HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KUR’AN DA GEÇEN KIBLE SÖZÜNDEN NE ANLAMAL Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

 İslam toplumunda en önemli ibadetlerden biri olan namazımızı Mescid-i haram yönüne dönüp kılarız. Bunu yaparken de aşağıdaki ayetleri delil gösteririz. Gelin bu konuyu birlikte ayetler üzerinde düşünüp anlamaya çalışalım. Gerçekten Allah namazlarımızı kılarken belli bir yöne dönmemizi mi emrediyor? Önce Bakara suresi 115. ayete bakalım ve üzerinde düşünelim.

 

Bakara 115: Doğu da Batı da Allah'ındır: Nereye dönerseniz dönün Allah'ın yönü (yüzü) orasıdır. Unutmayın ki Allah rahmet ve kudretinde sınırsızdır, her şeyi bilendir.

 

Yukarıdaki ayete baktığımızda nereye dönersek dönelim, orada Allah ı bulacağımızı söylüyor. Ayetin sonunda da Rabbin gücünün sınırsız ve her şeyi bilecek güçte olduğu anlatılıyor. Bu ayetten bir önceki ayette de bakın şu sözlere yer verilir.

 

(Bakara 114: Allah'ın mescitlerini, içlerinde O'nun adı anılıyor diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir!... )

 

 Bir kısım düşünce, sanırım bu sözlerden yola çıkarak, Allahın mescitlerinde namaza dururken gerekirse her yöne dönülebileceğini söylemişlerdir. Fakat bakara suresi 115. ayette namaz konusundan hiç bahsedilmemiş ona atıfta dahi bulunulmamıştır. Bu yöntem yani kur’anı anlama ve onun açıklık, anlaşılırlık ilkesine de uymaz.

 

  Şimdide günümüzde Mescid-i harama dönerek, namazlarımızı kılmamız gerektiğini söyledikleri ayetlere bakalım.

 

Bakara 144: Biz senin, yüzünün habire göğe doğru çevrildiğini elbette görüyoruz. Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i haram yönüne çevir. Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i haram yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapıp ettiklerinden habersiz değildir.

 

 

 

Bakara 145: Yemin olsun, Ehlikitap'a sen her türlü mucizeyi getirsen de onlar senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymayacaksın. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların boş ve iğreti arzularına uyarsan, işte o zaman kesinlikle zalimlerden olursun

 

 

 

Bakara 149: Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i haram'a döndür. Bu, elbette Rabbinden gelen gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

 

 Bakara 150: Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i haram'a çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın. Onların zulme sapanları müstesna. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Yüzünüzü Mescid-i haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır.

 

Yukarıdaki ayetler üzerinde düşünelim. Önce kıble sözcüğünden Rahman ne kast ediyor sanırım burası önemli. Eğer namazlarınızı kılarken kıble olarak yani yön, taraf, bölge olarak oraya dönüp kılınız açıkça diyorsa sorun yok demektir. Bu ayetten bunu yapın diye anlıyor muyuz? Hiçbir ayetinde namazlarınızı kılarken mescidi Harama dönerek kılın dememiştir. Peki, başka ne anlama geliyor olabilir kıble sözü, Allah burada kıble sözüyle ne kast ediyor olabilir, isterseniz şimdide onu anlamaya çalışalım.

 

 Sözlüğe baktığımızda kıblenin birçok anlama geldiğini görürürz günümüzde fakat bir anlamı var ki bakın ne anlama geliyor.

 

Kıble: Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer, doğru yön.

 

İsterseniz bu anlamı üzerinde de düşünelim şimdide. Yukarıda sizlere hatırlattığım ve Rabbin kıble olarak dönülecek yönün mescidi Haram olduğunu söylerken tek bir yerde bile namazlarınızı buraya dönerek kılın açıklamasına rastlayamıyoruz. Peki, neden hiç bahsedilmediği, açıklık getirilmediği halde bizler bu anlamı vermişiz? Sanırım burası önemli. Çünkü her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen rabbim, eğer namazlarımızı yalnız bu yöne dönerek kılmamızı emretseydi, bunu açıkça söylemez miydi?

 

 Kıble sözünden anlaşılması gereken bir başka anlamı da yazmıştım.( Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer, doğru olan yön.) Allah bu sözlerle acaba İbrahim peygamberden bu yana sizlere aynı dini gönderdim, hepiniz hanif İbrahim in dinindensiniz mi diyor? Sizin atanız İbrahim peygamber derken, bizleri bir noktada birleştirdiğini, yönümüzün kıblemizin yani amaçlarımızın, inançlarımızın aynı olduğunu ve onunda yönünün, yolunun ve yönteminin bizlere gelen kitaplarla aynı olduğunu anlatmak adına, bizlerinde yönü olarak Hz. İbrahim in kurduğu ilk toplantı evi gösterilerek yönümüzü, yolumuzu çevireceğimiz yönün, yani kıblenin Mescidi haram merkezli aynı bir din olduğunu mu anlatmak istiyor Rabbim acaba bizlere?

 

 

 Gelim şimdide yukarıdaki ayetleri bu düşünce penceresinden bakıp anlamaya çalışalım. Bakara 144. ayette Allah elçisine biz senin, yüzünün habire göğe doğru çevrildiğini elbette görüyoruz diyor. Sizce bu namaz kılarken olabilir mi? Namaz kılarken hiç kimse yüzünü gökyüzüne çeviremez. Geleneksel İslam ın bu konuyu anlattığı gibi bir açıklama yok, sen namaz kılarken mescidi aksaya dönüyordun, bundan sonra mescidi harama dön de demiyor. Demek ki Peygamberimiz ortamın kötülüğünden, çevresinde olan yanlışların üzüntüsünden çaresiz Rabbine sığınıp, yüzünü gökyüzüne çevirip dualar ediyor ki, Allah bu isteğini duyduğunu söylüyor. Zaman zaman dara düştüğümüzde, bizlerde Rabbe sığınıp ellerimizi gökyüzüne açıp, yönelip dua etmiyor muyuz? Peygamberimizin özel bir istek için değil, sürekli Allahın doğru yolunu aramak adına ona yalvardığının sonucu böyle bir hareket yaptığı anlaşılıyor. Bunun özel bir istek olmadığı çok açık, eğer özel bir istek olsaydı bunu açıklardı bizlere Rabbim. Demek ki genel anlamda bir dua bir yakarış ki bakın elçisine devamında ne diyor?( Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz.) Bu sözlerden Allah a çok özel bir isteği için yakarmış olsaydı, yani namaz kılarken ben yönümü mescidi harama dönmek istiyorum diye istekte bulunsaydı, bu konuda elbette açıklanırdı. Demek ki Rabbim peygamberimizin yüzünü kendisi gibi hanif olan İbrahim peygambere inmiş olan dine karşı yüzünü çevireceğini söylüyor. Çünkü Mescidi Haram İbrahim’i dinlerin sembolüdür.

 

 Bu sözlerden yola çıkarak şunlar söyleniyor günümüzde rivayetler yoluyla. Eskiden namazlar Yahudilerin kutsal yeri olan Mescidi aksaya dönerek kılınıyormuş. Bu Allahın elçisinin hiç hoşuna gitmediği için Allah a yalvarıp kendisinin de istediği Mescidi Harama yönelip namaz kılmayı istediğinden Allah, elçisinin isteğini duyarak bu ayeti gönderdiği söyleniyor. İsterseniz şimdi düşünelim, kur’anda böyle bir açıklama var mı? Tek kelime bile yok. Acaba her şeyi bilen yüce Rabbim daha önce bu olayı hâşâ göremedi de mi, daha sonra elçisinin isteği, üzüntüsü üzerine kıbleyi mescidi harama çevirdi? Bunu doğrusu aklıma bile getirmem. Çünkü Rabbim yüzlerce, binlerce yıl sonra olacak olayları, ihtiyaçları bilerek ayetlerini göndermiş ve açıklamış, her çağa uygun hitap eden bir kitap göndermiştir bizlere. Ne yazık ki bizler kelimelerden, cümlelerden Allahın hiç bahsetmediği anlamlar çıkartarak, kendimize deliller yaratmışız.

 

 Peki, Allah elçisini hoşlanacağı bir kıbleye çevireceğim derken ne söylemek istiyor olabilir dersiniz? İşte bunu anlamak için yine kur’anı bir bütün olarak düşünmeliyiz. Kıblenin ne anlama geldiği konusunda bir başka açıklamada ne demiştik? Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer doğru olan yol, yön. Peki, Allah bizleri tüm Dünyanın her yerinden, Mescidi Harama gitmemizi orada toplanmamızı ve orada ne yapmamızı istiyordu? Onun birliğini, yüceliğini hep birlikte haykırıp onun önünde kıyamda, rükû da ve secdede bulunmamızı, onu zikretmemizi, onun kanunlarına uyacağımızın topluca kanıtı olduğu için, orada buluşmamızı istiyordu Allah. Demek ki Allah sürekli bir arayışta olan elçisinin dualarına karşılık, onu zaten var olan bir dine yönlendireceğini, İbrahim peygamberden bu yana gönderilen İslam dinine yüzünü çevirmesini, dönmesini istiyor bu sözleriyle.

 

Ayetin devamına bakalım acaba bu sözlerimizi doğruluyor mu? (Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i haram yönüne döndürün. Kendilerine kitap verilenler, onun, Rablerinden bir gerçek olduğunu çok iyi bilirler.) Demek ki tüm insanların nerede olması önemli değil, hepsinin bir noktada buluşması önemli. Buda tüm İslam âleminin yani tüm dinlerin, bir noktada buluştuğu mescidi Haram a dönmesi, aynı pencereden bakması istenerek, kendilerine kitap verilenlerin bu gerçeği çok iyi bileceğini ve onların birleşme yeri, noktası olarak Mescidi haramı gösteriyor. Hatırlayınız İbrahim peygamberden bu yana tüm dinlere Rabbin emrettiği ortak nokta Mescidi haramdır.

 

Şimdide gelelim Bakara 145. ayeti anlamaya çalışalım, bakalım burada kıble sözünden ne anlatmak istiyor olabilir Allah. Bu ayette özellikle dikkatimizi çekmeye çalışan sözlere bakalım.

 

(Onlar senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uymayacaksın. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların boş ve iğreti arzularına uyarsan, işte o zaman kesinlikle zalimlerden olursun.)

 

Onlar senin kıblene uymazlar, sende onların kıblesine uyma diyor. Peki, burada bahsedilen kıble namaz kılarken döndüğümüz yön anlamında mı kullanıyor? Tek kelime bile namaz konusundan bahsedilmiyor. Eğer namaz olsaydı bu açıklanırdı, çünkü tüm dinlere namaz farz kılınmıştı. Bir dine emredilen namazın kıblesi, yön tespiti var ise, diğerlerinde farklı olması düşünülemezdi. Bu durumda dinler arasında zıtlaşma ve inanç farklılıkları olurdu. Peki, ne olabilir kıble bu durumda? Bakın ayetin son kısmında bu konu aslında anlaşılıyor, bakın ne diyor Rahman elçisine?

 

( Eğer sen, ilimden nasibin sana geldikten sonra onların boş ve iğreti arzularına uyarsan…)

 

Demek ki kıble sığınılacak, yardım istenecek, takip edilecek bir yol, güç anlamına geliyormuş ki, Allah elçisine eğer ben sana ilimden nasibini, rehberini, güneşini gönderdikten sonra hala onların iğreti arzularına, inançlarına yani kıblelerine uyarsan, zalimlerden olursun diyor. Dikkat edin ayetin içinde bir cümle var. (Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar.) İşte bu cümle aslında konuyu daha çok açıklığa kavuşturuyor. Kıble sözüyle Rahman sığınılacak, danışılacak, yardım umulacak yöneleceğimiz bir yer olarak anlattığı anlaşılıyor, onların o kadar çok yöneldiği kıbleler var ki, kendi aralarında, zaten onlar birbirlerinin kıblelerine bile uymazlar diyor. Çünkü inandıkları putlar, şefaat diledikleri o kadar yanlış itikatları var ki, kendi aralarında bile anlaşamaz onlar diyor.

 

Şimdide Bakara suresi 149. ayeti bu düşünceden yola çıkarak anlamaya çalışalım.

 

(Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i haram'a döndür. Bu, elbette Rabbinden gelen gerçektir.)

 

Bu sözleri okuduğunuzda sizler nerede olursa olun namaz kılarken mescidi Harama dönün öyle kılın diye mi anladınız? Eğer Allah onu kast etmiş olsaydı bunu apaçık söylerdi, bundan hiç kuşku yok. Rabbin sözlerine lütfen dikkat edelim. Nereden çıkarsan çık diyor, yani hangi inançtan geliyor olursan ol, nerede olduğun kimden olduğun önemli değil. Önemli olan bundan sonraki birliğimiz beraberliğimiz, inancımız ve gittiğimiz yoldur. Mescidi haram gerçeği, Rahmandan gelen apaçık bir gerçektir. Orada birleşelim ve ona inanalım, buradan yola çıkalım. Allah kıble ve mescidi haram sözlerinden, takip edilecek yolun, İbrahim peygamberden bu yana birleştiğimiz nokta olan Allahın kitapları, peygamberlerinin bir noktada birleştikleridir, bunun sembolü de Mescidi haramdır diyor. Bu makam bu kıble, yön sizlere gönderdiğim kitapların birleşme noktasıdır, yönünüzü buraya dönün ki beni orada görebilesiniz diyor Allah. Kıble ve Mescidi haram Rabbin gönderdiği kitaplarının kesişme noktası, merkezi ve birleştiği yönüdür diyor.

 

Bakara 150. ayette bu yönde güzel açıklamalar yapıyor bizlere. Ayetten bir alıntı yapalım.

 

 (Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın.)

 

Ayete baktığınızda namaz kılarken yönünüzü mescidi harama a çevirin mi diyor? Elbette hayır eğer bunu söylemek isteseydi açıkça bunu söylerdi rabbim. Demek ki burada da yönelmek, yardım istemek, takip etmek dini yaşamak adına bir noktada birleşmekten bahsediyor ki bakın ne diyor? (insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın.) Buradan da anlaşılıyor ki yöneleceğimiz, yardım dileyeceğimiz, uyacağımız bir YÖNDEN(KIBLEDEN) bahsediyor ki, buraya yönelin de diğer insanların elinde aleyhinize delil olmasın diyor Allah. Bakın burada namaz kılarken yöneleceğimiz kıbleden bahsediliyor mu sizce? Tam tersine uyulması gerekenlere uyun ki, aleyhinize delil kalmasın diyor. Yüzünü Allah a çevirdiğinde ona uymuş, onun kelamına iman etmişsin demektir. Bunu yapanın şahidi Yüceler yücesi RAHMANDIR, bunu yapanın aleyhine kimse şahitlik yapamaz. Ayetin son kısmına bakalım şimdi de

 

.( Yüzünüzü Mescid-i haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır.)

 

Bakın Allah Mescidi Harama döndüğümüzde üzerimizdeki nimetimizin tamamlanacağını ve bu sayede güzeli, iyiyi bulacağımızı söylüyor Rabbim. Şimdide bu sözleri kur’an bütünlüğünde düşünelim.

 

Allah iyiye ve güzele ulaşmamız için bizlere rehber olsun diye kur’anı gönderdim diyordu. Bakın bizlerin mescidi harama dönmemiz den kasıt la ne anlam verdiği, ne kadar güzel anlaşılıyor, çünkü kıble aynı zamanda dönülecek yön anlamını taşıdığına göre, buraya dönerek İslam ı gerçek anlamda özümseyip kemale ermek, yüzümüzü İSLAMA DÖNEREK bu sayede güzele ve iyiye yönelmek olduğu açıklanıyor. Demek ki Allah kıble ve mescidi Haram sözlerini sembolize ederek, Atamız olan İbrahim peygamberin dininde ve en son gönderdiği rehberinde KURANDA BİRLEŞMEMİZİ ONUN REHBERLİĞİNİ YÖN EDİNMEMİZİ KASTEDİYOR Kİ, bunu yaparak iyiye ve güzele ulaşacağımızı söylüyor.

 

Şimdide bugün namazlarımızda yöneldiğimiz kıblenin konumuna bakalım. Anlatılan birçok rivayetler var bu konuda. Tüm dinlerce kutsal sayılan Mescidi Aksaya İslam’ın ilk yıllarında namaz kılarken dönüldüğü anlatılır. Bu olayı Yahudilerin kullandığı ve kendilerince kutsal olan bir yere dönülerek kılınmasından payeler çıkarıp, Müslüman toplumun arasında huzursuzluk çıkardıkları söylenir. Peygamberimizin de bu konu hoşuna gitmediğinden belli bir zaman sonra Müslümanların mescidi harama dönerek namaz kıldığı anlatılır. Bu dönüş konusunda da yukarıda yazdığım ayetler örnek gösterilerek delil aranır. Doğrusu şuanda özellikle toplu kıldığımız namazlarımızda bir beraberlik olması adına güzel bir durum, buna kimsenin itirazı da olamaz, bence olmamalıda. Fakat bunun Allah emri olduğunu ve delil olarak gösterilen ayetlerin, belli bir zaman sonra peygamberimizin çok istemesi sonucu, Mescidi haram yönünde değiştirildiğini söyleyerek, bu konuda açıkça bahsedilmeyen ayetleri örnek gösterilmesinin doğru olmadığına inanıyorum. Allah geleceği bilir ve o gelecek gelmeden en doğruyu baştan yaratır, ayetini bizlere bildirir. Rabbim binlerce yıl sonra olacak olayları bizlere müjdelemişse, kur’an indirilmeye başlandığında namaz kılarken dönmemiz gerektiği yön konusunda bir emri olsaydı, onu apaçık daha en başta söylerdi. Yahudilerin kendilerine övünç vesilesi yapmaları, Rabbin emirlerinde değişiklik asla yaratmaz. Örnek verilen ayetlere bakınız lütfen, hiç birisinde namaz kelimesi geçmediği gibi, onun yerine geçecek bir sözde yoktur. Zaten Allah sorumlu tutacağını emrettiği emirlerini açık, anlaşılır ve her şeyden nice örneklerle anlatırım diyor. Rahman bu sözleri söylüyorsa, kur’anın bu kadar önemsediği namazlarımızda döneceğimiz bir yön olsaydı bunu da apaçık söylerdi.

 

Şunu da söylemeliyim ki, bu konuda İslam âleminde hiçbir tepki ve kargaşada yoktur kıble konusunda, bu konuda anlatılan kur’andan delil aranan rivayetler dışında. Allah eğer bu konuda bir kural koymamışsa, bu bizlerin serbest alanıdır diyebiliriz bizlerin kolaylığıdır, onun içindir bunu zorlaştırmak çok büyük yanlış olur. Bazen haberlerini duyarız kıblesi yanlış cami tespit edildi, kılınan bunca namazımız ne olacak diye. Namaz Allah ile kulunun sohbetidir, namaz Allah ile kulunun en mutlu anıdır. Namaz aciz biz kullarının Yüce Rabbimden istek ve dilek anımızdır. Bunun hangi yönde olmasının ne önemi olabilir ki?

 

 Allah haram ayların bir yılda dört ay olduğunu söylemiş fakat hangi aylar olduğu konusunda bizleri serbest bırakıp geleneğin uygulamalarına ses çıkarmamıştır. Serbest bıraktığı konularda bazı yapılan yanlışlar için ayetler indirip düzeltilmesini sağlamıştır. Allah bu konuda açıkca bir emir vermediyse, bizler geleneğimizden gelen namazlarımızdaki kıblemizi, döndüğümüz yönü elimizden geldiğince korumalıyız, fakat şunu bilmeliyiz ki rabbim e yönelmek, onun huzuruna durmak için Allah bizlere hiçbir zorluk çıkarmamıştır. Eğer böyle bir emir açıkca Rabbim vermiş olsaydı, sanırım yüzlerce yıl önce kılınan namazların yönlerinin tespiti doğruluğu konusunda, tartışma konusu olurdu. Fakat dikkat edin bu konuda ciddi bir tartışmaya hiç rastlanmaz.

 

Şunu düşünmenizi rica edeceğim sizlerden. Allah bu kitabı yemin ederek kolaylaştırdığını birçok kez söylüyorsa kur’an da, bundan yüzlerce yıl öncesinde, yönlerini dahi tespit etmekte zorlanan insanları bağlayıcı bir emir verip, rabbin huzuruna durmamız da çok zor bir tespite bizleri zorlar mıydı? Onu anmak onu zikretmek, ondan yardım dilemek için kullarının belli bir yöne dönmesini ve onun huzuruna durmak için bu yönü bulmak adına evlerimizde, tarlamızda çalışırken namaz kılarken zorluk çıkaracağını ve bunu şart koşacağını aklımdan bile geçirmiyorum. Çünkü bu konuda tek bir açık ayet yoktur.

 

Allah bu dini bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyorsa, her gün onun huzuruna durmak ondan yardım istemek adına huzuruna duracağımız yönünün, kesin tespitini isteseydi sanırım işimiz çok ama çok zor olurdu. Rabbim bir şey istiyorsa bu gerekli ve bizler için önemli olduğundandır. Bizlere namazlarımızda duracağımız yönün, mutlaka mescidi haram yönünün de olması gerekir yoksa kabul etmem deseydi, sanırım geçmişte kılınan ve gelecekte kılınacak onca namazın yönü konusunda sorun yaşardık ve her an korku içinde olurduk. Çok şükür Rabbim bizleri asla zor bir ibadetle sorumlu tutmamış. Daha geçenlerde bir caminin kıblesinin yanlış yöne baktığını tespit etmişler, yıllarca kimse farkında bile olmamış, tabi o toplumun üzüntüsünü orada namaz kılan cemaatin telaşını çok iyi tasavvur ediyorum. Ya Rabbim gerçekten böyle kesin bir emir vermiş olsaydı nice oludu halimiz. İşte güzelim İslam ı ne hale soktuğumuzun acıklı bir örneği.  Bizler bu kadar kolay bir dini nasıl zorlaştırırız onun yarışına girmişiz, bakalım daha ne kadar zorlaştırıp Rabbin hışmına uğrayacağız, bunu da zaman gösterecek.

 

Ben bu konuyu kur’an ayetlerini bir bütün olarak düşündüğümde bunları anladım. Yanılıyorsam Yüce Rabbime sığınırım. Benim yaptığım, amacım onun önerdiği, ayetleri düşünerek, aklederek ne söylemek istediğini, Rabbin ne dediğini anlamaya çalışmaktır. Yaptığım ve yapacağım yanlışlarımı ne olur affet Rabbim. Bu açıkladıklarım benim kur’andan anladıklarımdır, yalnız beni bağlar. Sizlere de düşen kur’anı anlayarak bol bol okuyup anlamaya çalışmak olmalıdır. Bizler beşeriz her zaman hata yaparız, bunun unutulmaması gerektiği gerçeğinden yola çıkıp, Rabbin rehberinden, güneşinden, gönül gözünden elimizden geldiğince yararlanma yolunu seçmeliyiz. Allah sizlere rehber olsun, gönül gözü olsun diye indirdim dediği kitap asla anlaşılması zor bir kitap olamaz. Anlayamayan, istifade edemeyen bilmelidir ki, bizlerin gönüllerinin kapısının kapalı, kilitli oluşundandır, bunu unutmayalım. Gelin bu kilitli kapının anahtarını kur’andan alalım ve o kapıyı açalım. Eğer o kapının anahtarını beşerden alma yolunu seçersek asla o kapıyı açamayacağını da bilelim. Onun anahtarı taklit edilmesi imkânsız KUR’ANDIR. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

halukgta Yazdı:

Çünkü her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyen rabbim, eğer namazlarımızı yalnız bu yöne dönerek kılmamızı emretseydi, bunu açıkça söylemez miydi?

 

Peki, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle veren Rabbimiz, eğer namaz kılmamızı emretseydi, bunu açıkça söylemez miydi?

 

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Çok doğru, Rabbim namaz konusunda okadar çok izah ve açıklama yapıyorki, bırakın bu açık delilleri, namaz kılmadan önce yapacağımız temizliğin(abdestin) bölgeleri ve nasıl temizlenmesi gerektiğini bile söylüyor. Anlayana elbette, anlamayana kimsenin sözü yok. Çünkü herkez kendi iradesi ve kendi yaptıklarından sorumludur. Saygılarımla halukgta
Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Allah haram ayların bir yılda dört ay olduğunu söylemiş fakat hangi aylar olduğu konusunda bizleri serbest bırakıp geleneğin uygulamalarına ses çıkarmamıştır. Serbest bıraktığı konularda bazı yapılan yanlışlar için ayetler indirip düzeltilmesini sağlamıştır... Haluk gıta

Syın Halukgıta ile kıble ve Mescid_i Haram konusunda farklı düşünüyorum. Her nedense H.G. asıl kıblenin ne olduğu kendilerinden anlaşılacak Bakara 142-143. ayetleri neden söz konusu etmediğine anlam veremedim. 142'de birilerinin üzerinde bulundukları kıblelerinden döndükleri, 143'te de Resul'ün üzerinde olduğu kıbleden sözediyor...H.G. Mescid-i Haram ile Kıbleyi eşitliyor. Bu düşüncesini Mescidü-i Haram'ın terkibinin geçtiği ayetlerin tümü kenisinin bu düşüncesini destekliyor mu acaba?

Asıl dikkat çekmek istediğim, yukarıdaki alıntıda "Allah Haram ayların bir yılda 4 ay olduğunu söylemiş fakat hangi aylar olduğu konusunda bizleri serbest bırakmıştır" cümlesidir.

"Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün!..." (Tevbe-5).

Ayetin sözünü ettiği haram aylar muhataplarca  bilinmiyor idiyse haram ayların çıkışını nasıl bilecekler? Oturup önce 4 haram ay belirleyecekler sonra da belirledikleri bu ayların çıkışını bekleyecekler! Ne diyelim!

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın Haktansapmaz verdiğiniz ayet örnekleri de benim konuyu anladığım ve açıkladığım şekliyle güzel örnekler. Onları da yazalım ve Rahman ne söylüyor anlamaya çalışalım.

 

Bakara 142: İNSANLAR arasındaki dar kafalı düşüncesizler, “Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah'ındır; O, dilediğini dosdoğru yola iletir.”

 

 

Bakara 143:  Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah’ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resul’e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir.

 

Yukarıdaki bakara 142. ayette Rabbim dar kafalı, kafasız, düşünemeyen insanlara kızgınlığını belirterek, peygamberimizin daha önce inandıklarından, takip ettiğin yoldan seni vazgeçiren nedir diye soracaklar diyor Rabbim. Burada düşünelim. Dikkat edin Allah burada sen namaz kılarken döndüğün yönden başka bir yöne şimdi niye dönüyorsun diye mi soracaklar diyor, burası önemli. Bu kısım üzerinde daha çok düşünelim. (Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?) kıble sözcüğünün gerçek anlamı yönelecek doğru yön, yol anlamında olduğuna göre, burada bahsedilen peygamberimizin takip ettiği, yaşadığı ümmi olduğu zamanlardaki hayatından vazgeçip, Allahın indirdiği kitabın kıblesi doğrultusunda yaşamasını yadırgayıp ona eski halini hatırlatıyorlar. Allah ta elçisine şöyle söyle onlara diyor. (Doğu da Batı da Allah'ındır; O, dilediğini dosdoğru yola iletir.”) Yeryüzü her yönüyle tamamıyla Allahın dır, ben daha önce ümmi olabilirim ama Yüce Rabbin doğru yolunu arayanlara, O dosdoğru yoluna iletir.

 

Şimdide gelelim Bakara 143. ayete. Ayetin başındaki bizlerin orta yolu izleyen bir ümmet yaptığı kısmından sonraki bölüme bakalım.

 

(. Her ne kadar Allah’ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resul’e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırd edelim diye kıble yaptık.)

 

Şimdide bu sözlere bakalım. Allah elçisine seslenerek Rabbin doğru yolu gösterdiği kişilerden başkasına ağır gelecek bir şey söylüyor bunu anlamaya çalışalım şimdide. Peygamberimizin yönelmekte olduğu cihet yani yön, taraf takip edilen yol, resule tabi olanlar ile inanmayanlar tabi olmayanlar için, ayırt edilmesi maksadıyla KIBLE yaptık diyor. Peki, nereyi ne maksatla kıble yaptığını da yazımdaki devamında bahsedilen ayetlerde yer alıyor. Mescidi Haram kıble yapılması sözünden anlaşılması gereken sana inananların İbrahim peygamberden bu yana benim yolumu izleyenlerle, izlemeyenler ayırt edilsin diye mescidi haramı kıble yaptığını söylüyor Allah. Ayetlerin tümüne bakınız, hiçbirisinde bu tarafa yönelerek namazlarınızı kılın demez. Peki, Allah bunu söylemiyorsa bizler nasıl söyleriz? Çünkü Allah her konuda değişik ifadeler verdim ki anlayasınız diyor ayetinde. Eğer Yaratan namaz kılarken mescidi harama dönün demiş olsaydı bunu açıkça söylerdi. Tekrar söylüyorum kur’anın hiçbir yerinde böyle bir emir yoktur. Allah açıkça vermediği bir emirden de sorumlu tutmayacağına göre, bunun tersini düşünmek kur’an anlatımına uymaz. Bunun yorumunu da size bırakıyorum.

 

Haram aylar konusuna gelince Allah İbrahim peygamberden bu yana haram ayların olduğundan haber verir, Bir yılın dört ayı olarak zikreder, fakat hangi aylar olduğu konusunda bir sabitlemesi yoktur. Yine kur’ana baktığımızda aldığımız bilgilerden yola çıkarak, daha öncede Allahın sabitlemediğini anlıyoruz ki bazı fitne ve fesat çıkarmak isteyenler bunların zamanla yerlerini değiştirmek istemişlerdir. Allah ta bunun yapılmaması konusunda uyarıda bulunmuştur. Allah ın söylemediklerini söylemek, vermediği hükümleri vermiş gibi göstermek, Rabbin hışmına yol açacaktır, bunun da cezasını tahmin bile edemeyiz. Bu yola başvurulduğundandır ki bugün İslam dini Allahın emrettiği dinden uzaklaşmış, beşerin yarattığı kur’andan uzak bir din haline gelmiştir. Rabbim cümlemizi bu yola sapmaktan korusun SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
prangasiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 mart 2010
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prangasiz

halukgta Yazdı:
Çok doğru, Rabbim namaz
konusunda okadar çok izah ve açıklama yapıyorki, bırakın
bu açık delilleri, namaz kılmadan önce yapacağımız
temizliğin(abdestin) bölgeleri ve nasıl temizlenmesi
gerektiğini bile söylüyor. Anlayana elbette, anlamayana
kimsenin sözü yok. Çünkü herkez kendi iradesi ve kendi
yaptıklarından sorumludur. Saygılarımla
halukgta


Merhaba Haluk,

yakarmanı namaz ile istersen adı bilinmedik hareketlerle
yapabilirsin yapabilirler,buna kimsenin itirazı yok ancak
itiraz şuna:Alla dedi Allah şunu dedi Allah bunu dedi..bu
söylemlerden vazgeçin ve deyin ki,aklım vicdanım ne
dedi..

namaz adında bir ritüel yoktur aklımca vicdanımca..her
salat görünen yere namazı yapıştıran beyefendiler nasıl
olduda ahzap 56 ya tosladılar hayret..

2.sınıf vatandaş olarak görmeyin Kuranda namaz yoktur
diyenleri sadece şunu deyin,Allah bilir...
Yukarı dön Göster prangasiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prangasiz
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın Prangasız  cevabınızın sonundan başlamak isterim. Kur'anda namaz yoktur diyenleri ikinci sınıf vatandaş gibi görmek kur'anın öğretisine zaten uymaz. Namaz kılmayan öyle insanlar vardırki gece gündüz namaz kılandan Rabbim katında daha hayırlı olduğuna inanıyorum. Allah öyle namaz kılanlar varki diyor ve onlara lanet ediyor.

Siz Allah şunu dedi bunu dedi söylemlerinden vaz geçin demişsiniz. Peki rehberin hiç önemi yokmu? Allah sizlere rehber, güneş, gönül gözü olsun diye indirdim dediği kitaba bakmayacağızda nereye bakacağız? Bunun yerine akıl ve vicdanım ne dedi ona bakarım demişsiniz. Akıl ve vicdan ne yazıkki yanyana çok iyi geçinemez. Vicdan genelde hep bana, rabbena der. Doymak bilmez eğer aklın denetiminde değilse hiçte hoş şeyler yapmaz. Vicdanda aklın denetiminden hiç hoşlanmaz hep tersini yapmak ister. Bunun içindirki insanların yaptığı onca kötülüklere karşı şöyle seslenirler; HİÇMİ VİCDANIN YOKTU. Aslında elbette vicdanı vardı ama aklı devreden çıkardığından şeytanın vesvesesine kulak verdide ondan yanlış yaptı.

Siz namaz adında bir ritüel yoktur ve bunu aklımca vicdanımca çıkardığınızı söylemişsiniz. Allah Dünya üzerinde onca akıllılar vicdanlılar olduğu halde o akıllarını ve vicdanlarını yanlış kullandıkları için peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Akıl bile sınırlıdır birileri geliştirmediği taktirde çok fazla beceri sağlayamaz. Onun içindirki okullar vardır. Aklı nasıl ve ne şekilde kullanılacağı konusunda yardımcı olunur. İşte tüm bu bilgiler Allah ın kanunları ve ilmidir. Demekki Allah ın rehberliğine, danışmanlığına her zaman ihtiyacımız olacaktır.

Allah benim huzurunda kıyam edin, ruku edin, secde edin diyor ve bunu yaparken benden yardım dileyin beni yüceltin ve tesbih edin diyorsa, siz bunun adını ne koyarsanız koyun ama Rabbin istediğinide yapın. Eğer bana Allah şunu söylüyor deme dersek tüm bunların hiçbirisini görmezden gelmiş ve aklı devreden çıkarıp vicdanın esiri olmuş oluruz.

Son kelimenize yürekten katılıyorum zaten en doğrusu da budur. Konuşmalarımızın sonunda EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR dememiz gerekir. Bende öyle yapıyorum. RABBİM EN DOĞRUSUNU BİLİR. HUZURA GİTTİĞİMİZDE GERÇEKLERİ GÖRECEĞİZ.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
prangasiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 mart 2010
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prangasiz

Selam sevgili Haluk,

şimdi sizin şu cümlenizi yazıyorum:

Bunun yerine akıl ve vicdanım ne dedi ona bakarım
demişsiniz. Akıl ve vicdan ne yazıkki yanyana çok iyi
geçinemez. Vicdan genelde hep bana, rabbena der.


Sevgili dostum,

akıl kiminde keskin kiminde zayıf lakin vicdan denen
kendine o öz bakış inan TAMAMEN OBJEKTİFTİR..

o öyle laftan anlamaz rüşvet yemez doğrucu davuttur ki
insanı ipe bile götürür yani anlayacağın kıymetli
dostum,vicdan herkeste bu özelliktedir yeter ki ONA
BAKILSIN..

yani vicdan yanılmaz,lakin iblisliğin nedeni ONA KULAK
VERMEMEKTİR..

Ve demişsiniz ki:

Allah benim huzurunda kıyam edin, ruku edin, secde
edin diyor ve bunu yaparken benden yardım dileyin beni
yüceltin ve tesbih edin diyorsa, siz bunun adını ne
koyarsanız koyun ama Rabbin istediğinide yapın. Eğer bana
Allah şunu söylüyor deme dersek tüm bunların hiçbirisini
görmezden gelmiş ve aklı devreden çıkarıp vicdanın esiri
olmuş oluruz.


kıymetli dost,benim huzurumda değildir o..o kendiniz
içindir..kendi iyiliğin için secde et ruku et kıyam et..
kendi iyiliğin:insanlığa yaraşır şekilde yaşamın idame
ettirilmesi..

kıyam:vicdana dönmek
ruku:şartsız boyun eğmek
secde:Allahın ne istediğini kavrayıp ona göre yaşamak..

görüyorsun kardeşim bana göre bu yani benim aklım ve
vicdanımca secde de ruku da kıyam da bu..selam ile..
Yukarı dön Göster prangasiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prangasiz
 
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Sayın prangasız akıl söylediğiniz gibi insanlarda farklıdır, onu geliştirmediğiniz taktirde küçük ve yetersiz kalır. Onun için büyüklerimiz derler aman evladım bizim gibi cahil olmayın okuyun büyük adamlar olun diye. Gelelim insanın vicdan kısmına. İşte bu kısım eğer tek başına bırakılırsa hani derlerya NE VİCDANSIZ ADAMMIŞ. İşte bu tür insanlar vicdanlarını akıl ile eğitmemiş cahil insanlardır. Yaptığı yanlışın nerelere gideceğini hesap bile edemezler. Onun içindirki şeytan insanlara vicdanlarından bunu besleyen duygularından yaklaşırlar. Bunu bilen Rabbim bizlere gönderdiği rehberinde kullarının vicdanlarını eğitmelerini ve bunuda AKILLARINI KULLANARAK yapmalarını ister. İnsanların vicdanları eğer Rabbin kelamıyla eğitilmemiş ise, her zaman kendi menfaatleri yönünde karar verir.

Namaz konusunda ben, benim huzurumda dediğim için siz öyle değil, benim içindir demişsiniz. Hiç önemli değil yeterki siz Allah için deyin ve Rabbin söylediklerini yapın. Siz kıyam, ruku ve secdeyi namaz olarak almıyorsanız sanırım, bu sizi bağlar elbette. Fakat şunu düşünün acaba bunu yapmadan önce Rahman neden yüzümüzü, kollarımızı ve ayaklarımızı dışarıda kalan kısımları temizlememizi emrediyor bu kısım önemli? hepimiz inancımızda yargılanacağız başkalarının yaptıklarından değil. Her düşünceye saygı duyarım, saygı gördüğüm sürece. SAYGILARIMLA  Haluk GÜMÜŞTABAK

 

 

 

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
prangasiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 mart 2010
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prangasiz

Haluk dostum diyaloglarla düşüncemi anlamak isterim..

ey musa fravuna git?

niçin?sen gidemiyor musun?

mesele benim gidip gitmemem değil ki..

ee o zaman neden bana fravuna git diyorsun?ben onlar
nazarında cezası tehir edilmiş bir katilim..

biliyorum lakin gitmeni istiyorum..

neden?senin için mi?

hayır..sizler için..
---------------------------------------------------------
yalan deme,çalma,öldürme,kıyma,büyüklenme..
merhamet et,af et,bana havale et,adil ol..

neden?senin için mi?

hayır benim hiçbir şeye ihtiyacım yok..sizin için...
---------------------------------------------------------

SALAT ET,ZEKAT ET,SAVM ET,AKLET..

niçin?senin için mi?

hayır,sizler için..
---------------------------------------------------------

günde 5 vakit namaz kıl,ramazanda aç susuz gez..

niçin?senin için mi?

hayır,sizler için..

kıymetli dost bu son ayrım uymadı uymuyor..

Allah bizden KENDİSİ İÇİN ASLA BİR ŞEY İSTEMEZ..

sadece der ki:

ağacı meyve verir,suyu temizler,güneşi ısıtır,yağmuru
bereklendirir,rüzgarı aşılayan olarak yarattım ve hepsi
emrime boyun eğdi..ne elmadan bir zehir ne yılandan bir
merhamet göremezsin,ışığı gör için,karanlığı dinlenme
için yarattım..ve ey insan denen şuur verdiğim
varlık..seni de yarattım ama irade verdim serbest
bıraktım ama kodlarını erlerle yolladım,öyleyse insanca
yaşa..istenen budur kardeşim..

bizler Hakkın muradını anlamaz,söz dinlemez isek,haşa o
yaradanı,tahtlarda oturan padişah sanırız da elini
eteğini öpmeye kalkışırız..

dostum,Allah her noksanlıktan uzaktır..kendisi için bir
talebi yok..tüm istedikleri bizim için..

abdest alsam almasam kirli gezsem gezmesem..ona ne?

haktan uzak olma diyor sadece..abdest dediğinin manası
budur,elini ayağını kolunu yüzünü yani tüm vechinle
temizlen,uzak olanlardan olma..

selametle..



Yukarı dön Göster prangasiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prangasiz
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats