HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: İSLAM GELENEĞİNDE SÜNNET OLMA KONUSU Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selam asım kardeşim,

bakara 2 ne diyor?..imzamda yazıyor bakabilirsin..eğer geçmişe atıfla yola çıkacaksak bilki geçmiş çoğu yerde  karanlık bir labirent  haline dönüşmüş,oralardan bir çıra getirip aydınlanmaya ve aydınlatmaya çalışıyorsun..ancak bu çıranın sözde ışığı Kuranın nuru ile kıyaslanamaz..kıyaslamaya bakanlara bir bak..karanlıklar içinde yüzüyorlar.. yanlış yapıyorsun..

biz bu bilgiye yetişmeden evvel yeğenim sünnet edilmişti..sabi bir hafta ağladı..Allahın indirdiği din,bunları ortadan kaldırmak için vardır..yaymak için değil..sağlıcakla






__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Afrika: Erkeklerin sünnet olmasi AIDS'yi önleyecek.
Milyonlarca kisi, HIV (AIDS) tehlikesinden korunabilir...
Erkeklerin sünnet olmasi ile Afrika'da AIDS olanlarin sayisi azaltilacak...


UNAIDS kurumunun arastirmasina göre gelecek 20 yilda Afrika'nin 6 milyon insaninin HIV kapmamasi ve 3 milyon hastanin ölmemesi saglanacak.

Heteroseksuel erkeklerin sünnet olmasi ile bu sonuc daha da iyiye gidecek ve bu hastaliga yakalanma riski %60 oraninda düşecek...


Bilim adamlarinin bu arastirmasi Fachmagazin PLoS Medicine'da yayinlandi.

Internasyonel bilim adamlari birligi, bu sonuca nasil varildigini da acikladi. Afrika'daki sünnetli erkeklerin AIDS olmadiklarini farkeden bilim adamlari, bu konu ile ilgili bir inceleme baslattilar. Sonuc gercekten carpici idi. Afrika'nin Müslüman kesiminde AIDS gercekten az ve Müslüman olmayan kesiminde cok fazlaydi.

UNAIDS birligi üyesi Catherine Hankins, aciklamasinda; bu durumun Afrika'da bir devrim olacagini ve erkeklerin sünnet olmalari sonucunda bu konuda cok büyük basarilar elde edilecegini, milyonlarca insanin artik ölmeyecegini ve milyonlarca insanin da bu hastaliga yakalanmayacagini söyledi.

Bu calismalar olanca hizi ile devam ederken, simdi de AIDS'in erkeklerden kadinlara gecmesini önleme calismalari baslatan UNAIDS, bu konuda da olumlu sinyaller alindigini belirtiyo

__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

  Kuranı Kerim ilk anlayan öznelerin uygulaya geldikleri Salih ve maruf davranışları onaylamış, peygamber(a.s) ve onun arkadaşlarının yaptıklarına, uygulamalarına gerekmedikçe müdahele etmemiş serbestlik tanımıştır. Cuma suresindeki gibi Müminlerin uygulaya geldikleri bir pratiğin ciddiye alınmaması sonucu müdahele edilmiş, surenin dokuz ve on bir arası ayetleri inmiştir (62:9-11).  Kuranı Kerimin işaret ettiği veya etmediği(hitan) bu uygulama ve pratikler nesilden nesile bizlere yaşanarak aktarılmıştır. Yazımızı babamız İbrahim(a.s) ve İsmail(a.s)ın Peygamber(a.s) için yaptıkları duayla bitirelim;  
 
(İbrahim ve İsmail) Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuşlardan eyle. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize menasiki göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, Tevvabsın, Rahimsin. Rabbimiz! İçlerinden onlara bir Rasül gönder; onlara âyetlerini okusun, Kitabı ve Hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Gerçekten,  sen Azizsin, Hakimsin" diyorlardı.(2:128-129)
 
Cehd bizden Tevfik Allah(a.c)den
 
rıdvan




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Emre_1974tr
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 494
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Emre_1974tr

halukgta Yazdı:

 

Emre kardeşim bazı şeyleri zorladığımızda devamında gelecek sorulara mantıklı cevaplar veremeyiz bakın ne söylemişsiniz yazınızda. (2- Estetik ameliyatta, organın parçası yok edilmiyor genelde, tam tersine, kusurlu görünüm ortadan kaldırılarak "orijinal" hale gelmesi sağlanıyor.) Sayın arkadaşım orijinallik kavramı herkesin doğduğu andaki şeklidir, buda herkes de ayrıdır. Düşünün iri burnunu küçülten bir insanın burun kemiği kırılıyor küçültülüp yeni şekil veriliyor. Kadınlar göğüs ameliyatı oluyor iri göğüslerini küçültüyor ya da tam tersine büyütüyor. Daha o kadar çok örnek var ki. Şimdi bunlara nasıl günah deriz? Ya da neye göre günah sınıfına sokmamız gerekir? Ama konu sünnete gelince ise bakın ne diyorsunuz. (Ama sünnette, formu değiştirme, bambaşka şekle sokma bozgunculuğu var.) Sizce iri burunlu bir insanın burun kemiğini kırdırıp küçük şekil verme ya da iri göğsünü kestirip küçültme den ne farkı var? Sünnette neyin formunu değiştiriyorsunuz da bunu iddia ediyorsunuz. İşlevin demi bir sorun var? Ya da hangi konuda iyi olanı kötüye çevrilmişte günah yaftasını yapıştırıp, birde bunu yaradılışa karşı gelmekle eş tutuyorsunuz? Yanlış sünnet yapanlar, kadını sünnet ederek kadına cinsel zevki engelleyenler konumuz dışıdır. Sünnetin Allah emri olmadığı çok açık bir gerçek, hatta yazdığım gibi bize açıkça Yahudilerden geçtiği de belli. Ama bunu güzelce insanlara anlatmak yerine bu denli Allah ın koymadığı bir günahla suçlamanın mantığı var mı sizce? Gelin içimize sokulan hurafeleri, yanlışları nereden geldiğini topluma güzelce anlatalım, kimseyi kırmadan yapalım bunu, bunu yapmanın neresi kötü olabilir ki sizce? Size soruyorum siz eğer sünnetliyseniz herhangi bir zararını gördünüz mü? Ben 40 yıldır ne gördüm nede çevremde sünnetlilerden şikâyetini duydum. Ama bu sözlerim sünnet olmanın savunuculuğundan öte, söylediğiniz ve karşı çıktığınız savunmanıza karşı söylenen sözlerdir. Toplumumuz geleneklerine göre yüzyıllardır erkekler sünnet oluyor, faydalı ya da zararlı bunu ilim adamlarına bırakalım bizim konumuz dinsel yönden tartışmaktır, ayrıca toplumu bu konuda bilinçlendirmektir. Müslüman olmanın şartı olmadığını ancak böyle anlatabiliriz topluma, onları karşımıza alarak değil. Eğer bizler peygamberimizin yaptığı gibi anlatılmak isteneni, güzel ve saygılı bir üslupta anlatırsak atasözünde olduğu gibi, yılanı deliğinden çıkarabiliriz, ona bile gerçekleri anlatırız. Ama bizim gibi düşünmeyenleri sözlerimizle karşımıza alırsak, bizleri asla kimse dinlemez, ancak kendimiz söyler kendimiz dinleriz.

    Tüm arkadaşlarımın yeni yılı kutlar esenlikler dilerim. Halukgta

 

Yine olaylar birbirine karıştırılmış durumda:

 

1- Hayır, bir insanın orjinal hali doğuştan gelen hali değildir. Öyle olsaydı, sakat doğmuş bir insanın o sakat halini de orjinal-sağlıklı hali kabul etme komedisini işlemiş olursunuz.

2- Burnunda eğrilik veya başka bir bozukluk gören bir insan(ister sağlık açısından, ister estetik), eğer bunu düzelttirirse, formunu değiştirmiş değil tam tersine korumuş olur.

Çünkü dediğim gibi burada "genel olarak insanlığın formundan" bahsediyorum. Yoksa o kişinin doğduğu haldeki durumundan değil.

Aynı şekilde bir insanın kendini gençleştirmesi, örneğin saç ektirmesi, veya kırışıklıklarını tedavi ettirmesi, ameliyatla düzelttirmesi de formu değiştirmek değil, tam tersine korumaktır. Yaşlanma veya başka bir sebeple dejenere olmuş bedeni eski orjinal hale getirme çabasıdır.

 

Veya bir insanın sağlıklı yaşayarak, bazı şifalı bitki ve besinlerden yararlanarak yaşlanmayı durdurmak için çabalaması da, yaratılışı değiştirmek değil, tam tersine korumaktır.

 

Senin verdiğin örnek bununla alakalı bile değil.

 

Sünnete denk gelecek bir burun ameliyatı şöyle olabilir:

 

Örneğin o kişi 2 burun deliğinin fazla olduğunu düşünüp, bir tanesini kapattırıp iptal ederse, işte o zaman buna denk gelen bir olay yapmış olur.

 

Sünnet olayında nelerin değiştirildiğine iyi bakın:

http://forum.kuranyolunda.com/forum_posts.asp?TID=5402

Burada penisin büyütülmesinden veya küçültülmesinden bahsetmiyoruz, değiştirilmesinden bahsediyoruz.

Ha bu arada örneğin insan   saçlarının bir daha çıkmamak üzere dökülmesini sağlayacak ilaç veya ameliyat yoluna giderse yine aynı benzer olayı gerçekleştirmiş olur.

3-  sünnet ameliyatından dolayı sakat kalan ve ölen insanlar oluyor. Hatta bazı erkekler bu yüzden kadın olmaya bile zorlanıyor.

Benim de bir tanıdığım çocuk sünnetinde az daha hayatını kaybetmek üzereydi. Zor kurtuldu.

 

4- Zaten bilimden ve akıldan bahsediyoruz. Ayrıca hiçbirşeyi din adamına bırakmadığın gibi, bu konuda da gerçekleri kendinin kolayca görmesi gerekiyor.

5- Bir de konunun "çocukları sünnet ettirme kısmı " var.

Yahu burada bir başkası adına karar verip, ona "kalıcı bir şiddet uyguluyorsun".

 

Bırak sünnet ettirme şiddetini, bir başkasını zorla çalıştıramazsın bile. haramdır. Kendini tanrı ilan etmen ve başkalarının hayatına karışman, köle olarak kabul etmen demektir.

Sen ne hakla küçücük bir çocuk hakkında karar verip onu  ameliyata zorluyorsun. Bu zalimliğin(başkasını zorla sünnet ettirmek) haram olduğu tartışılmaz bile.

 

Bir başkasını zorla bir eve kilitleyemezsin. Zorla kitap veya gazete okutamazsın, zorla çalıştıramazsın, zorla evlendiremezsin. Ve sünnet ettiremezsin. Hepsi de, yani birşeyi zorla yaptırmak haramdır.

 

Rablik taslamak yasaktır.

 

Burada sen 19-20 yaşına gelince kendin karar vermiyorsun bu ameliyata. Sen küçücükken, başkaları senin adına karar verip seni ameliyat ediyor. İşte benim "kesinlikle günah" dediğim uygulama budur.

Yoksa örneğin 19 yaşındaki bir insanın kendi hür düşünce ve isteğiyle sünnet olmaya karar vermesi, tartışılmalıdır dedim. Ve yine o kişinin de bir zorunluluk olmadan sünnet olmasını yanlış bulduğumu belirttim.

 

6- Ne antipatisi. Nasıl ki "üçleme şirktir" veya "hadisleri dine ortak etmek yasaktır" diyorsan, bunda da aynısını, takiye yapmadan söyleyeceksin.

Selam ve sevgiler.

 

Yukarı dön Göster Emre_1974tr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Emre_1974tr Ziyaret Emre_1974tr's Ana Sayfa
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Emre yazdı:

"Sen ne hakla küçücük bir çocuk hakkında karar verip onu  ameliyata zorluyorsun. Bu zalimliğin(başkasını zorla sünnet ettirmek) haram olduğu tartışılmaz bile.

Bir başkasını zorla bir eve kilitleyemezsin. Zorla kitap veya gazete okutamazsın, zorla çalıştıramazsın, zorla evlendiremezsin. Ve sünnet ettiremezsin. Hepsi de, yani birşeyi zorla yaptırmak haramdır.

Rablik taslamak yasaktır.

Burada sen 19-20 yaşına gelince kendin karar vermiyorsun bu ameliyata. Sen küçücükken, başkaları senin adına karar verip seni ameliyat ediyor. İşte benim "kesinlikle günah" dediğim uygulama budur."


  İşte bütün mesele burada.Ortada sağlığa aykırı bir durum yokken,yeni doğmuş sabilere yapılan bu zulmü onaylamak asla ve kat'a mümkün değildir. Yaptırmak isteyen kişi,kendi özgür iradesiyle bunu yaptırtmalıdır ama ne ilginçtir,kazara sünnet edilmemiş gençler,asker ocağında laik ve çağdaş askeriyemiz tarafından anında budanmakta ve ne hikmetse dinci dedikleri tabakayla özellikle bu konuda birebir örtüşmektedirler.




__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
HAKgelenek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı HAKgelenek

selam.

her konuda olduğu gibi bu konuda sonuç alınamıyor,herkes doğru herkes yanlış.

kardeşim bırakın çocuk yaşı reşit olunca karar versin  memnunsa orjinali ni bozmaz.

askeriyeye gelince onların envanterinde böyle bir uygulama yok ama tıpkı ehlisünnetler gibi kesmekten hoşlanıyorlar.

 



__________________
Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Yukarı dön Göster HAKgelenek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: HAKgelenek
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Çok ilginçtir ki her ne hikmet ise, birçok arkadaşım hala aynı şeyleri söylemeye devam ediyor. Yani sünnetin Allah emri olmadığını anlatıyor ama bunu Allahın yaradılışına karşı gelmek olarak anlatıp, bırakalım büyüdüğü zaman karar versin diyor. Bende evet topluma sünnetin Allah emri olmadığını anlatalım ama sünnet ettirme konusunu şirk koşmakla aynı kefeye koymayalım yanlış olur diyorum. Bakın benim örneklerime Emre arkadaşım nasıl cevaplar vermiş ona bakalım. Ben insanın orijinal hali doğduğu halidir demiştim arkadaşımızda şu cevabı vermiş. (Hayır, bir insanın orijinal hali doğuştan gelen hali değildir. Öyle olsaydı, sakat doğmuş bir insanın o sakat halini de orijinal-sağlıklı hali kabul etme komedisini işlemiş olursunuz) Önce orijinal kelimesini Türkçe sözlüğüne bakarak ne anlama geldiğine bakalım. Sözlük birkaç anlamını da yazmış bakın ne diyor. (Fabrikası tarafından yapılan, taklit olmayan.) diğer bir anlamı da (Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan.) Şimdi de arkadaşımızın sözleriyle bu kelimenin anlamını karşılaştıralım ve soralım, insanın gerçek orijinal hali hangisidir buna kim karar verebilir? Maden doğduğu andaki hali değil, insan eli değerek değiştirildiği halimi orijinalidir? Bu orijinal halini nasıl tarif edebiliriz? İşte bakın nasıl da birçok sorularla karşılaşıyoruz. Değerli arkadaşım insanın orijinal hali bizzat tek olarak yaratıldığı halidir. Asla bir eşi dahi yoktur, tek yumurta ikizlerinde bile değişiklikler vardır, en basiti parmak izleri dahi benzemediği örneğidir. İnsan doğduğu hali Allahın yaratmadaki en orijinal halinden başka ne olabilir ki?

    Benim verdiğim burun ameliyatına örnek olarak burnunu kırdırıp küçültmesi konusuna bakın ne söylemişsiniz.(Burnunda eğrilik veya başka bir bozukluk gören bir insan(ister sağlık açısından, ister estetik), eğer bunu düzelttirirse, formunu değiştirmiş değil tam tersine korumuş olur.) iri burnunu kırdırıp ufaltan birisi ya da iri göğüslerini kestirip küçülten birisi hakkında formunu değiştirmiş değil korumuş olur diyor. Böyle bir değişiklik yapan bir insan formunu neye ya da kime göre korumuş olacak dersiniz? Elimizde işte bu Allahın orijinal insan yapısıdır herkes buna göre değişikliklerini yapabilir diye bir örnek var mıdır? Yine devamında şöyle yazmışsınız. (Çünkü dediğim gibi burada "genel olarak insanlığın formundan" bahsediyorum. Yoksa o kişinin doğduğu haldeki durumundan değil.) İnsanlığın tek tip formunu çiziyorsunuz, lütfen size soruyorum bana robot tarif eder gibi insanın formu vardır diyorsunuz, o zaman bunu sayın nerelerini değiştiremezsiniz? Ya da Allah kuranda insan sünnet olarak derisini kesmek hariç, her yerini düzeltebilir diye bir açıklamamı yaptı da illaki sünnet olmak Allahın yaradılışına karşı gelmektir diyebiliyorsunuz? Doğduğu hali orijinal değil daha sonra insanların her türlü ameliyatı serbest ama sünnet hariç, neye göre diyebiliyoruz bu sözleri sizin mantığınıza uyuyor mu arkadaşım? Saç ektirmesi ya da gençleşmek için cildini gerdirmek, tüm hoşuna gitmeyen yüz hatlarını kestirip bilmem kime benzemek istiyorum onun gibi yapın diyerek ameliyat altına yatarak her istediğin değişikliği yaptıracaksın, ama iş sünnet olmaya gelince hayırrrr bu Allahın yaradılışını değiştirmektir diyeceksin karşı çıkacaksın, doğrusu ne söyleyeceğimi bilemiyorum.

   Şimdide sünnete denk gelecek örneğinize bakalım.( Örneğin o kişi 2 burun deliğinin fazla olduğunu düşünüp, bir tanesini kapattırıp iptal ederse, işte o zaman buna denk gelen bir olay yapmış olur.) Sayın arkadaşım bu nasıl bir örnekleme böyle? İnsanlar sünnet olmakla iki tanesinden birisini mi kestiriyorlar? Burun deliğinden birisini kapatan birini gördünüz mü siz hiç. Kapatırsa biliyor ki yeterli nefes alamaz ve bir müddet sonra ölür. Ama sünnet olan bir insan o bölgenin işlevinde bir gerileme bir zorlanma, zorluk oluşuyor mu ki böyle bir karşılaştırma yapıyorsunuz. Bana şöyle bir örnek verseniz size katılırım, penisini tamamen kestirip kadın olan bir insan gerçekten Allahın yaradılışını değiştirmiş erkek olarak yarattığı halde kadın gibi olmaya çalışmasından dolayı, işte buna Yaradılışı değiştirmek diyebilirsiniz. Tüm bu savunmaları sünneti aklamak için değil yalnız ve yalnız sünnet olmanın Yaradılışa karşı gelmek olmadığını anlatmak adına yaptığımı da söylemek isterim. Bir şeye karşı çıkabilirsiniz, haklıda olabilirsiniz ama onu hakkı olmayan bir yere, seviyeye getirerek yanlış delillerle karalayamazsınız. Benim anlatmak istediğimde budur. Yazımı okuduğunuzda bu sözlerimin doğruluğunu göreceksiniz.

  Yine bir başka örnek vermişsiniz, gerçi ben bu örneği vermiştim ama tekrar vereyim. Bakın ne söylemişsiniz. (Ha bu arada örneğin insan   saçlarının bir daha çıkmamak üzere dökülmesini sağlayacak ilaç veya ameliyat yoluna giderse yine aynı benzer olayı gerçekleştirmiş olur.) Değerli arkadaşım bundan daha önce bahsetmiş ve tüm sporcuların vücudunun tüm kıllarının hiç çıkmaması için ilaç ve hormon maddesi kullandıklarını söylemiştim. Dikkat edin tüm sporcular, bunlara futbolcularda dâhildir bu tür ilaçları kullanır ve vücutlarında hiç kıl çıkmaz. Şimdi siz nasıl olurda, neye dayanarak bunu da sünnet olmak gibi, Allahın yaradılışına karşı gelmektir diyebilirsiniz? Sünnet olurken sakat kalan insanları hepimiz biliyoruz, işte bunları örneklerle anlatarak gerekmediğinde, sağlıklı bir ortam oluşmadığında sünnet olmamalıyız türü sözlerle izah ederek, zaten bu gelenek Allah emri değil bunu da bilmelisiniz sözleriyle izah ettikten sonra, hatta içimize Yahudilerden geldiğini de kanıtlarıyla anlatıldığında çok şeylerin bakın o zaman değiştiğini göreceksiniz. Düşünün sünnet olmuş ve buna çok inanmış bir insan topluluğuna çıkıyoruz ve siz şeytanın elçilerisiniz, çünkü Allah ın yaradılışını değiştiriyorsunuz siz kâfirden farkınız yok dediğinizde, nasıl bir tepki alırsınız bunu hiç düşünüyor musunuz? Size kuran ayetlerinden örnek vererek peygamberimizin bu dini nasıl yaydığını ve nasıl davrandığını ayet örnekleriyle anlatmaya çalıştım, bu ayetler size hiçbir şey anlatmıyor mu değerli dostlarım? Sözlerinizden biriside şöyleydi. (Ayrıca hiçbir şeyi din adamına bırakmadığın gibi, bu konuda da gerçekleri kendinin kolayca görmesi gerekiyor.) Önce şunu hatırlatmalıyım ki İslam dininde DİN ADAMI yoktur. Bu sözler Yahudi ve Hıristiyanlıkta geçer ve bir ruhban sınıfı üyeleri için söylenir. Kuran buna kesinlikle karşı çıkar ve kuranı herkesin anlayacağı şekilde gönderdiğini belirtir. Elbette hiç kimseye bakmayacaksın ve bizzat ilk elden kuranı okuyup Allahın verdiği aklı çalıştıracaksın. Çünkü herkes kendi yaptıklarından sorumludur.

  Küçük çocuk konusuna gelince, çocuk ailenin velinin kontrolünde gelişir ve büyür. Ona mesleğinde olsun, alacağı terbiyede olsun aile büyükleri karar verir. Hatta evlenmeleri konusunda aile reisi karar verme hakkına da sahiptir. Örneğin dinini çocuk küçükken aileden öğrenmeye başlar, yoksa sünnet konusunda söylediğiniz gibi genç 19 yaşına gelene kadar dinini ailesinden öğrenmesinde 19 yaşına geldiğinde mi öğrensin demek istiyorsunuz? Eğer bunu da evet bunu da istiyorum diyorsanız, ne yazık ki çocuk o yaşa kadar bazı bilgileri ve yapması gereken şeyleri öğrenmediği taktirde artık şeytanın yoluna çoktan gitmiş olur diyebiliriz. Bırakın sünnet olmayı ona asla ne namaz kıldırabilirsiniz nede dini konularda yol gösterebilirsiniz. Bazı şeyler çocuklukta öğrenilir. Elbette burada ailenin eğitimli ve bilgili olması o çocuğun ileride daha bilgili ve daha doğru inançta yetişmesine yol açacaktır. Burada bizleri yönetenlere iş düşmekte iletişim araçlarıyla tüm topluma doğruyu anlatmalı ve doğru yolda yetiştirmelidir. Yoksa günümüzdeki iki şeyden birisi olmaktan öte gidemez. İyi bir aileye sahip olmayan çocukların sonu. Ya hırsız katil serseri olur. Ya da dini yanlış öğrendiklerinden tarikatların, şeyhlerin köleleri olur. İşte en güzeli ailenin bilinçlenmesidir buda seçtiğimiz yöneticilerin doğru insanlar olmasıyla doğru orantılıdır.

   En son satırınızdaki sözlerinize de değinmek istiyorum. (Ne antipatisi. Nasıl ki "üçleme şirktir" veya "hadisleri dine ortak etmek yasaktır" diyorsan, bunda da aynısını, takiye yapmadan söyleyeceksin.) Bakın dostum bana takiye yaptığımı söylüyorsunuz ama ben sizi kırmamak için aynı şekilde cevap vermeyeceğim. Evet kuran Hıristiyanların İsa peygamber için söylediklerinin şirk olduğunu söyler, yine yazdığınız kuranda hiç olmayan hadisleri söylemek hadislerin kuran gibi iman edilmesi gerektiğine inanmak, sizin söylediğiniz gibi günah değil en büyük ŞİRKTİR. Günah çok basit bir kelimedir şirk ise Allahın affetmeyeceği tek konudur. Hiç kimse kuran ile hiçbir kitabı aynı kefeye koyamaz. Ama tüm bu sözlerle sünnet olmayı karşılaştırırsanız ve de insanlara bunu anlatırsanız sizin yaptığınızın yani Allahın bahsetmediği bir konuda bu bir şirktir demenizin, diğerleri ile hiçbir farkı olmaz.

  Allah yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
öğrenci98
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 432
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı öğrenci98

Merhabalar

Konuya ilişkin ilmi,tıbbi,sosyolojik ve psikolojik tahliller ehil kişiler tarafından daha önce defalarca yapıldı.

Bende acizane basit bir örnekle konuya müdahil olmak istedim.

Bizim toplumumuzda söylenen bir söz vardır, "(aklı başında olan) hiçbir ana-baba evladının kötülüğünü istemez" ki doğruluğu aklı başında olan herkesin malumudur.

Bu perspektiften bakarak avrupalı tıb profesörü olan bir hekimi düşünelim, adamların tıp alanında gelmiş olduğu nokta belli, artık adamlar hücre klonlamaya kadar vardırmışlar bu işi. Bu tıp profesörüde bir baba, adam erkek çocuğunu sünnet ettirmiyor ve bizde bu işi bilmediğini düşünüyoruz, enteresan bir durum olsa gerek.

Muhabbetle...

   



__________________
Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
Yukarı dön Göster öğrenci98's Profil Diğer Mesajlarını Ara: öğrenci98
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


Dünyaca ünlü haftalık haber dergisi Newsweek 1997 yılında 'Sizin Çocuğunuz: Doğumdan 3 Yaşına Kadar' başlığıyla erken çocukluk dönemi hakkında bir özel sayı yayınlar. Bu, Newsweek dergisinin tarihinde en çok satılan sayısı olur. Öyle ki bu sayı Beyaz Saray toplantılarına konu olur; kilise çevresi, hukukçular ve eğitimciler tarafından taltif edilir. Dergi; Japonca, Korece ve Çince'ye çevrilir. Hattâ Çin'de yayınlanan ilk Amerikan haber dergisi olur. Gazete bayileri, aileler ve doktorlar böyle bir sayı için istekte bulunurlar. Özel istek üzerine 2000 yılı sonlarında, 'Sizin Çocuğunuz' adı altında yeni bir özel sayı daha yayınlanır. Bu özel sayıda ele alınan konulardan biri de sünnettir.
Sünnet çocuklar üzerinde yapılan en genel cerrahî müdahaledir. Amerika'da son yıllarda sünnet olma oranı düşmesine rağmen, dünya standartlarından dört kat fazladır ve her beş erkekten üçü sünnet olmaktadır. Yani oran % 60'tır. Dünyada ise bu oran % 15'tir. Her yıl Amerika'da 1.200.000 kişi sünnet olmaktadır. Bazı aileler sünnet konusunda kararsızlık içerisindedirler. Bu operasyon sağlık ve hijyeni artırır mı, yoksa sağlığa faydası olmayan gereksiz bir işlem midir? Konunun uzmanları ikiye ayrılmaktadırlar. Uzmanların bir kısmına göre işlem zararsızdır ve tıbben gereksizdir. Müslüman ve Yahudilerde sünnet oranı % 100'dür. Çünkü İslâmiyet ve Musevilik'de bütün erkek çocuklar sünnet edilirler.

Amerika'da sünnet olan çocukların az bir kısmı dinî sebeplerden dolayı sünnet olurken, büyük bir kısmı da sağlık açısından faydalı olacağına inanıldığı için sünnet olmaktadırlar. Müslüman ve Yahudiler dışındakiler niye sünnet olmayı tercih etmektedirler?

-Sünnet olanlarda penis kanseri oranı düşüktür.

-İdrar yolu hastalıkları oranı düşüktür. Enfeksiyonlara daha az yakalanırlar.

-Cinsel yollarla bulaşan sifiliz ve AIDS gibi hastalık oranı sünnetlilerde daha azdır.

-Sünnetliler daha hızlı bir büyüme göstermektedir. Doğumdan sonraki ilk yılda idrar yolu hastalıklarına yakalanma oranı sünnetsizlerde sünnetlilere göre on kat fazladır. Sub Saharan Afrika'da AIDS'e yakalanma oranı, sünnetlilerde iki kat daha azdır.

Population Council Temmuz 2000 Raporu
'Dünyanın En Genel Cerrahi Olayı: Sünnet' isimli kitabın yazarı olan tarihçi David Gollaher'e göre penis kanseri çok nadir bir kanser türüdür ve milyonda dokuz erkekte görülür. İdrar yolu enfeksiyonu hayatın ilk yılında yüz erkekte bir görülür. Sünnet bazı hastalıklardan korusa da gonore (bel soğukluğu) ve klamidia için risk olabilir. Sünnette kanama riski bulunmaktadır. Kısacası Gollaher gibi sünnete karşı olan kritikçiler derler ki, "sünnete gerek yoktur." 1999 yılında kritikçilerin bu baskıları karşısında Amerika Pediatri Akademisi (AAP) şöyle bir bildiri yayınlar:

"Sünnet yararlıdır. Ancak yararları AAP'nin sünneti herkese tavsiye edecek derecede değildir. Yani biz herkesi mecbur tutmuyoruz. Rutin uygulamaya sünneti koyamayız."

AAP'ye cevap Amerika Obstetrik ve Jinekoloji Üniversitesi'nden gelir; "Sünnet tıbben faydalı bir cerrahî müdahaledir. İsteyen herkese sünnet uygulanmalıdır. Yani seçme şansı olmalıdır. Eğer aileleri isterse erkek çocukları sünnet edilmelidir. Sünnet sırasında sünnet bölgesi uyuşturulmalıdır. Zaten dünyada milyonlarca Müslüman ve Yahudi sünnet olmaktadır. İçlerinde sünnet zararlı diyen hiçbir kimse yoktur. Tam aksine sünnet bayram havası içinde yapılmakta; oğlan çocuğu, sünnetin erkekliğe atılan bir adım olduğunu düşünmektedir."



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

ogrenci98 yazdi; "Bu perspektiften bakarak avrupalı tıb profesörü olan bir hekimi düşünelim, adamların tıp alanında gelmiş olduğu nokta belli, artık adamlar hücre klonlamaya kadar vardırmışlar bu işi. Bu tıp profesörüde bir baba, adam erkek çocuğunu sünnet ettirmiyor ve bizde bu işi bilmediğini düşünüyoruz, enteresan bir durum olsa gerek."

Asagidaki yazi smh.com.au sitesinden alintidir, fazla vaktim olmadigindan tercume firsatim olmadi.Bu haberde Professor Robert Bailey,   Uluslararasi AIDS  toplulugu delegelerine Sydney'de verdigi bir konferansta,  sunnetin AIDS'e karsi  yuzde altmis   korunma olusturdugunu ve bu yuzden acilen bu uygulamanin programa alinmasi gerektigini bildirmektedir.

 'Circumcise now to protect millions'

July 24, 2007 - 3:36PM

  •  Male circumcision must be urgently embraced on a grand scale to help stop millions catching HIV in Third World nations ravaged by the virus, a leading HIV expert says.

US scientist Professor Robert Bailey has warned delegates at the International AIDS Society conference in Sydney that widespread circumcision programs have been delayed too long already, and further stalling will endanger more lives.

About 4000 men are infected with HIV every day in sub-Saharan Africa, including 3000 who are uncircumcised.

Rates are highest in countries like Botswana, where circumcision is rare.

Three major African studies recently confirmed what researchers suspected as far back as 1995 - that circumcision cuts the risk of HIV transmission by up to 60 per cent in heterosexual men.

The practice does not appear to benefit gay men in the same way, making it of little use for Australia's at-risk group.

Professor Bailey, of the University of Illinois in Chicago, told the 6500 HIV/AIDS researchers attending the congress that now the benefits had been proven, programs must be urgently implemented.

Universal circumcision could avert 2 million new infections and 300,000 deaths in sub-Saharan Africa over 10 years, he said.

"It's been 24 years since the first person found that circumcision was associated with HIV," he said.

"It's been a really long haul because it's the penis after all, so it's not that easy to accept that kind of intervention.

"But the time to act is right now. Delaying the roll-out of circumcision could be causing more harm, not just because more people are getting infected with HIV than necessary but also people are going to unqualified practitioners."

A lack of training and poor equipment means up to 35 per cent of these clients end up with infections or other problems.

On the back of successful trial results, the World Health Organisation and UNAIDS has backed the use of circumcision to fight the epidemic, but Professor Bailey said it was up to Third World governments to take the lead.

"Until it's endorsed at a local level it's going to be difficult to get donors to come in and support services because they don't want to be seen to be imposing their values on indigenous populations," he said.

Wives and mothers would help lead the drive because they were often more in favour of the practice than men, on the grounds it promotes better hygiene.

Michel Kazatchkine, director of the Global Fund for AIDS, Tuberculosis and Malaria - which funds treatment and prevention projects - agreed the evidence for circumcision was overwhelming.

"If countries come to us asking for money for expanding on circumcision and making it into a public health intervention, I see no reason at all why we wouldn't fund that," Dr Kazatchkine said.

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 

<< Önceki Sayfa 10 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats