HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: SADECE YOK DİYENLERDE AKIL YOK Kİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Deli_Veli
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 33
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Deli_Veli

KURÂNI KERİM VE BAŞÖRTÜSÜ

Mümin ve Müslüman olan insanlar prensip olarak Kuran´ın emir ve yasaklarına uyulması gerektiğinde hemfikirdirler. Ancak neyin Kuranda bulunduğu neyin bulunmadığı konusu o kadar kolay anlaşılır değildir. Bunu tespit için metodoloji ve bir suje/anlayan olarak insanın tavrı önemlidir. Metodoloji önemlidir, çünkü Kuran da bir metindir ve onun ne olduğu, kimi muhatap aldığı, ne yapmak istediği ve bu isteğini ifade etmek için kullandığı araçlar bilinmeden onun anlaşılması mümkün olamaz. Bu anlamanın bir aktörü olarak insanın tavrı da önemlidir çünkü onu, o ne ise o olarak mı, yoksa kendisi ne istiyorsa öyle mi anlayacak olması, sonucu değiştirir. Böyle kısa bir yazıda elbette Kuran´ı Kerim´i anlama metodu üzerine söylenebilecek her şeyi söylememiz ne mümkün ne de uygundur. Ama şu kadarını zikretmemiz de gereklidir:

 1.Kurânı Kerimin, kendisinin de on bir kez vurguladığı gibi o Arapça bir metindir ve bunun anlamlarından biri, onu doğru anlamanın ancak bu dilin kuralları içerisinde mümkün olacağıdır. Dilinin elvermediği hiç bir mana ona nispet edilemez.

2.Dili açısından Kuran´ın ne söylemek istediğini en iyi anlama durumunda olanlar elbette onun ilk muhatapları idi ve onların, özellikle de ittifakla anladıkları bir mananın onda bulunmadığını, ya da onun aksinin olduğunu söylemek imkansız ve mantıksızdır. Bu elbette Kuranda bulunan her mananın onlar tarafından ortaya konduğu ve artık onda başka hiçbir mananın çıkarılamayacağı anlamına gelmez. Çünkü Kurânın sürekli açılacağını da onun bizzat kendisi söylemektedir.

3.Kuranın manaları ya bizzat onun direkt (ibare ve mantuk) ve dolaylı (işaret) olarak lafızlarından, ya da bu lafızların gereğinden ve tabii sonucundan (iktiza ve mefhum) anlaşılır. Bu da yine onun dili demektir. Çünkü benim, arkadaşıma, onunla ortak olduğumuz bir mal için: “bunun üçte ikisi benimdir” demem, üçte birisinin onun olduğunu söylemiş olmam anlamını da içerir. İşte bu anlamların birincisi direkt olarak lafızdan, ikincisi ise o lafzın iktiza ve mefhumundan anlaşılan manalardır ve her iki mana da bu sözde mevcuttur. Ama “kalanı da bölüşmeliyiz” manası bu sözde yoktur. Yani bu söz ona ihtimalli değildir.

Bu kısa metot bilgisinden sonra başörtüsü meselesini, yani kadınların başlarını kapatmasının hükmünü Kurandan anlamaya çalışırsak karşımıza çıkan durum şudur:

Herkesin bildiği gibi, Nûr Suresi 31. Ayette Allah (cc) kadınların ziynetlerini (süslerini ya da güzelliklerini), sayılan kimseler dışındakilere göstermemelerini ve başörtülerini (hımarlarını) yakalarının (ceyblerinin) üzerlerine dökmelerini emretmektedir. “Ceyb” (ç. Cüyûb) gömlek ya da hırka gibi giysilerin, boyun altından düğme ile açılan yırtmaç yeridir. Yani, başörtülerle örtülmesi istenen yer, çenenin altına tekabul eden ve bizim “döş” dediğimiz bölgedir. “Ceyb” aslında bedende değil elbisede bulunur. Ama bununla kastedilen şeyin ceybin kendisi değil, bulunduğu yer olduğu açıktır. Keza ziynetten kastedilen de onun bulunduğu bölgedir. Yoksa takı anlamındaki ziynetlerin bizzat kendilerinin gösterilmemesinin bir anlamı yoktur.

Şimdi bu ifadeden direkt olarak anlaşılan birinci mana, kadınların döşlerini de kapatmaları gereğidir. Ama hedef sadece bu olsaydı Allah (cc) “Ceyblerini de/döşlerini de kapatsınlar” derdi. “Başörtüleri/hımarları ile kapatsınlar” denmiş olması, tabii olarak bunun da bir anlamının olmasını, ve başın örtüsünün de bulunmasını gerektirir. Yani bu mana, bu ifadenin dilinin bir gereği/iktizasıdır. Eğer istenen şey sadece döşlerinin kapatılması olsaydı böyle söylemekle Allah, fazladan ve gereksiz bir kelime kullanmış olurdu. Biz bir insana mesela: “Gömleğinizle diz kapaklarınızı örtün” demiş olsak, ona sadece dizinin örtülmesi gerektiğini anlatmış olmayız. Bunu kastetmiş olsaydık, “dizleriniz örtülü olsun” derdik. Aksine bunun anlamı; gömlek bulunsun, o örteceği yerleri örtsün ve de diz kapaklarını örtecek şekilde uzun olsun, oraları da onunla örtün demektir. Ya da meclis iç tüzüğüne konan kravat takma mecburiyetini, Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti´nin: “İstenen şey, kravat takılmasıdır. Bunun boyuna takılacağı tasrih edilmemiştir. Binaenaleyh, ben meclise girsem, kravatı yine belime bağlayarak girerim” şeklinde yorumlaması elbette sadece bir espri ve muziplik olarak görülebilir.

Konu ili ilgili ikinci ayet-i kerime Ahzâb Suresi 59. ayetidir. Orada da Allah (cc) şöyle der: “Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle cilbablarının bir bölümünü üzerlerine atsınlar. Böyle yapmaları tanınmalarının, böylece de taciz edilmemelerinin en uygun yoludur. Allah Ğafûrdur, Rahîmdir”. “Cilbâb” da “Hımâr” gibi başa atılan, ama ondan daha büyük olup bedenin büyük bir kısmını örten atkı gibi bir üstlüktür. Mümin kadınların bir dış elbisesidir ve bir bakıma da alamet-i farikasıdır. Burada da “Üzerlerine atmak”tan sözedilir. Eğer bu “üzerleri” ni en üst noktalarından başlatacaksak böylece başın da kapalı olacağı anlaşılır. Eğer omuzlardan başlatacaksak, omuzlara atılan bir giysinin, atılmış olması için daha yukarılarda olması gereği de ortadadır. Yani her halü kârda bu ifade de başın kapalı olmasını gerektirir. Buradaki bir başka önemli husus, kadınların üzerlerine atacakları bu üstlüğün, onların tanınmamasını değil, tanınmasını sağlamasıdır. Oysa örtü insanın kim olduğunu gizleyen bir araçtır. Öyleyse bununla da kastedilen şey; Ayşe mi Fatma mı oldukları tanınsın değil, mümin ve iffetli oldukları tanınsın da kimse kendilerini rahatsız etmesindir.

Görüldüğü gibi, eğer başka hiçbir delil bulunmasaydı dahi Kuranın dilini birazcık bilen ve kendi ideolojisine destek arama gibi bir maksadı bulunmayan her sağlam insan sadece bu iki ayetten dahi kadınların başlarının kapatılması gereğini rahatlıkla anlayabilirdi. Ayrıca biz biliyoruz ki, Hz. Peygamber bu ayetlerden ve bütünüyle İslam´dan, kadınların tesettürünün başlarını da kapsadığını anlamış, kendi hanımlarına böyle uygulatmış ve arkadaşlarının/sahabenin hanımları da aynı şeyi yapmışlardır.

Bütün bunlarla beraber Hz. Peygamberden günümüze bütün İslam alimlerinin bunu böyle anlamış olmaları ve kesintisiz bir kabulle bunun bize kadar böyle gelmiş olması, baş örtmenin kadınlar için dinde gerekli olduğunun ve bu ayetlerin anlamlarının böyle olduğunun en önemli delilidir. Buna felsefî anlamda gelenek, ya da yaşayan sünnet, hatta yaşayan Kuran diyebiliriz ve İmam Malik´in de ısrarla üzerinde durduğu gibi bu bir bakıma manevi tevatürdür. Kastı mahsusası olmayanlar için reddi mümkün değildir.

Özetle, mümin kadınların başlarını örtmeleri Kurânın bir emridir. Bunu sünnet böyle beyan etmiş ve uygulamıştır. O günden bu güne de bu anlayış, aksine hiçbir görüşle sekteye uğramadan manevi bir icma olarak kabul edilmiştir. Aksini iddia etme İslam akidesi açısından da tehlikeli bir noktada olma demektir. Çünkü İslam ne ise odur. O kendini kendi tanımlar. İnsanlar onu kendini tanımladığı gibi kabul ederler ya da etmezler. Ama değiştirme hakları olmamalıdır.

Başörtüsünün değişik şartlarda çıkarılıp çıkarılamayacağı ise ayrı bir husustur ve bu da ancak zamansal, lokal, kişisel bir fetva olabilir. Genellenebilecek bir fıkıh olamaz. Yine de böyle zamansal bir fetvanın dahi çok kolay olamayacağı bir gerçektir. Çünkü dinler, ideolojiler ve düşünceler sembolleriyle varolabilirler. Tesettür ise İslam´da sadece kadının değil, bütünüyle İslamın sembollerinden biridir. Belki de en önemli sembolüdür. Medeniyet dönüştürmek isteyenlerin modernleşmeyi kadınların tesettürden çıkması ile özdeş görmeleri, bu sebeple anlamsız değildir. Modernleşmenin İslam dünyasına kadın üzerinden taşınmış olması da çok manidardır. Bu konu üzerende bunca ısrar etmelerinin sebebi de bundandır.

Aliyyul Kârî, Şifa Şerhinde şu anlamda bir hadis nakleder. “Kalıplar benzeşince kalpler de benzeşir”. Böyle bir hadisi hadis kaynaklarında bulamamış olmamıza rağmen, doğru bir söz anlamında bu bir hadistir ve psiko-sosyal bir gerçeği anlatır. Nitekim günümüz düşünürleri de aynı şeyi söylemektedirler: “Georg Simmel, giyimin doğrudan yürüyüş temposunu, endamını, jestleri belirlediğini ve dolayısıyla benzer biçimde giyinen insanların benzer davranışlar sergilediklerini ileri sürer”
 
  Yazar : Faruk Beşer


__________________
Allah hakkında yalan uyduranlar asla felah bulamazlar
Yukarı dön Göster Deli_Veli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Deli_Veli
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam veli

Konu ili ilgili ikinci ayet-i kerime Ahzâb Suresi 59. ayetidir. Orada da Allah (cc) şöyle der: Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle cilbablarının bir bölümünü üzerlerine atsınlar. Böyle yapmaları tanınmalarının, böylece de taciz edilmemelerinin en uygun yoludur. Allah Ğafûrdur, Rahîmdir�.

bu alıntıladığın ayette;Böyle yapmaları tanınmalarının, böylece de taciz edilmemelerinin en uygun yoludur.

kısmını açıklarmısın

selametle



__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

Selam

Faruk Beşer beyfendi kuran ayetlerine göre başörtüsü farziyetini açıklamış.

ceyb kelimesinin vucudun bir parçası değil giyisinin boyun altından başlayıp açılan yırtmacıdır demiş.Çok doğru bir tespit

Örtülmesi gereken yerin ceybden görünen yaka açıklığı\döş olduğunuda söylemiş buda çok doğru

"Şimdi bu ifadeden direkt olarak anlaşılan birinci mana, kadınların döşlerini de kapatmaları gereğidir. Ama hedef sadece bu olsaydı Allah (cc) “Ceyblerini de/döşlerini de kapatsınlar” derdi. “Başörtüleri/hımarları ile kapatsınlar” denmiş olması, tabii olarak bunun da bir anlamının olmasını, ve başın örtüsünün de bulunmasını gerektirir" demiş

Bu beyfendinin zihniyet ve anlayışına göre varılması gereken tek sonuç baş örtüsü farziyeti değil yaka yırtmacı açık giyisi giyme farziyetide doğar:;)

nur 31deki  anlam;

1-yaka yırtmacı açık giyisi giymiş kadınlara uyarıda bulunup o saçını örttüğün \veya omuzlarına attığın örtünü yaka yırtmacı üzerine sal mıdır?

2-tüm kadınlara yaka yırtmacı açık giyisi giymek farzdır ve bu giyisinin yaka açıklığını örtecek başörtüsünüde takmalarıda farzdır anlamı mıdır?

Deli veliciğim makalesini buraya kopyaladığınız zatı muhteremin görüşlerine katılıyorsanız sizin yukarıda sormuş olduğum sorulardan 2. seçeneğide nur 31den anlıyorum demeniz gerekli.

Diyebiliyormusunuz bunu?

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Dili açısından Kuran´ın ne söylemek istediğini en iyi anlama durumunda olanlar elbette onun ilk muhatapları idi...

İlk muhatapların ayetleri nasıl anladığını kesinlikle mi biliyoruz ya da, hani 'Ben filancadan duydum; onun "yalancı"sıyım,' derler ya; onlar kadar mı biliyoruz?

 “Ceyb” (ç. Cüyûb) gömlek ya da hırka gibi giysilerin, boyun altından düğme ile açılan yırtmaç yeridir. Yani, başörtülerle örtülmesi istenen yer, çenenin altına tekabul eden ve bizim “döş” dediğimiz bölgedir.

Döş kelimesi doğru ama onun "çenenin altı"na yani gerdana tekabul ettiği yanlış. Döş gerdan değil memelerin bulunduğu göğüs bölgesidir. Kur'anî kanıt, Neml 12'dir:

Ey Musa! Elini "ceyb"ine sok -edhıl yed eke fî ceyb ike.

Musa elini yaka yırtmacından boğazına değil, göğüs yırtmacından "döş"üne soktu. Gerdan ile göğüs arasındaki bu ayrımı gözönüne almak niçin gerekiyor? Çünkü gerdanda kolye denen takı var; döşte ise zincir. Kolye açıktadır -ma zahara. Zincir ise "Örtülerini döşlerinin üzerine vursunlar," buyruğu gereğince saklanan ziynet.

“Başörtüleri/hımarları ile kapatsınlar” denmiş olması, tabii olarak bunun da bir anlamının olmasını, ve başın örtüsünün de bulunmasını gerektirir.

Gerektirir yani "farz"dır. Dikkat. İlk adı Faruk olan Beşer akıl yürütme yoluyla farz ikame ediyor Yüce Allah Maide 101'de "Bunu yapmayın!" diye uyardığı halde. Bakın siz "Burada başörtüsü geçiyor o halde başörtülü olmak farzdır," derseniz başkalarına da "Abdestte baş açılır, meshedilir; o halde başaçık olmak farzdır," deme hakkı doğar.

Faruk Beşer ayetleri fena halde çarpıtmış. Yazısı, üzerinde durmaya değer mi bilemiyorum.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Deli_Veli
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 33
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Deli_Veli

İLGİNİZE  TEŞEKÜR EDERİM   HEPİNİZİN.....

Bi  merakım  var sadece  hasan  akçay  beye siz hac'ca gidince eşiniz başörtüsü  takıyormu ?



__________________
Allah hakkında yalan uyduranlar asla felah bulamazlar
Yukarı dön Göster Deli_Veli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Deli_Veli
 
Deli_Veli
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 33
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Deli_Veli

Dediler ki: "Bizim kalplerimiz örtülüdür." Hayır; Allah, inkârlarından
dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder. (BAKARA
SURESİ

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin
örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize
ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı.
Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir
vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için,
sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz
zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın
sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini
böylece açıklar; umulur ki sakınırlar. (BAKARA
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=2>/ 187)

Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor ve bildiğiniz halde hakkı
gizliyorsunuz? (AL-İ İMRAN
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=3>/ 71)

Onların kendi sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerine karşı inkâra
sapmaları, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve: "Kalplerimiz örtülüdür"
demeleri nedeniyle (onları lanetledik.) Hayır; Allah, inkârları dolayısıyla
ona (kalplerine) damga vurmuştur. Onların azı dışında, inanmazlar. (NİSA
SURESİ < http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=4 > / 155)

Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir
engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık
kıldık. Onlar, hangi 'apaçık-belgeyi' görseler, yine ona inanmazlar. Öyle
ki, o inkâr etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek:
"Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler. (EN'AM
SURESİ < http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=6 > / 25)

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim
rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem"
demişti. (EN'AM
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=6>/ 76)

Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak
için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması,
yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız
içindir." (A'RAF
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=7>/ 20)

Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır. Biz zulme
sapanları işte böyle cezalandırırız. (A'RAF
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=7>/ 41)

O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup-yatışması için ondan
eşini var etti. Onu (eşini) örtüp-bürüyünce, o da bir yük yüklendi de
bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah'a
dua ettiler: "Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden
olacağız." (A'RAF
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=7>/ 189)

Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim
makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa
ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp
yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa
konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.
(YUNUS SURESİ < http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=10 > / 71)

Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker
(Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine
büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir.
Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (HUD
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=11> / 5)

Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve
ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden
görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde)
koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da
oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da
kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi
kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına
ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların
henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler.
Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte
Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz." (NUR
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=24> / 31)

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları
örtüverdik, artık görmezler. (YASİN
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=36> / 9)

Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor,
gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her
biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun;
üstün ve güçlü olan, bağışlayan O'dur. (ZÜMER
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=39> / 5)

Dediler ki: "Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalblerimiz bir örtü
içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda bir perde
vardır. Artık sen, (yapabileceğini) yap, biz de gerçekten yapıyoruz." (FUSSİLET
SURESİ < http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=41 > / 5)

İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed'e indirilen (Kur'an)a -ki o
Rablerinden bir haktır- İman edenlerin (Allah), kötülüklerini
örtüp-bağışlamış, durumlarını düzeltip-ıslah etmiştir. (MUHAMMED
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=47> / 2)

(Bütün bunlar,) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar
olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini
örtüp-bağışlaması içindir. İşte bu, Allah katında 'büyük kurtuluş ve
mutluluk'tur. (FETİH
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=48> / 5)

"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü
açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir." (KAF
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=50> / 22)

Ayağın üstünden (örtünün) açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün,
artık güç yetiremezler. (KALEM
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=68> / 42)

"Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını
kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça
büyüklük gösterip-direttiler.' (NUH
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=71> / 7)

Ey örtüsüne bürünen, (MÜZZEMMİL
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=73> / 1)

Ey bürünüp örtünen, (MÜDDESSİR
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=74> / 1)

Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman, (MÜRSELAT
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=77> / 8)

Geceyi bir örtü yaptık. (NEBE'
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=78> / 10)

Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma
uğramıştır. (ŞEMS
SURESİ< /">http://www.kuranfihristi.net/suregoster.php?sureno=91> / 10)


__________________
Allah hakkında yalan uyduranlar asla felah bulamazlar
Yukarı dön Göster Deli_Veli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Deli_Veli
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam veli..

andığın ayetlerde ki örtünme fiili hepsinde de aynı şekilde mi geçiyor..ben arapça bilmemde bilen biri açıklasın..


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

Selamlar,

Başörtüsüne delilmiş gibi söylenen Nur suresi 31.ayetin Mealleri:

Diyanet Meali:Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.

Mustafa Sağ Meali:Mümin kadinlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliginden görünenler hariç açmasinlar. Örtülerini yaka açiklarina koysunlar

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar

Şimdi Bu ayetin Tahlilini Yapalım:

1-Ayette geçen humur örtüler anlamına geliyor.tekili hmr'dır. 2-Ayette geçen cüyub kelimesi cepler anlamına geliyor.çoğul bir kelimedir.Tekili cyb'dir. 3-Allah eğer "hımar" kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi "hımarürres" gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece "re's" kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan "himar" ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı.Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette (maide suresi 6.ayette) başın sıvazlanması söyenirken,baş kelimesinin Arapça karşılığı 're's' ile vurgulanır.Ama başörtüsüne delilmiş gibi gösterilen ayette bu kelime yani re's kelimesi yoktur.O halde başörtüsü kelimesindeki baş kelimesi ayete yapılmış bir yamadır veya ilavedir ki,bu dinen hem caiz değildir hem de Kur'anı Kerime karşı saygısızlıktır. 4-Kadınların avret yerleri vajinasıdır (cinsel uzvudur) ziynet yerleri ise göğüsleridir. 5-Cepler (cüyub) kelimesi göğüs bölgesinde olduğuna göre burada kastedilen şey göğüs bölgesidir.Yani göğüs bölgesinin örtülmesidir.Yoksa başın örtülmesi değildir. 6-Bu ayette başörtüsü kelimesini takviye edecek baş(re's)kelimesi bile zikredilmemişken göğüs örtüsünü takviye edecek üç kelime zikredilmiştir.Bunlardan birincisi ziynettir diğeri cepler(cüyub) kelimesinin bölgesi olan göğüs bölgesidir.üçüncüsü de ayakların yere vurulmasıyla vücutta özellikle belli olacak bölge göğüs bölgesi veya göğüslerdir.Bu üç vurguyu da görmezden gelip hala olmayan bir başörtüsü uydurukçuluğuna dense dense tahrifçilik denilir. 7-Cepler(cüyub) kelimesi elini koynuna sok,veya elini göğsüyün oradaki cebine sok anlamında Kur'anda Taha 23 te,Neml 12'de ve kasas suresi 32.ayette aynı manada zikredilmiştir.

                Selamlar,sevgiler.



__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

                      Kıymetli Dostlarım,selamlar.
                      anlata anlata dilimizde tüy bitti.40 senedir bu türban tartışılıyor,hala duracak gibi de görünmüyor.isterseniz bunun sebeplerini biraz tartışalım.
                      birilerinin bunu rant ve oy aracı haline getirdiği kesin.böyle bir şey söylendiği zamanda hemen şunu söyleyiveriyorlar.iyi niyetle ve inanarak bu türbanı takanlara engellemeler çıkartılması günah değil mi deyiveriyorlar.aslında bu sorunun da mantıklı cevabı vardır,ancak anlayabilirlerse.Bakın Kur'an çok geniş kavramlarla dolu kelimeleri içinde barındıran bir kitaptır.
                      herkes kur'andan her istediğini anlayabilir,ancak her anladığını bu benim inancımdır diye yapamaz.öyle olmuş olursa Kur'anın tevhid ilkesine zarar verilmiş olur.isterseniz bunu bir misalle açıklayayım.
                      örneğin,şimdiki anayasamızda insanların seyehat etme özgürlüğünden bahsedilir.bir şahıs anayasadaki bu maddeye uyuyorum ve bu benim hakkımmış,istediğim gibi bu hakkımı kullanabilirim,diyerek arabasına binip cadde ortasında son sürat gidip,hiç trafik kurallarına riayet etmeden son sürat gitse ne olur dersiniz.Bence üç durumla karşılaşacaktır.1-ya arabasının kontrolünü kaybedip bir yere toslayıp öbür dünyayı boylayacaktır,2-ya da birine toslayıp onun öbür dünyaya boylamasına sebep olacaktır.3-en şanslı hali diyelim trafik polisleri ensesine çökecek,basacaktır cezayı.
                      o zaman kendi kendine der mi aceba<<Haa demekki anayasada belirtilen hak ve özgürlükler sınırsız değilmiş>>bir sınırı varmış demekki.Şimdi her Kur'anı eline alan şahıs her anladığını uygulamaya geçiremez.Geçirebilmesi için şu şartların olması lazımdır.
                      1-kendine zarar unsuru taşımayacak.
                      2-başkalarına zarar unsuru taşımayacak.
                      3-çevreye zarar unsuru taşımayacak.
                      4-Genel Kamu düzenine zarar verici unsuru taşımayacak
                      5-Allah'ın kitabını suistimal özelliği olmayacak.
                      şimdi bu türban bazılarına göre görünürde kimseye zararı olmayan bir metrelik bir bez parçasıymış gibi görülsede aslında 40 yıldır ülkemizi ve enerjimizi boş yere meşgul etmesi açısından yukarıda saydığım 2.ve 4.maddelere aykırılığından dolayı uygulanamaz.uygulanması dinende caiz olamaz.Ben bu kanaat ve inançtayım.en doğrusunu Allah bilir.
                      selamlar,sevgiler.

__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

                          selamlar,kıymetli dostlarım,
                          yüce rabbim insanların başlarını birbirlerini tanıma bölgesi olarak yaratmıştır.Başın dışı buna yarar,içi de düşünmeye yarar.Allah'ın fıtratı budur.Araf46'da buna işaret edilmiştir.
                          ''ya’rifûne kullen bisîmâhum'' herkesi,siymalarından tanırlar''
                          siyma bölgesi,baş bölgesidir,başı kapatmak bu fıtrata mani olmaktır.Araf46'da böyle diyen Rabbim,Nur31 de ve ahzab59'da buraların kapatılmasını istemiş olamaz.Yüce Rabbim çelişkili beyanda bulunmaz.görüyorsunuz işte saptıranlar saptırmış.ne diyeyim onları yüce Rabbime havale ediyorum.
                          selamlar,sevgiler.

__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats