HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Banka Faizi Haram mı, Değil mi? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Metehan2003 Yazdı:

Birde Faizsiz Bankacılık komedisi yokmu...Kullen yalan..
Sen yeme ben senin yerine yerim bankası...Yıllarca iyi
niyetli insanları somurduler...3 kurus "karpayı"
sana...devlete %30-40 larla borc verdiler.


Selam,

Konuyu baştan sona inceleme fısatım olmadı ancak yukarıda alıntıladığım kısımda ciddi yanlış bilgi/yanılgı bulunmakta.

Faizsiz Bankalar/Katılım Bankaları yada eski isimleriyle Özel Finans Kurumları devlete faizli borç vermez, alım-satım dışında hiçbir işleme aracılık etmez. Kasasında kalan atıl fonu bankalararası piyasalarda gecelik borç olarakta vermez, repo gibi enstürmanları da kullanmaz.

İlmi dayanağı olmadan alkış tutanın şakşakçıdan farkı yoktur.

Muhabbetle,
Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

Selam,
Sayın Mircan duzeltme icin tesekkurler,"Kasasında kalan
atıl fonu bankalararası piyasalarda gecelik borç
olarakta vermez, repo gibi enstürmanları da
kullanmaz."faizsiz bankalar devlete overnight borc
vermez demissiniz.
Tahmin ediyorum sozkonusu kurumlarla bir iliskiniz
var.Calısan veya Mudi olarak.
itiraf etmem gerekirse ozel olarak bu kurumları MERCEK
altına alıp incelemis degilim.Acıkcası
ONYARGILIYIM.Cunku kasasında NAKIT Tutması Teorik olarak
aleyhinedir ve likit kalması bir gecede zarar etmesine
neden olacagına gore fonlarını nasıl "hedge" ettiklerini
merak ediyorum dogrusu.Eger bu konuda bilgileriniz varsa
ve paylasırsanız seve seve okurum.Belki boylece ilmi
dayanagımız olur:)
Muhabbetiniz karsılıksız degildir...Saygılarımla...


Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Selam Mircan,bu söylediklerinizi nasıl kanıtlarsınız ve de dedikleriniz bütün finans kurumlarını bağlayıcı yasalar mıdır,yoksa her finans kurumunun kendi kurumsal kararı mıdır?
Son olarak bu bankaların kâr oranlarının üç aşağı-beş yukarı faizci bankalarla aynı oranda olması tesadüf müdür?

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Mudarebe usulü finans sistemi
SORU: Muhammed Hamidullah’ın bir eserinde şöyle diyor: “Bankaların faaliyetlerini üç ana başlık altında toplayabiliriz: Fonların transferi, tasarrufların korunması ve yatırımlar (veya para kazanmak gayesiyle ödünç vermeler). Bu işleyişin masrafları, parayı kullananların sırtına yüklenecektir. Geriye sadece ticaret, sanayi veya başka iktisadi sebeple ödünç verme meselesi kalıyor. Banka borç verdiği kişilerin kârlarına olduğu gibi zararlarına da iştirak ederse İslâm buna izin verir, değilse vermez.” Humidullah, banka faizinin helal olduğunu mu anlatmaya çalışıyor?

CEVAP: Hamidullah Bey’in helal dediği şey İslâm’da “Mudarebe şirketi” denilen uygulamadır. Bu, kâr-zarar ortaklığıdır. Hamidullah Bey diyor ki: “Bankanın diğer işlemleri ticarete girer. Bunlar zaten helaldir. Ödünç ve kredi verme hususlarında da eğer banka, kredi alanın kârına ve zararına ortak olursa yani kredi alan zarar ettiği takdirde banka bu zarara ortak olursa o zaman verdiği krediden aldığı faiz yani kâr payı helaldir.”
Bu, mudarebe şirketi koşuludur ama bankalar böyle bir şeyi düşünmezler. Hatta İslâmi finans kurumları da zarara ortak olmazlar. Sadece öyle görünürler.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Metehan2003 Yazdı:
Selam,
Sayın Mircan duzeltme icin tesekkurler,"Kasasında kalan
atıl fonu bankalararası piyasalarda gecelik borç
olarakta vermez, repo gibi enstürmanları da
kullanmaz."faizsiz bankalar devlete overnight borc
vermez demissiniz.
Tahmin ediyorum sozkonusu kurumlarla bir iliskiniz
var.Calısan veya Mudi olarak.
itiraf etmem gerekirse ozel olarak bu kurumları MERCEK
altına alıp incelemis degilim.Acıkcası
ONYARGILIYIM.Cunku kasasında NAKIT Tutması Teorik olarak
aleyhinedir ve likit kalması bir gecede zarar etmesine
neden olacagına gore fonlarını nasıl "hedge" ettiklerini
merak ediyorum dogrusu.Eger bu konuda bilgileriniz varsa
ve paylasırsanız seve seve okurum.Belki boylece ilmi
dayanagımız olur:)
Muhabbetiniz karsılıksız degildir...Saygılarımla...


Selam metehan2003,

Doğrudur kasasındaki atıl her liranın kendisine ciddi maliyeti vardır. Ancak sistemleri ve çalışma prensipleri gereği elindeki munzam karşılıklar dışındaki ankesini nakit kulllandırma şansı yoktur. Bu durum aslında reel sektörün lehinedir. Kriz dönemlerinde bile finans kurumlarının uzun süreli kredileri durduramaz. Karlılığı tamamen mudilerinde topladığı mevduattan sağlayacağı karla alakalıdır. Kredileri durdurduğu zaman mevduata dağıttığı kar payları düşecek ve yoğun rekabet ortamında mevduat sahiplerinin paralarını diğer banka veya yatırım araçlarında değerlendirmelerine sebep olacaktır. Bu tip kurumlarla çalışan tanıdıklarınız varsa onlardan kriz dönemlerinde bile finans kurumlarının reel sektörü fonladıklarını teyit edebilirsiniz.

Faizsiz bankacılık müslüman ağırlıklı ülkelere has bir uygulama değildir, hatta uygulama onlardan da çıkmamıştır. Faizsiz bankacılık kurumlarına sahip olmayan bir çok arap ülkesi mevcutken, bir çok avrupa ülkesinde ve Amerika da bu tip prensiplerle çalışan finans kurumlarının varlığı dikkat çekicidir. (Örnek: Citigrup)

Son olarak birşeyi daha eklemek isterim. Katılım Bankalarının/Özel Finans Kurumları mudilerinden mevduat kabul ederken vade sonunda yüzdesel olarak şu kadar kar alacaksın demez. Karpayları vade sonunda belli olur. Bu nedenle kurum baştan bir taahhüt içine girmediğinden bir zararı olmayacaktır.

Muhabbetle,

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam adalet,

Soruna gün içinde cevap vermeye çalışacağım inşaAllah. Gecikme için kusura bakma.

Muhabbetle,

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

adalet Yazdı:
Selam Mircan,bu söylediklerinizi nasıl kanıtlarsınız ve de dedikleriniz bütün finans kurumlarını bağlayıcı yasalar mıdır,yoksa her finans kurumunun kendi kurumsal kararı mıdır?
Son olarak bu bankaların kâr oranlarının üç aşağı-beş yukarı faizci bankalarla aynı oranda olması tesadüf müdür?

Selam adalet,

Finans kurumlarının çalışma prensiplerinde nakit kredi uygulaması bulunmaz. Tabi oldukları Bankacılık yasası buna izin versin veya vermesin durum değişmez. Uygulamalar ortaktır ve tarihin hiçbir döneminde hiçbir finans kurumu devlete faizli borç vermemiş, devlet tahvili alıp satmamıştır. Kanıt konusuna gelince olmayan birşeyin kanıtlanması gerekmez ancak yinede teyit amaçlı devletin ilgili kurumlarına sorulabilir.

Mevduat ve kredi faiz oranları ile katılım bankalarının/finans kurumlarının kar oranlarının birbirine yakın olması aslında oldukça doğal. Şöyleki; Şu an ülkemizde faaliyet gösteren 4 adet faizsiz finans kurumu var ve bunların tüm bankacılık sektöründeki hacimleri %4. Bu nedenle fiyatlamayı esasında sektördeki büyük bankalar belirlemekte. Sektörde yoğun bir rekabet ortamanın olmasıda uygulanan kar ve hizmet bedellerinin birbirine yakın olmasına neden oluyor.

İlgili kurumların çalışma sistemini bir örnekle somutlaştıracak olursak. Örneğin finans kurumu mudisinden 6 ay vadeli 100 TL mevduat alıyor ve diyorki. Biz seninle bir kar-zarar ortaklığı yapıyoruz. Ben iş emeğimi koyuyorum sende sermayeni. Kara ve zarara paylaşım oranımız (atıyorum) %90/%10 yani 6 ay sonunda kar edersem karın %90'nı senin %10'nu benim. Ama zarar edersem aynı oranda zararıda paylaşırız. Şimdi finans kurumunun elinde 6 ay vadeli 100 TL'si var. Bu parayla ticaret yapacak ya kar edecek yada zarar. Gidiyor yokluyor piyasayı ve mesela öğreniyorki x fabrikasının iplik makinasına ihtiyacı var ancak satıcı vade yapmıyor. Fabrika patronuna diyorki makina ne kadar- peşin 100 TL, kim satıyor- ABC firması, peki ben bu makinayı peşin fiyatıyla satın alacağım ve ardından sana 6 ay vadeli 110 TL'ye satacağım kabul mü-EVET. Finans kurumu malı peşin alıp, vadeli olarak satar. Fabrika patronu ödemelerini yaparsa 6 ay sonunda 10 TL karımız olur. Bununda 9 TL'si sermaye sahibinin, %1'de bizim oldu.

Sistem kabaca bu şekilde işliyor. Bu örneğin arkasından muhtemelen bazı arkadaşların kafasında peki bu kuruluşlar hiç zarar açıklamıyor sorusu gelebilir. Onunda cevabı şu şekilde; finans kurumu mevduatı binlerce kişiden kabul ediyor ve topladığı parayı anlaştığı vade grubu üzerinden havuzlara aktarıyor. Böylece havuzdaki herkes bir nevi ortak. Bu havuzdan yapılan mal-alım satımlarında büyük oranda tahsilat sağlandığından total zarar olmuyor ve kar açıklanıyor.Yine bu noktada rotatif, kredili mevduat hesabı, ihtiyaç kredileri gibi teminatlandırılmayan ve en riskli krediler grubuna giren bu ürünlerin finans kurumlarında olmayışı da karlılığı etkileyen diğer bir faktör.

Konu aslında oldukça ayrıntılı, eksik kalan noktalarını belirtirseniz bilgim dahilinde cevap vermeye çalışayım inşaAllah.

Muhabbetle,

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Merhaba arkadaşlar, Metehan ve Mircan arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Daha fazla katkılarınızı bekliyorum.

Yoksa faiz gibi netameli bir başlığa kimse pek girmek istemiyor.

Fakat birinin ekonomonin temel kanunlarına, temel uygulamalarına, onlar gibi olmak istediğimiz Avrupa, Amerika gibi ülkelerin uygulamalarına dikkat çekmesi gerekiyordu.

Birinin Emek sömürüsüne, yolsuzluk ekonomisine, Allah ile aldatmaya dikkat çekmesi gerekiyordu.  Bu konular forumda daha fazla işlenmeli ,insanlar bilgi , ve tecrübelerini anlatmalı ve foruma katılıp ta bu konularda yeterli birikimi olmayan kişileri aydınlatmalılar.

Birilerinin Kral çıplak deme zamanı gelmiştir.

Dini bilip, dini hassasiyetleri dolayısıyla sömürülmekten kurtulmasının zamanı gelmiştir. 

Tabii halkımızın bazı hasletleri var. Bu hem çok beğendiğim, hem de en nefret ettiğim bir özellik. İfrat tefrit nasıl oluyor. Halkımızın özelliği özellikle köylü halkımızın özelliği dine çok saygılı olmasıdır. Ama bu saygı hem bazı yobazlıklara yol açıyor, hem de Allah ile aldatılmaya yol açıyor.

Kur'anın emridir. Aldatan sizi Allah ile aldatmasın. Ama adamların peygamber ve Allah sevgisi buna neden oluyor. Çünkü dini de sade şekil olarak biliyor ve yaşıyorlar.

Bir tanıdığım vardır. Adam siyasi. Bir parti içinde etkili ve yetkili. Yani bu partinin başkanına, yönetimine rahat ulaşabiliyor. İstediğine ulaşabiliyor. Artı bu  adam, her görüşteki partinin adamlarıyla sosyal ilişkilerileri  yakın. Güya onlara muhalif veya başka partiden. Sonuçta her partiye iş yaptırabiliyor. Hani Aşırı sağcı olup, Aşırı sol bir partiye bazı işlerini yaptırabilmek veya tam tersi , sol görüşlü bilinip, AKP, MHP gibi partilere nazını geçirme becerisi. Bu tanıdığım böyle şeytan tüyüne sahip bir kişi.

Adamın yaşantı makul ve mazbut ama Hanımı başı açık (tek kusuru da bu yani). Bu kişi doğu kökenli. Çocukluğu köy yaşantısından gelmiş. Köy hayatını seviyor. Gitti bir köyden muhtar tapusuyla bir arazi aldı. (köy muhtarları ve ihtiyar heyeti kararı ile köyün ortak yerlerinden örneğin mera gibi. köye gelir olsun diye arazi, ev falan satabilme yetkikeri var. Bu normal tapu olmuyor tabii ama sana tapunun sağladığı hakları da sağlıyor. Biraz güvensiz bir şey ama Türkiyede böyle arazi, mülk sahibi olan çok kişi var.

Neyse bu araziye güzel, modern bir ev kondurdu. Köyün bazı sorunları vardı. Otobüsü yoktu. Adam allem etti , kallem etti, belediyeden yarım saatte bir çalışan otobüs koydurdu. Yolu bozuk asfalttı. Yine ağırlığını kullandı. Adamını buldu, bürokratını buldu. Yolu düzeltti.

İşte köyün elektrik, su ile ilgili bazı problemleri vardı. Onları da yaptırdı. Görüntü ne kadar modern olursa olsun , adam köydeyken Cumasına, bayramına gider. Kurbanını keser.  Köydeki herkesin düğünün de fakirinde, zenginin de tanısın tanımasın bir altın gönderir. Taktırır. Bayramda çoluk çocuğa bol harçlık ta dağıtır.

Ama yinede o köyün oyunu kendi partisine yöneltemedi. Kendisi ile konuşmalarımız da şöyle şeyler anlatır. Yahu ben bu köylü milletini anlayamadım. Şimdi ben karımı tesettüre soksam, Kuran kursunu ihya etsem. Daha büyük bir cami yaptırsam. Köylü anında beni benimser. Haftasında köyün en has adamı olursun. Ama bunları yapmazsan, hep bir frekans bozukluğu vardır. Köylü seni sevse de çok benimsemez.Yedi göbek burada kalayım. Yabanım. (Karaosmanoğlu'nun Yaban romanını okuyunuz.). Ama onları yapsam köyün en has adamıyım.

Yani köylüye işte tesettürlü kadını göster, Kur'an kursuna yardım falan. Senden büyüğü yok, istersen oraya yararın değil, zararın olsun. İşte köylümüzün durumu. Eskiden de böyleydi. Hala böyle. Ne zaman aklını kullanmayı öğrenecek. Ne zaman insanları namazla, tesettürle değerlendirmekten vaz geçecek. Yani artık köylümüz de Allah ile aldatmadan ne zaman kurtulacak.

Tabii bunun iyi bir yanı da  var. Doğuda bölücü terörün başarılı olamamasının sebebi de köylünün dine saygısından doğan bu tavrıdır. Doğuda hiç bir partinin adamı köylerde, şehirlerde gezemezken, Refah partisin adamları Kürt , Türk farketmez. istediği yerde geziyordu. Bölücü örgüt bunlara bir şey yapamıyor, hatta çekiniyordu.

Ben insanımızın, dini , peygamberi sevmesine karşı değilim ama bunu hep şekli uygulamasına  (ör. tesettür ve namazla aldatma ve aldanma )  ve  bu konuları istismar edenlere karşı bir bilinç düzeyinin düşük olmasına karşıyım.  

Ama bir Musibet, bin nasihattan evladır.  Zamanla onlarda musibetlerle karşılaşa, karşılaşa akıllarını kullanmayı öğrenecek, onlar öğreninceye kadar Allah üzerlerine pislik yağdıracaktır. 

Yine eskilerden yaklaşık 20 yıl kadar önce. PKK doğuda çok büyük terör yapıyor. Biz de bir sohbette yahu bu Kürt ler neden böyle yapıyorlar. Bu halk kardeş, kimse kimseyi ayırmıyor. Sen Kürtsün , değilsin diye bir şey yapan yok. modunda konuşuyoruz.

Bir avukat arkadaşım anlattıydı. Arkadaş dedi bu memlekette doğulu avukat ta, Hakim de çok. Belki toplam hakim ve avukat sayısının yarısı. Bir de aralarında hemşehri dayanışması var. Bu doğulu  avukatlar eskiden şöyle işler çevirirdi.

Şimdi o zamanlar bilgisayarlı sistemler yok. Mahkemelerde duymuşuzdur. Örneğin  işte dördüncü asliye, onbeşinci asliye, üçüncü ağır ceza, beşinci sulh ceza, ikinci ticaret vb. mahkemesi gibi mahkemeler var. Her gün de bu mahkemelerden bir nöbetçi. Sen de bir avukat olarak genel olarak davalarını hep belirli bir mahkemeye açarsın. Çünkü  mahkemenin hakimi, yazı işleri müdürü, memurları, mübaşiri falan bunlarla iyi olacaksın ki işlerin rahat yürüsün. Bu konularda rahatlık varsa olmazı olur yaparlar veya oluru olmaz yaparlar. Mesela Amanın sayın hakimim borçlu kaçıyor, şunun mallarına tez elden bir tedbir koyalım. Hakim avukatla samimiyetine bakar, tanıdığı beğendiği bir avukatsa işi kolaylaştırır,memurlar bütün yazışmaları son hız yaparlar ama  beğenmediği veya tanımadığı  bir avukatsa işi gene kanun içinde yapar ama bir kolaylaştırma, bir esnetme, fedakarlık olmaz. İşin yürümez veya zor yürür.

Bunun için avukatlar o zamanlar her konudaki davalarını belli mahkemeler ve icra daireleri ile çözmeye uğraşırlardı. Çünkü insani ilişkiler olayı kolaylaştırır veya zorlaştırırdı.

Şimdi bu doğulu avukatlar davayı, genel olarak kendi hemşehrisi olan bir hakimin mahkemesine düşürmek için, o mahkemenin nöbetçi olduğu günde davasını açar. O mahkemenin memurları zaten o avukatı tanır ve davasını kendi mahkemelerine alır, tanımadıkları avukatın davasını başka mahkemelere atardı. Buna tevziat denirdi.

Şimdi bu işler olmuyor. Çünkü davanın hangi mahkemeye gideceğine bilgisayar rastgele karar veriyor. Nöbetçi mahkemenin artık bir etkisi yok.

Neyse o zamanlar, davayı açacağı mahkemeyi de belirlemiş doğulu avukatlar arabalarına karılarını full tesettür giydirir.Hatta arabada kızkardeş, baldız modundan bir kaç tesettürlü kadın daha bulundurulur. Ne kadar çok sayıda ve tesettürlü bayan varsa etki o kadar artacaktır.  Arabaya bol çukulata falan koyar.  Cuma namazı vaktine doğru köylere  giderler.  Erkek veya erkekler cuma namazını köyde kılar. Kadınlar tesettürlü ya, köyün kadınları ile anında iletişim kurarlar. Kocaları camideyken, onları arabada falan bekletmezler. Hemen eve misafir. Allah ne verdiyse, ayran, çay, peynir, gözleme vb. en alasından bakım.

Zaten kadınlar bu kadınları benimsemiştir. Kadınlar arabadaki çukulatalardan köyün çocuklarına dağıtır. Çocuklarda bir neşe, bir bayram. Köy yerinde çocuk o çukulatayı nerden görsün ve bulsun.

Artık namaz biter. Köyün muhtarı ve diğer köylülerle bir sohbet kurulur. Artık ikindiye kadar. Avukatlar derlerki, arkadaş köyünüzün davalık işleri varmıdır. Tanıdık iyi hakim hemşehrilerimiz, abilerimiz var. Davanızı onların mahkemesinde açarız. En kısa zamanda en iyi şekilde sonuçlandırırız. Sizi üzmeyiz. Üzdürmeyiz. Merak etmeyin falan. Buralardan kapacağı davayı kaparlar.

Bu şekilde çok zengin olmuş avukat vardır.

Şimdi aynı şekilde eşi başı açık bir avukat, aynı ikna ediciliği sağlıyamıyor. Köylüyle bir iletişim kuramıyor.

Anladınız mı olayı. Halkımızın yapısını falan.

Halkımız temizdir, biraz da kurnazdır. Ama Allah ile aldatılmaya müsaittir.

Şİmdi bu faizsiz bankacılık konusunda da bu oyunlar olacaktır ve olmaktadır.

Ben halkın, altın, askı almasındansa, eğer banka faizinden rahatsızlık duyuyorsa bu finans kurumlarına para yatırmasına karşı değilim.

Teknik olarak bunlarda piyasanın finans ihtiyacını karşılamaktalar. Faizle çalışmasalarda uyması gereken kıstasları merkez bankası koymaktadır. Mesela Cari Mevduat faizi oranı % 10 diyorsa. Buna bütün bankalar uymak zorundadır. Faizsiz finans kurumuda karını, zararını buna göre ayarlar. Piyasadaki oyunun kuralını Merkez bankaları koyar.

Eğer Merkez bankasının denetleyici kuralları olmasa , bu konularda da Allah ile aldatıcı işler olur. Bu finans kurumlarının bazıları işini gerçekten iyi yapmaktalar. Ama ismi lazım değil, bir tanesi çok kötü batıp, insanları büyük sıkıntıya düşürdüydü.

Yani bu Allah ile aldatma işinde uyanık olalım. Her Sakallıyı babamız, her türbanlıyı bacımız sanmayalım.

Maalesef sermaye birikimi dönemindeyiz ve ekonomi yolsuzluk ekonomisi. Abidik kubidik çok işler var. Bilinçli olmalıyız.

Örneğin ABD de faiz oranı % 3 sende  %10 ise , bu nedendir. Ekonomiler kapalı olmadığından parasını ABD de % 3 le değerlendireceğine adam Türkiyede % 10 la değerlendirsin diye bir dış finansman politikasıdır.

Sendeki borsa niye almanyadakine, ABD dekine benzememektedir. Burada da ve bize benzer ülkelerde de Borsa bir dış finansman aracı olarak kullanılmakta. Çok sayıda yabancı para borsaya girmekte. İşte sen o adamlara kazandıracaksın ki, Türkiye borsasına gelsin. İstanbul borsasında para kaybetmiş bir tek yabancı yoktur.  Bu şuna benzer ki hani bizler Antalyadaki otellerde bireysel gitsek günlüğü 250 tl ye kalırken, Alman , Rus günlüğü 50 tl ye kalıyor. Senin bir günlük ücretinle alman bir hafta kalıyor. Üstelik adamlar organize, tur acentesi var, sigortası var falan. Sen Organize gitsende Almanın, Rusun avantajlarında olamıyorsun. Erken Rezervasyon bile yaptırsan. Ayrıca en ufak bir terslikte alman kamerayla belgeliyor.Tur acentasına şikayet ediyor. Otel hemen aksaklığı gideriyor yoksa turist  Almanyada Tur acentasını mahkemeye veriyor. Mahkeme kararıyla Turizm sigortasından parasını alıyor. Bir de Tur dan tazminat alıyor. Tur otele kızıyor. O otelle anlaşmasını bozuyor. Başka otelle anlaşıyor falan. Yani  kimse birbirine kazık atamıyor. Herkes işinde ciddi çalışıyor. Yoksa korku dağları bekliyor.

Senin varmı böyle bir koruma mekanizman. Sen aynı şikayeti, aynı yolları takip etsen bile Otel aynı şekilde seni ciddiye almıyor.(seni korunmasız da olsan üzmeyen, işini ciddi yapan oteller yok değil.haklarını yemeyelim ama çoğunluk değil. )   Bu borsa işlerinde de böyle.

Borsada sen bireysel yatırımcı organize değilsin. Ama yabancı veya kurumsal profesyonel Türk çok organize. Zaten sen önemli değilsin, yabancı batıpta İstanbul borsasına gelmekten vazgeçmesin. Böyle hesaplar, Amerikada, Almamyada olmadığı için oralar gerçek borsa, sendeki ve senin benzerlerindekiler  Mehmet Ali Erbilin tabiriyle Çakma Borsa.

Her işte böyle. Bilinçlenmeliyiz arkadaşlar.  Bu konuları Kur'anın ilkeleri açısından yorumlayalım , kim daha Kur'ana, islama Uygun yaşıyor.

Ayrıca daha dün akşam (25.01.2009 perşembe)  National Geographic Kanalında saat 21 de İslamiyet ve Kur'an diye bir belgesel vardı. Yönetmen Antony Thomas'tan İslam dünyasına çok yönlü bir bakış ve Arapları, iranlıları gösterdi. Arada Konunun uzmanı Oxford lu bir profun yorumları , değerlendirmeleri vardı.  Bu belgesel yine bu kanalda tekrar ediliyor. Yani kaçırmışsanız tekrarlama şansınız var.Seyretmenizi tavsiye ederim.  

Onlarda güya Kur'anın yolundalar. Ama nafile.

Hani Oğuz Yılmaz'ın bir şarkısı vardı.

Nafilesin aslan yarim, sen de nafile.

İşte öyle bir şey.

Herkese selamlar.



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

Kıymetli arkadaşlar,benim takıldığım bir şey var,bazı yorumcu arkadaşlar,almanya ve avrupa'da birikimler bankanın dışında bir yerde değerlendirilmez.yastıkaltı olayı bizde var gibi şeyler söyledi.şimdi soruyorum,devlet adamlarımız bunu bilmiyor mu?Bu yastıkaltındakileri ticarete dönüştürme gayretleri var mıdır?Varsa nasıl yapmıştır.Şimdi adam diyelim çalıştı veya bir malını satıp 100bin liraya kavuştu.bizim halkımız riske girmeyi de pek sevmediğinden olsa gerek hemen o parayı altına çeviriyor.Çünkü altın sağlam,hiç çalışmasa bile durduğu yerde değerlenen adeta altın yumurtlayan tavuk oluyor.O yüzden daha az riski olan altına yönleniyor.
Tevbe34:''Ey inananlar! Hahamlar ve rahiplerin çoğu,insanların mallarını haksızlıkla yerler.Allah yolundan alıkoyarlar.Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.
Kıymetli arkadaşlar görülüyorki bu durumun ekonomiye zarar vereceğini en iyi bilen yüce Rabbim bundan insanları sakındırmıştır.
pekala böyle bir durumun zararınıda bildiği halde devlet adamları buna niye müsaade ediyorlar?Oysaki altının veya dövizin değerini artırmazsa kimse bunlara yönelmez.Bunda siyasilerimizin veya onların maliye bakanlarının hiç mi katkısı yok.belki ekonomimizin bozuk ve dışa(abd'ye)bağımlı olmasını istedikleri için bu amaçla böyle yapıyor olamazlar mı?Avrupalılar bunu başarmışlarda bunlar niye böyle bir yönteme başvurmuyorlar,yoksa ağababaları abdden böyle talimatmı almışlardır?
Bakara204:''işbaşına geçince,yeryüzünde bozgunculuk yapmaya,ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır.Allah bozgunculuğu sevmez.''buyurulmuştur.
Buradaki ekini ve nesli yok etmeye çalışmak ne demektir.
ekini(arapçası ''hrs'') ifsad etmek ne demek?O zamanın ekonomisi ekin ve toprak olduğuna göre bu ifsadcılar demekki ekonomiyi de bozuyorlar.Nesli ifsad etmek ne demek.İşte bu insanlara doğal değil de hormonlu gıdalar yedirirsen ve onları filmler aracılığıyla yalancılığı,hırsızlığı aşılarsan ahlaksız bir nesil yaparak nefsi ifsad etmiş olursunuz.Oysaki ülülemrlerin vazifesi ifsad etmek değil kötülüklere karşı ihtilal yapıp fesadı ortadan kaldırmaktır.
selamlar,sevgiler.


__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın Medeni,

Konu sermaye birikimi ile ilgilidir. Sermaye birikimini bitirmiş, sosyal sigorta sistemini tam oturtmuş , temel alt yapısını kurmuş ülkeler de bizim gibi  altın, döviz, arsa, gayrimenkul gibi yatırım araçları olmaz.

İnsanlar birikimlerini banka ve borsada değerlendirir.

Oralarda çalışan insanlar işini kaybeder, veya esnaf batarsa  sigortalardan parasını alır. Tamam geçimi zayıflar ama asla sefalete düşmez.

O tip ülkelerde sefalete düşen, düzene ayak uydurmayan, serseri akıllı insanlardır. 

Bu dediklerim Amerika, Almanya, Fransa ve İngiltere için geçerlidir.  Büyük ekonomiler olmamakla birlikte  İskandinav ülkeleri ekonomileri için de geçerlidir.

Örneğin bir Almanya, bir Türkiye ile eşitmidir. Almanya nın ekonomisini geliştirmek için yapması gereken bir şey kalmışmıdır. Örneğin Almanyanın  bir özel sektör yaratma sorunu var mı. Yok. Bu iş orada 1800 lerin ortalarında bitti. Türkiyede  ciddi olarak Özal zamanında ele alındı. Bugün ekonomin kuvvetliyse o zaman kuvvetlendirilen dünya ile rekabet edecek düzeye getirilen işadamı sınıfın sayesindedir. Ama yinede  Amerika, Almanya, Fransa seviyesinde değildir. Daha alınacak yol vardır. Ama diğer İslam ülkelerine göre sen uçuyorsun, onlar yayan gidiyor.


Almanyanın Bütün karayollarını duble yapması gibi bir sorunu var mı ? Yok. Bütün yolları çift. Türkiye daha yeni yapıyor. Temel yollar yapıldı ama hala  yapacak çok yolu var hala.

Hızlı tren sorunu var mı?  Yok. Bütün trenleri hızlı tren.  Sen daha anca Ankara, Eskişehir hattını bitirdin.  Ankara Konya , Ankara İstanbul, Ankara Sivas hızlı tren projelerin devam ediyor.

 Peki Almanyanın nehirlerine yapacağı bir baraj falan kalmış mı dır ? Yok. Sen daha Gap ı yapıyorsun. Bitmesi için  Dört milyar dolarlık bir yatırımın kaldı. Konya ovası projesi KOP un bitmesi için bir yıllık çalışma kaldı. Göksu nehrindeki suyun tünelle Konya ovasına getirilme işi. Ayrıca Karadeniz bölgesinde, Çoruh nehrinde  barajlar yapıyorsun.

 İstanbul Boğaz altı tüp alt geçitler, üçüncü boğaz köprüsü bekliyor. Çanakkale boğazı, İzmit körfezi  köprü bekliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi PKK ile savaşa harcanan para. Ayrıca üç tane nükleer santral yapacaksın. Sinopa ve Mersine. Üçüncü nereye bilmiyorum. Ama petrol faturanı azaltman, enejini çeşitlendirmen için şart.

Senin daha yapılacak çok okulun ve hastane yatırımın var. Çok çalışman lazım çook.

Almanyanın böyle harcamaları var mı. Yok. Bunlar çoktan bitmiş. Olsa olsa yapılmışın teknolojisini yenileme yatırımı olur. 

O zaman Almanya ne yapıyor. Toplanan vergileri sosyal amaçlar için harcıyor. Ama sen harcıyamıyorsun. Yapacak o kadar çok işin var ki, hangisine yetişeceksin bilemiyorsun. 

Şimdi şöyle örnek vereyim. Türkiye nufusu  70 milyon, Almanya 80 milyon. Türkiyenin ihracatı 120 milyar dolar  Almanyanın 1050 milyar dolar. OLayı şöyle ölçeklendirelim.  Türkiye  maaşı 120 Lira olan 7 çocuklu bir aile. Almanya Maaşı 1050 lira olan 8 çocuklu bir aile. Türkiye ailesinin piyasaya taksit borçları var. Arta kalanla bu yedi çocuğunu besliyor. Almanya ailesinin taksit borcu yok denecek kadar az ve bundan arta kalanla 8 çocuğunu besliyor. Bir de Türkiyenin çocuklarından biri çok yaramaz, ikide bir de evin camını çerçevesini indiriyor, mutfaktaki tabakları kırıyor. Türkiye bir de luzumsuz yere inen cam çerçeve ve tabak parası ödüyor.

Bilmiyorum anlatabildim mi. İnsanlar ne yapıyor. Sosyal refah tam oturmadığı için parasını yastık altına veya ekonomiyi geliştirmeyen atıl spekülasyon yatırımlarına yöneliyor. O arsayı al 10-20 yıl bekle , oralar çok değerlenecek, sana yaramasa bile çocuklarına yarar  veya  x semtindeki evini sat y semtinden ev al oralar daha değerli veya değerlenecek olayları  gelişmiş ekonomide yok.

Belki yukarıdaki gibi yaparak kendini kurtarmaya çalışırsın ama gerçekte banka veya borsa sistemine sokmadığın her kuruş fazla para kendine, çocuklarına, memleketin geleceğine attığın bir kazıktır.  Ekonomi otuz yılda büyüyecekse, elli yılda büyüyor. Sosyal refah otuz yılda geleceğine elli yılda geliyor. Sonuç bu.  

Siz her şeyde bir komplo teorisi aramayın.
Bizim yöneticilerimiz ekonomi konularında dünyanın en iyisi. Hiç bir şeyi ifsad falan ettikleri yok. Bozguncu falan asla değiller. Eleştirilecek çok tarafları var, ama yaptıkları güzel şeylerden dolayı da Allah razı olsun.  Üstelik ben AKP değil CHP görüşlü bir vatandaşım. Ama yiğidi öldür hakkını yeme.

Şunu belirteyim nasıl yastık altına attığın para, kendi kendine attığın bir kazık ise, Türkiyenin gelişmesinin önünü kesecek koalisyon hükümetleri  de her ne kadar demokrasinin tezahürü ise de halkın kendi geleceğine attığı en büyük kazıktır.

Durum bundan ibarettir. 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats