Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını
çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki,
kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir.
Isra/46
Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına
da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın
zaman/Kur'an'da yalnız O'nu andığın zaman, nefretle geriye dönüp
kaçarlar
Casiye/23
Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü?
Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür
basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim
kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?
Ogrenmek istedigim;
-Bu bahisteki, kalp gozu veya muhurlenen kalp, tam manasiyla ne anlatir bizlere? Ne anlamamiz gerekir?
Elbette her yiğidin bir yoğurt yiyişi var.Ben şahsen Hacc /46 da, Muhammed Esedin çevirisini daha çok beğeniyorum:
Hac/46
Peki, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, orada olup biteni kalpleri kavrasın ve kulakları işitsin? Ne var ki,
onlarda kör
olan gözler değil; kör olan, göğüslerdeki kalpler!
Sonuçda aslı orada sapasağlam yerinde duruyor.Önemli olan o.
Başka bir Ayetin çevirisinde de Sn.Yaşar Nuri öztürkün çevirisi daha çok kulağa hoş gelebiliyor.
Güzel bir konuya temas etmişsiniz.Ancak bu "Tasavvufcular" ki bu sizin anladığınız Tasavvuf değil,bilakis Şeyhler
ve Müridleridir.
Kalb gözü meselesini suistimal edegelmektedirler.Onlar etraflarında ki yardakcıları üzerinde
etki ve baskı oluşturabilmek için türlü kalbgözü hurafeleri uydurmuşlardır.
Onlara göre Efendi Hazretleri Keramet sahibidir ve KAlb gözü açıktır.Dolaysı ile onun elinde
"Teneşir de ki ölü gibi olamalısın" Bu TAM TESLİMİYET demektir.
Yani Rabbe teslimiyet ile bir???. İste bunlar ŞİRK üretim merkezleridir.
Olaya Mistik bir hava vermek için çeşitli Edebi Sanatlara başvururlar.
O bildik, klasik tasavvufcularin izledigi yol uzerinde hic olmadim.
Opulecek bir kat varsa, o katta yalnizca sahibim vardir, opmekten gocunmam. Keza O'na secde etmekten, onunde basimi egmekten ve anmaktan gocunmayacagim gibi..
Ama onun OKU! emrini de hic yabana atmam, bilginin her turlusune acigimdir ve aklin tum marifetinin bu minvalde dondugunu dusunurum. Anlamadigimi da sormaktan asla utanmam.
Seyhler ve kerametleri, Sülûk'lerin olsun. Baslari pinar, ayaklari gol olsun diyerek asil konuya doneyim.
Bu sorulari sormamdaki gaye, baska benzeri ayetlerin dusundurduklerini dogrulama calismasidir kendimce...
Soyleki; Bildigimiz uzere, nebilere veya elcilere somut bir kavram dahilinde, inmemistir ayetler. Tebligler hep soyuttur. Kuskusuz onlar, O'nun tarafindan secilmis ozel kisilerdir.
Ama ortak noktalari bizim gibi insan oluslaridir.
Peki, tam bir teslimiyet icinde sadece Allah'a yoneldigimiz ve ondan istedigimiz surece, Allah bize soyut sekilde , bir gonderi (orn;iyi yoldasin veya yanlis yoldasin veya manevi bir odul vs.) yollayabilir mi?
Muhakkak ki O dilemedikce, biz dileyemeyiz, ama O'nun dileklere icabeti de son derece aciktir Kuran'da.. Bunu biliriz.
Vahiysel bir anlam icerir mi? diye sorusumun ardindaki sebep budur.
Cunku dikkat ederseniz, Allah inancini sekilsel'e doktugu zaman, insan gene tam teslimiyet icinde sanmaktadir kendini.. Oysa sekilsel olan maddidir.
Atalardan devraldigimiz marazi duzende bu mevcuttur. Aksi takdirde bir insanin 75 kere hacca gitmesine, Kuran'i bakimdan anlam getirmek hayli zordur.
Bu en azindan benim acimdan boyle, isteyip arzu edip gidemeyen onca insan dururken..
"Vahiysel bir anlam icerir mi? diye sorusumun ardindaki sebep budur."
Vahiy peygamberimizle son bulmadı mı?
Sonsuz irade ve ilmin sahibi Allah'ın ilminden tüm insanlığa bu ilimlerin damlaları farkettirilmiyor mu?Yoksa insan hiç bilmediği,hiç hayalinde dahi olmadığı icat ve buluşları nasıl yapmaktadır?İnsan doğası gereği bilmediği/hayal,tasavvur edemediği şeyleri keşfedemez.
Bu açıdan kalp gözü,içe doğma ile acaba bu farkettirilmeler kastediliyor olabilir mi? (Bununla kul merkezli tapınma odaklarının yaratılmasını kastetmiyorum.Bilim adamları ve sanatçıların durumunu kastediyorum)
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma