HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: EBU HANİFENİN HADİS ELEŞTİRİSİNE YAKLAŞIM Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

Talebe: Mümin zina edince, başından gömleğinin çıkarıldığı gibi, imanı da çıkarılır, sonra tevbe edince iman kendisine iade edilir (Ebu Davud, es-sünne 15, et-Tirmizi, el-İman 11) hadisini rivayet eden kimseler için ne dersiniz ? Eğer tasdik ederseniz Haricilerin prensiplerini kabul etmiş olursunuz. Onların görüşlerinde şüphe ederseniz, Haricilerin prensiplerinde de şüpheye düşmüş ve ifade ettiğiniz haktan rücu etmiş olursunuz. Eğer, ravilerin sözünü tekzip edecek olursanız, onlar da sizi Hz. Peygamberin sözünü yalanlamış olmakla suçlarlar. Çünkü onlar, Hz. Peygambere ulaşıncaya kadar, bu hadisi muteber kişilerden nakletmişlerdir.


Ebu Hanife (r.a.): Tekzip etmek, ancak -Ben Hz. Peygamberin sözünü yalanlıyorum- diyen kimsenin yalanlamasıdır. Fakat bir kimse -Ben Hz. Peygamberin söylediği her şeye iman ederim, fakat O kötülük yapılmasını söylemedi, Kurana da muhalefet etmedi- derse, bu söz o kimsenin, Hz. Peygamberi ve Kuranı Kerimi tasdik etmesi; Allahın Resulünü, Kurana muhalefetten tenzih etmesidir. Eğer, Hz. Peygamber, Kurana muhalefet etse ve Allah için hak olmayan şeyleri kendiliğinden uydursa idi, Allah onun kudret ve kuvvetini alır, kalp damarlarını koparırdı. Nitekim bu husus Kuranda şöyle belirtilir:

-Eğer peygamber söylemediklerimizi bize karşı, kendiliğinden uydurmuş olsa idi, elbette onun sağ elini alıverirdik, sonra da kalp damarını koparıverirdik. Sizin hiç biriniz de buna mani olamazdı. (Hakka,44-47).

Allahın peygamberi, Allahın kitabına muhalefet etmez, Allahın kitabına muhalefet eden kimse de Allahın peygamberi olamaz. Onların rivayet ettikleri bu haber Kurana muhaliftir. Çünkü Allah; Kuran-ı Kerimde

-Zina eden kadın ve erkek... (Nur,2) ayetinde zâni ve zâniyeden iman vasfını nefyetmemiştir. Keza -Sizden fuhşu irtikap edenlerin her ikisini de... (Nisa,16) ayetinde Allah, -sizden- kaydı ile Yahudi ve Hrıstiyanları değil, Müslümanları kasdetmektedir.

O halde Kuran-ı Kerim hilafına, Hz. Peygamberden hadis nakleden her hangi bir kimseyi reddetmek, Hz. Peygamberi reddetmek veya tekzip etmek demek değildir. Bilakis, Hz. Peygamber adına batılı reddeden kimseyi reddetmek demektir. İtham Hz. Peygambere değil, nakleden kimseye racidir. Hz. Peygamberin söylediğini duyduğumuz yahut duymadığımız her şey can, baş üstünedir. Biz onların hepsine iman ettik, onların Allah Resulünün söylediği gibi olduğuna şehadet ederiz. Keza Hz. Peygamberin, Allahın nehyettiği bir şeyi emretmediğine, Allahın kullarına ulaştırılmasını emrettiği bir şeye de mani olmadığına şahitlik ederiz. O, hiç bir şeyi Allahın tavsif ettiğinden başka şekilde tavsif etmez. Yine şehadet ederiz ki O, bütün işlerde Allahın emrine muvafakat etmiş, hiç bir bidat ortaya koymamıştır. Allahın söylemediği hiç bir şey de teklif etmemiştir. Bunun için Allahu Teâlâ -Kim Resule itaat ederse Allaha itaat etmiş olur. (Nisa,80) buyurmaktadır.


Talebe: Çok güzel açıkladınız. Fakat içki içen kimsenin, kırk gün ve kırk gece namazının kabul olunmayacağını iddia eden kimse için ne dersiniz? Bana iyilikleri yıkan ve iptal eden bu hususu açıklayınız.


Ebu Hanife (r.a.): - Allah, içki içen kimsenin kırk gün ve kırk gece kıldığı namazı kabul etmez.- (et-Tirmizi el-Eribe 1, İbnu Hanber II/176, V/171.) sözünün açıklamasını bilmiyorum. Söz sahiplerinin sözlerinin, hakikate kesin olarak aykırı olduğunu bildiğimiz bir açıklama yapmadıkları sürece, onları yalanlamam. Biz Biliyoruz ki Allah, kulunu işlediği günahtan dolayı cezalandırır veya günahını affeder. Allah, kulunu işlemediği günahtan ötürü cezalandırmaz, kulun işlediği farzları hesap eder, günahlarını da yazar. Mesela, bir kimsenin malının zekatından, daha fazla vermesi gerekirken, elli dirhem verdiğini kabul edelim. Bu durumda Allah onu verdiği miktardan dolayı değil, vermediği miktardan dolayı cezalandırır. Verdiği miktarı kul lehinde değerlendirir. Keza bu kimse oruç tutar, manaz kılar, hacca gider ve adam öldürürse, bu hususta iyilikleri hesap edilir, kötülükleri ise aleyhine yazılır. Allah bu konuda Kuranda şöyle buyurur:

-Kazandığı iyilik kendi lehine, yaptığı kötülük de kendi aleyhinedir. (Bakara, 28),

-Bir iş yapmanın amelini ben, elbette boşa çıkarmam.(Âl-i İmran, 195.)

-Yalnız işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılacaksınız. (Yasin, 54.),

-Ancak işlediklerinizin cezasını göreceksiniz. (Tahrim, 7),

-Kim zerre miktarı iyilik işlerse karşılığını görür, kim de zerre miktarı kötülük işlerse karşılığını görür. (Zilzal, 7,8)

-Küçük, büyük her şey yazılıdır. (Kamer,53)

Bu duruma göre, iyilik ve kötülükler az da olsa Allah tarafından yazılmaktadır. -Biz kıyamet günü adalet terazilerini koyacağız. Hiç bir kimse hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. Hardal danesi ağırlığınca olsa da biz onu hesaba katacağız. Bizim hesap görmemiz elverir.- (Enbiya, 47) Bütün bunların aksini iddia eden kimse Allahı zulümle tavsif etmiş olur. Oysaki Allah zulmetmeyeceği hususunda kullarını temin etmiştir:-Hiç bir kimse hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmaz-, -Ancak işlediklerinizin cezasını görürsünüz.- (Saffat, 39), -Kim bir zerre miktarı iyilik işlerse onun mükafatını görür.- ayetleri bu hususu belirtmektedir. Allah, iyiliklere mukabelede bulunduğu için kendisinin şekûr olduğunu ifade etmiştir. O, merhametlilerin merhametlisidir.

İyiliklere gelince; onları üç şeyden biri boşa çıkarır. Bunların birincisi, Allaha şirk koşmaktır. Bu konuda Allah, -Her kim imanı inkar ederse, bütün işledikleri boşa gider.- (Maide, 5) buyurmuştur. İkincisi; bir kimseyi azad etmek veya sıla-i rahimde bulunmak yahut Allah rızası için bir malı sadaka olarak verdikten sonra gazaplanmak veya gazap haricinde iyilik yaptığı kimseyi minnet altında bırakmak için -Ben sana sıla-i rahimde bulunmadım mı?..- ve benzeri şeyler söyleyerek başa kakma durumudur. Bu ve benzeri hususlarda o kimsenin sevabı suratına çarpılır. Zira Yüce Allah, -Sadakalarınızı, başa kakma ve eza vermek suretiyle iptal etmeyin.- (Bakara, 264) buyurmaktadır. Üçüncüsü; başkalarına gösteriş yapmak için, amel işlemektir. Riya için yapılan salih ameli Allah kabul etmez. Bu üç günahın ötesindekiler, iyilikleri yıkıp boşa çıkarmazlar.

Kaynak: İMAM-I AZAMIN BEŞ ESERI; El-Alim Vel Müteallim Sayfa:31-34. Çeviren: Mustafa Öz, Kalem Yayıncılık A.Ş. Istanbul-1981..

Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
yusuf
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 09 mart 2005
Yer: United States
Gönderilenler: 100
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yusuf

simdi bu durumda, sizler ebu hanife'ye karsi misiniz?....

yoksa ebu hanife'nin yaninda "hanifi mezhebine" tabii misiniz?...

yoksa ebu hanife de "hanif mi?"....

tartismanin en guze yani iste budur, insani arastirmaya yonlendirir ve gercek ortaya cikinca sacmaliklar ortadan kalkar........

ve sonsozum yine ilk sozum gibi "ehli sunnet alimleri, basta ebu hanife olmakla hep tum zorbaliklara karsi hak yaninda olmuslardir"... o insanlarin kisisel haklarina saygisizlik eden edepsizler ise kendi derdine yansin.......

vallahi onlar, sizler onlara yuzyillar otesinden "kufredesiniz" diye bu isi yapmadilar....

eminim bu arastirma asamalarini gecip hak yoluna "ehli sunnet ve'l cemmat" ve onun mezhebi (koptugunuz yol) "hanifilige" doneceksiniz..

evet bir "haniflik" var ama dilin ya da kelimenin cilvesi olmasin?..

o "HANIF" dediginiz "HANIF-I-" mezhebidir, ha!....

Yukarı dön Göster yusuf's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yusuf
 
HanifUlus
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 29 nisan 2005
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HanifUlus

yusuf Yazdı:

simdi bu durumda, sizler ebu hanife'ye karsi misiniz?....

yoksa ebu hanife'nin yaninda "hanifi mezhebine" tabii misiniz?...

yoksa ebu hanife de "hanif mi?"....

tartismanin en guze yani iste budur, insani arastirmaya yonlendirir ve gercek ortaya cikinca sacmaliklar ortadan kalkar........

ve sonsozum yine ilk sozum gibi "ehli sunnet alimleri, basta ebu hanife olmakla hep tum zorbaliklara karsi hak yaninda olmuslardir"... o insanlarin kisisel haklarina saygisizlik eden edepsizler ise kendi derdine yansin.......

vallahi onlar, sizler onlara yuzyillar otesinden "kufredesiniz" diye bu isi yapmadilar....

eminim bu arastirma asamalarini gecip hak yoluna "ehli sunnet ve'l cemmat" ve onun mezhebi (koptugunuz yol) "hanifilige" doneceksiniz..

evet bir "haniflik" var ama dilin ya da kelimenin cilvesi olmasin?..

o "HANIF" dediginiz "HANIF-I-" mezhebidir, ha!....

SLM Yusuf

Allah C.C, iyiliğini versin! hiç güleceğim yoktu

30:30- O halde yüzünü, HanifDine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Qayyim Din budur. Fakat, insanların çoğu(ekser=>geneli) bilmezler!.

30:31- Başkasından geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakının. Namaza devam edin ve müşriklerden olmayın!.

30:32- O müşriklerden (olmayın ki) onlar, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir!!!.

Bak bakalım, burada hanefi mezhebi var mı?

Utanmadığın ve Tewbe dahi etmediğin(Hafif demiştin!) üzere; Bak bakalım, Allah C.C ne şekilde zikr buyurmaktadır!. İnsanların bunu bilmediğini de bildirmektedir değil mi??

I Love You My Brother.. But, you must believe in Al Qor'an-al Hakeem!. D u understand me?

RZi,,, Amin



__________________
EûzûBillahimineşşeytanirracim&BismillahirRahmanirRahiym..
Yukarı dön Göster HanifUlus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HanifUlus
 
radyoman
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 mart 2005
Yer: Antigua And Barbuda
Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı radyoman

HanifUlus Yazdı:

...................Bak bakalým, burada hanefi mezhebi var mý?

Utanmadýðýn ve Tewbe dahi etmediðin(Hafif demiþtin!) üzere; Bak bakalým, Allah C.C ne þekilde zikr buyurmaktadýr!. Ýnsanlarýn bunu bilmediðini de bildirmektedir deðil mi??

I Love You My Brother.. But, you must believe in Al Qor'an-al Hakeem!. D u understand me?

RZi,,, Amin

Molla dost Sagol Alinti tam Yusufun anladigi sekilde olmus. Ilahi HanifUlus Yusuf hic understand yapmiyor.  Huruc dostun dedigi gibi

"Peygamberimiz hayatta bulunduğu müddet içerisinde kendisine Allah tarafından Vahyedilen Kuran'ı tebliğ etmiştir, vahyi tebliğ olayında vahyin içerisine herhangi bir söz eklemediği gibi, herhangi bir sözde çıkarmamıştır, bu durum kandi hevasına yani şahsi isteklerine göre konuşmadığı ifadesiyle Kuran'da belirtilmiştir."

Onun icin Allah soyle buyuruyor.

"O, hevasından konuşmaz. O'nun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir" Necm 3-4

Eger konussaydi ne olurdu. Onu da Allah bildiriyor.

Hakka Suresi ayetler 42-48 "Bir kahin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz! O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. O Bizim adımıza bazı laflar uydurmaya kalkışsaydı, Elbette Biz onu, o yüzden yeminiyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık! Sonra da onun iliğini keser atardık. O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.  Ve o, hiç şüphesiz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür"
 
Yusuf istersen su forum son eklenen  "Kütüb-i Sitte'nin Eleştirisi ve Kûr'an'a Arzı" adli linki bir dah asurda oku.
 
 
Ve sonrada su ayetdeki hanif kelimesi uzerine bir daha dusun dostum.
Rum Suresi
30. O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar.
 
Selam ve dua ile
Radyoman


__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Yukarı dön Göster radyoman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: radyoman Ziyaret radyoman's Ana Sayfa
 
molla
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 12 haziran 2005
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı molla

selam dostlar..

ebu hanife diyorki

Hz. Peygamberden hadis nakleden her hangi bir kimseyi reddetmek, Hz. Peygamberi reddetmek veya tekzip etmek demek değildir. Bilakis, Hz. Peygamber adına batılı reddeden kimseyi reddetmek demektir.

Yani benim burda asıl dikkat çekmek istediğim nokta; Kişi hadis reddettiği zaman peygamberi değil aksine Ebu Hanifeninde dediği gibi onun adına batılı reddeden kişiyi reddediyor. Sizi bilmiyorum ama ben bir çok kez hadis reddettiğim(onlara göre peygamber sözü) için kafir durumuna getirildim. Ancak ortada tabiyiki böyle birşey yok.

Ben hiç bir zaman mezhepleri falan tasvip etmedim. Ancak islam alimleri arasında yer alan Ebu Hanifeyi okumak yada onun görüşlerinden faydalanmanın, bunlara eleştirisel şekilde yaklamşmanın bana asla zararı olmaz. Çünkü ben asla gelenekçiler gibi bir elime hadisi diğer elime Kuranı alıp bunları bir tutmuyorum.

Yusuf nasıl becerdiyse yayınladığım bu yazıdan dolayı bizler(daha doğrusu beni) hanefi yapmış. yahu el insaf daha hanefiyle hanif arasındaki farkı bilmeyen hanif sözcüğünü kendi çapında alay konusu yapan yusuftan başka bir şey yapması beklenebilirmiydi??

Yukarı dön Göster molla's Profil Diğer Mesajlarını Ara: molla
 
hanif
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif

Selam Molla kardeş

Ebu hanifenin yazmış olduğu kendine ait bir tek eser yoktur.Hal böyle olmasına rağmen onun adına uydurulmuş ciltlerce kitap dolusu bir mezhep vardır piyasada.

Elbetteki, bende kuran tek kaynaktır düşüncesinde olan hanif bir alimin eserine bakmak ve onun bilgisinden istifade etmek isterim ancak böyle bir amkanımız yok. Kendi yağımızla kavrulmak zorundayız.ayrıca toplumun alim anlayışınıda kuran dışı görüyorum. Bu konuda bir kardeşin araştırmasını veriyorum. Ben şahsen katılıyorum

ZÜMER 8- İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O'na dua ettiği hali unutur da, yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşmaya başlar. Ey Muhammed! De ki: "Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin."

ZÜMER 9- Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.

BU AYET SİBAKIYLA BİR BÜTÜN OLARAK   OKUNDUĞUNDA GÖRÜLECEKTİR Kİ BİLENLER, MÜSLÜMANLARDIR; BİLMEYENLER İSE MÜSLÜMAN OLMAYANLARDIR. ANLAMDAN/ANLAMADAN AZ NASİPLENENLER DAHİ AYETİN NE DEMEK İSTEDİĞİNİ RAHATLIKLA ANLAYACAKLARDIR.

LAKİN İSLAMİ TEBLİĞ SÜRESİNCE ÇOK KARŞILAŞTIĞIM BİR YAKLAŞIMI SİZLERE İFADE ETMEK İSTİYORUM.

TEBLİĞ SÜRESİNCE BİR ÇOK İNSANA MÜSLÜMANIN BİZATİHİ ALİM OLDUĞUNU MÜSLÜMAN OLAN BİR KİŞİNİN ALLAHIN KENDİSİNE VERMİŞ OLDUĞU BU İSMİ SAHİPLENMESİNİN ABES BİR TARAFI OLMADIĞINI  HADDİZATINDA SAHİPLENMEMENİN ABES OLDUĞUNU İFADE ETMİŞİMDİR.

SÜREKLİ ŞU İFADELERLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUM.

''SEN ALİM MİSİN KURANI BÖYLE KENDİ KAFANA GÖRE AÇIKLIYORSUN.''

''ALLAH KURANDA DEMİYOR MU ......HİÇ BİLENLE BİLMEYEN BİR OLUR MU?''

AYETİN İÇİNDEN BİR CÜMLEYİ ÇIKAR SONRA DA ONUNLA KURANIN ÖNEMLİ BİR KAVRAMINI ANLAMAYA ÇALIŞ BU OLACAK ŞEY DEĞİL.

YERYÜNDEKİ TÜM MÜSLÜMANLAR ALİMDİRLER. BU ALLAHIN MÜSLÜMANLARA VERDİĞİ BİR İSİMDİR. KURAN DA MÜSLÜMAN KAVRAMININ ÖNÜNDE MÜSLÜMANI NİTELENDİREN BAŞKA BİR İSİM YOKTUR. KURAN MÜSLÜMANI TANIMLARKEN YERİNE GÖRE ALİM, YERİNE GÖRE MUTTAKİ, YERİNE GÖRE RASİH,YERİNE GÖRE MUHLİS,MÜMİN,ÖNDE GİDEN,KİTABI SAĞDAN VERİLEN,MÜCAHİD OLARAK TANIMLAR. BEN DE BİR MÜSLÜMAN OLARAK BU İSİMLENDİRMEYE KENDİMİ MUHATAP SAYARIM.

AYETLERİ PARÇALAYIP KENDİ KAFAMA GÖRE TEVİL ETMEM. KURANI BİR BÜTÜN OLARAK GÖRÜR, BU BÜTÜNÜN İÇERİNDE KAVRAMLARIN ANALİZLERİNİ YAPARIM.

BU DÜŞÜNCENİN TEMELİNDE YATAN EN ÖNEMLİ ETKEN ALİM KAVRAMININ YANLIŞ ANLAŞILMASIDIR.ASLINDA BU YANLIŞ ALGILAYIŞ TÜM KAVRAMLAR İÇİN GEÇERLİDİR.

ALİM DENİLİNCE NE ANLAMALIYIZ?

BU SORUYA GELENEKSEL OLARAK CEVAP VERDİĞİMİZDE ALİM DENİLİNCE İSLAMİ İLİMLERİ TEDRİS ETMİŞ, ARAPÇA BİLEN, FIKIH BİLEN, HADİS BİLEN,KELAM, VS  BİLEN KİŞİLER ANLAŞILIR. BU BİLGİLERİN YANINDA AMEL KONUSUNDA DA YETERLİ OLACAĞI DÜŞÜNÜLÜR. HASILI ALİM İÇİNDE MÜSLÜMANLARIN YAŞADIĞI MÜŞRİK TOPLUMLARDA YETERLİ DERECEDE KURANA VAKIF KİŞİLER ANLAŞILIR. BUNLARIN SÖYLEDİĞİ HÜCCET OLARAK KABUL EDİLİR.

BU KİŞİLER ÖYLE YA DA BÖYLE BU TOPLUMLARIN MANEVİ ÖNDERLERİDİR.

DEDİKLERİNDEN DIŞARI ÇIKILMAZ. VARLIKLARI UHREVİ BİR KİMLİĞE BÜRÜNDÜĞÜNDE İSE DURUM DAHA DA ÇETEFİLLEŞİR.

İSLAMDA RUHBAN SINIFI YOKTUR. AMA MAALESEF BU YANLIŞ ALİM ANLAYIŞI İSTEMEYEREK DE OLSA BİR RUHBAN SINIFINI -ALİM SINIFI- DOĞURMUŞTUR.

KONUYLA BAĞLANTILI BİR DİĞER AYET İSE;

.................HER BİLENİN ÜZERİNDE BİR BİLEN VARDIR. MEALİNDEKİ AYET CÜMLESİDİR.

DİKKAT EDİLİRSE AYET CÜMLESİ DİYE YAZDIM ÇÜNKÜ BU SÖZ BİR AYETİN BİR CÜMLESİDİR.

HAL BÖYLE OLUNCA NE ANLIYORUZ. ALİMLER VAR.. ONLARIN FEVKİNDE DAHA FAZLA BİLENLER VAR(!)

AMA DURUM BÖYLE DEĞİLDİR.

PEKİ AYET NASIL ANLAŞILMALIDIR?

YUSUF 76- Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı. İşte Yusuf'a biz böyle bir oyun öğrettik. Melikin kanunlarına göre, kardeşini alıkoymasına imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır.

AYETİN METNİNE İYİCE BAKILDIĞINDA HER BİLENİN ÜZERİNDE BİLENİN, ALLAH OLDUĞU TEVİL GÖTÜRMEZ BİR ŞEKİLDE ANLAŞILIR.

İNSANLARI ALİM (!) SAPLANTISINDAN KURTARMALIYIZ. BU DA KURANA TABİ OLAN İNSANLARIN GÖNÜL RAHTALIĞIYLA BEN DE ALİMİM DEMESİNDEN GEÇER. BU TIPKI BEN MÜSLÜMANIM DEMEK GİBİ BİR ŞEYDİR.

KOPLEKS DUYMAMIZIN BİR ANLAMI YOKTUR. ALİM DEMEK YUKARIDA SAYDIĞIM GELENEKSEL ANLAMDAKİ TANIMLAMADAN ÇOK FARKLI BİR ŞEYDİR.

ALLAH AYETLERİNİ BİLEN BİR TOPLUM İÇİN AÇIKLAMIŞTIR. BİZLER, ALLAHI LAYIKIYLA BİLDİĞİMİZ İÇİN ALİMİZ. (iskenaf)

Yukarı dön Göster hanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif
 
okyanu_s
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 haziran 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 37
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı okyanu_s

Ebu Hanife'den

Ebû Hanife, Kûfe'de hicrî 80 yılında doğdu. Numân ve ailesinin Arap olmadığı kesindir; onun Farisi veya Türk olduğu şeklinde değişik görüşler vardır.

Onun talebelerine verdiği öğütlerde, ilimde hür düşünce ve araştırmanın yollarının tutulması, câhil ve mutaassıplardan uzak durulması gibi önemli kayıtlar vardır: "Halka yaklaş, fâsıklardan uzaklaş. İnsanlığında kusur etme, kimseyi küçük görme. Bir meselede görüşünü sorana bilinen görüşü tekrarla ve sonra o meselede şu veya bu şekilde başka görüşler de bulunduğunu zikret. Halka yumuşak davran, bıkkınlık gösterme, onlardan biriymişsin gibi davran." Ebû Hanife kimseye "benim görüşüm en doğrudur" demedi; hattâ, kendisinin de bir görüşü olduğunu ama daha iyi bir görüş getirene uyacağını söylerdi. Yine o, talebelerine kendisinden her işittiğini yazmamalarını, çünkü yarın görüşünü değiştirebileceğini ifade ederdi. Demek ki, hiç bir zaman kendisi mezhebî taassub içinde olmamıştır. Aktif bir şekilde olmasa da döneminin siyasî hareketlerine katıldı.

Emevilerin, bir bölümü Abbâsilerin hâkimiyetinde geçti. Her iki dönemde de siyâsal iktidara karşıydı. Onun siyâsetini ehl-i beyt taraftarlığı belirliyordu. Ehl-i beyt'e büyük muhabbeti vardı. Abbâsîler iktidara geldiklerinde ehl-i beyt'i gözeteceklerini söylemişlerdi. Ancak onların iktidara geldikten bir süre sonra ehl-i beyt'e zulmetmeye devam ettiklerini görünce, onlara da karşı çıktı.

İctihadlarını değerlendirirken kendisi şöyle demiştir: "Bu bizim reyimizle vardığımız bir sonuçtur. Kimseyi reyimize zorlamaz, kimseye 'bunu kabul etmeniz gerekir' demeyiz. Bizim gücümüz buna yetiyor, bize göre en iyisi budur. Bundan daha iyisini bulan olursa buyursun getirsin onu kabul ederiz"

Ebû Hanife'ye hadis konusunda bir kısım tenkidler yapılagelmiştir. Bunlar: Ebû Hanife hadiste zayıftır (İbn Sa'd, Tabakatü'l-Kübra, VI, 368); Re'yi ile sahih hadisleri reddeder (M. Zâhidü'l-Kevserî, Te'nib, 82 vd.); Onun nezdinde sahih olan hadis sayısı onyedi veya elli civarındadır (İbn Haldûn, Mukaddime, 388,) şeklinde özetlenebilir.

Çağdaşları içinde değişik okullara mensup Mâlik, Evzâî, Abdullah b. Mübârek, İbn Cüreyh, Câ'fer-i Sadık, Vâsil b. Atâ vs. büyük imamlar bulunan İmâm-ı Âzam ile büyük İmam Muhammed Bâkır arasında geçen şöyle bir olay anlatılır: Muhammed Bâkır, Ebû Hanife'ye, "Dedemin yolunu ve hadislerini kıyasla değiştiren sen misin?" diye sormuş; Ebû Hanife, "Sen, sana lâyık olan bir şekilde yerine otur. Ben de bana lâyık olan şekilde yerime oturayım. Dedeniz Muhammed (s.a.s.)'e hayatında sahâbîleri nasıl saygı duyuyorlarsa aynı şekilde ben de size saygı besliyorum. Şimdi sen bana kadının mı erkeğin mi zayıf olduğunu; kadının mirasta erkeğe nisbetle hissesini; namazın mı orucun mu efdal olduğunu, idrarın mı meninin mi pis olduğunu söyler misin? " diye sormuş. İmam Bâkır da kadının mirasta iki hissesi olduğunu; erkekten zayıf olduğunu; namazın oruçtan efdal ve idrarın meniden pis olduğunu söyledi. Ebû Hanife ona, "Kıyas yapsaydım kadın erkekten zayıftır diye ona mirastan iki hisse verir; idrar yapıldıktan sonra gusledilmesini, meni çıktıktan sonra sadece abdest alınmasını söylerdim. Kıyasla dedenizin dinini değiştirmekten Allah'a sığınırım" (Muhammed Ebû Zehra, İslâm'da Fıkhı Mezhepler Târihi, II, 66-67).

Âkil bir insanın şahsı tasarruflarına hiç kimsenin müdâhale edemeyeceğini savunarak fıkıhta büyük bir reform yapmıştır. Âkile ve bâliğe bir kızın/kadının evlenme hususunda velâyetinin kendisine ait olduğunu savunurken babası dahi olsa, hiç kimsenin şahsı velâyet hakkına müdâhalede bulunamayacağını söylemiştir.

Ona göre velâyet, hürriyeti kısıtlar ve zedeler. Genç erkeğin nasıl hür velâyeti varsa, genç kızın da olması gerekir.

www.darulerkam.de sitesinden alınmıştır.

Ebu hanife hiçbir zaman mezhep kurma çabasında olmamıştır. Sadece bugün nasıl bizler kendimizce birşeyleri tartışıyor doğruya ulaşmaya çalışıyorsak devrinde o da aynı şeyi yapmıştır. Yazılı bir eseride yoktur. Öğrencilerine söylediği herşeyi yazmamalarını daha sonraki günlerde görüşlerini değiştirebileceğini söylemiştir. Hayatını islamı anlamaya adamıştır. Hiçbir zaman tamam ben herşeyi anladım. Benim yorumlarım en doğrudur diye nutuklar atmamıştır. Durum böyle iken Onun devrinde getirdiği yorumları salt islam diye önümüze çıkarıp bir mezhep oluşturmak ve buna tabi olmak ve araştırmamak anlamaya çalışmamak ne derece doğru olabilir. Belki Ebu Hanife yaşasaydı bazı görüşleri değişecekti. Tabi bugün ona istinat edilen yorumlarında ne kadar ona ait olduğu da tartışılır.

Allah kitabında insanları düşünmeye davet ediyor. Düşünmek araştırma eyleminide beraberinde getirdiğine göre 1400 yıldır bunlar tartışılmıyordu şimdi neden bunlar tartışılıyor demenin hiçbir anlamı yok. Bizim 1400 senedir yaşadığımız İslam gerçek İslam değilmiydi bu kadar İslam alimi yanlış mı biliyordu deyip araştırmaktan kaçamayız. Ayrıca bir çoğumuzun sandığı gibi burada tartışılanlar  ilk defa yada 10-15 yıldır tartışılmıyor. Bunlar Peygamber efendimizden sonra yaşanan ve müslümanların ayrılamsına neden olan dönemden hemen sonra tartışılmaya başlanmış. Sonraki dönemde siyasi gücü ele geçirenlerin ve onların desteklediği görüşlerin tekelinde bir İslam oluştuğundan biz bunların daha önce tartışılmadığını düşünüyoruz. Bizim çok yakın bir tarihte ortaya çıktığını düşündüğümüz tesettür konusundaki tartışmaların tarihide çok eskiye dayanıyor.

Akılmı, nakil mi tartışamalarında nakil kazanmış. Kazanmayı naklin üstün olması anlamında kullanmadım, naklin hükmünün kabul görmesini kasdettim. Allah kitabında hiç akıl etmezler mi, düşünmenmezler diyerek insanları aklını kullanmaya davet ederken naklin kabul görmesi Kurandan ne kadar uzaklaştığımızın bir göstergesi. Nakli tam olarak reddetmiyorum ancak nakli değerlendirkende aklı bir tarafa bırakmayalım diyorum.

 

Yukarı dön Göster okyanu_s's Profil Diğer Mesajlarını Ara: okyanu_s
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats