HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Resmî kayda geçmiyen nikah zinadır. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Saffet Metin:

 

Benim buradan anladığım bir erkeğin... CARİYESİ ile ilişkisi olabileceği ve bundan dolayı kınanmayacağı.

 

Abdurrahman Özlük:

 

Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, ne kadar hoşlarına gitmese de, o nedenle manayı ne kadar bükerlerse büksünler, yine de buradaki "Mâ meleket eymânukum"un sahip olduğunuz CARİYELER olduğunu gizleyemeyecekler. Zira mızrak çuvala sığmıyor.

 

Saffet Metin kardeşim, siz yalnızca "anla"maktasınız.

 

Abdurahman hocam, sizse "bilen" kişi olarak adınız gibi eminsiniz. Ama başka bilenler var; onları da dinlememiz gerekiyor. Allah isterse yazımın sonunda öyle birinin açıklamasını vereceğim, bir ilahiyat profesörü.

 

Ama 

 

ma meleket eymânukum/eymânuhun...

gerçekten CARİYELER midir ve

"sahip"lerinin onlarla sevişmesi caiz midir,

 

önce kendimiz okuyup görelim. Müminûn sûresi:

 

1.İnananlar kurtuluşa ermiştir.

2.Onlar salâtlarında duygulanırar.

3.Boş sözlerden uzak durur onlar,

4.zekat için çalışırlar,

5.ve cinsel organlarını saklarlar

6.ama eşleri YA DA "ma meleket eymân"ları başka; onlardan saklamazlar.

 

Kurtuluşa erenler kim? KADINLAR ve erkekler.

Salâtlarında duygulananlar? KADINLAR ve erkekler.

Boş sözlerden uzak duranlar? KADINLAR ve erkekler.

Zekat için çalışanlar? KADINLAR ve erkekler.

Cinsel organlarını saklayanlar? KADINLAR ve erkekler.

Eşlerinden ya da "ma meleket eymân"larından saklamayanlar? KADINLAR ve erkekler.

 

Bu kadar.

 

Eğer erkeklerin "ma meleket eymân"ı erkeklerin CARİYELERİ ise

kadınların "ma meleket eymân"ı kadınların KÖLELERİ olur.

 

Eğer erkeklerin, CARİYELERİ ile sevişmesi caizse

kadınların, KÖLELERİ ile sevişmesi caiz olur.

 

Allah'ın sözlerini eğip bükmeden okumanın gereği bu. Ama böyle bir ahlaksızlık İslama yamanamaz; ma meleket eymân CARİYE/KÖLE değildir, olamaz. Nedir?

 

Müminûn 6'dakiler:

erkeklerin yemin nikahlı "karılar"ı,

kadınların yemin nikahlı "kocalar"ı.

 

Bunu Ahzâb 50'den de anlayabiliriz:

 

Ey nebi! Sana

mehirlerini verdiğin eşlerini ve

"ma meleket yemîn"ini

helal kıldık.

 

"Ma meleket yemîn"ini helal kıldık: Helalın onlar senin, nikahlı eşlerin.

 

Çok eşe gelince ayet 6’daki YA DA bağlacına dikkat edelim. İkisinden birini seçeceksiniz demek bu. Ya "olağan nikahlı" eşiniz olacak YA DA "yemin nikahlı" eşiniz. İkisi birden? Asla. Ya o ya o. Allah’ın lûgatında çok eş yazmıyor.

 

İnananların

24:32, 33:52'den sonra eş üstüne eş alması

47:4'ten sonra ise köle/cariye edinmesi

haramdır.

 

Prof Dr Abdülaziz Bayındır’ın Müminûn 1-6 bağlamında CARİYELİK ile ilgili açıklamasını izlemek için lütfen tıklayın: video.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

(4:25'te anılan) fahişelik, öyle hafifletmek için uygunsuz davranış deyip öpüşme möpüşmeye indirgenmiş bir suçun cezası olamaz. Resmen bu ceza zinanın cezası olan 100 celdenin yarısı olan 50 celdedir. (haktansapmaz)   

Hocam, peygamber eşleri FÂHIŞE bir iş yaparlarsa iki kat ceza alırlar. Bu onlara 200 celde infaz edilir demek mi oluyor? Kim ölmez de dayanır 200 celdeye? Bırakın 200'ü, 100'ü... siz 50 celdeyi hakkıyla infaz edin o mahkum ölür. Onun için celdelemenin MİSVAK denen diş fırçası ile infazını öneren fıkıhçılar bile çıkıyor, ciddi ciddi. 

Neyse, konumuz o değil. Fâhışe = zina mıdır? Konumuz bu. Hayır, "fâhışe"nin bir çok türü var; zina onlardan yalnızca biri

FAHIŞE: bir inanırın yalan söylemesi, hırsızlık etmesi, yetim malı yemesi, ana babasına üf demesi, babasının eski karısıyla evlenmesi; kısacası hayasızlık etmesidir; Nisâ 25'e göre ise bir namahremi ile örneğin öpüşmesidir.

Kanıt için nüşûz suçu işleyenleri bulundukları yerden uzaklaştırma cezasına çarpan Nisâ 128, Nisâ 34, Talâk 1'e bakılabilir.

"Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Ama apaçık bir hayasızlık ederlerse başka" - lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhışetin mubeyyineh.

Bakın Allah FÂHIŞE davrananları 50, 100, 200 kez celdeleyin demiyor; evlerinden çıkarın diyor. Açık ve net. Nüşûzdur fâhışe.

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Son sözümü söylediğimden emin oluncaya kadar yazmak istiyorum. Ve son sözüm: Nisâ 25'teki "izâ uhsinne"nin "onlar evlendiği / evlendirildiği zaman" anlamına geldiğini öne sürmek "uhsinne"yi eğip bükmektir; artı, Allah'a iftira etmektir çünkü Allah cariyeliğin kaynağını kurutup sona ermesini sağladığı halde bu tercüme "Cariyelik caiz!" diyor.

  

MÂ MELEKET EYMÂNUKUM gûya "sahip olduğunuz (cariyeler)" imiş ve sizin, cariyelerinizle nikahsız sevişmeniz caiz imiş te… işte onlar sizinle bi de "evlendiği zaman" zina ederlerse yarı ceza alırlar imiş. 

 

Zina eden

hür kadına 100 celde, 

evli cariyeye 50 celde.

 

Oysa anılan ifade lafzen "onlar koruma altına girdiği zaman" demek. Çünkü uHSiNne, tıpkı 4:25'teki muHSeNât gibi, 59:2'deki HuSûNuhum ile aynı kökten geliyor. 

 

HuSûNuhum: onların kaleleri 

İza uHSiNne: onlar kendilerini kale gibi koruyan bir ortama girdiği zaman.

 

Özet olarak

İFFET alanında

kadınlar

iki unsur tarafından korunurlar:

 

1.Evlendiklerinde kocaları tarafından

2.İslama girdiklerinde İslam toplumu tarafından

 

ASLI GİBİDİR ilkesi gereğince çevirimizde "onlar koruma altına girdiği zaman" diyeceğiz ki çeviri her iki unsuru da içine alsın, örneğin "onlar İslama girdiği zaman" anlamını dışlamasın. 

 

Yorum hakkı ancak ondan sonra doğar. Yoksa çeviride siz bir kez "onlar evlendiği zaman" dediniz mi başkalarının, örneğin, "onlar İslama girdiği zaman" deme haklarını ellerinden alırsınız. O yüzden sizin bu çeviri-yorumunuz içtihad kapısını kapatmanın ta kendisidir.

 

*

 

"ONLAR koruma altına girdikten sonra yarı ceza alırlar." KİMLER? Evli cariyeler imiş. İyi ama onlardan biri say ki sizinle evlidir. Helalınız o sizin, nikahlı eşiniz. Adam gibi adam nikahlı karısı zina ederse yarı cezayla sıyırtsın ister mi? "Eşimi zinaya özendiriyorsunuz!" diye itiraz etmez mi? Ona "boynuz" takan kadını "Madem yasa cezalandırmıyor ben cezalandırırım!" diye alın çatından vurmaz mı? 

 

Allah'ın diniyle zerre kadar ilgisi yok bu yorumun çünkü Allah'ın dininde cariye yok, cariyesini eş alan adam yok; böyle boynuzlanmaya razı koca yok. Geçiniz bunları.

 

Doğrusu: Diana'dır. O da evleninceye kadar.

 

Eski toplumunda namahrem erkeklerle öpüşmeye alışmış olan bir Diana İslama girdikten sonra hiçbir mümini kendisiyle evlenmeye ikna edemez. İnanan namuslu bir erkek onu ancak iffetli davranmayı öğrendikten sonra eş alır. Allah 4:25'te bunu söylüyor: iffetli davransınlar, sefih olmasınlar ve gizli dost edinmesinler.

 

Diana kendisine tanınan süreyi nikah masasından önce doldurur; "Evet!" dediği andan itibaren hak ettiği ceza, tam cezadır.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Yukarda yazılanlar olsa olsa Hasan akçay'ın rabbininin söyledikleridir. Muhammed'in Kuran'ındaki rabbi başka türlü söylemiş. Bırakın bir çırpıda köleliğin kaldırıldığı, kölelik ve ilgili hukuk bütün açıklığı ile Kuran'daki yerinde duruyor. Kısmen dahi kaldırıldığına dair bir kanıt bulunmamaktadır o kitabın sahifeleri arasında. Hasan hocamın zorlama yorumlarıyla delaleti zanni delillerle kanıt gösterme çabaları boşuna çabalardır. Kaldırılsaydı onlarca defa Kitab'ın ayrı ayrı yerlerinde tekrar edip durmazdı.

25'te muhsanât iffetliler/korunan kadınlarsa, 24'te evlilerdir. Muhsanât, sizin de değindiğiniz gibi, evliler anlamına da geliyor ve Kuran bu anlamda da kullanmış. Evlenilmesi yasaklar arasında muhsanâtı da saymış ayet (4/24). Ve orada yine "Mâ meleket eymânukum"u istisnâ etmeyi unutmamış. Orada "muhsınîn" de "evlenerekten"anlamıyla verilmiş, "evlilik dışı ilişkide bulunmadan" uyarısıyla beraber.

Sayın hocam, bunca çabalarınız boşunadır, Kuran size inmedi, kafanıza göre Kuran'ı düzeltemezsiniz; Muhammed'in rabbinin, gördüğünüz, yanlışlarını düzeltemezsiniz. O söylenenler o güne aitti. O gün (onların gözünde) o aşağı sınıflar müslüman Medine toplumunda da vardı. Asilzade araplar (!) o aşağı gördükleri köle sınıfındakilerle, mümin dahi olsalar, evlenip onlardan doğacak çocuklarına kölenin/cariyenin çocuğu dedirtmeyi kendi şereflerine yediremiyorlardı. Muhammed'in rabbi köleliği bir çırpıda kaldırmamıştı, kaldıramamıştı. Onun içindir ki, evlenemeyenlere mümin köle ve cariyeleri kafirlere tercih etmelerini, aksi takdirde sabretmelerini tavsiyede bulunmuştu.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Fers
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 29 nisan 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Fers

 

60 yaşına kadar ilk beş ayeti genel, altıncıyı farklı algılamış  "bilen bir ilahiyat profesörü".
Belki günün birinde aynı surenin 2. ayet meallinde de tam anlamıyla bir uyanma gösterip yeterince bilmediklerini ve hazırcı olduklarını beyan ederler.
5. ayetteki "li furûci-him hâfizûne" ifadesini "diz ile göbek arasını koruyanlar " anlamında çevirmiş sayın profesör, bu durumda  bilmeyen veya böyle anlamak isteyen birileri çıkıp "hocam bu ayetlerde hitaplar genel yani kadın ve erkeği kapsar evet, o zaman bir bayanında tıpkı erkek gibi diz ile göbek arasını sakınması yeterlidir diyebilirler mi/derler mi ? "

nur/31.
li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne

buradaki "ev " bağlaçları "ya bu yada bu, yada bu, yada bu....", müminun 6 daki gibi değerlendirilerbilir mi, değerlendirilirse neler olur, nasıl olur ?

"mâ meleket eymânukum (yani Diana) yani yeminlerinizin sahip olduğu genç mümineler(önemli olan ifadenin ne anlama geldiğinden çok hangi konumda bulundukları yani nikah kapsamında mı, değil mi ?)" ifadesi nikahlı kapsamında mıdır, kapsamındaysa neden "alâ ezvâci-him" ifadesinden "ev" bağlayıcıyla ayrılarak "ya o ya da bu" denmiş, yok eğer nikah kapsamı dışındaysa bu durum "evlilik dışı ilişki" ile ilgili yasağın dışındadır gibi özel bir durum ve yorum mu çıkıyor ortaya ?

eğer nikahlı eş ifadesinden "ev" bağlacıyla ayrıldılarsa ve nisa/25 te gücü yetmeyenlere "ulaşılması kolay" olarak ikinci bir seçenek olarak sunuldularsa normal konumda değillerdir, konum dışında tutulan insanlar mecazi anlamdada ifade edilse direkt kendi kelime anlamıyla ifade de edilseler sonuçta köle/cariye/ikinci konuma dahil edilmiş olurlar... bu durumdada "yeminleri altındaki iffetli bayanlar/hizmetliler/cariyeler/beslemeler vs.. " farketmez sonuçta konum 2...

haktansapmaz Yazdı:

Muhammed'in rabbi köleliği bir çırpıda kaldırmamıştı, kaldıramamıştı.

bu ifadenin ne anlama geldiğini tam anlayamadım, kaldırmamışla kaldıramamış farklı ifadeler...

 

Yukarı dön Göster Fers's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Fers
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Sayın Fers, Abdurrahman hocamdan başka bilenler elbet var. Prof Abdülaziz Bayındır’ı onun için andım. Yoksa Abdurrahman hocamın her dediğine ben nasıl inanmıyorsam siz de Abdülaziz hocanın her dediğine inanmak zorunda değilsiniz.

 

"…bir bayanında tıpkı erkek gibi diz ile göbek arasını sakınması yeterlidir diyebilirler mi/derler mi?"

 

Elbet diyebilirler. Hoca başka bir video kaydında bunu belirtiyor. Lütfen tıklayın: Kuran'a göre cariyelik ve kölelik. Buradaki açıklamada şunlar dikkatimi çekti:

 

Hoca

 

"İslam köleliği kaldırmayı hedeflememiştir; kaldırmıştır" diyor; buna Muhammed sûresi ayet 4'ü kanıt gösteriyor. Aynı görüşteyim.

 

"İlgili bütün ayetlerdeki MA MELEKET EYMÂN ifadesi, cariyeliği caiz göstermek uğruna, çarpıtılmıştır" diyor. Aynı görüşteyim.

 

Nûr 58'deki "meleket eymânukum"un Müminûn 6'daki "ma meleket eymânuhum" ile aynı konumda olduklarını öne sürüyor. Hayır, değiller. Tıpkı 24:31’dekilerle 23:6’dakiler gibi. Bakın, onlar da farklı konumdalar. 

 

Nûr 31’deki "ev " bağlaçları "ya bu yada bu, yada bu, yada bu....", müminun 6 daki gibi değerlendirilerbilir mi, değerlendirilirse neler olur, nasıl olur?

 

Değerlendirilemez. Çünkü Nûr 31 yalnızca kadınlardan söz ediyor. Oysa Müminûn 6 KADIN-ERKEK bütün inanırlardan. Bakın, Nûr 31'de listelenen kişiler arasında kadınlar var; örneğin NİSÂİHİNNE. Kadınlar kadınlarla evlenemez ve birbirlerine alternatif olamazlar. Oysa Müminûn 6’daki MÂ MELEKET EYMÂNUHUM "yemin nikahlı eşler"dir. "Olağan nikahlı eşler"e alternatif onlar; ordaki EV bağlacı onun için YA O YA O anlamına geliyor.

 

Eğer bir kerede yalnızca bir husus üzerinde durursak  müzakereyi daha derli toplu götürebiliriz. Onun için izninizle kısa kesiyorum.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Fers
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 29 nisan 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Fers

sayın hasakcay

"iki şeyin arasındaki açıklık" diz ile göbek arası diyor, "iki şeyin arasındaki açıklık" tarifi "iki bacak arasındaki açıklık" ifadesine daha yatkın değil midir, bunun anlamı eğip bükme olabilir mi ?

"İslam köleliği kaldırmayı hedeflememiştir; kaldırmıştır" diyor; buna Muhammed sûresi ayet 4'ü kanıt gösteriyor. Aynı görüşteyim.

"fe şuddûl vesâk" ifadesi kullanılmış ve sonrasında iki şıklı bir seçenek sunulmuş, kesin yasak gelmiş ama ikinci bir şık olarak fidye konmuş
fe immâ mennen ba’du ve immâ fidâen hattâ tedaal harbu evzârehâ
"ve immâ fidâen" buradaki ifadenin açılımı, ödenecek bedel nedir ve nasıl belirlenmiştir,  "okuma yazma öğretmek,çalışarak ödemek vs.."  Kur'an ifadeleri mi, birinin çıkıp "ben payıma düşen ganimeti esirlerden yanıma hizmetli/köle vs.. olarak istiyorum bana fidyesini bu şekilde ödesin" diyeceğine veya diyemiyeceğine işaret ?.

"Değerlendirilemez. Çünkü Nûr 31 yalnızca kadınlardan söz ediyor. Oysa Müminûn 6 KADIN-ERKEK bütün inanırlardan"
"yemin nikahlı eşler"dir. "Olağan nikahlı eşler"e alternatif onlar"

iki çeşit nikah ?

 li buûletihinne
 ev(veya/?) âbâihinne
 ev(veya/?) âbâi buûletihinne
 ev(veya/?) ebnâihinne
 ev(veya/?) ebnâi buûletihinne
 ev(veya/?) ıhvânihinne
 ev(veya/?) benî ıhvânihinne
 ev(veya/?) benî ehavâtihinne
 ev(veya/?) nisâihinne
 ev(veya/?) mâ meleket eymânuhunne

ozaman, buradaki veya bağlaçları "o ya da o ikisi birden değil" şeklinde algılanamaz ama  "İllâ alâ ezvâcihim ev(veya) mâ meleket eymânuhum" ifadesinde öyledir diyorsunuz ...

Yukarı dön Göster Fers's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Fers
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"iki şeyin arasındaki açıklık" diz ile göbek arası diyor, "iki şeyin arasındaki açıklık" tarifi "iki bacak arasındaki açıklık" ifadesine daha yatkın değil midir, bunun anlamı eğip bükme olabilir mi?

 

Bence haklısınız, eğip bükmedir. Doğrusunu Elmalılı, Nûr 30'u tefsir ederken, söylüyor:

 

FÜRÛC, Fercin çoğuludur. Ferc, aslî mânâsında iki şey arasındaki açıklık demektir. Bu şekilde gerek erkek, gerek dişi insanın bacakları arasındaki açıklığa da gerçek olarak bu isim verilir ki, dilimizde apışarası denir.

 

*

 

"ve immâ fidâen" buradaki ifadenin açılımı, ödenecek bedel nedir ve nasıl belirlenmiştir...

 

Bilmiyorum. Ama bir bedel olduğu kesin. Ve savaş esiri o bedeli ödemek zorunda değil, yoksa Allah'ın "bağışlarsınız" emri hükümden düşer.  

 

Benim anladığım, Muhammed 4'ün muhatabı devlettir; o halde fidyenin nasıl ödetileceğini düşman askerlerini esir alan kişiler değil devletin yöneticileri belirler. Dolayısıyla "fidye"den kasıt her halde "tazminat"tır.

 

Ben esir olsam fidye ödemeyi reddederim. Çünkü eğer beni esir alanlar imanı içten kişiler ise nasıl olsa salıverecekler. Allah'ın emri bu. Kesinlikle salıverecekler. Yok onlar imanı çakma birileriyse fidye ödesem de salıvermezler;  alıkoyup köle yaparlar. Paramı niye boşa harcıyayım; İhtiyaç sahiplerine veririm.

 

*

 

..."yemin nikahlı eşler"dir. "Olağan nikahlı eşler"e alternatif onlar"... İki çeşit nikah?

 

Evet. "Yemînlerinin sahip oldukları" da inananların "nikahlı eşler"idir. Bunu Ahzâb 50'den anlıyoruz: Ey nebi! Kendilerine  mehirlerini verdiğin eşlerini ve "ma meleket yemînük"ü sana helal kıldık... "Yemîninin sahip oldukları"nı sana helal kıldık: helalın onlar senin, nikahlı eşlerin.

 

Ancak "olağan nikah"ın aynısı da değil yani "yemîn nikahı = olağan nikah" denemez. Bunu da Ahzâb 52'den anlıyoruz: Ey nebi! Bundan sonra kadınlar sana helal değil ve onları güzel bulsan bile eşlerinle değiştirmen de helal değil; ancak yemîninin sahip oldukları başka.

 

Bundan sonra nebinin dışardan eş alması helal değildir anlamına geliyor bu; örneğin onları eşleriyle değiştirmesi bile helal değil. Peki ne helal? "Yemîninin sahip olduğu eşler"ini öteki eşleriyle değiştirmesi. 

 

İyi ama onlar da, TIPKI öteki eşleri gibi, zaten eşleri onun! Hayır, TIPKI değil. Onlar FARKLI bir nikah ile eşleri onun. İsterse o farkı ortadan kaldıran bir işlem yapabilir yani onların "yemîn nikahı"nı "olağan nikah"a çevirebilir. Ayetten anlaşılan bu.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Fers
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 29 nisan 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 188
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Fers

 

sayın hasakcay

"ezvâcekelletî  âteyte ucûrehunne" buradaki "âteyte ucûrehunne " ifadesi eşlerin durumunu bildirip ayrı bir sınıfa koyulmuş yani nikahlı eşler ecirleri verilen olarak adlandırılmış sonrasında "ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke" olanlar ve akrabalardan kendisiyle beraber hicret etmiş olan(hicret etmeyenler değil) kadınlar belirtilmiş ve tektek sayılmış, bunların helal kılındığı bildirilmiş yani sizin belirttiğiniz "ma meleket yemînük"ü sana helal kıldık " ifadesinden önce ve sonra ve bağlacıyla bağlanmış bu durumda diğerleride hesaba katılmalı, burada ikinci bir nikah olduğuna işaret varsa diğerleride aynı kapsamda olmalı yani bütün akraba kızlarıda aynı anda nikahlı eşleri konumuna düşerler bu tanıma göre, eşlerinin sayısı bir yana bütün akraba kadınları "sana helal kıldık: helalın onlar senin, nikahlı eşlerin." yani yemîn nikahınla aynı kapsamda olur..

üstelik bu ayeti delil olarak alırsak buradaki durumun "hâlisaten leke min dûnil mu’minîn" olduğu bildirilmiştir" nikahlı ikinci eş olarak düşünülse bile onları almak sadece peygambere özgüdür diğer müminleri bağlamaz buarada devamında gelen "kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâcihim ve mâ meleket eymânuhum li keylâ yekûne" ifadesi neden orada olabilir ?

bu ayete göre müminun/6 daki ayete döndüğümüzde oradaki durumun nikah ile bağlantısınıda ortadan kaldırmış olur mu?

Yukarı dön Göster Fers's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Fers
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Fers Yazdı:
haktansapmaz Yazdı:

Muhammed'in rabbi köleliği bir çırpıda kaldırmamıştı, kaldıramamıştı.

bu ifadenin ne anlama geldiğini tam anlayamadım, kaldırmamışla kaldıramamış farklı ifadeler...

Evet, farklı. Dediğim o ki; Allah bizzat bir hükmü koymuyor ve kaldırmıyor. O kulları vasıtasıyla bunu yapıyor. Kulun gücü dahilinde oluyor. Muhammed köleliği o günün şartlarında bir çırpıda kaldırmadı, kaldıramadı, kaldıramazdı da. Şartları oluşmadı. Belki de ömrü kifayet etmedi...

"Mâ meleket eymân", "Meleket eymân" ile aynı değildir belki ama, "Ellezîne meleket eymân" ile aynıdır. İfadeden "ellezîne" bilerek bilmeyerek düşürülmüş. Birinde "Mâ" diğerinde "Ellezîne" ismi mevsulu; biri diğerinin yerini almış. Bunun örnekleri çoktur.

Hasan Akçay hocamın "yemîn/eymân"dan ne anladığını hala tam anlaya bilmiş değilim. Yemin "sağ el" anlamına. Sağ el de gücü, sahipliği temsil eder. Sağ ellerinizin maliki, sahibi olduklarınız /sahip olduklarınız/ elinizin altında olanlar / emrinizin altında olanlar... Bunlar birer mülk, ağırınıza gidiyor olsa da bu böyle.

Bir de, köleliğin yegana kaynağı savaşlarda ele geçirilen esirler değildi. Asıl kaynak köle pazarlarıydı. Müslümanların elindeki önceden olagelen köle stoku yaptıkları savaşlarda elde ettikleri esirler olamaz. Hangi savaşta bunca esiri almış ve köleleştirmişlerdi!? Onun için Muhammed 4, köleliği kaldıran ayet olamaz. Orada olsa olsa esirler sözkonusudur. Esir ile köle aynı şey midir? Esirlerin köleleştirildiği bilgisi Kuran'da var mı, bilmiyorum.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats