HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Eşcinselliğin tedavisi mümkün mü? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz


Günümüzde bir takım sorumsuz ve duyarsız medya organları maalesef tedavisi mümkün sapkınlığı normal bir durummuş gibi gösterme gayreti içerisine girmişlerdir. Oysa bilinmektedir ki eşcinsellik insan türüne ve onuruna apaçık saldırı özelliği taşıyan ve hayvanların bile yapmadığı iğrenç ve çirkin bir sapkınlıktır.

 

Bir takım çevreler bilinçli bir şekilde ve özgürlük maskesi adı altında bu iğrenç fiili meşru gösterme gayreti içine girmişlerdir. Bu kimselerin iğrenç bir davranışı sevimli ve doğru gösterme hakları varsa, bizlerin de İslâm'ın meseleye nasıl baktığını ortaya koyma ve bu çirkin fiili eleştirme hakkımız vardır. 

   Genel kabul gören görüşlere göre eşcinsellik, insanda doğal olarak var olan bir yönelim değildir. Sosyal öğrenmeyle ve yanlış eğitimle gelişmiş bir durumdur. Biyolojik doğaya uymayan sapmadır. Nitekim Nuh kavminden önce hiç bir toplumun  bu ahlaksızlığı yapmadığını yüce Rabbimiz bizlere haber vermektedir. (A'raf, 7/80)

 Eşcinsellik tehlikeli bir sapkınlık, tüyleri ürperten fena bir rahatsızlıktır. Zira bu sorun, geçiştirilecek sıradan bir mesele değil, insan soyunun geleceğini, varlığını, idamesini tehdit eden büyük bir ahlâksızlıktır.

 

Eşcinsellik; insan neslinin, bütün varlıkların ve kâinâtın korunması konusunda hassas olan İslâm'ın müntesiplerinin kahir ekseriyetini oluşturduğu bir toplumda hiçbir surette meşru ve mübah gösterilmeyecek bir sapma hâlidir. Zira Müslüman bir toplumun bütün değerler sistemini alt üst etme tehlikesini içinde barındıran eşcinsellik gibi bir sapkınlıkla mücadele etmek her mü'minin asli görevlerindendir.

 

Eşcinselliği normal karşılayan bir takım başka inançların veya inançsızların bu kişisel tercihlerine, toplumu rahatsız etmeden kendi özel yaşamlarında devam etmeleri halinde tolerans göstermekle birlikte, bu tür bir sapkınlığı doğru ve kabul edilebilir görmemiz ve onaylamamız hiçbir şekilde mümkün değildir. Zira bir Müslüman olarak herkesin inandığı, düşündüğü, hissettiği, hayâl ettiği şekilde yaşamasına karışmamız söz konusu olamaz. Bu gibi kimselerin kendi özel hayatlarında bu fiili işlemeleri hâlinde bunlara müdahale edilmesi veya herhangi bir şiddete maruz kalmaları da doğru değildir. Nitekim bu sapkın tercihi yapan kimselerin de toplumda bulunma ve yaşama hakları vardır. Ancak bu fiili açıkca işlemelerini ve bunu haklı ve meşru göstermeye çalışmaları şiddetle eleştiriyoruz ve bu konu ile ilgili görüşlerimizi ve delillerimizi sıralıyoruz. Zira insan neslini tehlikeye atan bir durumu meşru görmek ya da göstermek ve genel ahlâk kuralları açısından bu sapkınlığı onaylamak mümkün değildir. 

 

Kısaca belirtmek gerekirse eşcinsellik, normal bir hâl değildir. Eşcinsellik, insanın doğasına bir saldırıdır. İnsan türünü yok edecek bir sapkınlık hâlidir. Kişinin sadece kendi alçak, sapkın hazlarının peşinde koşturmasından, kendini hayvandan da aşağı bir konuma dönüştürmesinden (A'raf, 179; Furkan, 25/44" Tin, 5 ) kendi azgın ve sapkın dürtülerini tatmin etmekten başka bir şey değildir. Konu ile ilgili ayetlere bakalım.

 

 Kur'an-ı Kerim'de nefsinin arzu ve isteklerini ilah edinen kimselerin nasıl kınandığı şu ayette açıkca görülmektedir.

 

 "Sen hiç kendi heva ve heveslerini tanrılaştıran [birin]i düşündün mü? İmdi, böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın?" (Furkan, 25/43)

 

 "Kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen ve [bunun üzerine] Allah'ın, [zihninin hidayete kapalı olduğunu] bilerek saptırdığı, kulaklarını ve kalbini mühürlediği ve gözlerinin üzerine bir perde çektiği [insan]ı, hiç düşündün mü? Allah[ın onu terk etmesin]den sonra kim ona doğru yolu gösterebilir? O hâlde, hiç düşünüp ders çıkarmaz mısınız?" (Casiye,45/23)

 

 Aynı şekilde bu sapkın eşcinselliği tarihte ilk kez uygulayan Lut kavminin hâline şöyle işaret edilmekte ve bunun iğrenç bir davranış olduğu ifade edilmektedir.

 

 "Lût'u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: ‘Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz? Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.'" (A'raf, 7/80-81; Ayrıca geniş bilgi için bkz; Hud, 11/ 69-83)

 

Elbette insanoğlunun istediği gibi yaşama hakkı ve özgürlüğü vardır. Ama bu özgürlük, başka insanların ve özellikle insan soyunun geleceğini ilgilendirecek kadar tehlikeli boyutlar kazanmışsa bu hal özgürlük olma özelliğini kaybedecektir. Sadece nefsin sapkın arzularını tatmin etmekten başka bir şeyi düşünmeyen bir gözü dönmüşlük hâlini hoş karşılamak mümkün olmasa gerektir. Zira eşcinsellik bir yozlaşma, çürüme, kokuşma ve bozulma sürecinden başka bir şey değildir.

 

 Bütün medeniyet tarihçileri tarafından belirtildiği üzere Grek uygarlığının en zirve noktadayken birdenbire tarih sahnesinden silinmesinin nedenlerinden biri de çocuklarla eşcinsel ilişkiye girecek kadar sapkınlık içinde olmalarıdır ki buradan çıkartılacak dersler olmalıdir.

 

 Bu itibarla insan soyunun geleceğini tehdit eden ve Yaratıcı'ya isyan edip nefsin arzularına tapan bu sapkın cinsel tercihleri cazip hâle getirmeye calışmak ve bir takım medya organlarında özendirici yayınlar yapmak topluma yapılacak en büyük haksızlıktır. Dolayısıyla bu tür faaliyetleri olumlu karşılamamız asla mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki bu yalnızca İslâmî bir mes'uliyet değil, aynı zamanda insanî bir sorumluluk ve zorunluluktur.

 

 Eşcinselliğin "anormal bir davranış sapması" olduğunu uzman pedogog Adem Güneş'in şu tespitleri üzerinde düşünerek daha iyi anlamamız mümkündür.

 

 "Eğer eşcinsellik bir normal davranış olsa idi, eşcinseller bu hallerinden şikâyetçi olmazlardı. Halbuki, terapi görüşmelerinde ortaya çıkan bir gerçek var ki, eşcinseller kendi hallerinden iğrenmekte ve ‘ne olur lütfen yardım'  diyerek yardım istemektedirler.

 

Eğer eşcinsellik normal bir davranış olsa idi, eşcinsellerin anne-babaları çocuklarının durumlarını öğrendiği an kurşun yemiş gibi yere yığılmazlar ve hayatlarının geri kalan kısmı kâbusa dönüşmezdi. Kardeşinin eşcinselliğini öğrenen bir kişi, böylesi bir kardeşin varlığından rahatsız olmazdı.

 

Eşcinsellik normal bir davranış olsa idi, bir bayan kendi eşinin eşcinsel olduğunu öğrendiğinde, rahatsız olmaz, onu o hali ile kabul eder, çocuklarına babaları ile ilgi durumu oturur, bir kahvaltı sırasında rahatça anlatabilirdi. Ancak, hiçbir kadın yoktur ki, eşinin eşcinsel olduğunu öğrendiğinde hayatı kararmamış olsun. Veya hiçbir çocuk yok ki babasının eşcinsel olmasından dolayı ruhu bu durumu kabul ediyor olsun.

 

Eşcinsellik, normal bir davranış olsa idi ve sadece bizim ülkemizde (ve iddia edildiği gibi) geri kalmış bir kültürden dolayı konu tepki çekiyor olsaydı, dünyanın diğer ülkelerindeki kişiler böylesi bir davranış sapmasını kabul ediyor olurlardı. Hâlbuki eşcinsellik bütün dünya vatandaşları tarafından ‘ret' edilen bir davranış sapmasıdır. İster Yunanistan, ister İspanya ve isterse de Hollanda... Dünyanın hiçbir bölgesinde eşcinsellik kabul gören bir davranış şekli değildir. Bazı ülkelerde konunun bizdeki kadar hararetle tartışılmıyor oluşunu o ülkelerdeki kişilerin eşcinselliği kabul etmesi olarak yorumlamak oldukça yanlıştır. Zira, bireysel düşünen toplumlarda ‘aman bana ne... ne hali varsa görsün' diye olaylara bakıldığı için bir sessizlik hakimdir. Yoksa dünyanın en özgür ülkelerinde bile hiçbir kadın yoktur ki, kendi kocasının eşcinselliğini içine sindirebilsin.

 

Eşcinsellik bir normal davranış olsa idi, eşcinseller kendi çocuklarının da eşcinsel olmalarını isterdi. Ama hiçbir eşcinsel yok ki, kendi çocuklarının da aynı duruma düşmesine gönlü razı olsun.

 

Eğer eşcinsellik normal bir davranış olsaydı, herhangi bir din tarafından da kabul edilen bir davranış şekli olurdu. Ne Hıristiyanlıkta, ne Musevilikte, ne Mecusilikte ve hatta ineklere tapınan Hinduizm'de bile eşcinsellik kabul edilmemekte ve şiddetle reddedilmektedir. (bakınız): Adem Güneş, Uzman Pedogog. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=962034&title=yo rum-adem-gunes-escinsellikle-ilgili-haberler-cocuk-ruh-sagli gina-nasil-tesir-eder&haberSayfa=1 )

 

Özetle diyebiliriz ki; eşcinsellik bir davranış bozukluğudur ve tedavi edilmesi gereken bir sapkınlıktır.

 

 Gelmiş geçmiş bütün toplumların geneli tarafından eşcinselliğin anormal bir davranış olarak kabul edilmesi göstermektedir ki bozulmamış bir insan vicdanının bunu onaylayabilmesi kesinlikle mümkün değildir. Aynı şekilde eşcinsel eğilim gösteren kişilerin bizzat kendilerinin kendi durumlarından rahatsızlık duymaları, yaşamın onlardan bazıları için çekilmez hale gelmiş olması ve bir kısmının intiharı bile seçmiş olmaları da üzerinde düşünülmesi gereken hususlardandır. Dolayısıyla ortadaki bu sorunu görmezden gelmek ve bu insanlara tedavi imkânları sunmak yerine ‘onları olduğu gibi kabul edelim' demek doğru bir davranış olmadığı gibi iyi niyetli bir yaklaşım da değildir.

 

Öte yandan eşcinselliği masum bir eğilim gibi görmek ve göstermekte yanlıştır. Ancak doğuştan, yani fizyolojik olarak, erkeğin kendini kadın hissetmesi, erkek üreme organlarına sahip olduğu halde hiçbir şekilde kadına ilgi ve arzu duymaması, her refleksinde ve eğiliminde kadınsı özelliklerinin ortaya çıkması hali bundan müstesnadır. Böylelerinin durumu özel olup beyanları ve talepleri doğrultusunda ameliyatla cinsiyet değiştirmeleri mümkündür. İslâm noktayı nazarından, buna "hazık tabip"in, yani hem mesleğinde uzman hem takva sahibi bir doktorun karar vermesiyle bu mümkün olabilecektir. Bizim bahsettiklerimiz bu gibi kimseler değillerdir.

  

 Lakin çağımızda eşcinsellik genel olarak bu fizyolojik/istisnai durumdan çok "bir tercih" olarak ortaya çıkmakta ve ilave faktörlerin etkisinde yayılmaktadır. Bu, yukarıda bahsettiğimiz şekilde Kur'an'ın "siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz" (7/A'raf, 80-81) dediği ahlak dışı bir sapkınlığı ifade etmektedir. Bunun istisnaî durumlarla hiç bir ilgisi yoktur ve özgür iradeye dayalı bir tercih olduğu aşikârdır. Bu, Allah'ın yaratışına, beşeri sahih örfe ve insan fıtratına aykırı olup, hem ahlâkî hem de hukukî açıdan cürümdür.

 

 Bunun yanında kültürel olarak eşcinselliğin medya ve internet vasıtasıyla empoze edilmesi, teşvik edilip özendirilmesi olgusuna da dikkat edilmelidir. Asıl söz konusu olan mesele budur. Medyanın ve çeşitli platformların bu amaçla kullanımı ifade özgürlüğü veya kişinin tercihleri kapsamına girmese gerektir. Tekrar belirtelim ki bu doğrudan ahlâkî bir sapkınlıktır ve elbette toplumun geneli için ciddî bir tehdit oluşturmaktadır.

 

Buradan hareketle çözüm önerilerimize geçip, şunları ifade edebiliriz. ABD'de ‘Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Tedavi Birliği'nin bulunması; bu anormal hâle yakalananların rehabilite edilmesi gerektiğini ortaya koyan bir delildir.

 

Bu tür kimselerle ilgilenecek psikolog ve psikiyatristler bu konuda eğitilmeli ve onarım terapisi daha yaygın hale getirilmelidir.

 

Sağduyu sahibi insanlar seslerini yükseltmeli ve evrensel ahlâk ilkelerinden yana tavır ortaya koymalıdırlar. İnsanlar duygularıyla değil, akıllarıyla düşünmelidirler. `Bana dokunmayan yılan bin yıl yasasın' sözünün İslâm'ın getirdiği evrensel ilkelere taban tabana zıt bir söz olduğunu ve Peygamberimiz'in sünneti ile çeliştiği gerçeğini asla gözardı etmemelidirler.

 

Aileler unutmamalıdırlar ki medya ve internet, eşcinselliğin yayılmasında büyük bir rol oynamaktadırlar. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmaya çalışmalıdır. Aileler, çocukluk yıllarında erkek çocuklarına kesinlikle "kız" muamelesi yapmamalıdırlar. Aynı şekilde erkek çocuklarının cinsel gelişim süreçlerinde birtakım yanlışlıklar sergilenmemeli ve bu erkek çocuklarının da cinsel taciz olaylarından korunmalıdırlar. Zira bu tür yaşanmış bir taciz olayının eşcinsel eğilimi tetiklediği bilinmektedir.

 

Bir yandan toplum içinde yaşayan eşcinsellerin hakkını korumak için ortaya çıkılıp özgürlükler savunulmaya çalışılırken, diğer yandan da yapılan açıklamalardan negatif olarak etkilenecek ve kimlik sorunu yaşayabilecek gençlerin ve çocukların ruh sağlığını düşünmekte büyük yararlar olduğu muhakkaktır.

 

 Özetle ifade edecek olursak bu makalemizde dünyanın her yerinde yaşayan bütün eşcinselleri üzerinde düşünmeye dâvet eden kendi görüşlerimizi dile getirdik. Bunu yaparkende dinî referanslara müracaat ettik ve dinî kanaatlerimizi açıklamaya çalıştık. Bu noktada herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve aklı başında olan insanın hiç bir şekilde onaylaması mümkün olmayan bu sapkınlıkla elbirliği içinde mücadele edilmesi gerektiği açıktır. Dolayısıyla bu konuda herkes üzerine düşeni şimdiden eksiksiz yapma gayreti içinde olmalıdır ki, yarın kıyamet gününde kendini savunabilme imkânından mahrum kalmasın.

 

 

Dr. Ahmet Emin SEYHAN

 

 

 



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

 

    Eşcinselliğin tedavisi için yapılması gerekenler

Geçen sene eşcinsellikle ilgili yazmış olduğum “eşcinsellik tedavisi mümkün olan bir sapkınlıktır” başlıklı makalemin çok büyük ilgi görmesi, bu sapkınlıktan muzdarip olanların sayısının bir hayli fazla olduğunu gelen mailler sonucu öğrenmem, tedavi için bana ulaşmaya ve yardım istemeye çalışanların aşırı derecede fazlalığı, hala inatla bu sapkınlığı savunanların var olması, bunlardan bazılarının benimle tartışmak istemeleri, kendilerini haklı çıkartma çabaları ve benzeri nedenlerle bu konuyu tekrar ele almamız şart olmuştur.

 

Zira bu sapkınca hastalıktan kurtulmayı azim ve kararlılığı sonucu başarmış olan bir okuyucumun tecrübelerini bana yazılı olarak bildirmesi ve bunları okuyucularla paylaşmamı istemesi üzerine bu makaleyi yazmamız bir zorunluk haline gelmiştir.

 

Bu nedenle, adını vermeyeceğim bu okuyucunun bu sapkınlığı yenmek için yaptıklarını ve verdiği kararlı mücadeleyi kısaca özetledikten sonra onun tavsiyelerini maddeler halinde sizlerin istifadesine sunmayı arzulamaktayım.

 

Sahasında uzman, ihlaslı ve dindar bir hekimin yönlendirmelerine ilave olarak, bu okuyucumun yaşadıklarından çıkartılacak dersler olduğunu düşünmekteyim. Bu dertten muzdarip olanların ya da onların yakınlarının bu tedavi sürecinde yapmaları gerekenler hakkında bir fikir vermesi bakımından bu makalemizin çok faydalı olacağını umut etmekteyim.

 

Ayrıca yeri gelmişken şunu da belirteyim ki, utanan ve kibirlenen ilim öğrenemez ve hiçbir sorununu çözemez. Dolayısıyla bu okuyucunun mektubunda yer alan bir takım ifadeler ilk bakışta bazılarına çok müstehcen gelebilir belki. Ancak, eşcinsellik üzerinde düşünülmesi ve bu soruna çözüm bulunabilmesi için bunların konuşulması ve tartışılması gerekmektedir. Zira hiç bir zaman problemleri halının altına süpürmek çözüm değildir. Dertlerden kaçmak ve bu tür konuları “ayıp” diyerek tartışmamak uzun vadede o topluma ya da bu illete yakalanan kişilere kaybettirecektir. Bu nedenle, eşcinsellik sorununun çözümü için çaba sarf edenlerin samimi niyetlerini bilmeden, anlamadan ve dinlemeden suçlamaya kalkışacaklara şimdiden bu uyarıyı yapmamızın yerinde ve uygun olacağını mütalaa etmekteyiz.

 

Şimdi bu okuyucunun kendi tedavisi ile ilgili yaptıklarını aktarmaya başlayabiliriz.

 

Bu kişi mektubunda eşcinsellikle ilgili düşüncelerinin değişmesinde, aktif ve pasif gaylik konusundaki bilgilerinin yanlışlığını fark etmesinde Dr. Joseph Nicolosi’nin “Eşcinseller için onarım terapisi” adlı kitabının çok işe yaradığını ve doğruları bulma konusunda kendisine rehberlik ettiğini ifade etmektedir.

 

Gönderdiği mektubunda kendisinden ve yaşadıklarından bahseden bu okuyucu, eşcinsel eğilimlere yönelmesinde katı ve sert tutum sergileyen babasının davranışlarının rolünün çok büyük olduğunu, bu nedenle önce erkeklere karşı düşmanlık beslediğini ve daha sonra annesini kendisine rol model aldığını ifade etmektedir.

 

Eşcinsel eğilimlerini ilerleyen yıllarda fark ettikten sonra tedavi için doktora gittiğini, ancak doktorun ona sadece güreş yapması ve kaslarını güçlendirmesini, bunun erkeksilik vereceğini söylediğini, bıyık bırakmasının ona fayda sağlayacağını ifade ettiğini belirtmektedir. Ama bunların da daha sonraları kar etmediğini de sözlerine eklemektedir.

 

Daha sonra babasına durumu açmaya karar verdiğini, önce mektupla bunu babasına bildirdiğini, bu arada devamlı dualar edip Allah’tan yardım dilediğini, ibadetlerini aksatmadığını, dini hassasiyetlerini azaltmadığını, namaz kıldıktan sonra dua ederken çok gözyaşları döktüğünü, bu dertten kurtulmak için Allah’tan yardım dilediğini ifade etmekte, bütün bunlardan sonra çok rahatladığını da sözlerine eklemektedir.

 

Babasına yazdığı o mektuptan sonra her şeyin çok değiştiğini, babasının hatalarını anladığını, geçmişte benzere sıkıntıları dedesi yüzünden onun da yaşadığını, ama bunları aştığını söylediğini, babasının yaşadıklarını kendisine anlattıktan sonra birbirlerine sarılıp dakikalarca ağlaştıklarını, ilerleyen yıllarda babasının samimiyetinden emin olduktan sonra onu affettiğini, kendisinin de zamanla olgunlaştığını, babasını affettikten sonra gay duygularının azaldığını, normalleşmenin hızlandığını, normal erkek arkadaşlarla bu derdini konuşup paylaştığını ve bunların da ona çok faydası olduğunu belirtikten sonra bu illetten kurtulmak isteyenlere önerilerini şu şekilde sıralamakta, ancak bu önerilerinin elbette herkes için geçerli olmadığının da altını bizzat kendisi çizmektedir.

 

Bu okuyucunun mektubunu bu şekilde kısaca özetledikten sonra onun yaşadıklarını ve tavsiyelerini aynen alıntılıyorum. Aşağıdaki cümleler tamamen ismini vermediğimiz bu okuyucuya aittir.

 

 

Eşcinsellikten kurtulmak isteyenler şunları yapmalıdırlar.

 

“1- Allah’tan ümitlerini kesmesinler. Allah bunu denemek için vermiştir, haşa, gaddarlığından değil. Mücadele etmemize göre mükafat verir. Yani “ben değişemem böyleyim” demek işin kolayıdır. Fakat, bu durumda mesul oluruz. Ömür boyunca mücadeleyi bırakmayan ve farzı muhal  kurtulamayan birini affedebilir Allah.

 

Ama, mücadele zor gelip de, zevk içinde yaşayan birinin söyleyecek sözü olamaz. Belki de Allah ötede bizim gibi mağdurlar için ne mükafatlar hazırlamıştır. Çünkü “bu bir erkeğin başına gelebilecek en büyük hadisedir” desem abartmış olmam sanırım. Hem “Allah” diyen gerçekten de yabana kalmaz. O'na dayanan hiç  kimse ortada bırakılmamıştır.”

 

“2- Kendilerini aldatmasınlar ve ne arzuluyolarsa açık yüreklilikle önce kendileri kabul etsinler. Yani pasif duygular olmasına rağmen çoğu kişi aktifim der mesela (halbuki ikisinin de farkı yok, aynı şeyler). Ya da kadınlara ilgisi az olmasına rağmen kadın manyağı rolleri yaparlar. Bunu yapmaları, durumlarını daha da travmatik bi hale sokuyo. Tecrübeyle sabittir : )”

 

“3- Bunun, tedavisi olan bir psikoloji hastalığı olduğunu kabul etsinler. Sebebi ne hormon, ne de genetik. Çoğu için tek sebebi yetişme ortamı, ailesi... Testesteron yani erkeklik hormonu verilen gaylerin gay aktiviteleri artmış, şimdiye kadar da gayliğe sebep olan bir gen bulunamadı. Yani, “ben böyle yaratıldım” sözü koca bir yalan !..”

 

“4- Durumlarını anlatabilecek durumdaysalar, babalarına anlatsınlar. Müsait değilse anlatmaları, bi büyüğe ya da normal bi arkadaşlarına anlatsınlar. Buna “coming out from closet” denir bizim dünyamızda. out olmak, açılmak. Fakat açılınacak kişiyi çok iyi tesbit etmeleri gerekir. En faydalısı da babaya açılmaları. (özellikle gençler için)”

 

“5- Sabırlı olsunlar ve yılmasınlar. Bu bir süreç. Kendilerini tedavi etsinler tabir caizse. Özellikle kurtulmaya yakın gel-git çok yaşarlar. Yani, kurtulduğunu hissetmesine rağmen, erkek arzusu çok olur. Bu bir geçiş dönemidir, aldanmasınlar.”

 

“6- Mastürbasyon yaparken akmaya yakın kadın düşmeye zorlasınlar kendilerini. Azcık zorlama olmadan, olmaz. Tam zevke gelip de akmaya hazırlık aşamasında kadın hayal etsinler. Bu, zamanla geriye doğru gelir. Örnek, ilk başta zorlansalar da 1 ay sonra akmazdan önceki 3 dakka, sonraki aylarda 5 dakka, 10 dakka gibi kadın düşüncesi artar. Bu işin nirvanası ilk başta kadın düşünerek aleti kaldırabilmek. Ben buna ulaşmak üzereyim.”

 

“7- Zamanı gelmeden kesinlikle bir kadınla beraber olmaya çalışmasınlar. Hele hele hayat kadınlarına hiç gitmesinler. Bi aşk, sevgi duyarak ilişkiye girsinler kadınla. Bunun da en salim yolu evlilik. Ama zamanı gelmeden belki faydası olur düşüncesiyle asla evlenmeye kalkmasınlar.”

 

“8- Hoşlandıkları erkek tipleriyle cinsel olmayan arkadaşlıklar kursunlar. Onların ortamına ve muhabbetlerine katılsınlar. İlk başlarda çok yapmacık gelebilir bunu yapmaları ama bu metodun pratikte çok faydası vardır.”

 

“9- Biraz rol yapmaya çalışsınlar. Erkeksi yürümeye, konuşmaya ve davranmaya çalışmak gibi. Şunu da unutmasınlar, erkeksi tavırları çok olan erkeklerin bir çoğu aslında gizli gay. Bunu örtbas etmek için abartılı bir erkeksi tavır içine girerle Ama kendileri bile bunun farkında değildirler.”

 

“10- İlgilerini yüksek ahlaki tavırlara ve örnek insan olmaya versinler. Dine yaklaşsınlar, namaza başlamak ve Kuran okumayı öğrenmek gibi.”

 

“11- Gay olduklarını çok düşünmemek için farklı ilgi alanları bulsunlar. Resim, müzik, spor gibi. Sosyalleşmek için kendilerini azıcık zorlasınlar.”

 

“12- Kesinlikle gay chat odalarına ve kanallara takılmasınlar. Önceki gay arkadaşlarıyla görüşmesinler ya da azaltsınlar. Çünkü çoğu kişiye zor gelir mücadele etmek ve “biz böyle yaratılmışız” diyerek sıyrılırlar işin içinden.”

 

“13- % 100 kurtulmayı hayal etmesinler. Alet erkeklere kalkmaz hale gelse bile, hoş bir adam gördüklerinde bakıp hoşlanabilirler fakat ilerisini düşünüp sex  hayalleri kurmazlar. Normal straight hayatlarına devam ederler. Açıkçası, gay sex hayatından % 100 kurtulabilirler ama duygusal olarak bu olmayabilir.”

 

“Allah herkesi hidayete erdirsin ve bu duygudan kurtarsın inşallah. Hocam, ben, dinde bu işin aslını çok araştırdım ama bulamadım. Sadece lut kavmini bulabildim. Bence islam dininde çok gündem olmamış bu duygu. Hep ayıp karşılanmış. Sebepleri ve tedavisi çok irdelenmemiş. Gönül isterdi ki dr.joseph nicolosi nin yaptığı araştırmayı Müslüman aleminden biri yapsın ama maalesef. Belki de bizim bu tür yazışmalarımız ve gayretlerimiz bir başlangıç olacak islam alemi için. Çünkü ne yazık ki gizli olarak gay olan o kadar çok insan var ki, tahmin bile edemezsiniz. Türkiyenin erkeklerinin yarıdan fazlası desem abartmış olmam. Ayrıca bazı kimselerin sonra empati yapıp, gaylere üstten ve lanetlenmiş gözüyle bakmayı sonlandırmaları gerekiyor. Çünkü, travesti olanlar ve B.E dahil, tercihen o halde değil. Cahil ve bencil babaların ya da çevrelerinin etkisiyle o haldeler. Suçları ne ki? Bir erkeğin başına gelebilecek en acı durum bu kısacası ve kendi tercihi olmuyo erkeklerin ne yazık ki...”

 

“Sizle birebir tanışmak ve daha aktif rol almak isterim gaylere yardımda. Bir karşılık beklediğimden değil, yanlış anlamayın. Bu duygunun çaresiz olduğunu düşünüyo çoğu kişi ve yardıma ihtiyaçları çok. Yani yapmamız gerekenleri ertelersek yakın zamanda kadınlara ilgi oranı iyice düşecek ve insanlar evlenmekten iyice uzaklaşacak. Boşanma oranlarının artmasının ve istikrarsızlık sorununun artmasındaki sebep bu tür duygulardır. Bu apaçık bir gerçek ama insanlar bu konuyu tabu görüp düşünmeye bile tenezzül etmedikleri için, çoğu kişi farkında değil. Kendinize iyi bakın.Allah’a emanet olun. Benim için de dua edin. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Selamun aleykum ahmet bey,”

 

 

 

Görüldüğü üzere bunlar ismini vermediğimiz bu duyarlı okuyucunun yaşadıkları, gözlemleri ve tavsiyeleridir. Maddi durumu yerinde olmayıp yardım isteyen ya da bu sapkınlığın bir hastalık olduğunu kabul ederek arınmak için çabalayanlara bu arkadaşın yaptığı tavsiyelerin çok işe yaracağını düşünüyoruz.

 

Ancak yazı da ifade edildiği üzere, hala bu dertten kurtulmayı düşünmeyen, meseleye ideolojik bakan bazı doktorların iğrenç tavsiyelerine uymayı marifet zanneden, nefsinin arzu ve isteklerini putlaştırıp onları yerine getirmeyi amaç edinen, geçici dünya zevkleri için ahiretini mahveden, inatla bu ahlaksızlığı savunan, yarım yamalak din bilgisi ile müfessir kesilip tereciye tere satmaya kalkan, meallere bakarak kafasına göre fetva veren, hatasını anlamamakta direnen, hayvanların bile yapmadığı bu gayr-i insani davranışı haklı göstermeye çalışanlara ise fazla söz söylemeye gerek görmüyoruz.

 

Yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere Yüce Allah gerçekten doğru yolu bulmak isteyen, bunun için imanını sağlamlaştıran, ibadetlerini yapan, dua ederek gözyaşı döken ve samimiyetle bu hastalıktan kurtulmak isteyenlere hidayet yollarını göstermektedir. Dolayısıyla bu sapkınlığa yakalananların öncelikle Rabb’leri ile olan ilişkilerini gözden geçirmeleri, imanlarını daha da sağlamlaştırmaları ve nefislerinin kötü tavsiyelerini büyük bir azim ve kararlılıkla yenmeleri gerekmektedir.

 

Bu elbette bir zor imtihandır ve bu imtihanı başarmak için yapılacak ciddi işler de bellidir. Zira “cennet ucuz cehennem de lüzumsuz değildir.” Kısaca ifade edecek olursak, eşcinsellik bir davranış bozukluğudur ve tedavi edilmesi gereken bir sapkınlıktır. Bu hastalıktan kurtulmak için yapılması gerekenler de bellidir. Yapmayanların büyük bir veballe karşı karşıya oldukları da aşikardır.

 

Özetle, birilerini suçlayarak kendi eşcinsel eğilimlerini ve yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışanlar, “biz böyle yaratılmışız” diyerek sorunlarını görmezlikten gelenler, “ben değişemem böyleyim” diyerek işin kolayına kaçanlar, bunun hormonlardan ve genlerden kaynaklandığı safsatasını yayanlar ve buna saf saf inananlar, bunun tedavisi mümkün olan psikolojik bir hastalık olduğunu inatla kabul etmeyenler şeytanın tesiri altında olanlardır. Önce bu tesirden kurtularak işe başlamaları ve Allah’a gönülden bağlanıp yukarıdaki tavsiyeleri bir an önce kendi hayatlarında uygulamaları bu sorunlarının çözümüne önemli ölçüde katkı sağlayabilecektir.

(18.03.2011)

Dr. Ahmet Emin SEYHAN



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
ateist_mümin
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 16 haziran 2010
Gönderilenler: 29
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ateist_mümin

  Koca bir yalan ha?.. Hadi ordan. Asıl sizinki yalan. Allah insanları istediği gibi yaratır. bi defa eşcinsellikle insan soyu yok olmaz. ve insan soyunun devamı için herhangi bir şekilde kadın rahminin döllenmesi yeterlidir. Mesele insan soyuysa erkekten alırsın spermi, döllersin rahmi. eşcinselleri tedavi edecez diye onların hayatını, hele hele evlendirmek gibi bir yöntemle mahvedemezsiniz. onu maddesel, biyolojik boyuta çekeblirsiniz. yani belki evlendirebilirsiniz ama o sadece maddi boyutta kalır. düşünce ve hayallerini değiştiremezsiniz. siz eşcinsellerden gidiyorsunuz. peki ya biseksüelleri ne yapacaksınız. onlar hem erkeklerle hem kadınlarla oluyorlar. bu da sapıklık değil midir. gidin onları da düzeltin o zaman..

Yukarı dön Göster ateist_mümin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ateist_mümin
 
t_yasa
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 06 nisan 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı t_yasa

eşcinselliik bireyin özgür iradesinin dışında istemsiz olarak gelişen bir şey, şöyle ki bir insan nasıl ki karşı cinsinden birini çekici buluyor, hoşlanıyor ve bu duygularını dizginleyemiyorsa eşcinseller için de aynı durum söz konusudur. eşcinsellik bir seçim değil bir var oluştur diyelim. ha doğaya aykırı mıdır evet, bilim bu durumun normal olmadığını kabul etmekte çünkü bilim cinselliğin üremek için canlı doğasında geliştiğini söyler.eşcinsellik hayvanlarda bile görülmeyen iğrenç bir durumdur denmiş. şöyle ki hayvanlar hormonlarıyla hareket eder sadece, düşünmezler akılları ya da duyguları cinselliklerine hükmetmez,onlar çevre baskısıyla karşı cinslerinden uzak tutulup kendi cinslerine eğilime sebep olacak hayatlar yaşamazlar, onlar üremek adına birleşirler dolayısıyla eşcinsellik pek görülmez. ha hiç görülmez demiyorum, çünkü tecavüze uğrayan erkek köpekler gördüm.

fakat insanlarda farklı olan şu ki bizler duyguları olan, seven, düşünen, sosyal canlılarız, çevremizle her an etkileşim içindeyiz.insanları eşcinselliğe götüren yüzlerce sebep olabilir (var da zaten, testesteron hormonunu dengeleyen genlerdeki mutasyon gibi örneğin) bunlardan biri de bastırılmış cinselliktir. daha çocukluk çağlarından itibaren birbirine uzak yetiştirilen erkek ve kadın cinslerinin cinselliklerinin gelişim aşamalarında kendi cinslerine ilgi duymaları çok normaldir, evet bu durum normaldir.çünkü çevresinde keşfedebileceği yada hoşlanabileceği karşı cins yok.erkek ve kadın hele de ergenlikte hiç bir araya gelmiyor bazı bölgelerde ve sanılanın aksine bu bölgelerde eşcinsel eğilim özgür toplumlardan daha fazladır fakat belli edilemez.ha bunları sallıyor muyum elbette hayır, arayan her türlü araştırmayı internette bulur.

gelelim eşcinselliğin normal bir durummuş gibi yaşanmasına.

şöyle örnek vereyim;

bir insan kanser oluyor, bu durum seçim değil varoluştur. kanser, insanın kendi hücrelerinin bir takım çevresel faktörlerle kendi vücuduna ihanetidir.kanser olan bir insan bunu kendi seçmez, kanser de en az eşcinsellik kadar insan ırkını tehdit eder, tedavi edilmezse öldürür çünkü. fakat gelin görün ki kanser olan bir insan tedaviyi reddedebilir, bu durum onun iğrenç bir iş yaptığını, toplumda görmezden gelinmesi gerektiğini, normal birey kabul edilmemesi gerektiğini göstermez.

eşcinsel insanlar da doğaya aykırı eğilimlerinden rahatsızlarsa tedavi olurlar, yok rahatsız değillerse tedavi olmazlar, yaşar giderler böyle. tedavi olmak bir seçimdir ve hiç kimse kimseyi bu seçiminden dolayı aşağılık iğrenç olarak nitelendiremez.nasıl ki tedaviyi kabul etmeyen kanserli insan izole edilmiyorsa, aynı şey eşsincel için de geçerlidir.

bu söylediklerimden eşcinsellerin gerçekten hasta olduğunu düşündüğüm sonucu çıkmasın,bu durum yüksek ölçüde genetiktir(kalıtımsal değil genetik) neticede bulaşıcı değil öldürücü değil, kişilerin tercihidir, açık söyleyeyim yolda görsem ne yadırgarım ne de döner bakarım, neticede insan, onda da vadır Tanrı'nın mucizeleri, görmezden gelmek olmaz değil mi?

Yukarı dön Göster t_yasa's Profil Diğer Mesajlarını Ara: t_yasa
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

efendim kişi şundan hoşlanıyor bundan hoşlanıyor olabilir...

her şeyden hoşlanabilirsin her şeye karşı içinden bir istek duyabilirsin...

bu istek aşırı derecede olabilir...

istiyor olmak arzu duymak onu yapmayı meşru kılmaz...

komşunun karısına karşı dayanılmaz bir istek arzu kara sevda duyman onunla ilişkiye girmeni meşrulaştırmaz...

irade sabır ne işe yarıyor...

yanlış şeyler de doğru şeylere de istek ve arzu duyabilir insan...

yanlış olanlara karşı sabır gösterip doğru olanları yerine getirmelidir...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
t_yasa
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 06 nisan 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı t_yasa

irade, sabır, evet bu durumda insanlara iradeli olmaları tavsiye edilebilir,nasıl ki ben alkolü çok severek içtiğim halde Tanrı yasak ettiği için içmemek adına çaba gösteriyorsam aynı şeyi eşcinsellerden de beklemek mümkün elbette. bakın şöyle bir örnek vereyim

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&am p;ArticleID=1031426&Date=05.12.2010&CategoryID=97

linkteki örneğe baktığımızda bunun bu kada kolay olmadığı anlaşılıyor.insan bazen bazı şeyleri kendine rağmen yapmaya çalışıyor ama olmuyor. doğaya aykırıdır olmaz efendim öyle şey demekle veya bu durumu gayri meşru olarak değerlendirmekle, yadırgamakla, kuranda yok demekle bu insanlar yok olmuyorlar.sen ben eşcinsel değiliz diye onların hissettikleri üzerine ahkam kesemeyiz.eşcinsellik doğaya aykırıdır ve doğaya aykırı olan herşey sünnetullaha aykırıdır kabul ama eşcinsellik sapkınlıktır gibi tabirler toplumda nefret suçuna neden olur.

ayrıca ne medya ne de başka kurumlar eşcinselliği meşru gösterme çabasında değiller,aksine ötekileştiriliyorlar, zaten gayrimeşru olduğu bilindiği için eşcinsellerden özellikle bahsedlilir kimi zaman, farklıdır çünkü onlar, olması gerektiği gibi değillerdir.

chp'den kadınlar da erkekler de aday adayı olabiliyorlar olay olmuyor ama bir transeksüel aday adayı oluyor haber oluyor, çünkü kimse bu durumu normal görmüyor.

sonuçta aman sabret duygularını dizginle demekle vazgeçemiyor o insanlar durumlarından, bu komuşunun karısını arzulamak kadar hafif bir şey değil, komşu karısından uzak durabilirsiniz ama kendinizden duramassınız.

 

Yukarı dön Göster t_yasa's Profil Diğer Mesajlarını Ara: t_yasa
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

adam küçük çocuklara karşı dayanılmaz bir istek duyuyor...

yada tecavüze yada işkenceye yada öldürmeye karşı tarif edilemez arzular yaşıyor...

bırakalım arzular şelale mi olsun...

siz bilirsiniz...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
t_yasa
Groupie
Groupie


Katılma Tarihi: 06 nisan 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı t_yasa

sayın asım;

bu forumda takip ettiğim en mantıklı insanlardan birisiniz siz, yani söylediklerimden nasıl bu anlamı çıkartabiliyorsunuz, acaba diyorum ben mi yanlış yazdım, yok o da değil.

verdiğim örnekle şu söylediğiniz aynı şey mi, eşcinsel insanlar kendi gibileri bulup rızaya dayalı ilişkiler yaşıyorlar, yanlış mı, yanlış çünkü doğaya ters.ya ben bu forumda neden kendimi anlatamıyorum, sanırım biraz toplum arasına karışıp kendimi anlatmayı öğrenmem gerek, sorun sizde olamaz sanmıyorum.

Yukarı dön Göster t_yasa's Profil Diğer Mesajlarını Ara: t_yasa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats