HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Cemaatler, Tarikatlar, Mezhepler
Konu Konu: ALEVİLİK İNANCI VE YANILGILAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yunusemregun
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 05 eylul 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 71
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemregun

Selam Hasan Akçay hocam..

 

Hocam bu hususu biraz daha açabilir veya kaynak verebilir misiniz?

Ne zamandır fazla üzerinde durmasam da ve çok fazla araştırma yapmasam da aklımda şekillenen Mescid-i Haram'ın Medyen veya Medine de ( Benzer isimler **ayrıca bilirsiniz Medine ismi sonradan verilmiştir ) olma olasılığını bu bilgilerle alevlendiriyorsunuz.. 

Saffat 133. Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.
134, 135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
136. Sonra da diğerlerini yok ettik.
137, 138. Şüphesiz sizler sabah vakitleri ve geceleyin onların yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

Yukarı dön Göster yunusemregun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemregun
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Teşekkür ederim.  Ama "Bu tür yazıları okumada uzmanlaşmışlar var," demeniz aklıma takıldı. "Ben cahil cesaretine mi sahibim?"
Yok, o kadar da değil. Haddimi bilirim. Verdiğim linkte o uzmanların açıklamaları var. Onlardan yararlanıyorum.

.........

 

Bilen değil öğrenmeye çalışan biriyim. Önyargısız ve hoşgörülüyüm ama karşılaştığı her yeni görüşü yutuveren maymun iştahlı biri değilim.

.........

Merhaba değerli hocam,

Bu ifadeleri neden sarfettiğinizi anlamış değilim. Benim yazdıklarımda size yönelik bir imada bulunmadım. Siz mi çabuk nem kapıyorsunuz  ben mi yanlış anladım. Yanlış anlamış olabilirim, o taktirde peşinen özür dilerim sizden. Hakikaten, eski el yazmaları ve taşlara ve mezar taşlarına kazılmış çok eski yazıları okuyup çözenlerin olduğunu söylemekten başka bir kastım yoktu. Benim bu konuda hiç bir deneyimimin olmadığını söylemek istemiştim. O okuyunuşunuzun hem eksik hem de hatalı olduğu da bir gerçekken, sözlerimin sizinle katiyyen bir alakası yoktu. Okumanıza bir diyeceğim de olamaz. Gayretinizi, okumaya çalışmış olmanızı yadırgamak bir yana, beğeni ile karşılıyorum. 

 

Ve sizin şu görüşünüz: "Mescidi Harâm, Mekke'dir."

 

Karınca kararınca araştırıyorum. Gördüğüm şu: Dr Ayman'ın görüşü de sizin yorumunuz da kanıttan yoksun birer ham iddia şimdilik. Doğrusu: Muhammed Peygamber'in evi yurdu Mekke'dir ve Mescidi Harâm mesciddir. Ama konumuz o değil. Kanıtlarımı sonra getireyim, Allah isterse.

Doğrusu, Mescidi Haram'ın Mekke olmadığına, bir mabet olduğuna dair sizin tüm söylemleriniz dayanaktan yoksundur. İlgli tüm ayetler benim görüşümü destekliyor. Mescidi Haram'ın içinde namaz ve hac gibi ritüelin eda edildiği bir mescit olduğu, Kuran'da Mescidi Haram'ın onca tekrarına rağmen, zehabına götüren bir ifade, bir açıklama bulunmamaktadır. Müşriklerle mü'minler arasında paylaşılamayan bir mabet olsaydı Mescidi Haram aralarında tartışma konusu olur ve bu tartışma vahye konu olurdu diye düşünüyorum. Bildiğiniz mescitler namazla özdeşleşmiş oldukları halde, Kuran'ın neden Mescidi Haram'da ve mescitlerde namaz kılmaktan sözetmediği câlibi dikkattir.    

 

Yazıların ve tarihî kalıntıların ortaya koyduğu iki gerçeğe değinmek istiyorum. 

 

(1)Sûre 105'teki ashâbi'l-fîl ve El-Hicr'deki fil heykelleri

(2)Sûre 85'teki ashâbu'l-uhdûd ve güneyde kıyıma uğrayan Hristiyanlar

 

Sizin bildikleriniz her halde vardır. Onları bizimle paylaşır mısınız. Böylece benim bu yazım sıkıcı bir monolog olmaktan da kurtulur.

Benim bir bildiğim yoktur. Yazacaklarınızla bu konuda ben de bilgileneceğim inşâALLAH.

Sevgi ve saygı ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

 

Najran (Necran)'ın güney-batısına bitişik ve Suudi Arabistan'a ait bir yerleşim alanı var. Suudiler ona HENDEK anlamında Al-Uhdûd diyorlar. Eshabu'l-Uhdûd olayı için bkz Burûc sûresi.

Yahudi kralı Dhu Nuwas, Zafâr ve Hadramaut’taki kiliseleri yakıp yıktıktan sonra Necran’a saldırdı (MS 523); Necran’ın Hristiyan halkını işkenceden ve toplu kıyımdan geçirdi.

O yeleşim alanınından günümüze kalanlar:


http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.arriyad h.com/Eng/Tourism/Left/KSAAttract/Najran/Al-Ukhdud.doc_cvt.f iles/image001.jpg&imgrefurl=http://www.arriyadh.com/Eng/ Tourism/Left/KSAAttract/Najran/getdocument.aspx%3Ff%3D/Eng/T ourism/Left/KSAAttract/Najran/Al-Ukhdud.doc_cvt.htm&usg= __jmi8D-RlPkSB7uIibLOp2MzeKV8=&h=210&w=280&sz=22 &hl=tr&start=3&um=1&itbs=1&tbnid=5umT7qh ystRuoM:&tbnh=86&tbnw=114&prev=/images%3Fq%3Dal- ukhdud%2Bin%2Bsaudi%2Barabia%2B(picture)%26hl%3Dtr%26rlz%3D1 T4GZAZ_trTR357TR357%26sa%3DX%26um%3D1

Ve Güney Arabistan'da ortaya çıkarılan Ebrehe yazıtı:


http://www.mnh.si.edu/EPIGRAPHY/e_pre-islamic/fig04_sabaean. htm

1.Rahman’ın ve Mesih melikin gücüyle Ulu Ebrehe, ki melikidir Sebe’nin ve Zuridan’ın ve Hadrmaut’un (B'khail / ar-rahman / wmaseeha / malikan / Abraha / Zaybm / malik / sab'a / w zarydan / w hadarmaut)
 
2.ve Yemen’in ve dağlardaki ve sahildeki aşiretlerin, bu dizeleri yazdı savaşı konusunda (w yement / wa r'a rab hamw / Twadam / w thamat / satro / zn / satran / K'ghazow)
 
3.Ma'ndam / Ghazwatn / rab'atan / b'warkhan / Zthbatan /Kafa saadu / kl/ bani amrm
4.Wazaki/ malikn/ abjabar / b ainam/ kadat/ wain/ w basharm / bin hasahanm/ bainm
 
5.San dam/ wa mardam / wa hadaru/ qadami / jayshan/ alia bani yamram/ kadat/ wail/ b wad /samrakh / wa mardam/ wa sadam/ b wad..
 
6.B manhaj / tarban/ w zabahow / wa sarw / w ghanamw / zaisam / wa makhdah/ malakin/ b halban/ wa danw
 
7.Ka zalam/ maidam / wrahanw / wa badanahaw / nwa sa'aham mw / amram / bin/ mazran.
8.Wa rahanamw / bin haw / wa sata khalafw / ala/ ma'dam/ wa qafalw/ bin/ hal
9.-bi-n / -b- akhayal / rahman / wa rakhaw / zalan / salthany / w sathya/ ws
10.Tha / matam

Ebrehe'nin yazısında yendiği aşiretler, ele geçirdiği ülkeler ve oralara atadığı yöneticiler geçiyor; Kabe geçmiyor. Ve ordusunda fil yok.

Bir Kabe seferi söz konusu olsaydı dahi ona fil katılamazdı. Çünkü Yemen'den ta Mekke'ye varacak o hayvan. Uçsuz bucaksız çölleri aşacak. Ayakları kızgın kuma dayanır mı? Su içecek; sırtına su fışkırtacak; çölde su ne gezer? Yeşil ağaç yiyecek; çöl orman mıdır?

"Efendim, Allah'ın mucizesidir; o fil çölleri aşar." Hayır! Ebrehe masalını anlatan beşerdir; Allah anlatmıyor onu.

Sebe halkının kullandığı müsned alfabe:



http://en.wikipedia.org/wiki/File:Panel_Almaqah_Louvre_DAO18 .jpg


Güney Arabistan’da hem bu tabletteki gibi müsned alfabeyle hem de Kuran'daki gibi Hicazî alfabeyle yontulmuş yazılar var. Bkz http://www.jstor.org/pss/20190821

O halde Dr Ayman’ın şu iddiası geçersizdir:
 
Muhammed’in evi yurdu el-Hicr’in de içinde bulunduğu kuzey-batı Arabistan idi. Kuran’ın Hicazî alfabeyle yazılmış olması bunu gösterir.
 
Öte yandan, Sûre 105'te anılan "asbabil fîl"den kastın Arabistan'ın kuzey-batısında yaşayan halk olduğu anlaşılıyor. Örneğin Lût halkı. Çünkü Ebrehe'nin fili yok. Ama Salih peygamberin kuzey-batı Arabistan'daki kenti olan El-Hicr'de fil heykelleri var:

fil kayası

Sodom ve Gomora'nın yanıbaşındaki Petra'da Büyük Tapınağın sütun başları



Dağlara yontulan evler

Salih uyardı: Dağlardan ustaca evler yontuyorsunuz, وتنحتون من الجبال بيوتا فارهين. (Şu'ârâ 149).

Fîl 4: Kuşlar o "fil halkı"nı pişirilmiş çamur taşına tuttular (hicâreti'n min siccîl, حجارة من سجيل).
Hicr 74: "Lût halkı"nın üstüne pişirilmiş çamur taşı yağdırdık (hicâreti'n min siccîl, حجارة من سجيل)
 
Ve Saffat 133-138:

Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. Hani biz onu ve, geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın dışında, bütün ailesini kurtarmıştık. Sonra da diğerlerini yok ettik. Şüphesiz sizler sabah vakitleri ve geceleyin onların yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selam lar ...

      fil süres,i

 

Âyetlerin meali:

1- Görmedin mi nasıl etti Rabbin ashâb-ı fîle!
2 - Onların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı?
3-Onların üzerlerine öbek öbek uçanlar
[bulutlar, boran] göndermedi mi?
4- Ki onlara pişmiş taşlar ile birlikte büyük taneli yağmur yağdırıyorlardı.
5 - Sonunda onları bir yenik bitki yaprağı gibi yapıverdi.

 bu 19 sırada olan ayet

  

Âyetlerin meali:

1 - De ki: “Ey kâfirler!
2 - Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
3- Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
4 - Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim.
5 - Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
6 - Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir ...: şimdide bu 18 cı sıradaki ayet 

  –5 - (“Yarattığı şeylerin şerrinden ve çöktüğü zaman karanlığın şerrinden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin şerrinden ve kıskandığı zaman kıskananın şerrinden Felâkın Rabbi’ne sığınırım” de! ......)  buda 20 sıradaki ayet..

          



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
yunusemregun
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 05 eylul 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 71
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemregun

Selam..

Eskiden Rome Total War isminde bir oyun oynardım. Oradan yeni aklıma geldi..  Lut Gölü Doğusunda olan, Amman'ın (Ürdün ) eski adı; Philadelphia imiş ..

Kelime Grekçe, doğal olarak Latince..

 

fil-ad-el-fee'-ah

Greek φιλεω (phileo) "to love" and αδελφος (adelphos) "brother".

Kardeşçe/arkadaşça sevgi,  fil arkadaşları/ashabı..

Zorlamam mı olur sizce?

 

 

Yukarı dön Göster yunusemregun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemregun
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Selam. Benim şu andaki görüşüm: Sûre 105'te geçen FİL HALKI, özelde Lut halkıdır; genelde ise Kuran'dan önce kuzeybatı Arabistan'da yaşamış olan insanlar. 

Şu iki nedenle FİL HALKI diye tanınmış olabilirler:  

(1)Filleri güç simgesi sayıyorlar. Çünkü güney ile kuzey arasında köprü durumundalar. Ticaret için güneye gittiklerinde filleri görüp onların iri yapısından ve olağanüstü gücünden etkilenmişler; fil heyekelleri yapıp Sodom ve Gomora'nın yanıbaşındaki Petra tapınağının sütun başlarına koymuşlar.

(2)El-Hicr, SALİH'İN KENTLERİ anlamındaki "Mada'in Saleh"te bir kent. Orada dev gibi bir fil kayası var. Milyonlarca yılın kum fırtınaları dev kayayı aşındıra aşındıra doğal bir fil heykeli yapmış. Büyük olasılıkla halk ona da tapmıştır.

 

Fîl 4: Kuşlar o "fil halkı"nı pişirilmiş çamur taşına tuttular (hicâreti'n min siccîl, حجارة من سجيل).
Hicr 74: "Lût halkı"nın üstüne pişirilmiş çamur taşı yağdırdık (hicâreti'n min siccîl, حجارة من سجيل)

 

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar değerli araştırmacı yazar sayın hakkı yılmaz salat la ilgili araştırması.

    الصّلوة [SALÂT]

ANLAMI

الصّلوة [salât] sözcüğünün yapı olarak, ص ل ى [saly] ve ص ل و [salv] köklerinden türemiş olması mümkün görünmektedir. Dilbilgisi kurallarına göre her iki kökten de türemiş olabilir. Zira hem ص ل ى [saly] hem de ص ل و [salv] sözcükleri, son harflerinin “harf-i illet” olması sebebiyle “nâkıs”tırlar ve bu köklerden bir sözcük türediğinde, köklerin sonundaki harf-i illetler düşerek başka harfe dönüşür. Bu durumda, türeyen yeni sözcüğün, bu köklerin hangisinden türediği konusunda ciddi bir araştırma yapılmadığı takdirde ortaya bazı karışıklıklar çıkabilmektedir. Nitekim ص ل و  [salv] kökünden olan kalıpların birçoğunun çekimlerinde و [vav] harfi, “galb” [değişim] neticesi ى ]ya]ya dönüşmekte ve bu şekilde türeyen sözcükler, ilk bakışta ص ل ى [saly] kökünden türemiş gibi görünmektedir.

Bu gibi durumlarda Kur’ân'ın mesajını doğru anlamak için yapılacak ilk iş, sözcüğün türemiş olabileceği köklerin anlamlarına bakmaktır. Bu sebeple biz de tahlilimize, الصّلوة [salât] sözcüğünün türemiş olabileceği ص ل ى [saly] veص ل و  [salv] köklerinin anlamları ile başladık.

صلى [saly, sıla]; “pişirmek, yakmak, ateşe atmak-ateşe girmek, yaslamak” anlamına gelir. Sözcük bu manada Hâkka Sûresi'nde geçmektedir:

Sonra cahîme [cehennem] sallayın onu [صلّوه/sallûhû]. (Hâkka/31)

Bundan başka, sözcük Kur’ân'da birçok kez, bu kökten türemiş olan إصلوها [islavhâ], يصلى [yeslâ], وسيصلون [veseyeslavne], ساصليه [seüslîhi], لايصلاها [lâ yeslâhâ] gibi farklı kalıplar hâlinde yine aynı anlamda yer almıştır. Meselâ, صلى [s-l-y] kökünden türemiş olan المصلّين [musallîn] sözcüğü, “destek veren, yardım eden” anlamında değil, “hayvanının sırtına, uyluğuna yaslanan” anlamında kullanılmaktadır.[1]

 صلى[saly] sözcüğü, Türkçe'deki “sallamak” ve “yaslamak” sözcüklerinin de kaynağıdır.

Ancak, konumuz olan salât sözcüğünün kökünün saly olduğu varsayılırsa, Kur’ân'da geçen tüm الصّلوة [salât] sözcüklerinin ve türevlerinin “ateşe atmak, yaslamak” anlamında olduğunu kabul etmek gerekecektir ki bu durumda, meselâ Kevser Sûresi'ndeki صلّ [salli] emrinden, “onu ateşe at” veya Ahzâb/56'daki صلّواعلي 07; [sallû aleyhi] ifadesinden, “o'nu [Muhammed'i] ateşe sallayın/atın” anlamı çıkarmak gerekecektir. Sonuç olarak, “yardım, destek, çaba, gayret” anlamlarına gelen الصّلوة [salât] sözcüğüyle, “ateşe atmak, ateşe yaslamak, pişirmek, yakmak” anlamındak صلى [saly] sözcüğü arasında herhangi bir mana ilişkisi kurma imkânı yoktur.

 ص ل و[salv]: İsim olarak “uyluk, sırt” demek olan sözcük şöyle açıklanır: صلو [salv], “insanın ve dört ayaklı hayvanların sırtı, kalça ile diz arası” anlamına gelir.[2]

Bu anlam doğrultusunda fiil olarak kullanıldığında sözcük; “uyluklamak, sırtlamak” anlamına gelir ki, uyluğun [bacağın, diz ile kalça arasındaki bölümünün] yatay duruma getirilerek bir yükün altına uzatılması şeklinde bir hareket olan “uyluklamak” da, bir yükü sırta almak demek olan “sırtlamak” da, yük altına girmeyi, yüke destek vermeyi ifade eder.

Bize göre salât sözcüğünün kökü saly değil, salv'dir. Sözcüğün aslı ise صلوة [salvet] olup, kök sözcük nâkıs [son harfi illetli] olduğundan, genel dilbilgisi kuralları gereği صلوة [salvet] sözcüğü,الصّلوة [salât] şekline dönüşmüştür. Nitekim sözcüğün çoğulu olan صلوات [salavât] sözcüğünde, kök sözcüğün asıl harfi olan و [vav] açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu durum, başka birçok sözcük için de geçerlidir. Meselâ, ğazâ [savaştı] sözcüğünün mastarı غزوة [ğazve]dir ve ğazve'nin çoğulu غزوات [ğazevât] olarak gelir. Diğer fiil çekimlerinde de ğazâ'nın “vav”ı, ya ى [ya]ya dönüşür yahut da düşer. Zaten salât sözcüğünün, s-l-v kökünden türediği hususunda ittifak olduğu içindir ki, bir anlam karışıklığı olmasın diye mushaflarda salât sözcüğü, الصلاة şeklinde ا [elif] ile değil, الصّلوة şeklinde و [vav] ile yazılır.

Diğer taraftan, صلو [s-l-v] kökünden türemiş olan صلّى [sallâ] (mastarı salât) sözcüğünün anlamı, Kıyâmet/31-32'de, hiçbir yanlış anlamaya meydan vermeyecek şekilde net olarak açıklanmıştır:

 فلا صدّق ولا صلّى ولاكن كذّب و تولّى [felâ saddaqa velâ sallâ velâkin kezzebe ve tevellâ=O, ne tasdik etti ne de çaba harcadı/destekledi. Ama yalanladı ve geri durdu].

Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlede dört eylem zikredilmiş, bu eylemlerden ikisi diğer ikisinin karşıtı olarak gösterilmiştir. Şöyle ki: صدّق [saddaqa]nın karşıtı olarak كذّب [kezzebe], yani “tasdik etme”nin karşıtı olarak “tekzib etme, yalanlama” fiili kullanılırken, صلّى [sallâ] fiilinin karşıtı olarak da تولّى [tevellâ] fiili kullanılmıştır. Kalıbı itibariyle “süreklilik” anlamı taşıyan tevellâ sözcüğü; “sürekli geri durmak, sürekli yüz dönmek, lakayt kalmak, ilgisizlik, pasiflik ve yapılmakta olan girişimleri kösteklemek” demek olduğuna göre, تولّى [tevellâ]nın karşıtı olan صلّى [sallâ] da; “sürekli olarak destek olmak, seyirci kalmamak” anlamına gelmektedir.

Anlamı Kur’ân'da bu kadar açık olarak belirtilmesine rağmen salât sözcüğü, ünlü bilgin Râgıb el-İsfehânî'nin Müfredât adlı eserinde, “Lügat ehlinin çoğu, salât; ‘dua, tebrik ve temcit’tir demiştir” ifadesiyle âdeta geçiştirilmiştir.

Sonuç olarak الصّلوة [salât] sözcüğünün anlamını; “destek olmak, yardım etmek, sorunları sırtlamak; sorunların çözümünü üzerine almak” şeklinde özetlemek mümkündür. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, buradaki sorunlar, sadece bireysel sorunları değil, aynı zamanda toplumsal sorunları da kapsamaktadır. Dolayısıyla الصّلوة [salât] sözcüğünün anlamını, “yakın çevrede bulunan muhtaçlara yardım” boyutuna indirgemek doğru olmayıp, “topluma destek olmak, toplumu aydınlatmak, toplumun sorunlarını sırtlamak, üstlenmek ve gidermek” boyutunu da içine alacak şekilde geniş düşünmek gerekir. Yapılacak yardımın, sağlanacak desteğin gerçekleştirilme şeklinin ise “zihnî” ve “mâlî” olmak üzere iki yönü bulunmaktadır:

• Zihnî yönü ile salât; eğitim ve öğretimle bireyleri, dolayısıyla da toplumu aydınlatmak, rüşde erdirmek; en sağlam yola iletmek;

• Mâlî yönü ile salât; iş imkânları ve güvence sistemleri ile ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, onları zor günlerinde sırtlamak, böylece de toplumun sıkıntılarını gidermektir.



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
kuranyeter
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 04 subat 2008
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 204
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kuranyeter

takva yazdı.

• Zihnî yönü ile salât; eğitim ve öğretimle bireyleri, dolayısıyla da toplumu aydınlatmak, rüşde erdirmek; en sağlam yola iletmek;

• Mâlî yönü ile salât; iş imkânları ve güvence sistemleri ile ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, onları zor günlerinde sırtlamak, böylece de toplumun sıkıntılarını gidermektir.


selam takva,
Allah ve melekleri resule salat ediyorlar,sizde salat edin,
şimdi zihni yönü ile ve mali yönü ile bu salatı iman edenler olarak nasıl yapacağız..ki salat yapılması gereken yer özellikle vurgulanıyor...
selamlar...


__________________
Ölüm her aklına geldiğinde Ah edip vah edip inleme Bu halinle tanrıyı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman Evi telaşa verme O geldiği zaman Sen gitmiş olacaksın...
Yukarı dön Göster kuranyeter's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kuranyeter
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selam öncelikle bu yazının benim tarafımdan değilde. sayın hakkı yılmaz ın  tarafından yazıldığını söleyim.

   gelelim soruya...

       Allah ve melekleri resule salat ediyorlar,sizde salat edin,
şimdi zihni yönü ile ve mali yönü ile bu salatı iman edenler olarak nasıl yapacağız..ki salat yapılması gereken yer özellikle vurgulanıyor...

    nisa süresin de..

     

100. Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek bir çok güzel yer ve bolluk (imkan) bulur. Kim Allah ve Resulü uğrunda hicret ederek evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse artık onun mükafatı Allah'a düşer. Allah da çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. *

 

101. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır.

 

102. Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namazını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kafirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kafirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

 

103. Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. * 

  bu ayetlerde allah cc yardımlaşmadan bahseder. ve senin derdine dermen olacak bütün bilgiler vardır.



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
yunusemregun
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 05 eylul 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 71
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yunusemregun

Selam...

13 RAD   30

        Böylece biz seni kendilerinden önce  nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. onlar Rahmanı inkar ediyorlar. de ki O benim Rabbimdir.ondan başka ilah yoktur. sadece ona tevekkül ettim ve dönüş sadece onadır. 

Hangi ümmetler?

 

---------

Petra'daki diğer fil timsalleri..

 

Along the way you come across several minor attractions such as ‘Elephant Rock’. This formation was carved by wind and time into its namesake.

Natural rock forms this elephant -like “sculpture”  in Petra .

Elephant Rock

Great Temple ..Batı Exedra tarafında bir fil oyması..

Yukarı dön Göster yunusemregun's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemregun
 

<< Önceki Sayfa 10 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats