
Anlaşılamayan bazı noktaların ancak İlahi Sistem dahilinde bir yürüyüş ortaya konduğunda anlaşılabileceğini düşünenlerdenim.
Aksi durumda o sözlerde havada kalmaya mahkumdur.
Tekrar ediyorum Fereç Hüdür'ün yazdıkları Kuran'dan değil,Kuran dışı oluşumların ürünlerindendir.
Selametle
Not:SULTAN süleyman,SULTAN hamit,SULTAN reşat vs.Sözkonusu SULTAN'lar da 'ER' kişilerdi.
|
Yukarı dön |
|
|
Fereç Hüdür Uzman Uye
Katılma Tarihi: 28 subat 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 48
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam, aşağıda değişik konu başlıkları altında bana yöneltilmiş iki eleştiri bulunmaktadır, şöyle ki:
( Kur’an Dışı Oluşumları Neticeleri başlığı altındaki yazım ile ilgili olarak Apolat tarafından yapılmış bir eleştiri.)
Apolat
Yazd ı
Siz bunların karşılığını Kur'anda bulamadıysanız,bu başkalarının da bulamayacakları anlamına gelmez.Denizi yaran bir Asa mutlaka vardır.Bunların detayına girmek doğru değil.Çünkü,önemli bir çogunluk "her şeyin 1400 yıl önce yaşanıp bittiği" önyargisiyla hareket ederek İlahi sistemi kilitliyorsunuz."Öteki ümmetlerin şeriatı bizi bağlamaz"Yine sık,sık"Peygamberimiz,bizim pegamberimiz"ifadelerini kullanarak,açıkça Allah elçileri arasında ayrım yapıyorsunuz.Oysa onların hepsi bizim peygamberimiz,Atamız.Onların başindan geçen tüm olaylar bizim için mutlak ölçülerdir."susma orucuda,Cumartesi balık yasağıda,belirli bir sudan içmeme olayıda"bizi bağlar ve bir şekilde yaşayacağızda.Lütfen şu ayetleri Arapça metnini takip ederek okuyunuz.(Nisa-150,151) |
Sultan
Yazd ı
Fereç HÜDÜR'ün "Kuran'da Salat Kavramı"başlıklı yazısını dikkatlice okumama rağmen Kuran'ın Salat'ı ile yakından uzaktan alakası olmadığını üzülerek belirtmek istiyorum.
Ayrıca,kendisi daha önce de ciddi anlamda uyarılmasına rağmen Allah Resulleri arasında ayırım yapma yanlışını sürdürmektedir.
Bu ve benzeri tutumlar kişilerin "Yalnız Kuran"iddialarına önemli oranda hasar vermektedir.
Allah rızası için hatırlatır,saygılar sunarız.
Ş unu asla unutmayın İlahi sistem Adem'le başlıyor Muhammed'le değil.Şuayb'ın salatını İbrahimin salatını görmemezlikten gelirde Muhammede'e özel vurgu yapıp "Din de onun yeri bir başkadır"tavrı takınırsanız biz sizleri yılmadan usanmadan uyarmaya devam ederiz. |
Yukarıda iktibas etmiş olduğum iki alıntıda ban yöneltilmiş iki eleştiri bulunmaktadır, bu eleştirilerin, benim inancımla ve kaleme almış olduğum çalismalarimla uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi bir yanılgı eseri olarak yapılmamışsa bana doğrudan yöneltilmiş iftiralardır, Bütün peygamberler benim peygamberimdir, Allah’ın Salatı ve Selamı ile Benim ve Bütün Mümin kardeşlerimin Salatı ve Selamı Bütün peygamberlerin üzerine olsun. Bütün peygamberler benim peygamberimdir, eğer seçme imkanım olsaydı herhangi birisini görüp onunla konuşmak için onun kölesi olmak beni bütün dünya mülküne sahip olmaktan daha mutlu ederdi.
Beni eleştiren Apolat’mı, Sultan’mı, ikisinin ifadeleri örtüsüyor gördüğünüz gibi bir isim ve kimlik karışıklığı var. Apolat erkek adı, meğerse Sultan Bayanmış. Eleştirilerini Ciddiye almadığımdan cevaplandırmaya değer bulmuyorum. Bu ifadelerimden dolayı sizden ricam benden kırılmamanızdır, ben sizin sözlerinizi iyi niyetinize yoruyor ve hakkımda yanılmış olmanıza rağmen uyarınız için yine de size teşekkür ediyorum. Benim Bir çalisma şeklinde cevaplandırmaya veya üzerinde konuşmaya değer bulduğum konular yanlış veya doğru, ciddi bulduğum bir hareket noktasına sahip olan yazılardır. Öylesine yazışılmış olduğunu düşündüğüm yazılar ilgimi çekmez bunlara cevap yazmaya vaktimde yoktur, buna gerekte yoktur.
Benim ciddiye aldığım yazılara örnek olarak, Sayın, Malik bin nabinin savını gösterebilirim, Allah kısmet ederse Salat desteğinin Sözel mi yoksa Dini yayma şeklinde fiilsel bir destek mi olduğu konusunda sizlere çalışma takdim edeceğim. Zira benim görüşlerine değer verdiğim diğer bazı kimseler, benimle aynı fikirde olmayıp Malik bin nabi gibi düşünmekteler, düşüncelerine hareket noktası olarak aldıkları bir çalismayi cevaplandırmamı istediler. Onlara cevap şeklinde hazırlayacağım bir çalışmayı kısmet olursa bu konunun bir devamı olarak foruma asacağım.
Fereç Hüdür
__________________ Kûran İslam Dininin Tek Kaynağı ve Tek Rehberidir
|
Yukarı dön |
|
|
iblissavar Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 subat 2007 Gönderilenler: 363
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sultan yazdı: "Ablan kurban olsun sana da kardeş,'lafın tamamı deliye söylenir' deli laftan anlarmıki be mübarek,ama mesaj anlaşılmıştır. "Not:SULTAN süleyman,SULTAN hamit,SULTAN reşat vs.Sözkonusu SULTAN'lar da 'ER' kişilerdi." Yalnız sen bu tarihsel kanıtı niye getirdin anlamadım.Piyasada bir sürü sultan hanım varken,dimi yaa! Oysa ben bu kavramın Kurani temellerine önem veriyorum ve bu açıdan nickin başlı başına bir araştırma konusu.Neyse gelelim meseleye,yine kaçak güreşip bak Fereç abiyi üzmüşsün.Onun düşündüklerinin yanlışlığını kanıtlamak yerine saf sütpardon bilginin sitesine atıf yapıyorsun.Tartışmanın böylesini ilk defa sende görüyorum desem yeridir. Kısacası sultan adı güzel de ama mum dibine ışık vermezmiş.Senin sultan ile ilgili söylediklerin de Kuran dışı maalesef.
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|
Yukarı dön |
|
|
şeyma Uzman Uye
Katılma Tarihi: 03 subat 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 179
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Niçin insanları eleştirirken yapıcı değilde yıkıcı olmaya
çalışıyoruz? Kusursuzluk sadece Allaha mahsus değil mi? İnsanların
hatalarını yüzüne şamar gibi vurmaktansa tatlı dille söylesek fena
olmaz mı?Üretmek ancak ve ancak azimle çalışmaktan geçer. İnsanlar
yanlış yapa yapa doğruyu yapmayı öğrenirler.
Yaşar Nuri Öztürk bugün
Türkiye nin en sevilen bilim adamları arasında yer alıyor.Ama daha dün
onun dine bakış açısı başkaydı. Bol bol araştırdı ve kendini
geliştirdi.Kimbilir kaç kişiyi Allaha yönelterek büyük sevap
kazandı.
Abese suresi 1-6 ayetler konuyu güzel özetliyor
aslında.İblissavar evet HAKLISIN, şimdi sabahların sultanı
var. Gecelerin sultanı var.. Şiirlerin,şarkıların sultanı var. Var da var..
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|